ÜSTADIM’dan: Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi / Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır / Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi / Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır!

*

YEVMİYE: Üstadım’ı, özellikle İslâm dışı çevreler “Kaldırımlar” isimli şiirinin, özellikle ilkiyle, “Kaldırımlar Şâiri” diye anarlardı… Hâlâ öyle… Oysa bizzat kendisinin bana saf şiir mevzuuyla ilgili olarak 12 Mayıs 1983’de söylediği: “Saf şiir, Çile… Kaldırımlar ne?.. Onu da, Kaldırım çocuğu gibi anlıyorlar… Halbuki o, yatağında kıvranan, uyuyamayan entellektüelin şiiridir… Anlıyorsun değil mi?”

*

LEVHA: 4 Ocak 1985… Üstadım’ın, “Kaldırımlar” şiirinin, “Biri benim, biri de serseri kaldırımlar!” mısraı ile uğraşıyorum… Bu arada Adile Güleray, güleryüzle elindeki kâğıtlar üstünde hesab yapıyor. (Süryanice, Huşobo-Hesab: 328: Urbun-Müşteri’nin, bayi’ye verdiği pay… Şebbake-Birbirine girmiş nesne: 328: Müferrih-Ferahlık veren… Güvaşe-Boya, renk: 327: Şebeke-Hüviyet cüzdanı. Balık ağı; Takdim yazım… Mısra’ın ebcedi: 980: İstikbâl İslâmındır… Temsil-Rol: 1980: Mehdî Salih Mirzabeyoğlu… Muhsî-Sayı sayan. Yazı yazan: 148: Kaime-Uzun bir kâğıda yazılan ferman. Kaim olan. “Takdim yazım”… Tı harfi, Allah’ın “Muhyî-İlmi eşyayı kuşatan” ismi, Kamer menzillerinden “Zübab-e: Kara sinek. Sinek”e işaret eder… Zübab-Kara sinek: 705: Habnâme… Anter-Gök sinek: 720: Fahm-Ulu kişi. “Rüya’da gördüğüm Musa Anter isimli Sahabî hatırda”; aynı ebcedle, “Tıysar-Sivrisinek. Arslan”… Mer’iyyet-Mer’i oluş. Makbul olma. Hükmü geçer olma: 720: Halife-İki dağ arasındaki yol. Eski elbise; mazi sıfatı, bürünülen. Birinin yerine geçen, kaim olan… Yevmiye: “Kaime, kaim kelimesinden gelir!”… Yevmiye: “Efendi Hazretleri’ni görsen iyi olurdu ama, birşey farketmez; seni ben yetiştireceğim!”… Süryanice, Anter-Kara sinek: 1652: Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisândır. “Dördüncü mısra”… Zübabe-Sinek. “Nokta. Beş. Sıfır”: 706: Fikir Kahramanı… Aktör: 706: Qeleyto Hermo-Süryanice, Ölüm Odası)… Fransızca, TROTTOIR-Kaldırım: 7616= 623: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDİ-442. “En büyük ebcedle”… Fransızca, PAVE-Kaldırım: 1013= 14: SALİH Mirzabeyoğlu.

*

KALDIRIMLAR Şiiri’nin Birinci Mısraı: 1700: TEFEKKÜR… TAKARR-Birbiriyle kararlaşmak: 701: PRFATİO-Takdim. “Kaptan Kusto Müslüman / Dünya Çapında Bir Hâdise”… Süryanice, MAKTABZABNO D’COLMO-Dünya Tarihi: 701: KÜLHAN-Hamam külhanı. (Yevmiye: “Ömrünün sonunda insan, daha çok duyuyor dünyanın yanık kokusunu, marsık kokusunu!”… Üstadım’ın 1982 tarihli, “Külhan Yeri” isimli şiirinden: “Yaklaştım hamamda külhan yerine / Yaklaştıkça daha sıcak bölmeler / Saplandımı akıl bir kez derine / Her ân dirilmeler, her ân ölmeler!)… Kıpçak dilinde, TAŞ-Kayıb: 701: OSMANLI… Kıpçak dilinde, TAŞ-Taşkın: 1701: BASİRET-Hakikati kalbiyle hissedip anlama. Feraset… İRTİSAM-Emrolunan şeye imtisal etmek, suretine girmek. Resmedilmek, resmi çıkmak, resimli ve nişânlı olmak. Allah’a iltica. Tekbir getirmek: 702: TAKARRÜB-Yakınlaşmak. Yaklaşmak. Vakti gelmek… REHAYAFTE-Kurtuluş: 702: AHMAS-Beşte Birler. (Arabça sayılarda, Nokta, On sayısını, Sıfır ise Beş sayısını gösterir… Nokta: Sıfır… Mehdi’yi Hamil On Süvari hatırda… Süryanice, Hlafto-Naib. Kaim: 525: Şmo Menyonoyo-Süryanice, “Sayı”; isim… Zulu dilinde, Ulethisi-Marul. “Yevmiye: Marulun göbek yapraklarından olmak isterim!”: 3525: Şehîd Taha Cizro + Seyyid Fehim Arvasî + Esseyyid Abdülhakîm Arvasî “Üçışık” + Necib Fazıl Kısakürek + Salih Mirzabeyoğlu… Süryanice, Hato Hfuğyo-Yeni Devir: 1525: Qeleyto Qeso-Süryanice, Ölüm Odası)

*

KALDIRIMLAR Şiiri’nin İkinci Mısraı. “Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır”: 1908: SALİH İzzet Mirzabeyoğlu… SÜBUT-Sabit. Sabit oluş. Kat’i olarak meydana çıkmak. “Yıldız”: 909: CÜ’ZER-Yaban sığırının buzağısı. “Sevr-Boğa. Boğa Burcu: 706: Fikir Kahramanı”… CÜZUR-Kökler: 1908: BÜZUR-Tohumlar. Çekirdekler.

*

KALDIRIMLAR Şiirinin Üçüncü Mısraı. “Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi”: 1306: ŞEV-Gece. Leyl… Lâtince, VERMİS-Solucan. (Süryanice, Şuşo-Solucan. “Yere sızan yağmur suyu. Miyân kökü, beyin kökü”: 612: Derviş Muhammed): 1306: KORE-İbranice, “Madenci”. (Zı harfi, Allah’ın Azîz ismi, Madenler mertebesi, Kamer menzillerinden Sa’du’z Zabih’e işaret eder; Boğazlayan, kurban kesen, yakınlık’a)… Süryanice, GEŞO-Alt. Taht. (Cinn-Gizli: 1053: Ahmed-Necib Fazıl… Takdim yazımın alt başlığı, Dünya Çapında Bir Hâdise: 1053= 1054: Derviş Muhammed-442 mührü): 307: MAGON METKARĞONUTO-Süryanice, “Bomboş Devir”; Fırsat devri. Fetih Devri.

*

KALDIRIMLAR Şiirinin Dördüncü Mısraı-Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisândır: 2566: SEYYİD Abdülhakîm Arvasî “Üçışık”… KALDIRIMLAR: 7626: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDİ-442 mührü. “En büyük ebcedle”… Lâtince, PERSTRERNO-Kaldırım Yapmak: 1060: BÜYÜK DOĞU… Lâtince, PERSTRERNO-Kaldırım Yapmak: 1059: MEHDÎ.

SATIR ARASINDA…

MUHASEBE: “İşte bütün meselem, her meselenin başı / Ben bir genç arıyorum, gençlikle köprübaşı // Tırnağı en yırtıcı hayvanın pençesinden / Daha keskin eliyle, başını ensesinden // Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına / Yerleştirse başını, iki diz kapağına // Soruverse: Ben neyim ve bu hâl neyin nesi? / Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi!”. (Üstadım)

*

BİRİNCİ Beyt’in İlk Mısraı: 2010: HAGEG-Süryanice, “Tasavvur etmek”… Süryanice, CBAD-Sebeb olmak: 10: DADA-Fransızca, “Birinin ağzından düşürmediği mevzu. Çocuk dilinde At”… Süryanice, HED-Yankı. Aksi seda: 10: GRİMO TANFKO ANANQİ-Süryanice, “Mutlak Fikrin Gerekliliği”… EVC-Bir şeyin en yüksek derecesi. Zirve: 10: CBAD-Süryanice, “Düşünce”… Süryanice, QAD-Sökmek: 10: Ebced… İKİNCİ Mısra: 1469: KAM-PERVER-Emel Besleyici… TENVİC-Borç edinmek. “Borç Bilmek”: 469: TESEHHÜD-Uyanıklık… BEYT’in Toplam Ebcedi: 3479= 482: SALİH İzzet Mirzabeyoğlu

*

İKİNCİ Beyt’in İlk Mısraı: 2293: BERGAMAN-Büyük Yılan… RECİF-Şiddetli ızdırab: 293: SABİR(E)-Tahammül eden, sabreden… BASİR-Görücü. “İdrak edici”; iz süren: 293: BAYNOT OTVOTO-Süryanice, “Harflerin arası”… Boşnak dilinde, MOREPLOVAC-Denizci. “Mütefekkir”: 295: MAHMOR-İbranice, “Balık Ağı”… ASDER-Omuz. Menkıb: 295: HÜKÜMDAR… İKİNCİ Mısra: 879: ŞERŞENOYO-Süryanice, “Köktenci, hepçi. Radikal”… BEYT’in Toplam Ebcedi: 3172: MEHDÎ Salih İzzet Erdiş… KABİS-Hızlı giden at: 3172: MÜLAKKAB-Lâkablanmış… Süryanice, KUSTO-Yay. “Yakınlık”: 175: KISTÎ-Bend-i dinin ipi. “Allah Sevgilisi’nin bir ismi. Adalet etmek”… Süryanice, ŞMO KASYO-Takma isim: 1175: DERVİŞ MUHAMMED Mirzabeyoğlu. (Derviş Muhammed-332 mührü, büyük ebcedle)

*

ÜÇÜNCÜ Beyt’in İlk Mısraı: 1961: MÜŞAREKET-Birbiriyle ortak olmak… İKİNCİ Mısra: 1423: İSTİZLÂL-Gölgelenme. Gölge altına girme. Sığınma, himayesine girme. Gölgede oturma. (Yevmiye: Ömrüm boyunca bir dost aradım, benim için benimle kavga yapacak, yatınca sırtımdan emin olabileceğim bir dost! Çük şükür buldum, aradığım gencimi… Beni!)… BEYT’in Toplam Ebcedi: 4384: EFRAK-Çatal İbikli Horoz. “Ebu Süleyman”… DÖRDÜNCÜ Beyt’in İlk Mısraı: 1043: CEYL-Yengeç. Nesil. İnsan topluluğu… LEDA-Beden: 44: DİL-Tad alma ve konuşma uzvu. Lisân, zebân. Lûgat… MED-Uzatma, çekme. Yayma, döşeme. Çoğaltmak. Bir şeye dikkatle bakmak. Nihayet, son; Üç Işık. Yardım etmek. Yâr ve yaver olmak. Sel suyu: 1044: DERVİŞ MUHAMMED-442 mührü. (Kısakürek: 1441: Salih Mirzabeyoğlu)… KAPTAN KUSTO MÜSLÜMAN. “Takdim yazım”:1053= 1054: DERVİŞ MUHAMMED-442 mührü… İKİNCİ Mısra: 1806: HUDARA-Allah için, Allah aşkına… HAVER-Şark. Doğu: 1806: HAŞHAŞA-Yeni Kaftan. Yüksek ses. Silâh sesi. Silâh… HİBRE-Bir şeyin içyüzünü hakkıyla bilme: 807: HIBRE-Tecrübe etmek, denemek, imtihan olmak… BEYT’in Toplam Ebcedi: 2849= 851: RUHAM-Mermerden yapılmış. Mermerle ilgili. “Abdulhakim Koltuğu”; sabit… DAİN-Doğruluk. Maden. Asıl: 851: KAZZAN-Pire. “Nokta. Zirve”. (Ebu Bekir Muhammed bin Ali - Muhyiddin-i Arabi: 485: Hetf-Bir şeyi gizlice hatırlatmak. Seslenmek. Fısıldamak… Kaptan Gusto Müslüman: 485: Kaptan Mirzabeyoğlu… Ta’cib-Hayrete düşürmek, şaşırtmak: 485: Fette-Hüküm. Yardım. Açmak)… HAVREME-Burun ucu. “İleri uç”; rical: 1850= 851: MAGİZ-İçinde ağaç bitmiş su birikintisi. (Vakt-İçinde yağmur suyu biriken kayadaki oyuk: 506: Nakşbend-Ressam, Musavvir. Tasvir eden… Bütün tarikatlar, Hazret-i Ali’de toplanır; en hususisi de Hazret-i Ebubekir’de… Vahdet-ül Vücud + Vahdet-i Şühud: 1231: Ebubekir - Radiyallahu anh)

NEFSİMİZİN HAKİKATİ VAR

LEVHA: (…) Ocak 1983… Bir eski zaman şehrinde, sarıklı ve şalvarlı insanların alışveriş yaptıkları pazar yeri… 40 yaşlarında, zayıf, yüzü kemikli ve ince bıyıklı biri, o Pazar kalabalığında; ve kucağında da, 3-4 yaşlarında bir çocuk… Aman Yarabbi, o Şah-ı Nakşibend Hazretleri imiş… Zevk ve heyecandan eriyorum!..

*

Portekiz dilinde, DOMİNGO-Pazar Günü: 1116: MASİVA-O’ndan (Allah’tan) gayrı… MULİM-Elem ve keder verici: 116: KOY-Kıpçak dilinde, “Hastalığı ortaya çıkmak”… MÜ’SÎ-Teselli eden: 116: MUHASEBE-Hesablaşmak. Hesab görmek… MAHSUB-Sayılmış. Hesablanmış. Kaydedilmiş. Bir zata mensub, kabul edilen. (Yevmiye: “Nefsimizin bir hakikati var!”… Nefsin Gaybı: Nuh Aleyhisselâm ve Pazar günü ile ilgilidir. Lâtifesi’nin rengi Lâcivert. Bu makamda, ölülerin hâllerine vakıf olma vardır… Muhyiddin-i Arabi Hazretleri: “Nasıl ki Hakk, mânâ yönünden, zâhir olan şeyin ruhudur, böyle olunca da Hakk Bâtın’dır. Şu hâlde Hakk’ın âlemin suretlerinden zâhir olan şeye nisbeti, bedeni idare eden Vâli ruhun surete nisbeti gibidir!”… Nuh Aleyhisselâm’da tecelli eden hikmet, “Subbûhî-Allah’ı imkân âlemine âit suretlerden tenzih kılan, onu noksan sıfatlardan arî bilen”dir; bu hikmetin O’na nisbet edilmesi, tenzih - ileri gitmesindendir… Hadîs: “Söz odur ki, şair Lebid’in söylediği: Allah’tan başka her şey bâtıl!”… Bu hikmette, neticede Nefs ile idrak edilen bir Gayb olma… Nuh Aleyhisselâm, bir Peygamber olarak Allah’ın emrettiği vechile, Kavmi’nin en şiddetli Nefsanîyeti hâlinde tebliğini yaptı, kalbiyle işitip duyan, malûm olduğu üzere Tufan hikâyesinde… Hakkı tenzih etmeyip teşbihte kalan, O’nu kayıt ile bağlı ve bir had ile mahdud kılmıştır; sadece tenzih ise, Allah’ı bir nevî Kâinat’tan tahliye sapıklığına varır… İşi galibine bağlama: Nefs’te teşbih ile tenzihi birleştirme. İnsan nasıl kendi varlığını önce tafsilatıyla değil de toplu olarak bildiyse, Allah’ı da bütün isim ve sıfatlarının tafsiliyle değil, toplu olarak anlayabilir; ve gittikçe varmayla, vardıkça gitmek bir arada. İnsan, sırrı Allah’ta olan bir varlık… Hadîs’te bildirilen: “Nefsini bilen, muhakkak Rabbi’ni de bildi!”; İnsandan murad O’nda, İnsan, ufuksuz ufuk. Peygamberler, Sahabiler, Fazıllar ve Veliler, nihayet bütün Mü’min ve Müslümanlar, kendi pay ve hisseleri içinde ebedi!)… Süryanice, MBARYUTO FAYNO-Tecrid Hırkası: 812: ŞAH-I NAKŞİBEND. (Bir sözü: “Mutlak Tevhid mümkün değildir!”… Ve: “Bizim kibrimiz kibir değil, Kibriyaullah’tır!”; Nuh Aleyhisselâm’a âit Makam’ın izinde gidenleri bekleyen tehlike, salikin kibir ve nefs taşkınlığına düşmesi, diğeri de Şah-ı NAKŞİBEND Hazretleri’nin belirttiği veçhile, büyüklerin bazı hâllerinin nefs taşkınlığı zannedilmesidir!)… PAZAR: 211: RAZ-AB-Gizli Su… Lâtince, NUNDINAE-Pazar: 176: EFLATUN-Eskilerin “Eflâtun-u İlâhî” dedikleri Filozof… Lâtince, MUREX-Eflâtun: 252: KUMANDAN… Süryanice, COYO SEFDO-Acı Biber: 176: DERVİŞ MUHAMMED-332 mührü. “Büyük ebcedle”… Arnavutça, DJELE-Pazar Günü: 51: YALDO-Süryanice, “Çocuk”… İngilizce, VALİD-Yürürlükte olan: 51: MAHZUM-Deve veya Ayı burnuna takılan halka. Her delik nesne. (Mahzumoğulları… Aynı ebcedle, Seyyid Abdülhakîm Arvasî Üçışık: 1976: Necib Fazıl)… MÜCEDDİD-Yenileyen. Yenileyici. Her asrın yenileyicisi, Peygamber varisi olan zât: 51: DEVAM.

*

Boşnak dilinde, TRZNİCA-Pazar Yeri: 671: KISMET… Lâtince, SEKRETO-Gizli bir şekilde: 671: RACUNATİ-Boşnak dilinde, “Hesablama”; nefs muhasebesi… TRZNİCA-Pazar Yeri: 671: MEHDÎ DERVİŞ MUHAMMED.

NEŞAT

(ŞATRANC-I UREFA’DAN)

Şatranc-ı Urefa’nın 86. Kabı, NAŞIT-Büyük yoldan ayrılan küçük yol. Vahşî sığır. Bir burçtan başka bir burca varan yıldız. Neşeli ve şen adam: 360: NEŞAT-Sevinç. Sürur, keyf. Bir iş işlemek. Çalışmak… HAŞNA’-Saliha kadın. “Salih nefs”: 360: ARİF-Çok irfan sahibi. Bir işden anlayan… TENZİR-Olacak bir hâdiseyi haber vererek korkutma: 360: SAKAR-Cehennemin bir ismi. (Zebanî: Cehennem’de vazife gören melek… Zeban: Dil, lisan… Üstadım’ın bir Noktalaması: Ateş benim yıkayan, yuyan, emziren annem / Bir arınma kurnası olsa gerek Cehennem!)… HEMİŞE-Daima. Her zaman: 360: KANTAR-Ağırlık ölçüsü alet. Kırk okka. (15 Temmuz 2016 tarihli hâdiselerde şehîd olan Gönüldaşımız Halil Kantarcı, hatırda!)… Tuva Lûgatı’nda, ŞIN-Mantık Derinliği: 360: ŞİN-Bir harf. Çok evlilik. Kürtçe’de, “Mavi”. (Şın harfi, Allah’ın Muktedir ismi, Sabit Yıldızlar mertebesi, Kamer menzillerinden Neaim’e işaret eder)… KÜRSÜF-Pamuk. (Penbe-Pamuk: 59: Mehdi): 360: SİPAHSALAR-Serasker. Askerlerin en büyük rütbelisi. (Naka-i Salih: 1281: Berf-Kar. Güzel söz. Asker)… Romen dilinde, BUCURİE-Neş’e. “Ruhun sevinci”: 1232: VAHDET-İ VÜCUD + VAHDET-İ ŞÜHUD.

Not: Tefrika edilen yazının tamamı yahut bir kısmı, Baran Dergisi'nin izni olmadan iktibas edilemez
 
 
Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu - Baran Dergisi 548. Sayı