Melikşah Sezen'in kaleme aldığı Kemalizm ve Mâturîdîlik -Türk'ün Resmi Mezhebi Projesi- kitabı Kökler Yayınları'ndan çıktı!

"Mezhebin Türkleştirilmesi" yahut Mâturidiliğin "resmi Türk mezhebi" olarak inşasına yönelik bugüne değin maalesef herhangi bir çalışma gerçekleştirilemedi. Bilhassa son onlu yıllarda türlü seküler anlayışların Mâturidilik adı altında pazarlanmaya yeltenildiği, laiklikten demokrasiye, feminizmden her türlü güncel temayüle, anakronizme düşmek pahasına Mâturidilik sosu bulanmaya çalışıldığı ehlince mâlum.

Melikşah Sezen, Mâturidiliği 1000 yıldır algılandığı ve anlaşıldığı, Ehl-i Sünnet'in omurgası olan çizgisinden farklı bir takdimle sunmaya yeltenen son yüz yıllık zaman zarfında sarf-ı kelam eden zevatın bunu hangi gerekçelerle ve hakikate ne derece uyumlu olarak sürdürdüğünü gözler önüne seriyor.

Kitaptaki konular

Kitap, "Kemalizme Giden Süreç: Cumhuriyet Öncesine Panaromik Bakış", "Cumhuriyetin İlanı: Kemalizmin Zuhuru", "Dinin, Tarihin ve Dilin Türkçeleştirilmesi", "Dini Metinlerin Türkçeleştirilmesi", "İbadetlerin Türkleştirilmesi", "Peygaberleri Türkleştirmek", "Maturidiliğin Türkleştirilmesi", "Türkün Resmi Mezhebi Projesi", "Türk Tarih Tezi'nin Tazyiki" gibi mevzuları ihtiva ediyor.

Melikşah Sezen Baran Haber'e konuştu

Yeni çıkan esere dair Baran Haber’e konuşan Melikşah Sezen hoca, “Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine geçilirken, devlet değişikliğinin yaşadığı, dini hayata müdahale eden buhranları, dini algılayışımızı da ideolojinin beklentilerine uygun hale getirecek şekilde elden geçirilmesi döneminde, işte Türkçü cereyanlar, devlete yön verenler, politik etkin unsurdu. Dolayısıyla burada bir kısım İslami faaliyetler inkılaplarla dönüştürüldü ama İslam, halkı Müslüman olan bir topluluktan kaldırılamadı tabii. Dolayısıyla ideolojiye hizmet edecek biraz daha bu konuda uyumlu adapte olabilecek, sisteme zarar vermeyecek, tabiri caizse tahrif edilmiş derecede bozulmuş bir yorumla buluşan bir İslam anlatısı bulmaya çalıştılar. Öte taraftan işte Türkçülüğe de hizmet etsin, o dönemin etkin ideolojik unsuru olduğu için ona da hizmet etsin diye düşünüldü.” dedi.

Hutbenin, salanın, ezanın Türkçeleştirilmesi yönünde adımlar atıldı

Bunların içinde İslami faaliyetlere, sürekli Türkçü yönelimlerin damga vurduğunu, alimlerin Türk olduğunu, Peygamber Efendimizin ya da bütün peygamberlerin Türk olduğunu ispat etmeye yönelik çalışmalar yapıldığını aktaran Sezen hoca, hutbenin, salanın, ezanın Türkçeleştirilmesi yönünde adımlar atıldığını, bu yönde de bazı çalışmalar yapıldığını söyledi.

“İmam Maturidi Türktür” cümlesi ispat edilmiş tek bir delilde dayanmıyor

Sezen hoca, “Bunu takviye edecek şekilde bakıyoruz mezhebi kimliğimizle, İslami omurganın özellikle Türklerin müntesip olduğu Maturidiliğin de Türkçü vurgularla öne çıkartıldığı bir süreç yaşandı, onun görüşlerini işte akılcı, modernist, seküler ihtiyaçlara cevap verecek bir kapıymış gibi, adresmiş gibi sunuldu. Dolayısıyla bunun böyle olmadığını aslında ehli sünnetin iki kelami mezhepten bir tanesinin kurucu imamının böyle modernist-seküler isimlerin kurucu ideolojilerin beklediği veya sunduğu gibi bir şahsiyet olmadığı, hatta onun Türk bile olduğunu gösteren kat-i bir delilimiz olmadığını, bunların hep belli ihtiyaçlarla istismar edilmiş, ki bugün Maturidilikle ilgili incelemeye, okumaya ve yazmaya çalışıyorum, dolayısıyla en basitinden daha yola çıkarkenki cümle, yani “İmam Maturidi Türktür” cümlesi bile ispat edilmiş bir delile, tek bir delilde dayanmıyor. Dolayısıyla buradan ötesini zaten varın siz hayal edin. İstismar süreci olduğu için bunu ana hatlarıyla, yani “kimler hangi çalışmalar yaptı, İmam Maturidi üzerinden ne söylendi, bunu söyleyenler ne kadar İslami ahlaka, ilme, mezhebi tanımaya, böyle bir bilgi birikimine sahiplerdi” bunları sunan bir çalışma oldu. İnşallah başkaları tarafından da daha geliştirilir." açıklamalarında bulundu.