LEVHA: (...) Ekim 2014… DİKDÖRTGEN bir halı. Açık bir alanda, sanki bir duvara asılmış gibi, ama onun öyle durmasını sağlayacak hiçbir şey yok. Rengi, tahin gibi bir kahverengi; iki tonu halıda hâkim. İlk bakışta açık KAHVERENGİ onun daha da açığı renkte kumlu bir desen. Tüyleri normalden biraz uzun, düzensiz, karışık… SALİH geliyor ve sağ eli ile halının sağ üst köşesinden başlayarak yavaş yavaş ve sıvazlaya sıvazlaya düzeltiyor. Tüyler düzeldikçe, desen ortaya çıkıyor. Klasik bir desen. Halıyı çerçeveleyen bir boşluk ve sonra kenarlara doğru su. Koyu renkli su, aşağı kısımda açık renkte. Halının sol alt köşesine gelince, orayı sıvazlamıyor ve ŞAHEDET PARMAĞI ile imzasını atıyor. —(Hayran Erdiş)

*

Süryanice, MŞAVYO-Dikdörtgen. (Abdullah bin Mes’ud’dan rivayet: “Allah Resûlü elindeki bir çubukla toprak üzerine bir KARE çizdi. Sonra bu şeklin ortasından dışarıya doğru bir uzun çizgi çekti. Bu uzun çizgiyi kare içinde dikey olarak kesen küçük çizgiler çekti ve şöyle buyurdu: Şu karenin merkezi İnsandır. Şu çevre de, kendisini her yanından kuşatan ecelidir. Karenin merkezinden dışarı çıkıp –sonsuzluğa doğru– uzanan çizgi de, insanoğlunun emel ve tükenmez arzularıdır. Bu küçük çizgiler de insanın başına gelecek kaza ve belalardır. Eğer bunlardan birini atlatırsa öbürüne yakalanır ve onu da atlatan ölüm çemberini aşamaz!”… Ecel: Allah’ın insana biçtiği ömür olacağı şübhesiz ahirete geçiş - ölüm!): 463: BİSAT-Halı. Seccade… İFRAT Hâlde Tecrid. “Noktasız harfler”: 463: İCTİNAH-Secde etme… Süryanice, GALO-Halı. (Haliçe: Küçük halı. Kilim. Seccade): 1037: BACĞAL-Tez… SEBA SELASUN-Otuz yedi: 1219: FİLOZOF-Mütefekkir. Hakîm. Feylesof… Süryanice, TLOTİN ŞBACO-Otuz yedi: 1218: HAKÎK-Haklı, hak sahibi. Müstehak, lâyık, münasip… BANKINOT-Kâğıt para. Kaime. (Yevmiye: Kâime, kaim’den gelir; yelini tutan!): 218: PAYDAR-Bed’, ibda. Sabit. İyice yerleşmiş. Devamlı, sağlam. Muhkem… RABİYE-Yüce, Yüksek yer: 218: HALL Ü AKD-Müşkül meseleleri ve işleri halledip neticeye bağlama. Çözme ve düğümleme. İdame etme… Süryanice, TLOTİN ŞBAC-Otuz yedi: 1202: AHİRET-Ölüm ötesi beka. (Bir rivayete göre cennet yaşı 33’tür… Sene 1983, 33 yaşındaydım… Üstadım’ın Kafa Kağıdım’ı yarım bırakarak kurdeleyle bağlayışı, 21-23 Nisan!)… Süryanice, ARA-Acaba? : 202: LEKSİQUON-Süryanice, “Lûgat kitabı”… Sümer Lûgatı’ndan, BAR-Nisan: 203: GRAC-Süryanice traş etmek. “Berber. Halîk, traş edilmiş”. (Mİ’V: Kıl, tüy, saç, sakal… Mi’ve: Meyve toplamak. “Harf. Sahibini tanıtmak için olan”… Piregen: Birlikte, beraber)… RABB-Sahib, malik, seyyid. Cenab-ı Hakk. Besleyen, yetiştiren, terbiye eden: 202: BÜRR-Buğday. (Başak Burcu, unsuru Toprak, tabiatı Kuru ve Soğuk, tür Birleşik, yıldızı “Utarid-İkizler”, vücutta tesir yeri Bağırsaklar, simyada Damıtma safhası… Bağırsaklar, faydalıyı alıp, zararlıyı atan - nefyeden… Arnavutça, Zorre-Bağırsak: 417: Te’dib-Terbiye eden. Uygunlaştıran… Bidayet-Başlangıç. İlk olarak: 417: Necib Fazıl Kısakürek… Tîz-Keskin, derin kesen, derinleşen: 417: Müşaabe-Ölmek. “Feyz veren”… Arnavutça, Zorre Hulle-İnce bağırsak: 450: Meta-“Ne vakit, ne zaman?” mânâsında olan, mübhem ve mutlak vakit edatıdır… Ahmed-i Farukî-“Mehdiyi Hamil On Süvarinin Başı, İmâm-ı Rabbanî Hazretleri”: 450: Abdülhakîm-Mehdiyi Hamil On Süvari’nin sonuncusu. “Büyük ebcedle”… Velediyet-Birinin evlâdı olma hâli: 450: Sevk-ül Ceyş-Kumandan. Serasker… Süryanice, Holto-Tez: 450: Metod, Usûl. Kaide. Yol. Sistem)… Süryanice, YARHO D’HABOBE-Nisan: 253: ARBACMO-Süryanice, “Dörtyüz” demek. (Taht-Kürsî: 400: Te harfinin ebcedi… Kef harfi, Allah’ın Şekür ismi Kürsî mertebesi ve Kamer menzillerinden Nesre ile ilgili… Te harfi, Allah’ın “Kaabid-Kısıcı, sıkıcı” ismi, Esir mertebesi ve Kamer menzillerinden Kalb ile ilgili!)

*

OMELO-Halı: 78: HUDDUDOM-Süryanice, “Manzara”… Süryanice, NBİYO-Nevi: 78: KENZ-Hazine, define… Süryanice, VASİ-Mirasa memur edilen. “Peygamber ruhaniyetinin varisi veli”: 78: HAKÎM… İBDA’-Misli gelmemiş bir eser ortaya koymak. İcâd, ihdas, ihtirâ, sun’, tekvin, halk. Geçmişte benzeri olmayan şiiri söylemek: 78: HİKEMÎ-Hikmet ve düşünceye âit… HİSSÎ-Sezerek yapmak. (Süryanice, İdacto-Duygu, his: 425: Mukaddeme-Başlangıç. “Aklın öncüsü”… Süryanice, Guşo-Duygu, his: 1312: Mirzabeyoğlu… Süryanice, Geşto-Duygu, his: 1707: Fiil… Süryanice, Fraqtiko-Pratik: 707: Marnito-Süryanice, “düşünce”… Süryanice, Reğşo-Duygu, his: 1507: Reğşo-Duyu, his): 78: HAMEL-Oğlak. Cedî. (Oğlak Burcu, unsuru Toprak, tabiatı Kuru ve Soğuk, türü Hareketli, yıldızı Zuhal, vücutta tesir yeri Dizler ve Eklemler, simyada Mayalandırma safhası)

*

Süryanice, MKOKO-Halı: 252: MERAÎ-Aynalar… YOKLUK-Aklın kabul ettiği, ama nesneleştirilemez olan: 252: MORO-Süryanice, “Hükümdar” demek. İspanyolca’da, Doğu ve Batı. (Süryanice, Safryono-Doğu: 413: Mşabhono-Süryanice, “Şükran”… Şükran: Başta yaratılmış olmak, nimetlere karşı memnunluk, Allah’a teşekkür hâli… Süryanice, Madnho-Batı. “Garb. Şamî, Rumî. Akşam. Tefekkür. Gözyaşı. Tövbe”: 109: Hüsam-Keskin kılıç. “Fely, şiirin ince mânâlarını çıkarmak, bit toplamak”… Laice-Kalbini aşk ateşi saran: 109: Kıdde-Tarikat. Bölük… Süryanice, Tayabo-Tövbekâr. “Nefs muhasebesi. Tefekkür. Gözyaşı”: 425: İdacto-Süryanice, “Duygu, his”… Süryanice, Cutodo-Takdim, öne alınmış delil. “KKM”: 425: Te’yid-Kuvvetlendirme. Sağlamlaştırma. Metanet verme. Doğrulama. Destekleme… Süryanice, Şuroyo-Takdim, mukaddime: 528: Tnonoyo-Halihazır… Süryanice, Maghyonuto-Hürriyet: 1527: Haymonuto-Hakikat… “Beden-duyu”dan gelenlerle, yokluk ve nitelenişleri hâlinde “Hayâl âlemi, mutlak fikir, transandantal-aşkın, ruhtan” gelenlerin, nefste his hâlinde birleşmesi, aklın hisleşmesi, idrak ve basiret… “Hürriyet, hakikate esaretten sonra hürriyettir!”; hürriyet zorunlu hakikate varmak içindir, tekamül içindir… Mutlak Fikrin, mutlak varlık’ın olması şartı; Mutlak Fikrin Gerekliliği davası… KKM’nin, âlemşûmül bir beyan olduğu da görüldü!)… DOĞU: 1016: DAVUD-Kendisinde “Vücut ve Kâmil hilâfet” sırrı tecelli eden Peygamber… HUD-Allah’ın her varlıkta ona mahsus birlik tecellisi. Varlık. Sukûn. Kendisinde “ehadî” hikmet sırrı tecelli eden Peygamber: 15: EYD-Kuvvet. (Fe harfi, Allah’ın “Kaviyy-Kuvvetli” ismi ve Melekler mertebesi ile ilgili!)… RAQMO-Rakam, sayı. (Sayı, Allah’ın varlıktaki sırlarından biridir; ve ebced, tevafukları aramada, “Ulum-u hafi” dedikleri, gaybı kurcalama işi… Süryanice, Had-Bir sayısı: 13: Had-Hudutlu, sınırlı. İzafî… Süryanice, Gavo-Bâtın: 1013= 14: Süryanice, Goh-Taşmak. Keşfetmek… Süryanice, Abko-İnce kum. Heba. “Şekil veren, ama kendi o şekil olmayan Heba; mütemadi, varlık alan ve bozan, yeni şekil veren: 14: Hüzre-Maskaralığa alan… “Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz!”… Bir sayısının, Allah’ın bir “mekrî-lâtifesi-muamma” olduğu anlaşılıyor… Şah-ı Nakşibend-“Mutlak tevhid mümkün değildir!”: 812: Traqcino- “Ölüm Odası”… İmam-ı Azam: “Allah, şiddetle birdir!”… İmâm-ı Rabbanî: “Allah sonsuz kere ötelerin ötesindedir!”… Zâtını idrak muhal olan… Mânâda, Doğu’yu oynayan Batı… Süryanice, Carbo-Batı: 212: Mimsono-Süryanice, “Aktör”… Fikir Kahramanı: 706: Aktör… Yevmiye: Dünya bir fikir kahramanı bekliyor!): 252: KUMANDAN… Süryanice, QAMRO-Kemer. İcâd. İbda: 252: MACRBO-Süryanice, “Batı”.

*

Süryanice, BESTARQO-Halı: 675: İSTİCAR-Kiralamak. Kiraya vermek. (İkra-Kiraya vermek: 222: QURQO-Süryanice, “Burgu”, helezonvari dönüşte derinleşen… Süryanice, Hrico-Kurnaz. “Tertib, düzen”: 223: Rikab-Üzengi. Büyük bir kimsenin huzuru ve makamı. “Arz. Takdim”… Irıp-Balık tutmaya yarayan büyük ağ: 223: Garize-Asıl. Yaratılıştan olan. Huy. Sevk-i İlâhî… İkra’-Okutmak. “Oku” diye emretmek. Selâm göndermek. Yakın gelmek. Ziyafet isteme. “Allah Sevgilisi’ne ilk gelen vahy, Alak Sûresi’nin ilk âyeti, İkra’dır!”: 302: Derviş Muhammed. “Noktasız harfler”… Kaptan Kusto Müslüman-Takdim yazım. “Noktalı harflerle”: 302: İ’cazkâr-Mucizeli olmak. Başkasını acze düşürecek derecede olmak… Mirzabeyoğlu: 1302: Fyoro-Taşma. Sirayet, icâd)… SALİH İzzet Erdiş: 675: İSTİTRAD-Bir söz söylerken, o fıkra içinde başka bir bahis aktarmak… TELEGRAM-Elektromanyetik dalgalarla yapılan uzaktan zihin kontrolu cihazı: 1676: ŞERAFEDDİN-Dinin şerefi. “Telegram karşısında”. (Üstadım: “Fikir çilesi haysiyetinin müstesna genci Salih Mirzabeyoğlu’na sevgiyle” —28 Şubat 1982)

*

Süryanice, FRİSTO-Halı: 796: HUSUSİ-Herkese âit olmayan… Mİ’ZENE-Ezan okunacak yer: 796: MÜEZZİN-Ezan okuyan… MÜTEARİFE-Doğruluğu aşikâr, isbatı icâb etmeyen söz: 796: TEŞVİF-Haberli olmak, anlamak. Bakmak, idrak etmek.

*

Süryanice, FRİSO-Halı: 346: CAFRONO-Maddî: (Kâinat, İnsan için ve Allah’ın nefesi eseri; üfürmesi ile “Kün-Ol” emri ile ilgili değil… Nefes, faal… Allah’ın her mahlûkta ona mahsus bir birlik ile görünmesi, mahlûkların kendi hadd-i zat’ı içinde bulunmaları gereği, tecellinin onları aşmasıdır; Allah zuhurunun şiddetinden dolayı gaibtir!” hikmeti… İnsan bedeninin Kâinat’ın unsurlarından yaratılması, sözkonusu hakikat, bedenin madde olsa da ruha âit bir niteliği olduğunu sabitler; ruhun maddî eserler meydana getirmesi, onun madde olmasını gerektirmiyor ve o madde antitezi olarak var değil… Bedenin, bedene âit gizlisini anla; İnsan bedeninin kendine mahsus Emri-Ruhu kabul edebilici meselesi ayrı, varlıkta değer olarak en zelil tabaka maddede, kendinden üstündekilerin ondan yapılma ve ona dönüşü, cismanî heyetimizin de onun yaratılışı yolundan Allah’a teslimiyetimizdir; bütün Kâinat’ın temsilcisi olarak… İnanmayan da ister istemez Allah’ın kulu ya; teslimiyet bu… İnsanın hayvanî bedenine hükmetme iradesi, hayvan’ın “hayevan-canlı” mânâsından gelmesi, her şeyin kendisine mahsus bir canı olması bakımından maddenin de canlı olması –hayat harekettir!–, bütün bunlar, onun maddeye teshiri de içine alıcı durumunu açıklar. İnsan, Mutlak’a uyar uymaz ayrı mesele, ona tam teslimiyette en yakın olurken, en uzak da onda toplu ve ona irca olmuş bir yakın; ruh ve madde birliği… “Zıtlar birleşseydiler, ebediyyen ayrılmazlardı!”; Mutlak tevhid mümkün değil… İnsan’da bu, ebediyet teminatı ve Ezel’de takdir edilendir!)

*

Süryanice, FERSO-Halı: 347: BAZ-UL EŞHEB-Akdoğan kuşu, avcı kuş. Gavs-ı Azam Abdülkadir Geylânî Hazretleri’nin bir namı… İSTİFAZE-Feyz alma, feyz bulma: 1347: ZÜRKUM-Çehresi gömgök kimse. (Levha: 13 Ocak 1990… Yabancı ve yaşlı bir tiyatrocu… Çok meşhur… Birkaç sene sonra bir yerden tiyatrocu yetiştirmek üzere ÇOCUK alınacakmış… Burslu filân, vakıf var herhâlde… “Bu kutsal meslek” gibi lâflarla, ortada hislenip ağlanacak bir durum… Gayet geniş bir beton saha içinde, güzel bir bina; “helâ-edebhâne” imiş… Yüksekte kalan ve dikenli telle çevrili o sahaya, dar bir asma merdivenle çıkılıyor… Bana çabuk olmamı ve yüzümü boyamamı söylüyorlar; ben de tiyatrocu olarak sahneye çıkacağım… “Tamam! Bir tuvalete gireyim de!” diyorum… Benim yüzümü ablam boyayacaktı ama, çok savsaklamamdan dolayı boyayamıyor… Ben bütün yüzümü maske gibi,  mavi boyayla sıvadım… Rahmetli ADİLE teyzem o mavi üzerine başka renkle gözlerimi boyayacak… Kaşımın hemen altında boyanın dökülüşünü, altına sürdüğüm maddeyi iyi süremememe bağlıyor!)… MAÎ-Su. Su gibi, akıcı. Mavi. Hebaî, heba’dan: 52: HADVO D’CİDO-Süryanice, “Bayram sevinci”… EZRAK-Gök renkli, mâvi, saf ve temiz su: 308: ARVASÎ… ZİRFİN-Kapı halkası. (İlim beldesinin kapısı, Hazret-i Ali!): 347: BEŞME-Her çubuğu ayrı ayrı BEŞ renkte olan yollu kumaş. İşlenmemiş ham deri. Göz ilâcı. Süryanice, GŞOFO-Halı: 1392: AKREBEK-Küçük akreb. Saatin kısa ibresi. (Akreb: Zehirli hayvan. “Ulular, büyükler”… Akreb: Yakınlık, akrabalık)… İKSAR-Bir şeyi yapmak imkânı varken, yapma. (Yevmiye: Ben sizin yaptıklarınızı değil, yapabilecekken yapmadıklarınızı da istiyorum!): 392: İNFİSAR-İnkişâf etme, açılma… İRKAS-Raksettirme, oynatma, hareket ettirme: 392: İNTİZAM-Tertib, düzen, düzgünlük ve nizâm üzere olmak… İSTİNFAZ-Dikkatle bakmak, incelemek: 1392:GRAFİK-Bir hâdisenin gidişatını göstermek, birkaç şey arasında kararlaştırma yapmak için çizgi ve şekillerle yapılan rakamlı cetvel… ERSUSA-Büyük sarık: 392: GÜNCİŞK-Serçe kuşu, usfur. (Bicişk: Serçekuşu. Hakîm. Hekîm… Kısakürek: 441= 1440: Usfur-Bir asıl boya. Sûret… Süryanice, Taclo-Tilki: 440: Dahm-İri, kocaman cüsseli… Kiti-Cihan, arz, yer: 440: Letta-Büyük emir… Tevellüd: Doğma. Doğum: 440: Devlet)

*

Süryanice, MACMLO-Halı: 120: FİL-Süryanice, “Filo” demek… Süryanice, ZABNİN-Defa, kerre, kez, sefer: 120: İFLÂH-Mübarek ve muvaffakiyetli olmak. Selâmete çıkmak. Felâha kavuşmak. Nimette daim ve kararlı olmak… KÜLÜNG-Taşçı baltası. “Derinleştiren rahmet”: 120: EHASİN-Pek güzel, en güzel şeyler… ELİF-Allah ve Resûlü’nü işaret eden harf. “Her şeyin, kendisine irca ve kalb edilmesi geren”: 121= 1120: TAHALLÜS-Halâs olmak. Kurtulmak.

*

Süryanice, MARŞO-Halı: 547: QAYTUNO CNODO-Süryanice, “Ölüm Odası”… ME’RUŞ-Yer. Arz. Yeryüzü: 547: MİŞVAR-Tarz, tavır, gidiş. Bal peteği sağılan âlet. Davar satılan yer. “Bedene, kurbanlık deve”. (Şira-Satın alma,  satın alınma: 502: Ebu Süleyman Mirzabeyoğlu… Süryanice, Tracsiroyuto-Oniki sayısı: 1502: Masto-Boşnak dilinde, “Hayâl” demek. “İstikbâl”… Bayi’-Satıcı, mal satan: 83: Cuhdono-Süryanice, “Hafıza, mazi” demek… Süryanice, Omelo-Halı: 83: Cosubo-Hekîm, doktor… Yine Süryanice, Osyo-Doktor: 82: Helmo-Süryanice, “Rüyâ”… Qalmo-Süryanice, “Bit”: 82: Hadyono-Süryanice, “Reis, kumandan, zirve”… Muluo-Madde. Mevzu. “KKM-Dünya Çapında Bir Hâdise”: 82: Hacis-Arabça, “Bir şey nefste gerçekleşti” mânâsında. Nefsteki düşünce. İlk düşünce, amele göre niyetten öncedir. Rabbanî düşüncedir, nefste gerçekleştiğinde irade, üçüncü tekrarında himmet, dördüncü tekrarında âzim, hareket öncesi kalbe yöneliş esnasında kasıd, fiille eş zamanlı ise “niyet” diye isimlendirilir!)… Süryanice, MAMLOLTO-Konferans: 548: MÜTEHANNİN-Özlemiş, göreceği gelen, hasret gideren.

*

Süryanice, MİLTO-Halı: 486: MERMARE-Kısmak, kısılmak. Tutmak, tutulmak. “Esir mertebesi ve Kamer menzillerinden Kalb”. (1983 tarihli “Hiç sebebsiz” isimli şiirimden: Kalbim avuç içinde sözün gelişi başka / Hiç sebebsiz bir sebeb nisbet ediyor aşka!)… HATİF-Sesi işitilen ve kendisi görülmeyen seslenici, çağırıcı. Gaibten haber veren cinni-gizli, gizlilikten. (Telegram’da, benim çocukluğumun Bursa’sında, Muradiye semtinde “Yahudilik” diye bir yer-mahalle vardı, Muradiye’de oturduğunu ve oralı olduğunu söyleyen yaşlı bir gardiyan, “Ses var, görüntü yok!” diye tekrarlayarak, hem benim cin tasavvur ve takıntım ile alay etmiş(!) oluyor, hem bu tasavvur ve takıntımı benim Lûgat’tan istifade beslemiş oluyordu; o salağa “Yahudi” adını takmıştım!): 486: TELEVVÜN-Renkten renge girme, suretten surete geçme… KAPTAN GUSTO MÜSLÜMAN-Müslüman Kaptan Kusto: 485: EBU BEKİR MUHAMMED BİN ALİ-Muhyiddin-i Arabî… HETF-Bir şeyi gizlice hatırlamak. Seslenmek. Fısıldamak: 485: KAPTAN Mirzabeyoğlu… FETTE-Hüküm: 485: TEKNİYE-Künyelenme, künyesini bulma. “Bir kimsenin nereden ve kimden olduğunu bildiren ve hüviyet yazılı olan kağıt”.

*

Süryanice, QATİFTO-Halı: 902: DEVLET-İ EBED MÜDDET-Siyasî teşkilât mânâsı da içinde, “Ebed müddet saadeti”. Siyasî teşkilât gayesi de bu; devlet’in gayesi. Söz konusu gaye yolunda son örnek, Osmanlı… Veli, SEYYİD MAHMUD HAYRANÎ + SALİH Mirzabeyoğlu. (Türbesi Akşehir’de olan Seyyid Mahmud Hayranî Hazretleri, Mevlâna Celâleddin-i Rumî, Yunus Emre, Mevlâna Hâlid, Sadreddin Konevî Hazretleri yumağından bir veli… Sadreddin Konevî-Muhyiddin-i Arabî Hazretleri’nin üvey oğlu, onun yetiştirdiği. “Mehdiyi Hamil On Süvarî” hadîsini, bir eserinde şerh ve beyan eden”: 536: Seyyid Abdülhakîm Arvasî): 902: SÜBET-On kişiden fazla olan erkek cemaati. Havuzun ortası. “En ortada, İmâm-ı Rabbanî Hazretleri; Sıla lâkablı, Şeriatla tasavvufu birleştiren”… BÜZR-Herkesin sözünü dinleyen. (Şeyh Büzürg lâkablı Seyyid Taha Hazretleri… Büzürg: Cesim, kebir, azîm, ulu. Reis, baş, başkan, şef… Hem Halk, hem de “Hakk’ın dili olması bakımından”, halkın –bütün yaratılmışların– dilini dinleyen… Müridi, Seyyid Fehim Arvasî: Nakşî mesleği, İmâm-ı Rabbanî yolu, Mevlâna Hâlid tavrı, Seyyid Taha tasarrufu üzere olduğu bildirilen ve Seyyid Taha Hazretleri ile birlikte, Esseyyid Abdülhakîm Arvasî’yi Halife nasbeden!): 902: SEBET-Hüccet, delil… MEKTUBAT-İmâm-ı Rabbanî Hazretleri’nin, Allah ve Resûlü’nün kitaplarından sonra, ümmetin en büyük kitabı, baş eseri. (Keşifte görülerek bildirilen: İmâm-ı Rabbanî Hazretleri bir yolda at üstünde ilerlerken, bütün tarikatlerin başları sırayla, “o bizdendir!” diye sahibleniyorlar!): 869= 1868: NECİB Fazıl Kısakürek + SALİH Mirzabeyoğlu. (Yevmiye: Ben ilhâmımı Mektubat’tan alırım!)

*

Süryanice, HELSO-Halı. (Sümer dilinde, Ninum-Bir dokuma tezgâhı: 156= 2154: Bütün Fikrin Gerekliliği… Mehdî Muhammed: 154: Ül’üban-Oyuncu, aktör… Aktör: 706: Fikir Kahramanı)… ANAN-Onlar:102: MEVKUL-Bir vekile emanet edilen… İMÂN-İnanmak. İtikad. Hakkı kabul, tasdik ve iz’an etmek: 102: ASHÂB-Sahabeler. (Ümmet hâlinde Allah ve Resûlü’ne imân etmenin hakikatini yaşayanlar!)

*

Süryanice, HALSO-Halı: 105: FODUCO-Balta. “Put kıran. İslâma muhatab anlayış!”… Süryanice, MOGOLOYO-Moğol. “İstilâ eden”: 1104= 105: GAZYUNO-Süryanice, “Ölüm Odası”… Süryanice, MSO-Muktedir olmak. (Fikr: 300: Şın harfinin ebcedi. Bu harf, Allah’ın Muktedir ismi, ölçü ve nisbet olan Sabit Yıldızlar” mertebesi, Kamer menzillerinden Cebhet-ül Esed’e işaret eder; Aslan yüzü’ne!): 106: SOM-Süryanice, “Tâyin etmek”.

*

Süryanice, HELŞO-Halı: 342: AKMAR-Aylar. Yıldızlar… MERKAB-Gözetleme yeri: 342: MUKARRİB-Yakınlaştıran. Takrib eden… ERKAM-Sayılar. Yazılar: 342: ESFAR-Büyük kitablar. Seferler, yolculuklar. Düşmana karşı gidişler, akınlar… ŞEMA’-Yüce, yüksek, ulu, âli: 342: MAKBER-Mezar. Kabir. Ahiret’e geçiş. (Hayatımızın, ister istemez netice olmak bakımından gayesi olan yer!)… FERZANE-Hakîm, feylesof. Bilgili kimse. Nefsanî alâkalardan sıyrılmış kimse: 343: MURAKIB-Murakabe eden. Teftiş ve kontrol eden kimse. Hıfzeden. Allah’a bağlanmış olan. “Üstadım”. (Alt başlığı “Temel Meseleler” olan KÜLTÜR DAVAMIZ hakkında: Bu kitab, Cumhuriyet sonrası kavruk nesiller içinde ilk ciddi fikir sesi ve ilk ciddi nefs murakabesi eseridir —Necib Fazıl Kısakürek)

*

Süryanice, HİLTO-Halı: 454: DMUTO-Resim. “Şekil, suret, renk”. (Hı harfi, Allah’ın Hakîm ismi, Suret-Şekil mertebesi, Kamer menzillerinden Kürsî… Kürsetme: Emretme)… Süryanice, Time-Hak: 454: TİME-İngilizce, “Zaman”… TABAN-Işıklı, parlak. Parlayan güneş: 454: CELVETİYE-Eskiden mevcut bir tarikat ismi. (Hadîs: “Ölmeden önce, ölünüz!”… “Kesrette vahdet” kollarından biri; kesrette halvet… Abdullah Mürteiş isimli Veli: Kendimi zâhirde halka karışmış ve kaybolmuş görmeden, kendimi bâtında bulamam!)

*

Süryanice, TANFESTO-Halı: 998: HAFİZ-Koruyan. Muhafız. Esirgeyen. Muhafaza eden. Allah’ın 99 güzel isminden biri. (1998’in Aralık ayının 28. günü gözaltına alındım… Halı ve 998, bana birden unuttuğum bir şeyi hatırlattı: O günden bu güne hiç görmediğim, Babam’a, Babaannem’den, bana da ondan hediye, el dokuması ve ot kökü boyalarla renkli, halı seccade. Irak’tan gelme, belki Babaannem’in üzerinde 50 seneden fazla namaz kıldığı 1975-1976’da elime geçen, 16 senedir de görmediğim… Seccade: 73: Sücud-Secde eden… Genc-Define. Hazine: 73: Meblâğ-Yetişmek. Mevcut para miktarı… Rüyâda, Üstadım bana, “şu paralara bak, ihtiyar adam bana paraları verirken, sanki Cennet kokusu duyuyordum!” diyor; paranın miktarı 200.000 lira… Mieta Elf-İkiyüz bin: 553: Zihin Kontrolü… Bir Kişi - “Olacak, olduracak”: 553: İsna-Şükretmek. Medh ve sena etmek… Bit-Zirve. Nokta: 73: Ahdes-Fikirli kişi… İstisak-Bir kimseden itimad edilir bir sened ve vesika almak: 1072= 73: Mehdî Salih Mirzabeyoğlu)… HANİFE: 153: MEŞTUTO-Süryanice, “Bayram”… Süryanice, NOKUFO-Halef: 153: ABA ETAN KUTVANİYETAN-İki Kutvanî Aba. “İki Mürşid”… HANİF-İslâm’dan önce Allah’ın birliğine inanan ve Hazret-i İbrahim’in dininden olanların vasfı. İslâm’a bağlı ve ilmiyle âmil olan. Eğri, kemer. Doğru yola yönelen. “Bâtın hissesiyle zâhirde görünen İmâm-ı Azam Ebu Hanife Hazretlerini hatırla!”: 148: EKSİYUMA-Haysiyet… HANİF Mirzabeyoğlu: 470: ŞEMLAK-Yaşlı, pîr, ihtiyar… AHMED Necib Fazıl Kısakürek: 1470: SALİH İzzet Mirzabeyoğlu… DOST: 470: AŞK-Çok ziyade sevgi. Sevda. Candan sevme. İttiba’. Alâka… TAHT-Kürsî. “Abdülhakîm Koltuğu”: 470: TENCİZ-Sözünü yerine getirme. Sona erdirme. Neticelendirme… ABDÜLAHKÎM KOLTUĞU: 732: HANİF-Gururlu. Mağrur. Kibirli. (Şah-ı Nakşibend Hazretleri: “Bizim kibrimiz kibir değil, Kibriyaullah’tır!”… Büyüklenme değil, Allah’ın büyüklüğünden gelen!)… HANİF MİRZABEYOĞLU: 731+322= 1053: AHMED-Allah Sevgilisi’nin göklerdeki ismi. “Ahmed-i Farukî: İmâm-ı Rabbanî”. Üstadım’ın küçük ismi… HANİFE Mirzabeyoğlu: 153+322= 475: TEMEHHÜL-Takdim etmek. İşinde acele etmemek. Hayırda takaddüm etmek… DUAT-Dua edenler: 475: EZ-OST-Ondan. (Tasavvuf’ta, Vahdet-i Vücud tarikî, Heme ost: Her şey O’dur, Allah’tır… Vahdet-i Şühud: Ez-Ost, Varlığa şâhidlik etmek… Toprak seviyeli insan ve toplum meselelerinde BD-İBDA: Her şey O değil, O’ndandır, bu yüzdendir ki O!)

*

KAHVERENGİ-Ekseriyetle dervişlerin giydiği aba rengi. (Kahve-Şarab. Halis süt. Güzel koku. Bolluk, bereket. Kahvehâne. İçecek: 116: Musa-Müz. Derin fikir… Mübdi’-İcâd eden: 116: Avn-i Şeriat… Gusale-Sığır yavrusu. Dana: 116: İdame-Devam ettirme… Reng-Renk. Oyun. Suret. Mekr: 270: Kerim-Her şeyin iyisi, faydalısı. Şerefli ve izzetli): 386: MERKUM-Yazılmış. Adı ve bahsi geçmiş. Rakamla söylenmiş. (Üstadım’dan: O bahçeler, her gün adımın anıldığı yer / O bahçeler, yalanın bile yanıldığı yer!)

*

SU: 66: HİLÂL-Yeni ay şekli. Ayın ilk üç ve son üç günü. (Hemze, Allah’ın Mübdi’ ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden “Nath, Seretan”; Baş vuran-Yengeç… Vav harfi, Allah’ın Rafiu’d-Derecati ismi, Yüksek mertebeler ve Kamer menzillerinden “Rişâ” ile ilgili; Balık karnı, kuyudan su çekmekte kullanılan urgan!)… NEVÎ-Yenilik: 66: NEVA-Bir yerden bir yere nakletmek. Hıfzetmek. Sohbet etmek… VÎN-İrâde: 66: VESS-Suya dalmak… Süryanice, MAYO-Su: 57: MAVÎ.

*

İSBİ’ ŞEHADET-Şehadet parmağı: 873: MAŞLOMO QAZARO KUSTO-Müslüman Kaptan Kusto… İBDA’-Hisse hisse etmek. Soruya güzel cevap vermek. Kafi gelmek, kandırmak, doyurmak. Birisine kâr tamamen kendisine âit olmak üzere sermaye vermek: 874: SELÇUKLU + OSMANLI… ŞMAR-Süryanice, “Muhafaza etmek”: 541: TAVONO QESO-Süryanice, “Ölüm Odası”… MALAT-Derin ve yüksek fikir: 541: RŞAM-Süryanice, “İmzalamak”… HTAM-Süryanice, “İmzalamak”: 446: TEVELLÂ-Ehl-i Beyt’e tam bağlılık ve sevgi… Süryanice, BAR ROZA-Sır ortağı: 417: NECİB Fazıl Kısakürek.

*

ESATİRÎ BİSAT-Esatirî Halı: 754: HANDEK-Hendek. (Üstadım’ın Çilesi’nden: Gece bir hendeğe düşercesine / Birden kucağına düştüm gerçeğin / Sanki erdim çetin bilmecesine / Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin!)… Aynı ebcedle NESRE: Kürsî mertebesinin 2 yıldızı.


Baran Dergisi 421. Sayı