LEVHA: 20 Mayıs 1986... Üniversiteye yazılmışım... HUKUK Fakültesi’nde sınıftayım... Akranlarım 4. sınıfa giderlerken benim 4. sınıftan ayrılıp 1. sınıfa gitmem ne kötü... Hüzünleniyorum... Eskilerden bir genç... Acaba beni tanıdı mı?.. “Selâmunaleyküm!” diye selâm veriyor ve yanımdan geçiyor... Sonra konuşup dertleşiyoruz... Koridorda bir yerde iken, Eskişehir’deki sokağımızda oturan GÜLÇİN isimli bir kız, dar ve dekolte bir elbise ile karşımda... Benden davet bekliyor, elini cebime sokuyor, elimden tutuyor... Şu yanımızdakiler de bir türlü ayrılmıyorlar... Altıma AMME HUKUKU kitabını koyup yere oturuyorum... Onu da yanıma oturtmak istiyorum... Bu kız, harikulâde güzel ve insanı baştan çıkaracak kadar cilveli... Okulda karşılaştığım o genç, Tekel’de çalışıyormuş ve Sirkeci’deki Tekel mağazasının arkasında bulunan Yurt’taki bir gence benziyor... Biraz da, THKO lideri Deniz Gezmiş’e... Okulda Apocular da var!..
*
AMME HUKUKU-Devletle kişiler arasındaki ilişkiler ve kişinin devlet karşısındaki hak ve yetkilerini belirten hukuk: İlgilenilen saha, ister istemez “Devletlerin doğumu” kaynağını mesele edinirken, hemen bütün felsefi görüşleri de ilgilendiren bir mahiyet arzederek, “Mutlak Fikrin Gerekliliği” bahsine varır. (Romen dilinde, İntelekt-Akıl: 903: Telonito-Süryanice, “Gölge”... Sabit-Duran. Yerinde durup hareket etmeyen. Doğruluğu kabul edilmiş olan: 903: Beşaret-Müjde. Hayırlı haber. Yeni çıkan acib şey. Müjdeye verilen ihsan... Levha: 3 Mayıs 1985... Üstadım’ın yanında Muhib Işıklar... Üstadım’ın dizine dokunarak, “Nuru kalbinden kovayla çek!” diyor... Arabça, Delv-Kova: 40: Devl-Devlet... Kuvvet. “Talih. Saadet”... İbranice, Şalos Egre-Onüç. “Salih Mirzabeyoğlu: 1013: İstisna-Müstesna. Kaide harici”: 903: Tebaşür-Müjdelemek. Bir işe girişmek... Devlet-i Ebed Müddet-Ebed müddet saadeti devlet; dünya ve ahiret için: 891: Grimo Mahsabto Ananqi-Süryanice, “Mutlak Fikir Gereklilik”... Lâtince, Trierchus-Kaptan: 1891: Rişono Frişo Qutnuto-Süryanice, “Başyücelik Devleti” / Yeni Dünya Düzeni... Üstadım: “Annesi gül koklasa, ağzı gül kokan çocuk / Ağaç içinde ağaç, geliştiren tomurcuk!”... Süryanice, Vardo-Gül: 217: Rüyâ… “Üstadım’ın Derviş Muhammed rüyâsı”... Süryanice, İlon Varde-Gül ağacı: 4299= 1303: Derviş Muhammed. “En büyük ebcedle”... Berrak-Bulanık olmayan, duru, açık, saf: 1302= 303: Mirzabeyoğlu... Süryanice, Feqhun Vardo-Gül Goncası: 366: Şahin-Av avlamak için de kullanılan, avcı bir yırtıcı kuş... Süryanice, Rih Vardo-Gül Kokusu: 435: Rahman Sûresi, 19. Âyet - Meâli: Allah kabaran iki denizi salıvermiş, birbirlerine kavuşuyorlar... “Noktalı harfler”... Gülçin: 1112: Salih İzzet Erdiş): 1329= 330: ŞRİHUTO B’QYOMO ŞUHODO-Süryanice, “İfrat hâlde tecrid”... Hollandaca, POPULAIR ZIJN-Rağbet: 330: SARM-Bağ kesmek. Meyve toplamak... Süryanice, METTAVDYONUTO-Tecelli: 1330: HEMSO GABORO-Süryanice, “Fikir Kahramanı”.
*
İSTİKBAL-İ İSLAM: 7726: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDİ-442 mührü. “En büyük ebcedle”... Süryanice, ŞNİGO D’NEŞE-Kadın hastası. “Erkek veya kadın, nefs dişidir; zâhir ve bâtın alıcısı”. (Arnavutça, Koke-Baş. Kafa. “Koket: Süslü kadın. Amme. Umumi”: 131: Malin-Fransızca, “Cin”. Gizli, gizlilik, gizli varlıklar. Fert ve toplum meseleleri, ilişkileri... Amme-Babanın karındaşı, hala: 115: Sümmeha-Yer ile gök arası. Her tarafa dağılıp gitmek. “Fert ve toplum, fert ve çevre”... Süryanice, Kifo-Taş. “Sabit”: 115: Nine-Cedde. Büyük vâlide. Yeni olmak... Selâm: 1131: Naslıhan Kerimem. “Keremli, Naslı-Han”... Enf-Yeni: 131: Kal-Moğolca, “Dün, yarın”... Enf-Burun. Uç nokta. Efendi, seyyid. Başlangıç. Dağ çıkıntısı, dağ sırtı: 131: Enf-Ağzı güzel kokan kadınlar... Yunus Aleyhisselâm’da tecelli eden “Nefsî hikmet”, nefes olarak da tâbir edilmiştir... İspanyol Lûgatı’nda, Mujer-Kadın. “Fransızca, Majör: Büyük”: 254: Mürid... Amma-Amcalar. Babanın erkek karındaşları: 1111= 1112: Salih İzzet Erdiş... Boşnak dilinde, Zena-Kadın: 59: Mehdî): 1726: ANTERA-Kıl. Dökmek. (Miv: Kıl. “Şiir”... Mi’ve: Meyve... Bintasya-Beyinde duyu ve duygu, his birliği merkezi: 1524: Mara Lajme-Arnavutça, “Haber almak”... Süryanice, Mcisuto-Cin hastalığı. İnsan nefsinin eksikliği ve tekâmül sebebi, bunun hissedildiği kadar: 1523: Kelime-i Tevhid-Nefste zikirle “Allah’tan gayrı ilâh” olmadığının isbatı... Farsça, Heme ez Ost-Herşey “O’ndandır”; herşey Allah’tandır ve hiçbir şey O değildir. “Vahdet-i Şuhud”: 1525: Hato Hfuğyo-Süryanice, Yeni Devir) Fransızca, FACULTÉ DE DROIT-Hukuk Fakültesi: 1150: MEDİCİNA LEGAL-Süryanice, “Adlî Tıbb”... İbranice, MAKİF-Kuşatıcı, kapsayan: 151: FASİ-Süryanice, “Hürleştirmek”... Lâtince, SUMME-En yüksek derece: 1151: MLUD MTAKSONUTO-Süryanice, “Vasıta Sistem”.
*
TEZ
(ADLÎ-TIBB)
 
LEVHA: 22 Nisan 1983... Harun Yüksel ile beraber, Üstadım’ın yanındayız... Hepimiz yerde diz çökmüş olarak oturuyoruz... Harun Yüksel’e âit olduğunu sandığım kitablar var; Hukuk kitabları... Ben tek tek isimlerini okuyup Üstadım’a veriyorum ama, içimde bunların hukuk değil de ruhîyatla ilgili olduğu hakkında bir his var... Verdiğim kitabları Üstadım sırayla rafa koyuyor... Ciltli kitablardan sonra, Atatürk hakkında iki kitab daha veriyorum... Bir kitab da, şâir Orhan Veli’nin şiir ve yazılarından; yabancı dile tercüme edilmiş şekliyle... Kitab üstünde kendi resmimi görüyorum; Orhan Veli benmişim... Ama soyadım, Slav alfabesindeki harfleri andıran bir yazı ile yazılmış!..
*
HUKUK-Hakk’ın çoğulu, haklar. İnsanın cemiyet hayatında riayet etmesi gereken kaideler, esaslar, şer’i ve adlî hükümler. Haklıyı haksızdan ayıran kaideler kanunlar; “ahlâk”tan farkı, riayeti mecburî kılabilme kudreti: 214: MİSKATA-Düşürtücü ilâç veya sebeb. (Yevmiye: “Bir el var böyle düşer, sahibini görmesen de tanırsın!”; tecelli, görünmeyen tecelli edenindir, gerçekleşendir. Hukuk’un “Normatif-Şeklî” karakteri gözönünde tutulur ve şekil hakikatinin hakikati Allah’ta olduğu meselesi hatırlanırsa, Allah’ın “Adl-Adil” isminin mânâsının “Bizzat adalet”, bunun da hakikî hukukun kaynağının ne olduğu anlaşılır; Allah Sevgilisi’nin tebliğ ettiği üzere, düşen O, düşürtücü Allah... Kıst-Adalet etmek. Allah Sevgilisi’nin bir ismi: 169: Abdülhamid-Hamdleri kabul eden Allah’ın kulu... Rahman Sûresi’nin 19 ve 20. âyetleri: 3166= 169: Kust-Topalak otu. “Düşürtücü ilâç”. Deniz akakirlerinden –ilaç hammaddelerinden– biri... Fransızca, Cousteau-Kusto. Suadi: 478: Kaptan Kusto Müslüman-Alt başlığı “Dünya Çapında Bir Hâdise” olan Takdim yazım... Süryanice, Dayanuto-Hukuk: 478: Tahallüm-Baliğ olmak. Rüşd yaşına ermek... Cüst ü cu-Arayıp sorma, araştırma: 478: Teşdid-Doğrultma, doğrultulma)... Tuva Lûgatı, BÜRÜ-Her. Hep. Tam: 214: MİKAD-Arabça, “Koltuk”. (Abdülhakîm Koltuğu-“Herşeyi yerli yerince eden-Hakîm” Allah’ın kulunun koltuğu; Allah Sevgilisi başta: 732: Acternus-Lâtince, “Sonsuzluk”. Ebed müddet)
*
Süryanice, KİNİTO-Hukuk: 496: MESCOYUTO SULTANUTO-Süryanice, “Vasıta Sistem”. (Başyücelik Devleti)... Süryanice, MEHUTAM-Mühürlenmiş. “Mühür sahibi”: 496: DERVİŞ MUHAMMED-442 mührü. “En küçük ebcedle”. (İspanyolca, Nombre-İsim: 303: Number-İngilizce, “Sayı”… Kısakürek: 1441= 442: Salih Mirzabeyoğlu)… Süryanice, MCALYUTO-Yücelme: 496: FETVA-Bir hâdise, bir muâmele hakkındaki şer’i hüküm vermeye ehil olanların haber vermesi ve o hükme dair verilen malûmat. (Şeriat: 1980: İstikbâl İslâmındır)... Almanca, LUST-Rağbet: 496: TEVESSÜL-Her işi ve ameli, Allah’a yaklaştıracak vesile bilmek. Sarılmak. Baş vurmak. İnanmak. Sebeb tutmak.
*
Süryanice, DATO-Hukuk: 411: ETİ-İbranice, “Ahlâkî”. (Ahlâk: 732: Abdülhakîm Koltuğu... Süryanice, Şiyuto-Ten. “Vücut”; bütün amellerimizi, bedenle yapıyoruz. İspanyolca’da “Tez-Ten rengi” demek; Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanmak ve “Allah’ın boyasıyla boyanmak” memuriyeti, İslâm’ın kökten tezi olmak yanında, tezin kökünü de gösteriyor: 732: Zikr-ul Halikî Bilâ Kelâm-Arabça, “Kelimesiz düşünmek Yaratanı”… Teferruat Şuuru: 732: Mehdî Muhammed Şuuru… Arnavutça, Kalter-Mavi. “Kelime-i Tevhid nurundandır”: 732: Zafer Takı)... Süryanice, DATO-Kanun: 411: DATO-Adalet.
*
Süryanice, NOMUSO-Hukuk: 168: NEKFOYO-Süryanice, “Zarf”... Süryanice, ŞATESTO-Temel: 1168: NOMUSO-Süryanice, “Kanun”... Boşnak dilinde, DOSLOVNO-Harfi harfine: 1168: METNAHRONUTO-Süryanice, “İrfan”... Kürtçe, EFDELAN-En iyi iki şey: 1167: CEPTRO-Portekiz dilinde, “Asa kılıfında kılıç”... Boşnak dilinde, KOSA-Kova. Saçlar, sırlar. Tırpan, ekin biçen. (Ekin: Kültür... Delv-Kova: 40: Devl-Arabça, “Devlet”; genişliğine doğru ahlâkın, en büyük kuruluşu. Ahlâkî alt yapının, hukukî ve siyasî teşkilâtı, mecbur kılma kudreti): 167: OSLOBODENJE-Boşnak dilinde, “Hürriyet”... Süryanice, SUFİYE-Hikmet: 169: NEKİBE-Nefsi mubarek. (Ferd ve Devlet plânında, zorunlulukla hürriyeti birleştiren, denkleştiren amel çabası sahibi)
*
Süryanice, ZEDQO-Hukuk: 23: İHDA-Bir. (Eyalet-Vilâyet. Bir vâlinin idaresi altında olan memleket, şehir: 442: Eyalat-Valilerin idareleri altında olan memleketler, vilâyetler... Yeni Dünya Düzeni)... Süryanice, ZEDQO-Hak: 23: ZEDQO-Kanun... Süryanice, ŞARİRUTO-Hakikat: 1023: AZADÎ-Şükür. Hürriyet. Serbestlik. (Hürriyetin hakikati, Mutlak hakikate esaretten sonra hürriyettir... İslâm, imân bahsinde zorlama olamayacağını söylerken, son tecritte “imân” bahsine dayanan hürriyetin çapını ve inançsıza da yerini gösteriyor!)
*
Süryanice, NO-Hukukçu: 56: WHO AM I?-İngilizce, “Ben Kimim?”... Kıpçak dilinde, ON-Gözetmek, murakabe etmek: 56: ENE-Karaçay Malkar dilinde, “Anlatmak. Bildirmek.” Konuşan nefs; nefs-i natık... Boşnak dilinde, BOGİNJE KORJEN PARATI-Köküyle alınan çiçek: 2056: NOMUSOİT OSYUTO-Süryanice, “Adlî-Tıbb”... MÜBDİ’-Gizli sırları açıklayan: 56: MEVTA’-Ayağın bastığı yer. (Balık Burcu, unsuru Su, yıldızı Müşteri, vücutta tesir yeri Ayaklar, cinsiyeti Dişi, simya’da Yansıtma safhası)
*
HUKUKU İSLAMİYYE-İslâm Hukuku: 351: KUR’AN-Allah Kelâmı. Allah Sevgilisi’nin nefsi... HUKUK-U MEDENİ-Umumi mânâda temel hak ve hürriyetler: 318: MUSARÎ-İbranice, “Ahlâki”... HUKUK-U CEZAİYYE-Ceza Hukuku: 1240: MŞARRO RECYONO ANANQİ-Süryanice, “Mutlak Fikir Gereklilik”... HUKUK-U MEKTUBE-Kanunlarda yazılı olan haklar. “Şer’i ölçülere tam uygun”: 687: TA’ZİR-Siyaset. Tazim. Tehdit etmek. Hakkında muayyen bir şer’i ceza olmayan hususlarda Ululemr veya vekili tarafından tatbik edilen cezalar hakkında; hakkında şer’i hükümler bulunmayan hususlar da, bu vasıflarıyla şeriate nisbet edilmiş oluyor… HUKUK-U GAYRI MEKTUBE-Kanunlarda mevcut olmayan örf, âdet ve teâmül kabilinden olan haklar: 1897: FEVZA’-Karışmış. Muhtelit… HUKUK-U MEVZUA-Konulmuş kanunların meydana getirdiği hukuk: 1141: TRADITIONS-Fransızca, “İrfan”; konulmuş kanunlar madde hâlinde incelikleriyle bilinmese de, onlardan mukadder oluş hâlinde örf ve adete ve teamüle benzer şekilde oluşmuş irfan. Eğer böyle olmasa, ezbere bilgi hâlinde kanunu bilmeyenlerin hiçbiri kanuna uygun davranamazlardı… HUKUK-U MİLEL-Milletlerarası hukuk ki, kuvvetlilerin haklılığı ve teamülle iş görüşü bakımından, hukukun ana prensiblerinden “eşitlik ve adalet”e dayanmayışıyla da, malûm görünüşüyle mesnedsizdir: 314: RİŞONO MYAKRO UHDONO-Süryanice, “Başyücelik Devleti / Yeni Dünya Düzeni”… HUKUK-U SİYASİYYE-Siyasî Hukuk: 360: ŞIN-Tuva dilinde, “Mantık Derinliği”. Hep müşahhas, hem onların içyüzü ve mücerredinde. (Şın, Kürtçe’de, “Çok evlilik” mânâsındadır; hükmün, iki şeyden çıkmasına nazaran, çok hükümlü!)… HUKUK-U TABİİYYE-İnsanın fıtratında bilkuvve mevcut olup, hak ve bâtılı, iyi ve kötüyü bildiren ve insanların toplu bir şekilde yaşamalarını mümkün kılan hükümler: 1320: GDİŞO-Süryanice, “Yığın, küme”… HUKUK-U UMUMİYYE-Cemiyetin bütün fertlerine şâmil haklar: 285: ŞERŞOYONUTO-Süryanice, “Şeriatçılık”… HUKUK-U ZEVCİYE-Kadınla erkeğin, birbirlerine karşı hakları. Aile hukuku: 2243: LİBRA-Lâtince, “Terazi”… Süryanice, HAGOROYUTO SUKOLO-İslâmî Anlayış: 2243: TRANSFORMACE-Lâtince, “Kalb”.
 
HUKUKİYAT
VE
ŞATRANC-I UREFA
 
LEVHA: 10 Haziran 1991… 10-12 tane yazarı mevzu eden bir dergi… Hepsi hakkında kısa kısa bilgi verilirken, benim hakkımda birbuçuk sayfa ayrılmış… Üstadım’la benim resmim yanyana, aynı mevzu içinde… Üstadım’ın kafası yatar vaziyette; Hayran Hanım, “Herhâlde öldüğü için öyle!” diyor… Benim kafa resmimde, başımda kırmızı bir fes ve güleryüzlüyüm… Yazıda baştanbaşa benim methedilişim… “Hukuk Fakültesi’nde okurken tez hazırlayıp doktora yaptı ve bitirmesine lüzum kalmadan mezun oldu!” diye yazıyor… Hayran Hanım, yanında Nermin Hanım’la dergiyi okurken, Naciye Hanım’ın görmesini istemiyor!..
*
NECİB Fazıl Kısakürek: 1417: ŞALMUM-Akad dilinde, “Heykel, resim”. (He harfi, Allah’ın “Bais-Elçi gönderen” ismi, Levh-i Mahfuz mertebesi, Kamer menzillerinden “Butayn-Heykel. Bâtınlık beden” ile ilgilidir… Arabça, “Batin-İri yarı. Uzaklık” menzili… Ebedd-Gövdeli, iri cüsseli kimse: 7: Ebed-Ebedilik… Dab-Şan. Şeref. Haysiyet: 7: Cedd-Dede. Büyüklük, azîmet. “Kibrullah; Allah’ın azametinden gelen büyüklük, heybet”. Metanet… Rasim-Akarsu. Resim yapan. “Ruh”: 301: Mührbend-Mühürlü… Ahz-Telefon ahizesi. Alma. Tutma. Kabul etme. İşkence etme: 1301: Uhuz-Göz ağrısı… Kara-Arka. Siyah. Görülmeyen. İstikbâl. Gece. Batı. Rumî. Şami: “Süryanice, Şami: İsim koymak”: 301: Miran-Beyler… Süryanice, Eştemah-İsim alma: 4751: Derviş Muhammed-442 mührü, en büyük ebcedle)
*
LEVHA: 8 Ocak 1984… Annemin teyzesi, şişman Hayriye Teyze… TELEFON… Ahizeyi bana uzatıyor ve dinlememi istiyor… Telefon, genç ve iki kişi olduğunu sandığım birilerinden geliyor… Onlardan biri, bana şiir okuyor ve birşeyler anlatıyor… Telefonu bana vermeden önce Teyzem, Nalân Said’e, “Bu habere İzzet sevinecek!” demişti… Konuştuktan sonra ahizeyi Hayriye teyzeme verirken, onun sevinçli bir hâli var… Alıyor… Kulaklıkla ağızlık yerini tersyüz edip düzeltirken, o ân Üstadım olarak beliriyor… Aman Allah’ım! Üstadım’la aramızda geçen hareketin aynıyla tecellisi. (Üstadım’ın yanında iken, Ahmet Kabaklı isimli muharrir ile konuşmak üzere telefonu açmam için bana uzattı, numarayı çevirdim ve konuşması için ahizeyi ona uzattım; aldı ve ağızlıkla kulaklık kısmını ters koydu ve suçu“!”, ne biçim vermişim diye bana yükleyerek, “Nee yapıyorsun!” gibi bir lâfla beni azarladı… İçim tuz buz!)… Hayriye Hanım, karşı tarafla birkaç kelime edip, ahizeyi yerine koyuyor ve Nalân Said’e, “İyi oldu İzzet’in duyması!” diyor… Benim için hayırlı bir haber olduğu… Ve ayağa kalkarak, “Ben cenazeye, cenaze namazına gideyim!” diyor. (Üstadım’ın küçük ismi, Ahmed… Ahmed, Allah Sevgilisi’nin bir ismi, İmam-ı Rabbanî Hazretleri’nin öz ismi… Ahmed Kab-Aklı: 297: Süryanice, Froqo-Ayırma. “Faruk; ayırdedici”… Boşnak dilinde, Figora-Boy bos: 297: Feriae-Lâtince, “Bayram”… Şatranc-ı Urefa’nın 100 Kabı’nın Toplam Ebcedi: 48.625: Hukukiyat-Hukuk Bilgisi… Beraat-Haşmet. Metanet. Tek: 1673: Mehdî Derviş Muhammed… Rüyâ Tâbir Etmek: 673: Tecris-Doğru Fikirli Etmek… Süryanice, Urganun Da’şmoco-Kulak. “Usmuh: 737: Hâlid bin Velid-Seyfü’l İslâm”: 1673: Salih İzzet Erdiş)
*
HUKUK SİSTEMİ: 794: DLAKA PROLİTİ-Boşnak dilinde, “Kıl dökme”. (İbranice, Est Pri-Meyve Ağacı: 48625= 673: Şatranc-ı Urefa’nın 100 Kabı’nın Toplam Ebcedi)… Süryanice, TAKSO D’DAYANUTO-Hukuk Sistemi: 1049: LEVHA-Üzerinde yazı veya resim bulunan duvara asılacak kâğıt. Bir sayfanın üzerindeki kalın yazı… EVLİYA-Veliler. “Kökler, menbalar”: 49: TUM-Deniz. Çok mal. (Derya: Deniz… Dery: Bilmek. Bedene. Kurbanlık deve. Nefs… Hadîs: “Kendini bilen, Rabbini de bilir!”… Mal: Meyil kelimesinden. “Kârınızı Rabbinizin yanında bilin ki, kalbin meyli O’na olsun!” denmiştir)… Süryanice, TAKSO D’NOMUSO-Hukuk Sistemi: 1739: MÜTEFEKKİR-Hukukçu tefekkür ehli. HUKUK İLMİ. (İlmî: 1150: Faculté de droit-Fransızca, Hukuk Fakültesi): 364: KANTARA-Taştan yapılan kemerli büyük köprü. (Hakîm: 78: İbda-Misli görülmemiş bir eser ortaya koymak. Köprü, kemer… “Şeriat zâhirî akıldır, tasavvuf bâtınî şeriat” hakikati kökünden gelen tefekkürün doğrulayıcısı, umumî ve mevzua mahsus mahalli idrakle)… Süryanice, YULFON NOMUSO-Hukuk İlmi: 348: MURAKABE-Kontrol etmek. Teftiş etmek, iç âlemine bakmak. Gözetmek, hıfz etmek… Süryanice, MMALLUT NOMUSO-Hukuk İlmi: 715: COSUBO BHİRUTO-Süryanice, “Hekim Muayenesi”… Süryanice, MMALLUT NOMUSO-Hukuk İlmi: 1714: TEMEDRU-Kaftan Giymek. “Tez sahibi”… Boşnak dilinde, KOZİCE KORJEN DEMONTİRATİ-Çiçeği köküyle almak: 715: ŞÇOTO-Süryanice, “Uçma”… Süryanice, ŞOCTO-Zaman: 715: MEN ETMOL L’YAVMON-Süryanice, “Dünden Bugüne”. (Üstadım’ın, “İkimizin şiirleri” dediği, Nisan 1983 tarihli Noktalamalarından: “Eşya lâtifleştikçe göze görünmez olur / Solucan kanat taksa, yerde sürünmez olur!”… Şuşo-Solucan. Yere sızan yağmur damlası: 612: Derviş Muhammed… Akad dilinde, Muttaprisum-Kanatlı: 3166: Rahman Suresi’nin 19-20. âyetleri. İspanyolca, El Carnet De İdentidad-Hüviyet Cüzdanı: 1166: Derviş Muhammed-332 mührü. “Büyük ebcedle”… Süryanice, Sfoho-Karşılama. İstikbâl etme: 166: Cdamo L’colam-Süryanice, “Ebedi”… Süryanice, Moto Nomusoyto-Hukuk Devleti. “Saadet Hakkı”: 1036= 37: Ezel… Süryanice, Ba’şroro-Hakikatten: 715: Mavrgonuto-Süryanice, Uzatış) HUKUK EDEBİYATI: 637: TAFNKO-Süryanice, “Fikir”… BD KAFTANI: 637: TLAFSONE-Süryanice, “Satranç”… REHAFEŞAN-Kurtarıcı: 637: HAVİL-Hizmetkâr. “Hizmet Kâr”. (Havel: Mülk. Haşmet… Adalet mülkün temelidir; Hakimiyet Hakkındır… Hizmet-Kâr: Adlî Tıbb)
*
SABIR
(ŞATRANC-I UREFA’DAN)
 
Şatranc-ı Urefa’nın 85. Kabı, SABR-Acıya ve cezaya katlanma. Şecaat. Metanet. (Endiş: Korku. Düşünce. Merak. Keder. Vehim. Kuruntu): 292: BSOYO SOKOLO-Süryanice, “Zihin Kontrolü”… Süryanice, TAYOYO QUBARNİTİ KUSTO-Kaptan Kusto Müslüman: 1291= 292: İHTİSAR-Kısaltma. Tecrid. “Eleye eleye özleşmiş”… BASAR-Göz. Kalb gözü; kalble hissetme. İdrak: 292: HEFRO-Süryanice, “Maden. Maden ocağı”. (İbranice, Pîr-Kuyu. Maden ocağı. Maden: 212: Pîr. Bir. Birr)… Süryanice, URFO-Sefer. (Urf: At yelesi. Horoz ibiği. Âdet. İhsan): 292: KAFO MACES-Süryanice, “Avuç içi titremesi”
*
SABIR: 1302: MİRZABEYOĞLU… SABİR-Kefil. Yağmursuz beyaz bulut: 1301= 302: UHUZ-Göz ağrısı… Noktalı harflerle, KAPTAN KUSTO MÜSLÜMAN: 302: DERVİŞ MUHAMMED… Süryanice, ŞECO-Denizi yararak giden gemi. (İngilizce, Ship: Gemi. “Nefs”… İngilizce-Sheep-Koyun. “Tam tâbi; Allah ve Resûlü karşısında, Müslüman tabiatı”: 83: Yengeç-Hemze, Allah’ın Mübdi’ ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden “Seretan: Yengeç”e işaret eder… İngilizce, Bosom-Koyun: 2108= 110: Derviş Muhammed Semerkandi-332 mührü)… Arnavutça, FORCOT-Kuvvetlendirmek. Pekiştirmek: 302: FORCOT-Sabitleştirmek.
*
Kıpçak dilinde, SABUR: 299: SABUR-Sarı sabır. (Sarı, Şira-ül Yemani ve Kelb-i Ekber denilen, semanın en parlak yıldızı’nın sembolüdür; Güney yıldızı da denir. Allah’ın “Hakk” ismi nuruna işaret eder)… İngilizce, NUMBER-Sayı: 4299: DERVİŞ MUHAMMED. “En büyük ebcedle”… İspanyolca, NOMBRE-İsim. (Süryanice, Eştamah-İsim alma. İsim takılan: 4751: Derviş Muhammed-442 mührü, en büyük ebcedle): 4299= 303: DERVİŞ MUHAMMED. “En büyük ebcedle”… Yakut dilinde, NÖÖMER-Sayı: 1302= 303: MİRZABEYOĞLU… Süryanice, ŞAB-İndirmek: 303: FERİJE-Süryanice, “Bayram”… MÜSEMMA-İsimlendirilen. Muayyen vakit. Belirli zaman. (Tesmiye: İsimlendirme. Besmele çekmek… Besmele: 2136= 1137: Süleyman Mahzumoğulları-Süleyman bin Hâlid… Süryanice, Holufo-Kılıç: 136: Dlaka-Boşnak dilinde, “Kıl”… Hâlid bin Velid Hazretleri’nin bir kılıcının ismi, Delak: Düşman karşısında ağzı sulanan ihtiyar… Süryanice, Holufo-Değişim. “Kurtubi-Hâlid bin Velid Hazretleri’nin bir kılıcı: 1321: Mirzabeyoğlu”: 136: El-Müstakbel Lilislâm-Arabça, İstikbâl İslâmındır): 1150: ŞABOLO MYARQO FULUTİYA-Süryanice, “Başyücelik Devleti”. Yeni Dünya Düzeni.
*
Süryanice, NAGİRUT RUHO-Sabır: 1887: BOGİNJE KORJEN KİDATİ-Boşnak dilinde, “Çiçeği kökünden sökmek”… Arabça, ANAZOLU-Anadolu: 1888: AREŞQOYO FRİŞO QUTNUTO-Süryanice, Başyücelik Devleti”… Süryanice, MTAHMO RECYUNO ANANQİ-Mutlak Fikir Gerekli: 1888: ESHTE E GJATE-Arnavutça, “Bitti”


Baran Dergisi 523. Sayı