Bildirgede ayrıca bütün devletlere de bu tanıma kararını almaları için çağrı yapıldı.

İİT'nin bildirgesine göre

Doğu Kudüs, Filistin Devleti'nin başkenti olarak ilan edildi. Bütün devletler Filistin Devleti'ni ve Doğu Kudüs'ün onun işgal altındaki başkenti olduğunu tanımaya davet edildi.

ABD'nin Kudüs'ü İşgalci Güç İsrail'in sözde başkenti olarak tanıyan tek taraflı kararı en güçlü şekilde reddedildi ve kınandı.

Kudüs-ü Şerif'in yasal statüsünü değiştirmeyi amaçlayan sözkonusu tehlikeli beyanın hükümsüz ve meşruiyetten uzak olduğu vurgulandı.

ABD yönetimini bu yasadışı beyanın geri çekilmemesinden doğacak tüm sonuçlardan bütünüyle sorumlu tutulduğu kaydedildi.

Bildirgenin açıklanmasının ardından konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu tarihi zirve ile bir kez daha Kudüs'ün sahipsiz olmadığını, karar sahipleri başta olmak üzere tüm dünyaya gösterdiğimize inanıyorum" dedi.

İİT Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed El Useymin ile ortak basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika'nın artık İsrail-Filistin arasında arabuluculuk yapması diye bir şey söz konusu olamaz. Bu süreç artık bitmiştir. Bu kararın bizim indimizde kıymeti harbiyesi yoktur. İİT'nin devlet ve hükümet başkanları olarak buradaki bu duruşumuzu kararlı şekilde sürdürmemiz gerekiyor" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının bir kısmı şöyle:

"Bu konudaki duruşumuzu 'Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir.' diye ilan ettik. Amerikan yönetimi tüm itirazlara, ikazlara rağmen Kudüs'le ilgili hukuk dışı, mantık dışı, ahlak dışı açıklamasını yaptı. Bu kararın gerek vicdan gerek hukuk gerek tarih önünde hükümsüz olduğunu ilk günden itibaren belirtiyoruz. Yani Trump'ın ilan ettiği bu kararın bizim indimizde kıymeti harbiyesi yoktur. Amerikan makamlarının bu yanlış kararlarından bir an önce dönmelerini bekliyoruz. Kudüs'ün kaderi kandan beslenen bir ülkenin ellerine bırakılamaz."

İİT'nin bildirgesinde ayrıca, bütün devletlere Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1980 tarihli ve 478 sayılı kararını tam olarak uygulama çağrısında bulunuldu ve "Bu doğrultuda bütün devletler, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in sözde başkenti olarak tanıyan kararını desteklemekten imtina etmeye, Diplomatik Misyonlarını Kudüs-ü Şerif'e taşımamaya davet edilmiştir" dendi.

Dışişleri bakanlarının toplantısıyla başlayan zirveye, Filistin Devleti'nin Lideri Mahmud Abbas'ın yanı sıra 16'sı devlet lideri düzeyinde toplam 48 ülkeden temsilci katıldı.

Açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1947'den bu güne Filistin topraklarının İsrail'in işgaline uğrayıp daraldığını belirtip "Bu şunu gösteriyor, İsrail bir işgal devletidir. Bunun yanında İsrail, aynı zamanda bir terör devletidir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sonra konuşma yapan Filistin Devleti Lideri Mahmud Abbas: "ABD'nin gelecekte siyasi barış sürecinde yer almasına asla ve asla izin vermeyeceğiz. Biz İsrail ile yaptığımız hiçbir anlaşmaya artık bağlı değiliz. Eğitim, sağlık, kanalizasyonu siz yapın, biz işgal altındayız diyeceğiz. Başka dilden anlamıyorlar" Dedi. Abbas'ın konuşmasının bir kısmı şöyle:

"Bize yüzyılın tokadını vurdular. İsrail'in ve ABD'nin Filistin Kurtuluş Örgütü'nü bir terör örgütü olarak kabul etmesini de kınıyoruz. ABD yönetimi bizimle işbirliği yapıyor, öte yandan bizi terör örgütü ilan ediyor. Anlaşılan onlar bizi terör örgütü yapmak istiyor ama biz olmayacağız. Terör örgütlerini ortaya çıkaranlar kendileri." "Bir devletin uluslararası anlamda tanınabilmesi için yönetim, halk ve sınır şartlarının olması lazım." "İsrail'in yönetimi var, halkı var ama sınırları yok. Sınırları olmayan bir devlet nasıl tanınabilir? Sınırları olmayan bir ülke tanınamaz. Buradan İsrail'e meydan okuyorum, sınırlarını göstersinler." "Bizi tanıyan devlet sayısı İsrail'i tanıyan devlet sayısından daha fazla. "Artık Oslo anlaşmasını ve o tarihten günümüze kadar imzalanan hiçbir anlaşmayı kabul etmiyoruz." "İsrail'le de hiçbir konuda işbirliği yapmayıp 'biz devlet değiliz, işgal altındaki toprağız, hizmetleri sizin sağlamanız gerek' diyeceğiz."