Bu sene Antalya’da 9- 18 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek G-20 zirvesinin ana gündemi, Suriye ve mülteciler sorunu. İlk defa merkezinde ekonomi olmayan bir zirve düzenliyor G-20 ülkeleri… Ancak biz de şunu merak ediyor ve sormadan edemiyoruz: Ana gündem yaptığınız Suriye sorunu, en az 8 üyenizin başının altından çıkmadı mı? Başlı başına bu bile Suriye sorununu çözmede ne kadar samimi olduklarını göstermeye yeter de artar bile…
Evet! Bu zirveden Suriye halkı lehine hiçbir karar çıkmaz! Çıkması muhtemel zırvaların da nezdimizde hiçbir hükmü yoktur! Hükümetin sırf uluslararası itibarını kaybetme korkusuyla böyle bir tiyatroda yani “Suriye’de sorunun bizatihi müsebbibi olanlarla Suriye sorununu çözme” adındaki üç perdelik dramada rol alması ise akıllara ziyan.
Diğer taraftan daha G 20 başlamadan tehdit olarak algılanan Müslümanların evleri basılıp gözaltına alındılar. Artık işin kolayı da bulunmuş; İŞİD’çi… Kamuoyunda Müslümanları gözaltına almanın meşru yolu... Ak Parti döneminin ‘Müslüman gözaltına alma metodu.’ Nasılsa tepki olmaz böyle deyince. Sonra tamamı serbest kalınca, “eee hani İŞİD idi?” Müslüman vatandaş, serbest kaldığına dair sevinç içerisinde, bu yüzden etrafında estirilen kara propagandaya şimdilik duyarsız. Ama ya yarın, ya bu dayanılmaz hale gelince, ya sokakta İŞİD’çi diye damgaladığınız insanlara bir saldırı olunca.. Ya bu kadar gözaltına aldığınız insanların içlerine ektiğiniz kin fide vermeye başlayınca, o zaman ne olacak?
Sistem kendi eliyle ‘terörist’ yetiştiriyor açık net. Neymiş efendim Barack Obama gelecekmiş; haydi hemen kimi bulursan sakallı, al gözaltına. Ve sadece İslâmcılara değil aynı zamanda samimi gerçek antiemperyalist solcuları da al. Oldu mu şimdi? Hani demokratik özgürlük, nerede özgür protesto hakkı. Nerede adalet ve kalkınma!..
Güvenlik desen had safhada, bir il neredeyse yarı açık cezaevine çevrildi. Hatta cezaevine çevrilmek bir tarafa, o ildekiler ve bu toprağın YERLİ insanları potansiyel suçlu – terörist muamelesi gördü. Ve inanılmaz bir güvenlik sendromu yaşandı…
Öyle ki Antalya'da düzenlenecek G-20 Zirvesi'nde eylemcileri gözaltına almak için özel kapalı spor salonu hazırlandı. G-20 Zirvesi'nin yapılacağı Antalya'nın Serik İlçesi'nde 100'üncü Yıl Spor Salonu, 9- 18 Kasım tarihleri arasında gözaltına alınacak yerli veya yabancı protestocuların konulması için kullanılacak. Kaymakamlığın resmi yazısında bu tarihler arasında gözaltına alınacak kadın ve erkek sayısının fazla olabileceği de belirtildi.
Ayrıca 15-16 Kasım’da Antalya’daki devlet başkanlarını buluşturacak zirve için Regnum Carya Golf&Spa Resort’teki çok özel bir villa tahsis edildi. Demir parmaklıklarla çevrili villanın 4 bin metrekare civarında ve “kurşungeçirmez” olduğu belirtildi. 6 bin polis, “hazır kıta” bekletilecek jandarma ve sayısı bilinmeyen özel güvenlik ve istihbaratçı tarafından korunacak olan 20 şef, buna rağmen kendilerini güvende hissetmiyor olmalılar ki, kurşungeçirmez villaya sığınma ihtiyacı hissediyorlar.
G 20 Hakkında Kısa Bilgilendirme
G 20 adıyla bilinen deyiş İngilizce Group of 20’nin kısaltılmış hâli. G20 Maliye Bakanı ve Merkez Bankası Başkanı Grubu, dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan 19 ülkeden ve Avrupa Birliği Komisyonu'ndan oluşuyor.  G20 ülkelerini Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye ve Avrupa Birliği Komisyonu oluşturuyor. G-20 ilk başta çeşitli bakanlıklar düzeyinde toplantı düzenlemiştir. Kasım 2008 tarihinden itibaren aynı G-8'de olduğu gibi yılın belirli zamanlarında Devlet Başkanlığı düzeyinde toplanmaya başlamıştır.
G20'ye üye 19 ülkenin hepsinin milli geliri dünyada ilk 31'de yer alıyor. Tayvan, İsviçre, Norveç, İran ve Venezüella, ekonomik olarak bazı üyelerden daha büyük olmalarına rağmen G20'de bulunmuyor. Birçok Avrupa Birliği ülkesi de, G20'de bağımsız olarak değil sadece AB Komisyonu olarak temsil ediliyor.
Önceleri, makroekonomi yönetimi, uluslararası ticaret ve gelişmekte olan ülkelerle işbirliği, daha sonraları ise Doğu-Batı ekonomik ilişkileri, enerji ve terör konuları gündemde yerini almıştır. G20 ülkeleri dünya ekonomisinin yüzde 85'ini oluştururken, dünya ticaretinin yüzde 80'ini gerçekleştiriyor. G20 ülkelerinin nüfusu ise dünya nüfusunun üçte ikisine denk geliyor.
Kimden Yanasın?
1945 Japonya’da Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombasıyla 250 binin üzerinde insan yakılarak yok edildi. 1954’te 140 bin Guetamala’lı katledildi. 1965 Vietnam’da Arkada 1.5 milyon ölü ve 100 binlerce sakat bırakıldı. 1991 ve 2003 Irak’ta ilk saldırılarında 100 binin, ikincisinde 1 milyonun üzerinde Iraklı katledildi. Arap baharı suni rüzgârı çerçevesinde Mısır’da meşru bir hükümet, Libya’da meşru bir devlet reisi devrilerek ülke kaosa sürüklendi ve on binlerce kişinin ölümüne sebeb olundu. 1994 yılında Ruanda’da Tutsi ve Hutu kabileleri arasına saldıkları fitne sebebi ile 2 milyon kişi öldürüldü. 2001 ve 2014 Afganistan’da 70 binin üzerinde Afgan katledildi. 2011 Suriye’de demokrasi bahanesiyle iç savaş kışkırtılarak 200 binin üzerinde Suriyeli öldürüldü ve 11 milyon insan ülkesini terk etmek zorunda bırakıldı. 1940’tan itibaren soykırıma tabi tutulduğu için Doğu Türkistan’da 25 milyon kişi katledildi. Lenin ve Stalin tarafından milyonlarca insan şu veya bu sebeble yerinden edildi ve ideolojik kaygılar neticesinde 100 milyona yakın kişi öldürüldü. Elmas ve altın madenleri için, petrol ve gıda rezervleri için birçok ülkede terör örgütleri ile işbirliği yaparak o ülkeyi yönetilemez hale getirmeye gayret ettiler. İçte ve dışta devşirdiği ajanlarla – ülkemizde olduğu gibi – sömürülerine sürdürmek, gizli iktidar kadroları kurmak istediler.
Şimdi bir daha düşün! Bu katillerden mi tarafsın,
Yoksa; BAĞIMSIZ ÖZGÜR ANADOLU DİYENLERDEN Mİ?
Karar ver, kimden yanasın?

         Baran Dergisi 461. Sayı