Çin, Doğu Türkistan’daki Müslümanlara yönelik sistematik zulüm ve katliamlara devam ediyor.  Hacı Buvi Hadiçe, Çin’in toplama kampında şehid oldu. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu üyeleri, zalimce şehid edilen Hacı Buvi Hadiçe’nin gıyabî cenaze namazını  kılmak üzere bugün Cuma Namazı’nda Hacı Bayram Veli Camii’nde bir araya geldi.
Cuma Namazı’ndan sonra kılınan gıyabî cenaze namazına müteakip, Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu adına basın açıklaması yapan Tayyar Tercan şunları söyledi:



“Es Selamünaleyküm; Değerli katılımcılar!

Türkiye’de ve dünyanın neresinde olursa olsun din, inanç, düşünce, ifade özgürlüğü, baskı, engellemeler, insanlığa yapılan tüm saldırı ve zulümlere karşı MÜSLÜMANCA tavır koyma amacıyla oluşturduğumuz platformumuzun 668. Hafta Basın Açıklamasına hoş geldiniz.

Özellikle İslam Coğrafyası olmak üzere, dünyanın birçok bölgesinde emperyalist, siyonist ve sosyalist zalimlerin zulmü arşı titretir, taşı çatlatır haldeyken mazlumların feryadının görmezden gelindiği bir zamandayız.

Suriye, Filistin, Irak, Yemen, Keşmir, Arakan, Doğu Türkistan ve birçok bölgede Müslümanlar soykırımdan geçirilirken bizler yüreğimizi yakan ateşin zalimleri yakması için dua etmekten başka bir şey yapamıyoruz. 

Sadece Müslüman oldukları için katledilen, zulme uğrayan, asimilasyon için her türlü işkenceye maruz bırakılan Müslümanların derdini dertlenmek, en azından zulme ve zalime karşı mazlumdan yana olduğumuzu göstermek için buradayız.

Ata yurdumuz Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerine sistematik soykırım yapılıyor.

Bütün kısıtlamalara rağmen her gün bir zulüm haberini aldığımız Doğu Türkistan’dan bir haber daha aldık. Yıllardır vatanından uzakta yaşamak zorunda kalmış ve Doğu Türkistan’da yaşanan zulümleri dünyaya duyurmak için çabalayan Mir Kamil Kaşgari beyin validesi HACİ BUVİ HADİÇE’nin zalim Çin kamplarında vefat ettiğini öğrendik.

Düşünün, bir anne vefat ediyor, 6 gün sonra ancak haber alınıyor, teyit ettirmek 3 gün sürüyor ve en acısı ise evin bütün erkekleri işgalci Çin’in toplama kampında olduğu için cenazeyi kaldıracak erkek yok. Toplama kampında kalan ailenin bir bireyine cenazeyi kaldırması için bir günlük izin veriliyor. İşte Doğu Türkistan’da milyonlarca Müslüman Türk’e uygulanan zulümlerden sadece birisi.

Doğu Türkistan’da İslam’ı Müslümanlığı ve Türk olmayı hatırlatacak her sembol her işaret yasak. Namaz oruç, başörtüsü, Kuran öğrenmek, camiye gitmek, Türk olduğunu belirten her şey uzun bir zamandır yasaklanmıştı. Zalim Çin devleti bir süredir bu zulümleri bile aratacak yeni uygulamalar yapmakta.

Doğu Türkistan’da milyonlarca insan asimilasyon kampı denilen Nazi kamplarına benzer kamplarda işkence altında tutulmaktadır. Kamplarda esir tutulan erkeklerin evlerine ülkenin iç kesimlerinden getirilen Çinliler “Uygur Çinli kardeşliği” adı altında Müslüman Türk ailelerinin yanına yerleştirildi. Müslüman Uygur kızları “akrabalık bağlarını güçlendirmek” adı altında Çinlilerle evlenmeye zorlanıyor, Müslüman Uygur çocukları ailelerin ellerinden alıp Çinli gibi yetiştiriyor. Sayısı bilinmiyor ama binlerce, on binlerce küçük Uygur balası, Çin bölgesindeki kreşlerde komunist parti ideolojisine göre Çinli gibi yetiştirilmek isteniyor.

Şu ana kadar Doğu Türkistan genelinde 3 bin 500 caminin kamu güvenliğine aykırı olduğu gerekçesiyle yıkıldığı bildirilmekte. Bunların içinde nerdeyse bin yıllık tarihi cami ve medreseler de var. İkiyüzlü dünya yaşanan bunca zulmü görmezden geliyor. Kamplarda Doğu Türkistan’lı alimler, profesörler, sanatçılar, tüccarlar, öğretmenler kadın erken toplumun her kesiminden Müslüman Uygur halkı yok ediliyor.

Bu zulümden kaçabilen insanların aileleri rehin alınıyor, geri döndürmek için işkence yapılıyor. Doğu Türkistan yaşayan birisi için dışardaki akrabasıyla telefonla görüşmesi bile yıllarca hapis cezası alması demek. Zalim Çin devleti Ekonomik ve askeri gücünü kullanarak yaptığı bu zulmün gizliyor, üstünü örtüyor dünyada dile getirilmesini engellemek için de her türlü baskıyı uyguluyor. Ve maalesef bunda etkili de oluyor.

Bizler, yaşanan zulümler sona erip Müslüman Uygur kardeşlerimizin kendi vatanlarında özgür bir şekilde yaşayacakları güne kadar Doğu Türkistan davasının takipçisi olacak ve yapılan bu zulümlere sessiz kalmayacağız. Zulüm ile abad olunmaz. Her zulüm düzeni gibi zalim Çin’de bir gün yıkılacak ve yaptıkları zalimliğin hesabı sorulacak.

Zalim Çin’in yaptığı zulme sessiz kalmamalıyız. Yapılan zulmü duyurmanın yanında devlet ve millet olarak bunu engelleyebilmek için ne gerekiyorsa yapmalı ülkemize sığınan muhacirlere ve vatanlarında zulme uğrayan Doğu Türkistanlı kardeşlerimize sahip çıkmalıyız.

Bu vesileyle Çin zulmüyle Şehid edilen binlerce kardeşimiz ve Mir Kamil beyin validesi HACİ BUVİ HADİÇE annemize rahmet, yakınlarına sabır diliyoruz.

Rabbim,  Müntakim ismiyle zalimlerden intikamını almayı mazlumlara nasip etsin.

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ediyoruz.”