LEVHA: 28 Mart 2017… Rahmetli Muammer dedem, Neclâ halamla misafir gelmişler. Oturma odası yerine, Annem ve Ablamla birlikte benim odama girip, daha toplanmamış yatağın üstüne oturuyorlar ve kabak çekirdeği yiyorlar. (Elif Erdiş)
*
Boşnak dilinde, RASTRIKAN POSTELJA-Dağınık Yatak: 1529: SANJATİ-Boşnak dilinde, “Rüyâ görmek”… İÇİÇE Mimari İçiçe Benlik. “Üstadım’ın Çile isimli şiirinden bir mısra”: 529: QARŞUYO-Süryanice, “Gece Kondu”; Kamer Konakları… Süryanice, ŞARVOYO-Yeni. (İngilizce, Horoscope-Burç. Yıldız meyli. Tali’, kısmet: 882: Feza-Yıldızlar arasındaki geniş boşluk. Gökyüzü, gökkubbe, aşku. Açık sahra. Yerde akan su… Horoscope: Horos-Cope… Osmanlıca, Hurus-Horoz. “Hadîs: Horoza sövmeyiniz, o sabah namazının vaktini bildirir!”: 866: Tenvit-Niyet etmek… Husrev-Hükümdar: 866: Rüsuh-İlim ve fennin derinliğine vakıf olmak. Sağlamlık. Devamlılık. Sâbit olmak. Maharet. Meleke… İngilizce, Cope-Meyil. Zayiçe: 16: Oy-Moğolca, “Doğum günü. Tam yıl”; İslâm fıtratı. Kamer menzilleri cetveli… İfrah-Belirsiz bir şeyi belirtme. Şübhe ve tereddüt giderme. Kuş yavrulama. Tohum yeşerme: 882: Mütaemet-İkiz doğurma. “Zâhir ve Bâtın”… Rastkâr-Doğru İnsan: 882: Sahâbîlerin Rolü ve Mânâsı-Alt başlığı, “Peygamber Halkası” olan eserimin ismi… İstikrar-Tekrarlatmak: 882: Zamaim-İlâveler. Ekler. Arttırmalar. Gövdeye bağlı dallar): 529: BASTION-İngilizce, “Kale Burcu”. İleri uç. DAĞINIK YATAK: 687: TEFEZZÜR-Kaftan Giymek… TA’ZİR-Siyaset. Temizlemek. Hürmet etmek. Tehdit etmek. Hakkında muayyen bir şer’i ceza olmayan hususlarda, ferasetle Ululemir ve Vekili tarafından tatbik edilir cezalar: 687: SEYYİD Abdülhakîm Üçışık.
*
Boşnak dilinde, NERED POSTELJE-Dağınık yatak: 763: MEVLÂNA HALİD. (Seyyid Fehim Hazretleri hakkında: O ki, Mesih nefesiyle gönüllere ebedî hayatı üflerdi. Nakşîlik mesleğinde Rabbanî yolu, Hâlidî tavrı ve Seyyid Taha tasarrufu üzerineydi… Seyyid Taha Haretleri, Mevlâna Hâlid Hazretleri’nin baş Halîfesi… Mevlâna Halid “Azameti”: 2174= 176: Musi’-Zengin. Muktedir. Ferahlık veren. Genişlendiren… Hilkam-Aslan. İri yapılı, cüsseli. “Anter”: 176: Makale… Levha: 3 Ağustos 1993… Gazeteden kestiğim bir makalenin ilk paragrafını sesli okurken, ateşli bir şekilde tenkidini yapıyorum… İkinci paragrafa geçerken, Esseyyid Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’ni, elindeki bir gazete parçasını –ki, külâha benziyordu– parmaklarıyla karıştırır gibi görüyorum… Külâhta ve parmaklarının arasında çiçek tohumu gibi “Kust otu” varmış… Mikvel-Dil, lisan: 176: Vasf-Bir kimse veya şeyin taşıdığı hâl. Sıfat. Renk. Suret. Şekil. Tarz, usûl, üslûb… Makale. “Kaptan Kusto Müslüman / Dünya Çapında Bir Hâdise”: 1175= 176: Derviş Muhammed-332 mührü. “Büyük ebcedle”… Meblâğ-Yekûn. Toplam: 1072: Lâğım-Kaleleri düşürmek için gedik açmak veya düşman ordugâhına zarar vermek maksadiyle açılan ve barut konulup patlatılan yerler. Bu işi yapanlara “Lâğımcı” denirdi. Sonradan bu türlü işlere “İstihkâm” denilmiş ve o ad altında askerî teşkilât yapılmıştır… Büyük Doğu’nun “Dünya irfan yemişlerine el atmak” cümlesinden olarak, Dünya dillerini gizli geçitlerden tasarrufla kendi rengine döndüren, hususiyle “Ölüm Odası”na dikkat!)… Boşnak dilinde, POREMEDAJ POSTELJA-Dağınık Yatak: 769: SEFROYONUTO-Süryanice, “Dil ve Edebiyat”.
*
Boşnak dilinde, CUPAR POSTELJA-Dağınık Yatak: 3525: QELEYTO QESO-Süryanice, “Ölüm Odası”… Süryanice, ŞMO MENYONOYO-Sayı: 525: TESNİYE-Bir şeyi kolaylaştırma… Süryanice, ŞUROYO-Mukaddime, takdim: 3525= 528: SEYYİD Taha Cizro + SEYYİD Fehim Arvasî + SEYYİD Abdülhakîm Arvasî “Üçışık” + NECİB Fazıl Kısakürek + SALİH Mirzabeyoğlu… Süryanice, TNONOYO-Halihazır: 528: ŞUBHORO-Azamet. (Beraat: 1673: Mehdî Derviş Muhammed)
*
Boşnak dilinde, VASAR KREVET-Dağınık Yatak. (Arnavutça, Sheperndare-Dağınık: 529: Sanjati-Boşnak dilinde, “Rüyâ görmek”… Boşnak dilinde, Nered-Dağınıklık: 256: Nur): 976: MAHZUMOĞULLARI-Halid bin Velid ve Süleyman bin Halid Hazretleri’nin mensub olduğu Kureyş kolu… SEYYİD Abdülhakîm Arvasî: 1976: NECİB Fazıl… MİRZABEYOĞLU-Mahzumoğullarından gelen bir kol: 1322: SATRANÇ. (Şatranc-ı Urefa. “Ariflerin Şatrancı”: 913: Tebaşür-Müjde… Cezrî-Köklü. Kat’i. Köke âit ve müteallik. “Radikal”: 913: Zerabî-İftihar eden. Geniş enli döşek, yatak… Pezira-Kabul eden: 913: Hadaset-Gençlik. Yenilik. Tazelik. Yeniden oluş. Bir şeyin evveli… Şatranc-ı Urefa’nın ilk baskısı Sultan 2. Abdülhamîd –1876, 1909– devrinde taş baskı tekniğiyle basılmış ve Levha olarak… Büyük Doğu mecmuası ve “İmân ve İslâm Atlası”nda yayınlanan bu Levha, Muhyiddin-i Arabî Hazretleri’ne atfedilen Levha değil ve ondan ilhâmla hazırlanmış, hazırlayan meçhul… Abdülhamîd: 169: Kusto… Süryanice, Kusto-Yay. “Yakınlık”: 566: Seyyid Abdülhakîm Arvasî… Süryanice, Şalituto Tabco-Hükümdarlık Mührü: 1566: Savyut Nezlo-Süryanice, “Muvazene”… Ve benim, Takdim yazımı arayışım boyunca ona refakat eden, Üstadım’ın “Derviş Muhammed” rüyâsı izinde, keşfim; Şatranc-ı Urefa’nın 100 Kabı’nın Ebced Toplamı: 48.625= 673: Mehdî Derviş Muhammed… Şatranc-ı Urefa’nın Kabları ve “Vuslat” Hedefi Ebced Toplamı: 673 + 126= 799: İzzet Mirzabeyoğlu)… Boşnak dilinde, CUPAV KREVET-Dağınık Yatak: 7726: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDİ-442 mührü. “En büyük ebcedle”.
*
Süryanice, AMBİQO ZARCO- Kabak Çekirdeği:281: MEHDİYYE-İ RÜYA-Rüyâ hediyesi… NAKA-İ SALİH-Salih Aleyhisselâm’ın mucizesi: 281: SURGODO-Süryanice, “Ayet”. İz, alâmet, işaret, eser. Kur’ân’daki her bir cümle… Süryanice, QARCO GRUMO-Kabak Çekirdeği. (Kedu: Kabak. Kafatası. “Ekol”… Aceme: Çekirdek… Kedu Aceme-Kabak Çekirdeği: 148: Akvam-Kavimler. Milletler): 467: TAHA SURESİ’nin, 25 / 26 / 27 / 28. âyetleri, Musa Aleyhisselâm’la ilgili. Meali - Dedi: “Ey Rabbim! Benim göğsüme genişlik ver / Ve bana işimi kolaylaştır / Ve dilimden düğümü çöz ki / Sözümü iyi anlasınlar”… Süryanice, QARO ZARCO-Kabak Çekirdeği: 429: EBU HUREYRE R.A. (Allah Sevgilisi ile bütün muharebelere iştirak etmiş ve ondan 5374 Hadîs nakletmiştir… Hadîs: “Her ümmetin bir Hakîm’i vardır, benim ümmetimin Hakîm’i de Ebu Hureyre’dir!”… Kendeş-Bir nevi deva: 374: Neşita-Bir şeyin aramaksızın bulunması. Ansızın bulunan nesne. Gazilerin kasdetdikleri yere varamadan yolda buldukları nesne… Müstetbeat-Kelâma tâbi mânâlar. Söz söylerken arasında işaretle anlatma: 1373= 374: İnşibak-Şebeke şeklinde olmak. Balık ağı gibi birbirine girme. Hüviyet sureti… Arik-Asil haseb ve neseb ehli kimse: 1379: Munfatır-Yarılan. Derinleşen)… PÎR RÜYASI: 429: KETİDE-Harf. Yazma. Süvariyle atın özdeşleşmesi… KABAK ÇEKİRDEĞİ: 1451: SALİH Mirzabeyoğlu.
*
LEVHA: 20 Mart 1986… Üstadım’ı görüyorum… Sonra biri bana, “Senin yatağın çekirdek dolu!” diyor… Yataktan kalkmışım ve çekirdek te kabak çekirdeği… Sonra, “Üstad da öyle dedi!” diye ekliyor!..
 
MUHASEBECİ
 
LEVHA: (…) Mart 1984… Üstadım, önünde duran henüz bitmemiş bir hikayesinin veya hikâyemin altına ÇARPI işareti koyuyor… Ve hikâyede kadın meselesine temas edilmesinin gereğini işaret kasdıyla, “Kadın!” diyor… Bunu söylerken içten bir şevk ve muzib bir ifâdeyle, gülümsemeli bir hâli var… LEVHA: 2 Temmuz 1984… Rakamlarla uğraşıyorum ve ÇARPIM yapıyorum!
*
BESMELE. (Süryanice, Baş’me D’moryo-Bismillah: 614: Büyük Doğu Takdim“i”… Büyük Doğu Takdimi-Kaptan Kusto Müslüman / Dünya Çapında Bir Hâdise: 2624: Mtahmo Heggo Ananqi-Süryanice, “Mutlak Fikir Gerekli”… Süryanice, Şnigo D’neşe-Kadın hastası. “Bilmece hastası”; kadında Kâinat muhasebesini hülâsalandıran: 7626: Mütevaffık-Muvaffak olan… Arnavutça, İdentifikim-Hüviyetini tesbit etme: 1626: İdiyogoluto Of Qavmo-Süryanice, “İdeolocya ve İhtilâl”… Süryanice, Trigudo-Aktör: 7626: Derviş Muhammed Semerkandi-332 mührü. “En büyük ebcedle”… Süryanice, Maktabzabnoyo-Tarihi: 626: Ahjetor-Arnavutça, “Aralık”; 2014’ün son gecesi): 1136= 137: EL-MUSTAKBEL LİLİSLAM-Arabça, “İstikbal İslâmındır”… MUHASEBECİ: 137: QSUSO-Süryanice, “Kurt”; Ebu Halid, iz süren. (Kurt: 706: Fikir Kahramanı)… Kıpçak dilinde, KÖKLÜK ÇİÇEK-Neseb, soy sop zâhiri: 1137: SÜLEYMAN Mahzumoğulları… Süryanice, CAYNO D’CUZAYLO-Ceylân Gözü: 1137: MEKTUBAT-I RABBANİYE. (Mektubat: 1868= 869: Necib Fazıl Kısakürek + Salih Mirzabeyoğlu)… Süryanice, MLE ZABNO-Zaman: 137: SALUM-Lâtince, “Açık Deniz”.
*
MURABBA-Bir sayının kendisiyle çarpımı. Dörde çıkarılmış. Dört köşeli şekil. Geometride Kare: 1322: MİRZABEYOĞLU… DARB-ZEN-Madeni levhalar üzerine yazı yazan, nakış işleyen. Kale döven. (Darb: Çarpma. Matematikte çarpı işareti… Zen: Kadın… Kadın: 1165: Derviş Muhammed-332 mührü; büyük ebcedle… Boşnak dilinde, Zena-Kadın: 59: Mehdi): 1059: MEHDÎ… KÜLAH-Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nin Kust otu hakkındaki makalesi, gazeteden yaptığı külâh içinde Kust otunu karıştırması hatırda: 59: PAÇPAN-Hintçe, “Ellibeş sayısı. (Necb-Ağaç kabuğunu soymak: 55: Ümid-İstikbâl)… İKİ aynı sayının çarpımı: 59 x 59= 3481: SALİH İzzet Erdiş… HAYLULET-İki şey arasında hicab olma. Araya girme. “İki tarafı da tanıyan”: 484: MÜTEKEBKİB-Kaftanına bürünmüş. (Bolu Dağı Cüzzeti-Bolu Dağı Kaftanı: 162: Meduyak-İbranice, “Tam doğru”… Bolu Dağı Heftanı-“Rüya Kelâmı Kaftanı”: 1595: Mehdî Seyyid Abdülhakîm Arvasî)… MİK’AB-Kendisiyle iki kere çarpılan sayı. Küb: 132: İSLÂM… SENCİDE-Ölçülmüş, tartılmış, değerli. Tam yerinde söylenmiş söz: 132: Kalb… KENDİSİYLE iki defa çarpılan sayı: 59 x 59 x 59= 205.379= 584: BONO FRİŞO QUTNUTO-Süryanice, “Başyücelik Devleti”.
*
İngilizce, SKELETON-İskelet: 1565: SEYYİD Abdülhakîm Arvasî… KENDİSİYLE çarpılan sayı: 566 x 566= 320.356= 676: SALİH İzzet Erdiş… VÜCUT’ta eklem sayısı: 360: HAŞNA’-Salih kadın. “Kabul edici salih nefs”… KENDİSİYLE çarpılan sayı: 360 x 360= 129.960= 1089= 90: MALİK… KISAKÜREK: 1441: SALİH Mirzabeyoğlu… KENDİSİYLE Çarpılan sayı: 441 x 441= 194.481= 675: Salih İzzet Erdiş… NECİB Fazıl Kısakürek: 1417: İCTİYAB-Kaftan giyme. Kuyu kazma. “Pîr”… KENDİSİYLE çarpılan sayı: 417 x 417= 173.889= 1062: MEHDÎ… SEYYİD Fehim Arvasî: 487: MEHDÎ Salih Mirzabeyoğlu… KENDİSİYLE Çarpılan Sayı: 487 x 487= 237.159= 396: KURRASA-Papatya. (Papatya: 1417: Necib Fazıl Kısakürek)… SEYYİD Taha: 88: ELVAN-Renkler. Muhtelif görünüşler… KENDİSİYLE çarpılan Sayı: 88 x 88= 7744: DERVİŞ Muhammed Semerkandi-442 mührü. “En büyük ebcedle”… AYNI ebcedde: 4751: DERVİŞ Muhammed-442 mührü. “En büyük ebcedle”.
*
ŞAH-I Nakşibend Hazretleri: “Bizim kibrimiz kibir değil, Kibriyaullahtır!”; Allah’ın azametinden gelir. Her büyüklüğün önünde silindiği… Allah’ın her isminde, her ismi vardır; ve her ismiyle, “Mutlak Meçhul” Zât’ı kastedilir… Kim, Allah’ın hangi isminin Azamında; “ism-i azam”ında; bu insanların “Havasına-Üstünleri”ne bildirilir ve Evliyaların ayrı ayrı ism-i azamı’nın olması bundan… İkinci bin yılının müceddidi İmam-ı Rabbanî Hazretleri’nin ism-i azamı, KAYYUM-Topyekün varlığın kendisiyle var olduğu Allah’ın 99 güzel isminden biri. Başlangıç, son ve yeniden oluş gibi hallerden münezzeh ve ezelden ebede kaim ve daim olan Allah. (Kayyım-Bütün iyilikleri ve haseneleri toplayıcı ve muhtaçlarına çok çok ihsan eden mânâsında, Allah Sevgilisinin bir ismi: 150: Sultan-Hükümdar. Kuvvet, kudret ve hâkimiyet sahibi. Her şeyin yavuz, şiddet ve satvetine denir. Kahr ve tegallüb mânâsında masdar. Hüccet ve delil. Kelimenin aslı “Selit-Zeytinyağı”dır ve ondan kandilde faydalanıldığı, ışık saçıldığı için, onlara da bu mânâ ıtlak olunmuştur): 1156: GONK-“İstikbâl İslâmındır”; Kaptan Kusto Müslüman… KAYYUMİYET-Kayyumlukla ilgili. (Mehdî Muhammed: 1154: İnsanî Hakikatin Berzah Renkleri… D’lo Busoro Hşabto Ananqi-Süryanice, “Mutlak Fikir Gereklilik”: 2154: Bütün Fikrin Gerekliliği): 566: SEYYİD ABDÜLHAKİM ARVASİ.
 
TÂBİR
(KAPTAN KUSTO MÜSLÜMAN)
 
LEVHA: 23 Mart 1990… Küçük bir karayılan… Üstad’ın tabutunun etrafında… Sonra büyüyüp azman bir şey olmuş… Çevik ve kuvvetli bir biçimde süzülüp gidiyor… Islık sesi gibi ses çıkararak… Orada bulunan biri bana, “Üstad küçükken de o karayılanı sever, ağzına yüzüne sürerdi!” diyor. (Mevlüd Koç)… LEVHA: (…) Mart 2017… Üstad, hasta olarak bir odada yatıyor; torunum küçük Mahmud Salih de, onun yüzüne gözüne ayaklarını basıyor. Üstad, çok mutlu ve gülüyor… Ben içeri girince, panik içinde torunumu almak üzere koşuyorum; ama Üstad, “Bırak!” diyor ve yattığı yerde doğruluyor… Aklıma, Peygamber Efendimiz’in torunlarına müsamahası geliyor, “Herhâlde onun için kızmıyor!” diye düşünüyorum, sonra yaklaşıp elini öpüyorum… Üstad, sanki yıllardır görmediği tanıdıklarını görmüş gibi, mutlu ve aynı heyecanla bizi uğurluyor. (Hatice Ustaosmanoğlu)
*
Arabça, OSMAN-Yılan yavrusu: 1561: FESTİQO-Süryanice, “Tabut örtüsü”… USMAN-İki zeytin ağacı. (Zeytin: 1417: Necib Fazıl Kısakürek… İki zeytin ağacı: 417 x 2= 1833: Kodificirati-Kanun hâlinde toplamak. Kodlamak, düzenlemek… Büyük ebcedle, Derviş Muhammed-332 mührü: 833: Tairinus-Lâtince, “Boğaya âit olan”… Lâtince, Taurus-Boğa: 673: Mehdî Derviş Muhammed… İbranice, Est Pri-Meyve ağacı. “Zeytin ağacı”: 48.625= 673: Şatranc-ı Urefa’nın 100 Kabı’nın Toplam Ebcedi… Vahdet-i Şühud + Vahdet-i Vücud: 833: Tayoyo Qazaro Kusto-Süryanice, Kaptan Kusto Müslüman): 561: MÜŞARİK-Ortak… MÜSTEBTİN-Bir şeyin ledünnüne, içyüzüne vakıf olan: 561: AŞKNÜMA-Aşkını bildiren. Aşkını gösteren… SÜNAİ-İkili: 1561: ASKAT-Vahid-i Kıyas. “Büyük Doğu / İbda”.
*
MAHMUD SALİH: 227: SANKSİON-Arnavutça, “Te’yid”… Süryanice, İQORO-İzzet: 277: ZERİHA-İbranice, “Güneşin doğması”… Lâtince, OTİS-Torun: 477: MATLO-Süryanice, “Tabir”… (Nevade: Torun… Nevad: Dil. Kelm, yara. İz)… İZZET. (Süryanice, Şubho-İzzet: 322: Mirzabeyoğlu): 477: MELTO-Süryanice, “Fikir”. (Lâtince, Nefos-Torun. “Dil”: 559: Kaptan Kusto Müslüman… Süryanice, Nip-Torun: 62: Mehdî)
 
ZEVK-İ DİL
(ŞATRANC-I UREFA’DAN)
 
Şatratnc-ı Urefa’nın 59. Kabı, ZEVK-İ DİL. (Zevk-i Lisan: 812: İstifra-Başlama… Zabit-Subay. Zapteden. Dediğini yaptıran. Tuttuğunu koparan: 812: Habir-Haberli. Alîm… Şah-ı Nakşîbend: 812: Müteberki-Peçelenen, gizlenen… Müteberki: Müte-Berki… Müte: Delice, vecd. Sari, sirayet eden… Berk: Şimşek çakma, parlama. Yıldırım. Ziynetlenme. İlâhî tecelliye mazhar olarak yakınlık. “Yaprak; bir meselenin hakikatinin tam mizaniyle görünüverdiği kalb”… Berk-i Basar: Dehşet ve şiddet hâlinden mecaz olarak, başa gelen beklenmedik kötü hâdisenin şiddetli ızdırabıyla, dehşet ve hayret içinde duyulan keskin “intibah-uyanış”ı ifâde eder… İslâm’ın Bizansla ilk karşılaşması olan Mûte Harbi ve “Malik” hikmeti hatırda): 840: KELİME-İ ŞEHADET DİLİ. (Arabça, Vecede: Bulmak; vicdan, bundan sonra görünen ve soran. Neticede Allah’ı kabul veya red. Vicdan’ın mevzuu ne olursa olsun, kâfirin de Allah’ın kulu olması dolayısiyle, kökü bu. “Vecd” kelimesi de, aynı kökten geliyor)… DAGM-Isırmak: 1840: ZAMM-Bir şeyi bir şeye ekleme, arttırma. Katma… MÜŞTAK-Arzu ve iştiyak gösteren: 1840: MEZK-Tadmak, tadına bakmak. “Gusto”; lezzet ve zevk… FIRKATEYN-Harb gemileri: 840: MÜSTANSIR-Yardım dileyen, muavenet isteyen… MÜŞTAKK-Başka kelimeden türemiş ve iştikak etmiş: 840: TENFİŞ-Pamuk gibi ditme… Süryanice, TAYOYUTO-İslâm. İslâmiyet: 1839: YATİRUTO B’SBUTO ŞUHODO-Süryanice, “İfrat hâlde tecrid”. (Üstadım: İslâm, malik olduktan sonra sonsuz arayışa mevzu olandır… Sınırda sınırsızlık bahsine misâl, LEVHA: 28 Haziran 1984… Kalın ve yuvarlak mermer bir sütunda, afiş büyüklüğünde Üstadım’ın kitabı… Kapakta, “20 Sene Beraber” diye bir başlık… Üstadım onu, hapisteyken bir senede yazmış… Galiba 333 ve 33 veli gibi bir “menkabe-velilerin hayat hikâyeleri”ne dair bir kitab… 10 cilt olması plânlanmış ama, “Hapisten çıkınca birinci ciltte kalmış!” diye düşünüyorum… Üstadım’ın kitabını okurken onu hayâl mi ediyorum, yoksa ben okurken sözleri o mu söylüyor gibi canlı mı görüyorum, yoksa o mu okuyor, kestiremiyorum… Ama onu gördüm… Şöyle bir cümle: “40 senede de erilmez ama, biz erdik!”… Kitabtaki bu yazının Hazret-i Hüseyin ile alâkalı olup olmadığını bilmiyorum… Bir Not: Sırrına açık müphemliğe, “Ben kimim?” sorusu peşinde, gizlenen Takdim yazım ve getirdiklerinden doğan eserlerimden sonra, elinizdeki “Ölüm Odası”nın 7. cildi ve ömür boyunca sürecek oluşu bir bedahet ifâdesi yolum sırrı misâl… Ve her hikmetin Büyük Doğu / İbda’da yankısını bulduğunun delili de, bu sayıda ve mevzumuzla ilgili olarak Said-i Nursî Hazretleri’nin şu sözünde: 20 senelik mübhem bir ömür, 1000 senelik muayyen bir ömürden müreccahtır; üstün tutulan, tercih edilen!)
 
 
Not: Tefrika edilen yazının tamamı yahut bir kısmı, Baran Dergisi'nin izni olmadan iktibas edilemez
 
Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu – Baran Dergisi 534. Sayı