İsrail'in Afrika ülkeleriyle ilişkileri diplomatik ilişkiler şeklinde seyrederken, bugün İsrail, uluslararası toplumdaki meşruiyetini güçlendirmek ve iyi bir görüntü vermek için bu ülkelerle toplu diplomatik ilişki yürütmeye çalışıyor.

İsrail'in Afrika'daki geçmişine bakacak olursak, Ortadoğu’ya olduğu kadar Afrika'ya da ilgi duyduğunu görmüş oluruz. Örneğin; 90'lı yılların ortalarında yaşanan Ruanda iç savaşında, ülkede etnik çoğunluğu oluşturan Hoto kabilesine BM'nin silah ambargosuna rağmen silah sağlayarak, Hoto kabilesinin savaş halinde olduğu Tutsi kabilesine karşı on binlerce kişinin ölümüne sebep olan katliamlar işleyerek duruma hakim olmasında pay sahibi olmuştu. Güney Sudan'daki iç savaşa da müdahale eden İsrail, BM tarafından uygulanan silah ambargosunu delerek, 2013 yılında hükümet güçlerinin Başkent Cuba'daNeuayr kabilesine karşı işlediği katliamda, hükümete kendi üretimi olan ACE silahlarını göndererek önemli rol oynamıştı.

Üstelik BM tarafından yayınlanan raporlarda, kanlı ticaret olarak nitelenen ve binlerce kişinin ölümüne sebep olan elmas ticaretinde İsrail'in payı oldukça yüksek. Elmas ticareti, 2011 verilerine göre İsrail milli gelirinin yüzde 30'unu oluşturuyor. İsrail'in Elmas ticaretinden sağladığı gelir 2014 yılında 9.2 milyar dolarlık bir hacme ulaşırken, bu gelirin bir milyar dolarlık kısmı yıllık olarak İsrail Savunma Bakanlığı'na fonlanıyor.

Öte yandan Nil havzası, İsrail'in bu stratejisinde en önemli bölge olarak öne çıkıyor. Bu yüzden İsrail, Nil havzasındaki ülkelerle ilişkilerini güçlendirmeye büyük önem veriyor. Mashaf olarak bilinen İsrail kalkınma ajansını bu bölgede kalkınma faaliyetlerine yönlendirmesi, İsrail'in bu hedefinde de büyük oranda başarılı olmasını sağlıyor.
İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın resmi internet sitesinde, Mashaf kalkınma ajansının Etiyopya, Gana, Kenya, Ruanda, Güney Sudan ve Senegal gibi ülkelere öncelik verdiğini açıklaması bu noktada oldukça önemli. Senegal ve Gana hariç, adı geçen ülkeler ise Nil Havzası'nda bulunuyor.

Zirve'nin Amacı Ne?
İsrail, düzenlenecek bu zirve ve Afrika'daki diğer faaliyetleriyle, Afrika toplumunun uluslararası arenada Filistin davasına verdiği desteği de kırmayı amaçlıyor. Ayrıca İsrail'in Afrika'daki faaliyetlerinin çapını göstermesi açısından önemli bir adım ve İsrail'in uluslararası arenadaki yerini sağlamlaştırmaya çalıştığını göstermesi açısından da mühim.