“… Ayrıca rehincinin de sürekli ziyaretçilerinden biriydi: Her şeyi oraya rehin bırakmıştı, hatta son pantolonunu bile, sırf Petersburg’a bir telgraf daha çekebilmek, mektuplarında mütemadiyen karşılaşan o korkunç, umutsuz çığlıklarından birini daha atabilmek için. On ruble dilenmek için beş kere İsa’ yı anan, bu dalkavukça, yaltaklanan mektupları, zavallı bir avuç para için yalvaran, ağlayan, inleyen bu korkunç mektupları okurken insanın kalbi daralır. Geceler boyu çalışır ve yazar, karısının yanı başında acılar içinde inlemektedir, sara illeti hayatı onun gırtlağından söküp almak için tırnaklarını çıkarmıştır; ev sahibesi polisle birlikte gelip kirayı istemekte, ebe ücreti için dırdır edip durmaktadır bütün bunlar olurken o Suç ve Ceza’yı, Budalayı ‘yı Ecinniler’i, Kumarbaz’ı, on dokuzuncu yüzyılın bütün bu büyük eserlerini, ruhsal dünyamızın bu evrensel kişiliklerini yazmaktadır. Çalışmak onun kurtuluşu ve ıstırabıdır. …”