Sanat, Allah’ı aramaktır... Eşyada Hakkı görmek... Her şeyde tecrit ile örtü ve perdenin arkasındakini bulmak. Ruhî ve ilahî olana ulaşmak: İmân ve sanat... İmân çabasının bir adı da sanat çabasıdır. İmân ve sanat, kendinden zuhurdur. İslâm sanatında Tevhid ve sonsuzluk fikri, en iyi ritim ve hendese (geometrik bezemeler) ile ifade edilmiştir.

“Sanat üzerine düşünen sanatkâr” imânı üzerine düşünen mü’min veya nefs muhasebesi yapan mü’min. Bir hadis, “Mü’min, kendini sorgulayan kişidir.” Abdülkâdir Geylanî Hazretleri, “ibadet sanattır, büyük arınmadır!” diyor. Çünkü ibadet, imân hamlesinin ete kemiğe bürünmesidir. Her ibadet, kişinin içten gelen bir çabasının sonucu ve her an imânın yenilik olmasına nazaran bir sanat eseridir. Onun için ibadette de sıradanlık değil, hep yeni bir aşk ve vecd aranır. İbadet kelimesi abd-kul kelimesinden gelmiş olup Allah’ın birliğini kabul edip isteklerini yapmak, kulluk etmek, tapınmak, tapmak, birini çok sevmek mânâlarına gelir. Müslümanın ibadeti hep yeniden oluş ve vecd içinde olmalıdır; ibadet ibdaîdir. İbadet kelimesinin yukarıda verdiğimiz mânâlarında da görüldüğü üzere, kulun Allah’a karşı tüm kulluk vazifelerini ifade ettiğini, namaz-oruç vs. ile sınırlı olmadığını da hatırlatalım. İbadet de imân ve sanat gibi her an yeniden aslî hâline dönüştür.

İmân; aşk ve oluştur, sanat cehd ve çabasıdır, diyebiliriz.

Büyük sanatçılar büyük imân sahibidirler, dersek abartmış olmayız. Büyük düşünce ve sanat adamlarının genelde itikad sahibi olduğunu görmekteyiz. Batı’da böyle, Doğu’da da böyledir. Mikelanj öyle bir vecd içinde eserlerini verir ki çizmeleri ayağına yapışır. Yahya Kemal, Itrî’deki şevk durumunu imâna, tarihe ve sanata atfeder.

Estetik kaygısı olmayan insan rahatsız edicidir ve taklidî imândan, tahkiki imâna yükselemez. Güzeli sevmeyen ve tanımayan kişi Allah’ın esmasındaki güzellikleri nasıl görecek?

Makalenin tamamı için TIKLA