Batılı istihbarat servislerini ve Mossad’ı tam 25 yıl peşinde koşturan ve tam yakalandı denirken her seferinde dahice atlatan, hakkında sayısız kitap yazılıp birçok film çekilen, 1994’te Sudan’da yakalandıktan sonra 16 yıldır Fransız hapishanelerinde yatan ve 20. yüzyılın en çok konuşulan isimlerinden olan “Çakal Carlos” (Venezüellalı kimliğiyle Ilich Ramirez Sanchez veya müslüman kimliğiyle Salim Muhammed), bu kez TÜRKİYE’yi merkeze alan, ancak tüm dünyayı sarsma potansiyeli olan iddia, ifşâ ve tezlerle dolu ve İLK DEFA TÜRKİYE’DE YAYINLANAN bir eserle çıkıyor karşımıza.

Carlos, merkezine TÜRKİYE’yi alarak günümüz dünya siyasetine ve Türk dış politikasına bakışını sergiliyor, bu arada kıta kıta, ülke ülke bugünkü dünyanın analizini yapıyor.

Sadece “görüş” beyan etmiyor Carlos. Tam da böylesi sıradışı geçmişi olan bir insandan bekleneceği üzere, birtakım gizli dosyaların kapaklarını da aralıyor. Bu çerçevede, dünya gündemindeki gelişmelerin basına yansımayan tarihî ve stratejik arka planını, Doğuda ve Batıda öne çıkan siyasî şahsiyetlerin gizli özgeçmiş ve siyasî ajandalarını, İsrail’e karşı Filistin’de başlayıp Avrupa şehirlerinde süren macerasındaki bilinmeyenleri, birçoğu bugün de yaşayan devlet başkanlarıyla ve gayrimeşru dünyanın meşhurlarıyla olan bağlantılarını, Mehmet Ali Ağca’yı, Türk Solcularını, Ülkücüleri, İslâmcı Türkleri ve daha birçok şeyi, Türkiyeli avukatlarına ve gazeteci dostlarına olanca samimiyetiyle açıklıyor, ifşâ ediyor.

Hâlen bir Fransız cezaevinde, aldığı müebbet hapis cezasını çekiyor olsa da, hasımları tarafından henüz işi bitirilmiş bir düşman olarak görülmüyor Carlos. Kendi ifadesiyle:

- “Ben alelâde bir siyasî mahkum olarak görülmüyorum ve günün birinde öldürüleceğimi de biliyorum. Birçok kişi benim yokedilmemi istiyor ve o günü hasretle bekliyor, ama ben ‘yaşayan bir şehit’ olarak hâlâ hayattayım, mücadeleye devam ediyorum -ki bundan gurur duyuyorum- ve örnek olmaya, diğerlerini yüreklendirmeye bundan sonra da devam edeceğim.”