Suudi koalisyonun Yemen'e karşı başlattığı savaşın 6. yılının son ayında Suudi Arabistan Türkiye'den yardım istedi.

Türkiye ve Arabistan ilişkileri son yıllarda çeşitli konularda birçok ihtilaf ile beraber geçti. Suudi Arabistan'ın Mısır'da Müslüman Kardeşler'e karşı yapılan darbeye destek vermesi, Türkiye'nin 2017 yılında Arap ülkeleri arasında yaşanan iç ihtilaflarda Katar'a destek vermesi, ayrıca Ankara'nın Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'da Arabistan Konsolosluğu'nda feci cinayetine karşı gösterdiği tepki, Ankara ve Riyad arasında yaşanan gerginliklerin üç önemli ana başlığıdır.

Bu ihtilaflar Arabistan'ın defalarca Türkiye'yi başta Suriye olmak üzere Arap ülkelerinin iç işlerine müdahale etmekle suçlamasına ayrıca Erdoğan'ın, Yemen'de sebep olduğu insani faciadan dolayı Arabistan'ı eleştirmesine neden oldu. Bu bağlamda Erdoğan "Arabistan'ın Türkiye'yi eleştirmesi yerine kendisine aynada bakması gerektiğini, Yemen'i bu duruma düşüren, binlerce insanı bu ülkede öldürenin kim oğlunu görmesi gerektiğini" söyledi.

Ankara ve Riyad arasındaki gerginlik öyle yoğunlaştı ki Eylül 2019'da Halid bin Muhammed el-Şeif, Suudi Arabistan'ın ilk büyükelçisi olarak güven mektubunu Güney Kıbrıs cumhurbaşkanına teslim etti. Ondan bir hafta sonra ise Arabistan'ın dönem Dışişleri Bakanı İbrahim el-A'saf, iki ülke tarihi boyunca ilk kez Güney Kıbrıs Cumhuriyeti'ni ziyaret etti.

El-A'saf, Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades ile düzenlediği ortak basın toplantısında, ülkesinin "Kıbrıs'ın hakimiyet ve meşruiyetine" destek verdiğini söyledi. Arabistan'ın büyük yaygaralara sebep olan bu hareketi Kuzey Kıbrıs Türk yönetimine destek veren Türkiye yetkililerinin büyük tepkisine sebep oldu.

Şimdi gündemde olan soru, bunca ihtilafın bu seviyede olmasına rağmen Yemen Savaşı'nda Arabistan'ın neden Türkiye'den yardım talep etmesidir?

Bu konuda görünüşe göre ilk sebep Suudi rejiminin Yemen Savaşı'ndaki hassas ve kırılgan konumudur. Yemen'e karşı savaşı üç hafta içinde zaferle sona erdirmeyi planlayan Suudi Arabistan şimdi savaşın yedinci yılının başlaması eşiğinde bulunuyor; üstelik Yemen Ordusu ve halk komitelerinin zaferi nedeni ile büyük baskılar altında bulunurken daha fazla kırılgan olduğu da ortaya çıkıyor. En son gelişmelerde Yemen silahlı güçleri Ma'rib kentinin 5 kilometre uzaklığında ve her zamankinden bu kente daha yakın bulunuyor.

Ma'rib kentinin işgalden kurtarılması Arabistan için büyük bir yenilgi sayılıyor zira böylece pratikte ülkenin kuzeyi, Yemen ulusal Kurtuluş yönetiminin eline geçmiş bulunuyor. Bu yüzden Arabistan bir yandan IŞİD ve El-Kaide teröristlerini Yemen silahlı güçlerine karşı savaşta yardıma alırken diğer yandan ise silahlı güçlerini Doğu ve Güneydoğu kesimlerinden muharebe meydanına taşınmış bulunuyor; tabii ki Türkiye'den yardım talebi ise yeni Ma'rib gelişmeleri doğrultusunda ve El-Kaide ile IŞİD yardımın paralelinde gerçekleşmiştir.

Riyad yönetimi aynı zamanda Yemen Savaşı'nda Amerika yönetiminin tutum değiştirmesine de şahit oluyor. Birleşik Arap Emirlikleri her şeyden çok Yemen'de kendin nüfuzunu güçlendirmeye çalışıyor ve koalisyonda bulunması ise Riyad yönetiminin Yemen ile ilgili hedeflerinin gerçekleşmesi için fazla yardımcı olamayacaktır. Bu yüzden Suudi yönetimi Yemen Savaşı'nda yenilmemek uğruna Türkiye'den yardım istiyor.

Bu arada Müslüman Kardeşler yanlısı olanı el-Islah Partisi ise Ma'rib'de büyük etkisi vardır. Islah partisi her ne kadar Yemen Savaşı'nda Arabistan'a yakın olsa da, yine Arabistan bu savaşta bu Parti'den daha çok yardım beklentisi vardı. Bu yüzden Arabistan Türkiye'nin Müslüman kardeşler arasındaki etkisini kullanarak Ankara'nın Yemen Savaşı'nda Ma'rib alanında Türkiye'nin Müslüman kardeşleri hareketi geçirmesini bekliyor.