İşgal altındaki mukaddes Filistin topraklarında masum Filistinlilere yönelik yine korkunç bir katliam yapıldı. Bu topraklar sadece Müslümanlar için değil Yahudiler ve Hıristiyanlar için de mukaddes kabul ediliyor. Siyonistler gelene kadar burada insanlar barış içerisinde yaşıyordu; Filistinli Yahudiler de bu barışa dahildi. Sadece benim bildiğim birçok anti Siyonist eski Filistinli Yahudi vardı ve bunlar 1948 öncesinde de Filistin’de yaşıyordu. Bunlar Rusya’dan, Almanya’dan yahut benzer ülkelerde gelen insanlar değil ve onları gördüğünüzde nesep olarak bunlar Arap diyebilirsiniz.

Bu topraklar Müslümanların fethinden sonra bir kez daha Hıristiyanların eline geçmiş, Türklerin fethetmesinin ardından ise Müslümanlar tekrar buraya gelmiş, barış tesis edilmiş ve herkesin birbirine saygı gösterdiği bir ortam oluşmuştu. Bu azınlık ve radikal Siyonist Yahudiler İsrail devletini kurdular. Filistin’e gitmek isteyen Yahudilerin ekserisi barışçıl hislerle bu topraklara geldi. Aslında başka seçenekleri de yoktu, birçoğunun gidecek başka bir yeri de bulunmuyordu. Çok berbat şartlarda kaldıkları kamplardan geliyorlardı ve çoğunun aklında “Filistin’e gidelim de Arapları öldürelim, Müslümanları ortadan kaldıralım” diye bir fikir olduğunu düşünmüyorum. Buna rağmen şimdi böyle bir manzara var ortada.

İsrailliler en sonunda orada yaşayan insanları topraklarından kovmaya kadar vardırdılar işi. Binlerce Filistinli ülkelerini terk etmek zorunda bırakıldı. Orada kalanlar ise mücadelesine devam ediyor. Buna rağmen gerçek Yahudilere saygı göstermemiz gerekiyor. Onlar Tanrı’ya inanmayan insanlara karşılar. Vahiy ile tebliğ edildiğini düşündükleri bir dine inanıyorlar.

Bizim bahsettiğimiz hususta bir sorunumuz yok; fakat bu kriminal Siyonistler, özellikle İsrail’in hâli hazırda başbakanı olan Netanyahu’nun yeri hapishane olmalı. O ve onun gibi yozlaşmış insanlar İsrail’i yönetiyor. Binyamin Netanyahu’nun ağabeyi Yonatan Netanyahu Alman bir kadın yoldaşımız tarafından vurularak öldürdü. O Alman yoldaşım benim çocuğuma hamileydi. Kendisi de operasyonda öldürüldü. Bu sebeple İsrail Başbakanıyla şahsî bir sorunum var. Hapishanedeyken bile Arap, Alman, Türk ve diğerleri, tüm dava arkadaşlarımla gurur duyuyorum.

Türkiye hükümetini destekliyorum. Başındaki lider gerçek bir Müslüman. Fakat kanaatimce realiteye uymalı ve Kürtleri tekrar yanına çekmelidir. Bu çoktan yapılmış olmalıydı; hâlâ yapılabilir. Çünkü Kürtlerin büyük bir çoğunluğu sisteme muhalif olan dürüst insanlar. Daha önce de birçok defa söylediğim üzere, Anadolu’daki Kürtlerin büyük bir çoğunluğu ilk başbakan adayı olduğu dönemden beri oylarını şu anki devlet başkanı Erdoğan’a veriyorlar. Kürtler, Türklerin düşmanı değil. Evet, bazı Kürtçüler bir takım problemlere sebep oluyor. Bunlar emperyalizm tarafından manipüle edilen ve Amerikan askerleriyle ilişkide olan insanlar. Kürtlerin bazıları 1930’lu yıllarda Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı, onların çoğunu Suriye kabul etti. Onlar şimdi Suriye kimliğine sahip Kürtler. Şunu unutmamalıyız ki, Amerikan ordusunun içerisinde İsrail özel kuvvetleri de kendisine yer buluyor. Hatta Irak’ın kuzeyinde, Irak Kürdistan’ında bir askerî üsse sahipler. İnanılır gibi değil, çünkü Kürtler bunu yapabilecek insanlar değiller. İsrail ile ilişkisi bulunan Kürtler manipüle edilmiş ve yanlış tarafta bulunuyorlar. Sadece “düşmanımın düşmanı dostumdur” mantığı ile hareket ediyorlar. Bir Müslüman asla İsrail’i desteklemez; İsrail özel kuvvetlerine sınırları içerisinde bir askerî üs vermez. Eğer ki bunu yapıyorsa haindir!

Türkiye’de çatışmalara giren Kürt militanlar Irak’ın kuzeyinde saklanıyorlar. Türkiye onlara bir şans daha vererek, tüm azınlıkların haklarına riayet eden, saygı gösteren Müslüman Türkiye içerisinde yasal şekilde politika yapmalarını sağlayabilir.

Neler olacağını yalnızca Allah bilir. Ben karamsar değilim, son derece umutluyum. Düşünebiliyor musunuz, son teknoloji silahlara sahip nükleer güç İsrail, elinde silahı dahi olmayan Filistinlilere karşı ateşkes yapmayı kabul etmek zorunda kalıyor. Ayrıca etrafları hainler tarafından kuşatılmış durumda. Oradaki insanlara dalga geçer gibi, “Savaşmaya gerek yok, size çok iyi bir çözüm sunuyoruz.” diyorlar. Gazze’dekiler kalacak, diğerleri ise Mısır’a gönderilecek, kendilerine sınırda yeni bir yer verilecek. İnsanlar bunun için direniyor. Mısır, İsrail ile işbirliği yapıyor. İdeolojik olarak Müslüman Kardeşlerle problemli olman İsrail ile işbirliği yapmayı gerektiren bir durum değil. Bu düpedüz ihanet.

Mısır’da bu adam (Sisi) iktidara geldiğinde bir düzenin de gelebileceği düşünülüyordu. Yüzyılın en büyük Mısır lideri Cemal Abdülnasır’dır. O da bir askerdi ve tüm halk ona saygı duyuyordu. O asla İsraillilerle iş tutmadı. Bilakis, İsrail’in arkasında İngiltere, Fransa, ABD ve hatta İsrail’e Rusya’dan birçok göç olması sebebiyle Sovyetlerin dahi gizli bir desteği olmasına rağmen onlarla savaştı. Halk tarafından saygı gören Abdülnasır’ın ardından ise Mısır’da iktidar tamamen işbirlikçilerin eline geçti. İşbirlikçi Arap devletleri yüzünden çok insan hayatını kaybetti. Arap dünyasını bunlar çok kötü bir vaziyete getirdi. Arap dünyasını azınlık olduğu halde yöneten Türkler dahi burada daha iyi bir yönetim ortaya koydu.

Arap rejimleri bu kokuşmuş vaziyetin içindeyken Türkiye’de de Amerikan ajanları cirit atıyordu. Erdoğan iktidara geldikten sonra bunları kovmak için çabaladı. Erdoğan bu sebeple dikkat etmeli, çünkü eminim ki ilk fırsatta onu öldürmek isteyecekler. Erdoğan öldürülse yerine kim gelecek? Şu şartlara bakılırsa kimse gelemeyecek. Onun kadar popüler ve baskın bir karakter şu anda yok.

Filistin’de Müslüman çoğunluk ile Filistinli Yahudi ve Hıristiyanların barış içinde yaşadığı bir yapı ortaya çıkmasını ümit ediyorum. Yahudilerin çoğu Filistin kökenli değil, orada mülteci konumundalar. FHKC’nin hedeflediği gibi, Filistin’de Yahudi göçmenleri ve mültecileri de içine alan tüm unsurların bir arada yaşayacağı tek bir Filistin devleti ortaya çıkmalıdır. FHKC’nin amacı buydu ve şartlara nazaran en iyi seçenek de bu olacaktır.

Şimdi Filistin’de Müslümanlar öncülüğünde bir savaş veriliyor. FHKC ise kuruluş itibariyle Hıristiyanların öncülük yaptığı bir örgüttü. Arap nüfusunun yüzde 90’ını ise Müslümanlar oluşturuyor.

İnsanımızın bu kavgayı kazanacağını biliyorum. İsrail’in başındaki piç hak ettiği cezayı bulmalı ve hapishanedeki yerini almalı. Tüm yönleriyle yozlaşmış bu suçlu adam aşırılıkçı Yahudi fikirlere sahip bir aileye mensup; buna rağmen hepsinin yozlaşmış olduğunu söyleyemem. Yoldaşlarımız tarafından öldürülen abisi yozlaşmış bir adam değildi; fakat düşmanımızdı ve o sebeple öldürüldü.

Yahudiler, Müslümanlardan ve Hıristiyanlardan daha katıdır. Irkçı psikolojiyle son savaşta yüzlerce Filistinliyi öldürüp binlercesini yaraladılar; fakat buna rağmen Filistinlilerden çok korkuyorlar.

Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah!

Allahu Ekber!

22.05.2021

Tercüme: Faruk Hanedar

Baran Dergisi 750. Sayı