Türk edebiyatında "Dede Korkut", "Beyaz Kartal" ve "Türk Şiirinin Türkmen Dervişi" olarak anılan şair ve yazar Bahaettin Karakoç, vefatının dördüncü yılında anılıyor.

Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde 1930'da şair bir ailenin üç çocuğundan biri olarak dünyaya gelen Karakoç, ilkokulu Cela köyünde, ortaokulu da Düziçi ilçesi ile Ankara'daki Hasanoğlan Köy Enstitüsünde okudu.

Türk şiirine ve halk müziğine "Mihriban" gibi birçok önemli eser kazandıran şair Abdürrahim Karakoç'un ağabeyi olan Bahaettin Karakoç, ilkokul 3. sınıftayken bir haftada Osmanlıcayı öğrendi, bir ayda da Kur'an-ı Kerim'i okumayı bitirdi.

Kaleme aldığı ilk şiiri "Cela Köyü" henüz 12 yaşındayken 1942'de Yurt gazetesinde yayımlanan Bahaettin Karakoç, şiirde biçimi, enstrümana benzetirdi.

Kendi tabiriyle, "ölünceye kadar yakasını bırakmayacak olan şiirin rüzgarına öğrencilik yıllarında yakalanan" şair, hatırda kalıcı, duygu ve düşünce yüklü, sanat değeri yüksek şiirleriyle tanınmaya başladı.

Farklı mahlaslarla eserler kaleme aldı

"Beyaz Kartal", "Türk Şiirinin Dede Korkut'u" ve "Türk Şiirinin Türkmen Dervişi" gibi unvanlarla anılan Karakoç, eserlerinde asıl adının yanı sıra "Baha Deliorman", "Said Yaylalı", "Ekinözülü Aşık Rahmani" mahlaslarını da kullandı.

Çeşitli dergilerde yayınlanan şiirlerini 1960'lı yıllara kadar kitaplarına almayan usta şair, "İsa ile İshak" adlı hikayesiyle Akşam gazetesiyle Türk Kadınlar Birliği'nin 1962'de düzenlediği Türkiye çapındaki bir edebiyat yarışmasında ikincilik ödülü kazandı.

Edebiyat dünyasına tam anlamıyla, 1973'te yayınlanan "Seyran" kitabıyla giriş yapan Karakoç, 1983'te Kayseri Sanatçılar Derneğince yılın şairi seçildi.

"Bir Çift Beyaz Kartal" adlı kitabıyla 1986'da şiir dalında Türkiye Yazarlar Birliği ödülünü alan Karakoç, 1986'da çıkarmaya başladığı ancak 37 sayının ardından kapatmak zorunda kaldığı "Dolunay Sanat ve Edebiyat Dergisi"nin yanı sıra ülkenin dört bir yanından şairlerin katılımıyla 16 yıl boyunca gerçekleştirilen "Geleneksel Dolunay Şiir Şöleni"ni düzenledi.

Kurucusu olduğu "Dolunay Yayınları" ile, yazarlığa ve şiire meraklı gençleri edebiyat dünyasına kazandırmayı amaçlayan Karakoç, 1989'da Kültür ve Turizm Bakanlığınca Struga Uluslararası Şiir Akşamları Festivali'ne gönderildi ve burada tebliğ sundu.

Eserleriyle birçok ödülün sahibi oldu

Diyanet Vakfınca 1991'de düzenlenen "münacat" yarışmasında "Beyaz Dilekçe" isimli şiiriyle birincilik ödülü, 1993'te "Türkçenin Uluslararası 2. Şiir Şöleni" için gittiği Kazakistan'ın Almatı şehrinde "Büyük Abay Ödülü", 1997'de Malatya Büyükşehir Belediyesinin açtığı "Malatya" konulu şiir yarışmasında birincilik ödülü alan şair, Tarsus Belediyesince 2004'te düzenlenen "Karacaoğlan Şelale Şiir Akşamları" etkinliklerinde "Karacaoğlan Onur Ödülü" ile Küçükçekmece Belediyesince 2011'de takdim edilen "Onur Ödülü" ve 2012'de Sultanbeyli Belediyesince verilen "Türk Şiirine Hizmet Ödülü"ne layık görüldü.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesince (KSÜ), 2014'te "fahri doktora" unvanı verilen Karakoç, bir kaza sonucu 2015'te beyin kanaması geçirince üniversitenin tıp fakültesinde ameliyat edildi.

Bahaettin Karakoç'un adına, Türk edebiyatına katkılarından dolayı, Kahramanmaraş Milli Eğitim Müdürlüğünün teklifi ve Kahramanmaraş Valiliğinin oluruyla, 2015'te Bahaettin Karakoç İlkokulu yaptırıldı.

Türkiye Yazarlar Birliği tarafından "2015 yılı Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları Ödülleri"nde "Üstün Hizmet" ödülüne layık görülen usta kalemin şiir, hikaye ve yazıları Hisar, Varlık Yıllığı, Türk Edebiyatı, Dolunay, Doğuş Edebiyat, Milli Kültür, Kültür ile Sanat gibi çok sayıda sanat ve edebiyat dergisinde okuyucuyla buluştu.

Şiirleri farklı formlarda bestelendi

Halk şiirine daha yakın olan şiir anlayışını son dönemlerinde modern tarzla birleştirip kendine özgü yeni bir çizgi ortaya koymayı başaran usta şair, mesleğini soranlara "şairim" diye cevap verirdi.

Şiirleri farklı formlarda bestelenen Karakoç, rahatsızlığı nedeniyle kaldırıldığı Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bölümü'nde yapılan müdahaleye rağmen 17 Ekim 2018'de, 88 yaşında vefat etti.

"Beyaz Dilekçe", "Bir Çift Beyaz Kartal", "Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman", "Kar Sesi" ve "Seyran"la başlayan "Bahaettin Karakoç'un Bütün Eserleri serisi", Nar Yayınları tarafından okurla buluşturuluyor.

Şairin önemli eserlerinden bazıları şöyle:

"Mevsimler ve Ötesi", "Seyran", "Zaman Bir Beyaz Türküdür", "Sevgi Turnaları", "Ay Şafağı Çok Çiçek", "Kar Sesi", "İlkyazda", "Bir Çift Beyaz Kartal", "Menzil", "Uzaklara Türkü", "Güneşe Uçmak İstiyorum", "Şiir Burcunda Çocuk", "Beyaz Dilekçe", "Güneşten Öte", "Dolunay Şiir Güldestesi", "Leyl-ü Nehar Aşk", "Aşk Mektupları", "Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman", "Ay Işığında Serenatlar", "Sürgün Vezirin Aşk Neşideleri", "Ben Senin Yusuf’un Olmuşum", "Gündemde Yine Aşk Var", "Seyran", "Sabah Esintileri" ve "Kar Sesi"

Beyaz Dilekçe ise onun en sevilen şiirlerinden:

Rahman ve Rahim olan adına sığınarak,
Açtım iki elimi: Kor gibi iki yaprak.

Bir edep ölçeğinde umutlu ve utangaç,
İşte dünya önümde; benim ruhum sana aç.

Bu seğriyen ellerle, senden seni isterim,
Senden seni isterken, canımdan çıkar tenim.

Sana âşık ruhumdur, merceği yakan ışık
Gözlerim, cemalini görmeden de kamaşık

Bir mirasyediyim ben iflasın eşiğinde,
Hep sabrım ölçülüyor, ihlas bileşiğinde.

Kimim? kimlik ararken hem güler, hem ağlarım
Yükseklerden dökülen, sular gibi çağlarım.

Çok tuzlu bir denizim, her an'ım med ve cezir,
Sana âşık olalı, yüreğim kut'la esrir.

Döşeğim kara toprak, yorganım kara bulut,
Ben seninle doluyken, vurgun yapamaz kunut.

Her insan günah işler, Sen’den saklanır mı sır?
Tövbe dilekçesiyle sırttan kalkar bu nasır.

Kainatı yarattın, donattın, rızk verdin,
Kimine sonsuz körlük, kimine ışık verdin.

Yanlış adım atmayın diye indi her kitap,
Sana açılan eli, geri çevirmezsin Rab.

Ulu bir silsileden peygamberler gönderdin,
Gökyüzüne yıldızlar, yere çiçekler serdin.

Sen'den önce bir sen yok, kâinatta İLK, Sen’sin!
Bu kâinat bir meta, hepsine Malik Sen’sin!

Rabb’im seni tanıyan, bilir doluyu-boşu.
Kapına geldi işte, yorgun bir aşk sarhoşu.

Garibim, muzdaribim ama umutsuz değil,
Seninle dost olanlar, cihanda mutsuz değil,

Kulunum,kurbanınım, Rabb’im senin mülkünde,
Garip kulun ne söyler, gülümse dilekçeme.

Senin için verince, verenin feyzi artar,
Gönülden bir sadaka, dağca bir ömrü tartar.

Kainatta ne varsa, hepsinin zikrinde SEN!
Hamd ve şükür sanadır, her şey Seninle esen!

Sen ki Sana geleni, çevirmezsin eli boş,
Âşık boşa dememiş: Lütfûn da, kahrın da hoş!

Bir beyaz dilekçedir Sana her yakarışım,
İmanımla amelim, hem perdem, hem nakışım.

Çalı bile, kendine sığınan kuşu itmez,
Sen Gafur'sun, Aziz'sin, Senin keremin bitmez!

Geldim işte kapına, kul senden ırak olmaz
Sana adanmamışsa, yürek de yürek olmaz!

Her Müslüman bir kartal, vurulur da pes etmez,
Oruçtan tat alanlar kemik peşinde gitmez.

Bezm-i Elest'te Sana secde eden ruh için;
Verdiğin söze sadık, doğru giden ruh için;

Hiç kimseyi vatansız, milletimi devletsiz,
Gönülleri sevdasız, şehirleri mabetsiz;

Bayrakları rüzgârsız, ocakları ateşsiz
Bırakma ulu Rabbim, asi kul değiliz biz.

Benden önce esirge, Muhammed ümmetini,
Esen gitsin her kervan, en sona ula beni!

Kâinat bir mozaik, her şeye sahip ALLAH!
Ey gizli ve aşikâr, her derde tabip ALLAH!