Bugün 23 Mart 2019, Benito Mussolini tarafından İtalyan Faşist Parti’nin çekirdeğini oluşturan Faşist Mücadele Birliklerinin İttifakı’nın kuruluşunun yüzüncü yılı. Dolayısıyla Faşist Parti’nin kuruluşunun yüzüncü yılı da diyebiliriz. Mussolini, İtalya’nın eski bir sosyalist milletvekiliydi. Faşist, Latince “fascio” kökeninden gelmektedir. Fascio; demet, birbirine sıkıca bağlanmış anlamlarına gelmektedir. Nitekim Nasyonel Faşist Parti’nin sembolünde de bu görülmektedir.

Kriz döneminde sağdan yükselen bu parti, duruş ve pozisyon olarak Alman Nasyonal Sosyalist Parti’ye de benziyordu ve müttefiklerdi. O dönemde İtalya güçlü bir orduya sahipti. II. Dünya Savaşı’ndan önce Nazilerin Avusturya’yı ilhak etmesini önleyen İtalya’dır. Almanya ile ittifak kurana kadar Almanların Avusturya’yı ilhakını Mussolini’nin önlediğini unutmamak gerekir. Fransa başta olmak üzere tüm Avrupa ülkeleri de, Almanya’nın tarihe dayanarak hak iddia etmesine karşı Almanya’ya karşı cephe aldılar. Savaşın hemen öncesinde Almanya ve İtalya birlikte hareket ederken, Fransa ve İngiltere onlara karşı birlik oluşturdu.

I. Dünya Savaşı’nda İtalya galip devletler, Almanya ve Avusturya ise mağlup devletler arasındaydı. İlk savaşta İngiltere’nin yanında duran İtalya Avusturya’nın bazı topraklarını da kendisine bağlamıştı. Buna mukabil savaş şartları ekonomik sıkıntıları da beraberinde getirmişti ve bu da faşizmin yükselişine zemin hazırlamıştı. Mussolini, 1922’de kraliyet hâkimiyeti altında iktidar oldu. Şehir şehir gezerek İtalyan toplumunu bir araya getirdi. Beklenen değişimin öncüsü oldu. Ekonomik olarak sıkıntıdaki insanlara umut olurken İtalya’da yeni şehirler inşa etti, iş imkânları oluşturdu ve işsizlik azalmaya başladı. Bu durum halkın Mussolini’ye olan desteğini artırdı. Ben bir faşist veya Mussolinist değilim; fakat ekonomik olarak yeni bir İtalya ortaya çıkardığını kabul etmek gerekir. Devlet idaresi bakımından kötü bir adam değildi.

Bir gazeteciydi ve zengin bir adam değildi, kız arkadaşı zengin ve nüfuzlu bir Yahudi ailenin kızıydı. Parti kurmak, eğitim ve diğer tüm ihtiyaçları için gereken parayı o karşıladı. İtalyan Faşizm’i Naziler kadar katı değildi. Mussolini, Hitler gibi Yahudileri tecrit etmedi. Zaten kız arkadaşı da bir Yahudi’ydi. Dolayısıyla bazı Yahudileri korudu. Almanların Yahudilere karşı aldığı katı tavır herkesin malûmu.

Mussolini II. Dünya Savaşı’nın sonunda İngiltere’den emir alan bazı marjinal gerilla grupları tarafından infaz edildi ve bu gerilla gruplarına Mussolini’nin infaz edilmesi için Londra’da talimat verilmişti. İngiltere ve Fransa’nın müşterek düzenlediği bir operasyonla ele geçirilerek öldürüldü. Öldürüldükten sonra onun cesedi Milano’ya götürüldü. Yanında son karısı da vardı ve oda öldürüldü. Milano’da cesedini teşhir ettiler ve ölüsüne türlü işkenceler yaptılar. Gerçek devrimcilerin yapmayacağı şeyleri yaptılar, cesedine bile saygılı davranmadılar. Oysa o eski bir başbakan ve bir sosyalistti. İnsanlar onun cesedine yapılan saygısızlığı protesto etmek istese de buna izin verilmedi. Oysa o İtalya için gerçek bir vatanseverdi.
Fransa, I. Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya’nın Mussolini döneminde eriştiği refaha hiç erişemedi. Ben ilk defa 1967’de annem ve kardeşimle Paris’e gittim. Paris’te kafeleri ve kahve fiyatlarını gördüğümüz zaman ne kadar pahalı olduğunu gördük.
Bugün, Faşist Parti’nin kuruluşundan yüzyıl sonra İtalya’ya baktığımızda gördüğümüz manzara ise son derece enteresan. Sağ koalisyon hükümetinin en önemli partisi Faşist Parti’nin mirasçısı. Bütün Avrupa’da aşırı sağ yükseliyor. Bu marjinal partinin iktidara gelmesi de kendi içinde çelişkiler barındırıyor. Neredeyse, İtalya’nın güneyine karşı bağımsızlık elde edecek kadar kuzeyin desteğiyle kazandılar. İtalya’nın kuzeyi, güneye karşı bağımsızlığı ilân etse yeridir. Herkes vergi ödüyor; fakat kuzeye daha çok yük biniyor. İki bölge arasında her bakımdan farklılıklar var.

Trump’ın Çin’e karşı takındığı saldırgan tavır ve ticaret savaşları herkes tarafından eleştiriliyor. Trump kapitalist sistem içerisinde bu hakkı kendisinde buluyor. İtalya da Çin ile ticari ilişkileri sebebiyle olumsuz etkileniyor. Trump’ı desteklemeye devam ediyorum, çünkü Amerikan emperyalizminin yüzünü açık açık gösteriyor. Her ülkenin hainleri ABD’yi destekliyor; ben ise emperyalizme karşı mücadele eden herkesi destekliyorum. Son olarak Golan’ın İsrail’e ait olduğunu açıkladılar. Golan’ın güneyi Filistinlilerindir. İsrail, Golan’da Araplara karşı bir koloni kurmak için seneler önce orayı işgal etti. Şimdi İsrail’in başında olan Netenyahu geçmişte bu mesele etrafında çıkan çatışmalarda vurulmuş ve yaralanmıştı.

İtalyan aşırı sağcılar herkesle iyi ilişkiler geliştirmeye çalışıyorlar. Bu çerçevede Çin ile ilişkileri de iyi durumda. Çin iş gücünün çok ucuz olması sebebiyle bir ekonomik güç hâline geldi. ABD, diğer ülkelere yaptığı gibi Çin’i kuşatamıyor. Buna mukabil kişi başına düşen gelir ABD’de Çin’dekinden daha yüksek. Amerikan halkı Avrupa halkından daha çalışkandır, Çin halkı ise Amerikan halkından daha çalışkandır.

İtalyan aşırı sağcıları Alman Nazileri gibi çılgın değildi; Yahudilerle doğrudan karşı karşıya gelmediler. Mussolini, başına gelenlere rağmen İtalyanlar tarafından saygı ile anılır, çünkü ülkede hâlâ onun eserleri vardır. Afrika’daki kolonilerinde de aradan geçen uzun zamana rağmen İtalyan izlerine rastlanabilir. Bugün Mussolini’nin mirası üzerinde devam eden İtalya yakın bir dönemde NATO’dan ayrılarak ABD’nin karşısında konumlanabilir. Bu durumda Çin ile de ilişkilerini de geliştireceklerdir.
 
23.03.2019

Baran Dergisi 638. Sayı