“Yüksek kültür dediğimiz şey, barbarlığın-gaddarlığın ruhsallaştırılmasına ve yoğunlaştırılmasına dayanır. Benim önermem şudur : “vahşi hayvan hiçbir zaman dinlenmeye çekilmemiştir. O hâlâ yaşamaktadır, büyümektedir, o sadece Tanrılaşmıştır.” F. Nietzsche, bu tespiti ile batı kültürünün durumunu net bir şekilde tarif etmiş ve “Egoizm asil bir ruhun temelidir.” diyerek model insanın, isteklerinden yola çıkarak erdemli insana ulaşması gerektiğine işaret etmiştir. Doğru bir tespitin akabinde erdemli olabilmenin kurallarını nefis ve akıl yoluyla aramakta ısrar edince karanlıkta kaybolup gitmiştir.

Tanrılaşan vahşi hayvanın, hükmettiklerini sahipsiz bıraktığı yetmezmiş gibi kendine de bir hayrı olmadığını Covıd-19 ile görmüş olduk. Kendi gayreti ile hayatını sürdürebilme yeteneğini kapitalist baronlara kaptıran insanoğlu, bu baronların ortadan sıvışmasıyla, sosyal bağlarından koparılmış, süslü püslü hayata alıştırıldıktan sonra sokağa terk edilen finolar gibi ortada kalıvermiştir.  

Ateşin adaleti herkes için aynıdır. Sakınmayan yanar. Covıd-19 da ateş gibi sakınmayanı yakmaktadır. Parası olan ya da olmayan, fark etmez, ayırt etmeden yakar. Süpersonik jetler, trilyonluk yatlar ve özel güvenlikli villalar işe yaramaz. İşe yarayan temizlik ve karantinadır. Çok basit ve çok adil! Özetle, güç ve zorbalıkla tesis edilen yapay adalet, hakiki adaleti görünce felç olup ayakta duramaz olmuştur.

Finans baronları, Dünya Bankası ve IMF gibi kuruluşları aracılığı ile piyasaya para pompalayarak sistemlerinin devam etmesini ummaktadırlar. Zaten iliği kemiği kurumuş devletlere borç vererek akıllarınca durumu fırsata çevirdiklerini sanmaktadırlar. Orman yanarken bütün hayvanlar yangının aksi yönde feryat figan kaçıp saklanacak yer ararlar. Yangın söndükten sonra dönüp küllerin altında kalanları eşeleyip onlarla beslenmeye çalışırlar. Yeni otlar yeşerene kadar üremeleri durur ve mevcuttakilerle hayatta kalmaya çalışırlar. Hakikati fark ettiği halde Tanrılık iddiasından dönmekte direnen bu ahmakların yaptığı, yangının çıkmasına sebep olan para ile yangını söndürmeye çalışmaktır.

Covid-19 bittiği an hiç bir şey olmamış gibi kaldığımız yerden devam edelim, hatta bu süreçten kârlı çıktık batırdığımız firmaları ve devletleri ele geçirdik daha çok kazanacağız. Şinanay da yavrum şinanay! Yok öyle bir şey! Orman yanmış kül olmuş, hâlâ keresteden pembe panjurlu ev ve taze meyve hayali kuruyorsun.

Gittin dünyanın %85 inin yaşadığı kadim kültürler ve mazlum coğrafyalara kapitalist tohumlarını saçtın. İliğini kemiğini sömürdüğün yetmezmiş gibi zihinleri esir alıp kendine benzettin. Sayende önce insan kirlendi, sonra hava, su, toprak ve tüm canlılar. Sonunda bütün dünya senin gibi hırslarının esiri, açgözlü, doyumsuz bir canavara dönüştü. Şimdi kalkmışsın yangından sonra kaldığım yerden devam edeyim diyorsun. Yangın oldu yangın! Yandı bitti kül oldu… Bundan sonrası, yarattığın canavarlarla birlikte arta kalanları paylaşmak için gırtlak gırtlağa birbirinizi paralamak.

İçimizdeki batı artığı moloz yığını feryat figan karşı çıksa da, Cumhurbaşkanımızın kendi maaşını bağışlayarak başlattığı “Biz bize yeteriz” kampanyası özünde dünyanın kurtuluş reçetesidir. İmkânı olanın olmayana infak ettiği sistem, özünde İslam’ın farz kıldığı zekât müessesidir. Zaman gösterecektir ki, şimdilik gönüllülük esasına dayalı işletilmeye başlayan bu müessesenin, ileride aslına uygun olarak devlet eliyle zorunlu olarak işletilmesi gerektiği şuuruna varacağımız günler yakındır. Bu gün kiliselerinde ezan okutup İslâm’ın nurunu kapitalize etmeye çalışanlar, yarın İslâm’ın celaline gönüllü olarak teslim olacaktır. Çünkü kapitalizm azgınlaştırdığı birey ile başa çıkamaz. Çünkü kapitalizmin ürettikleri sınırlıdır. Sonsuz isteğe sahip ruhlar, sınırlı olanla doyurulamaz.


Baran Dergisi 690.Sayı