LEVHA: 12 Haziran 2016… Denizde yüzüyorum. Çok güzel yüzerken, nasıl böyle denizde oturabiliyorum diyorum. Denizin içine bakıyorum, dibinde kat kat aralarına demir konmuş ölmüş çocuklar görüyorum. Korkuyorum. Sonra babam (Abdullah) bir odadaymış ve orayı kazıyor. Orada da ölmüş çocuklar var. Babam onları gömecekmiş. Çocuklar, “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek doğruluyorlar. Birinin adı Enes imiş. Bana ağlıyor ve “Çok korkuyorum!” diyor. Ben de ona, “Enes, korkma, korkma, Allah size Cennet mekân verecek!” diyorum. Babam da onlara, “Allah ecrinizi verecek!” diyor. Sonra 5 tane çocuk daha görüyorum. İsimleri: Eyüb, İbrahim, Adem, Ömer, Muhammed. Deniz sahilindeki kumlar da yumuşakmış. Ölen çocukların dudaklarını kesmişler. Onları yerlere koymuşlar. Onun için yumuşakmış. (8 yaşındaki Zehra Rukiye Kiracı)

*

ÇOCUK-“Çocuk, babanın sırrıdır”: 118: PONS-Lâtince, “Köprü”… ASAN-Güzel: 118: ACEME-Çekirdek. Çekirdekten yetişen hurma ağacı. Sert ve sağlam taş. (Silâm: Taş. Su. Hamd)… Tuva Lûgatı’nda, DASPAN-Geyik yavrusu. “Ceyl: Yengeç”. (Hemze, Allah’ın Mübdi ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden “Seretan-Yengeç-Nath, tos vuran hayvan”a işaret eder… Lâtince, Stilus-Kalem: 566: Seyyid Abdülhakîm Arvasî): 118: Zİ PESHK-Boşnak dilinde, “Siyah Balık”. (Nun: Balık. Kalem. Kılıç… Nun harfi, Allah’ın Nur ismi, Dördüncü Sema Tabakası, Kamer menzillerinden “Simak-Balıklar. Parlak yıldızlar. İki parlak yıldızdan biri. Bir şeyi yükseltecek âlet”e işaret eder)… FAHL-İleri gelen, üstün, hatırı sayılan adam. Beyitler. Hadîs-i Şerifler: 1118: MESİH-Bir şey üzerinde eli yürütmek. Bir şeyden ondaki tesiri gidermek. İsâ Aleyhisselâm’ın bir ismidir. Meshettiği hastaların iyileşmesinden kinaye olarak, “İsâ Mesih” denmiştir… Süryanice, ŞURORTO-Tefekkür: 1118: LEFH-Yakmak. Vurmak, söylemek. Fakr, aşkın levazımından. İhlâs. Karga. (Miat-Yüz. Yüz sayıları: 441: Keraker-Karga. Kuzgun… Necib Fazıl Kısakürek: 1441: Salih Mirzabeyoğlu)

*

Süryanice, TALYO-Çocuk: 447: MUVAT-Ölüm. Mevt. (Yevmiye: Ölmek için doğduk. Daha doğrusu, “olmak” için doğduk!)… Süryanice, ODELTO-Maden. “Zı harfi ve Allah’ın Azîz ismi ile ilgili bir mertebe”: 447: Sloven dilinde, PROVDONİ-Su aygırı. (İngilizce, River Horse: Su aygırı. Nehir atı… Hayl: At. Murad. Hayâl)

*

Süryanice, FEHDO-Çocuk: 95: SAD-Yüz sayısı. (Sad harfi, Allah’ın “Mümit-Ölümü yaratan” ismi, Toprak mertebesi ile ilgilidir)… İbranice, HALOMİ-Rüyâ gibi, harika güzel: 95: SAD-Süryanice, “Düşünmek. Yerleştirmek. Merkezleştirmek”… EFİD-Hayret edilecek şey: 95: TAV’İ-Kendiliğinden. İçinden… KELİME: 95: VEDİA-Emanet.

*

Süryanice, SABRO-Çocuk: 269: MADCO GABORO-Süryanice, Fikir Kahramanı”. (Üstadım’ın “Çocuk” isimli şiirinden: “İnsanlık zincirinin ebediyet halkası / Çocukların kalbinde işler, zaman rakkası!”… Birinci mısraın ebcedi: 1864= 865: Tehniyet-Tebrik etme. Kutlama… İkinci mısraın ebcedi: 1599: Msatronut-Süryanice, “Nefsi Müdafaa”… Süryanice, Foruşo-Seçkin: 1599: Klijent-Boşnakça, “Müşteri”… Balık Burcu, unsuru Su, tabiatı Soğuk-Nemli, türü Birleşik, yıldızı Müşteri, vücutta tesir yeri Ayaklar, simya’da Yansıtma safhası)

*

MUHAMMED + EYYÜB + İBRAHİM + ADEM + ÖMER: 726: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDİ-442 mührü. “En büyük ebcedle”… FEHAME-Ululuk, büyüklük: 726: HULUS-Hâlislik. Saflık. Samimiyet. Hâlis dostluk… MÜTEELLİH-Allah’ın birliğine inanan: 476: İBRAHİM-VARİ-Geçici şeyleri sevmeyen… Süryanice, GNAVOTO-Müselles. Üçgen. Üçlü: 476: MEHDÎ Muhammed Mirzabeyoğlu… Boşnak dilinde, PROZİRAN-Berrak: 1475: KÜRSİYYU ABD-EL HAKÎM-Arabça, Abdülhakîm Koltuğu”… KANTAR-Taştan yapılan kemerli büyük köprü. “Silam: Taş. Su. Hamd”: 360: FÜRU’-Bir kökten dallar, çocuklar.

 
KABİRDEN GELEN SELÂM

 
LEVHA: (…) Mayıs 1983… Yanında ilkokul olan bir köy mezarlığı… ABDÜLHAKÎM Arvasî Hazretleri’nin biraz yüksekçe kabri… Mezarlığın önündeki yoldan, yanımda tanımadığım bir gençle geçerken, Efendi Hazretleri’nin kabrinden bize “Selamün aleyküm!” diye bir ses geliyor… Korku ve haşyetten, dikkatli bir nazarla o yöne bakamıyorum… Yürüyoruz!

*

SEYYİD ABDÜLHAKÎM ARVASİ: 566: EMUNETUS-Lâtince, “Fark eden kişi”… Süryanice, ŞALİTUTO TABCO-Hükümdarlık Mührü: 566: QFİSO İDACTO-Süryanice, “Mücerret Fikir”… Süryanice, CSAR HUFARGO-On eyaletin miri. (Levha: 5 Nisan 2003… Birisi bana, dedem İzzet Bey’in babası Musa Bey hakkında, “Musa Bey, 10 vilâyetin mirliğine terfi etti!” diyor. Ben onun mir olduğunu ve 10 vilâyetin mirliğine ne dendiğini düşünüyorum… Musa Mirzabeyoğlu: 1417: Necib Fazıl Kısakürek… Vilâyet: Velâyet): 1566: TAKSO-Sistem. Kaide. Kanun. “BD-İBDA”.

*

TESLİMEN-Selâmlama. “Bir emaneti verme. Kabul etme. Doğru ve haklı bulma. Selâmetle dua etme. Karşısındakinin hükmü altına girme. Kendini Allah’ın takdirine terk etme, emri altına girme. Belâ ve afetten korunur olma. Bir şeyi yeni sahibine verme. Hakikat olduğunu söyleme”. (Selâman-Bir büyük ağaç ismi. “Hayat ağacı. Şecere”: 182: Istıfa-Bir şeyin iyisini seçip ayırma. Bir şeyi ıslah için sadeleştirmek. Seçmek. Ayıklamak): 1589: MÜSTEHDİF-Hedef tutan. Hedef gibi dikilip duran… Süryanice, FARMUNORO-Kayyum. Herşeyin kendisiyle kaim olduğu Allah’ın bir sıfatı. Kulda, hilâfet, Allah adına eşya ve hâdiseyi teshir eden, bu sıfata lâyık olan: 1589: UNDESEXAGİNTA-Lâtince, “Ellidokuz”. (Mehdî: 59: Kulab-Büyük dalga. Göl. Büyük havuz. “Cevab”… Cihan-Dünya. Kâinat. Âlem: 59: Cuyem-Arıyorum, ararım. Hintçe, Paçban-Ellibeş: 59: Noc-Boşnak dilinde, “Gece”.  Karanlık. Şamî, Rumî. Dua. Amel. İcra… Derviş Muhammed-442 mührü: 2055: Mehdî Salih Mirzabeyoğlu)

*

Lâtince, CAPİLLATUS-Selâmlama: 873: TETABU’-Aralıksız birbirini takib etme… Süryanice, ESTATYUNO-Merkez: 874: MEŞTALMONO-Süryanice, “Hazır”… MEŞTALMONO-Süryanice, “Mükemmel”: 874: ŞAMŞORO CBODO-Süryanice, “Fiil Cini-Gizli Fiil”… SELÇUKLU + OSMANLI: 874: QELEYTO D’BET GAZO-Süryanice, “Hazine Odası”… Süryanice, MAŞLMONO QAZORO KUSTO-Kaptan Kusto Müslüman: 874: İBDA’-Bölüm bölüm etmek, cebhe cebhe ayırmak. Sorulan soruya güzel cevab vermek. Kandırmak, doyurmak. Birisine kâr tamamen kendisine kalmak üzere sermaye vermek. (Hakîm-Varlığın hakikatini muttasıf ve herşeyi yerli yerince eden: 78: İbda-İcâd. Köprü. Çocuk hikmeti. Benzersiz oluş… Çocuk hikmeti: Kendisi olduğu zannıyla Firavun tarafından öldürülen 70.000 çocuğun kuvveti kendisine verilen “Kelimullah” Musa Aleyhisselâm’da tecelli eden hikmet ki, çocuk, büyüklerin kendisine hizmet ettiğidir. Çocuktaki teshir gücü, Musa Aleyhisselâm’da, Firavun’un karısına kendisini baktıracak çapta bir mucize… İbda’-İzhar etmek. Bir mevzudan diğerine, bir yerden diğerine tekâmül. Yapmak, amelî. Numunesiz birşey icâd etmek)

*

Lâtince, İNSALUTATUS-Selâmlanan: 915: TEŞHİR-Gözönüne serme, gösterme. Sergi serip âleme ilân etme. Meşhur ve namdar kılmak. Kılıç sıyırma… İSTİNTAC-Netice almak. Netice çıkarmak: 915: KAZİYE-Hüküm. Bir hükmü ifâde eden kelâm. Fikir. Karar. İfâde. Hükümet… Lâtince, SALUTATUR-Selâmlayan: 1914: MUAZID-Yardım eden… Süryanice, ŞADAR TEBO-Gönderilen haber: 1914: KİNDİT OSYUTO- Süryanice, “Adlî Tıbb”. (Yevmiye: “Adlî Tıbb dersinden yardımcı olabilirim!”… Hukuk Fakültesi’ndeki talebeliğimde, imtihan mevzuu… Malûm olduğu üzere Adlî Tıbb, bizim düzen çapından Üniversite çapına kadar, bir sistematize etme teklifimiz, tezimiz olmuştur!)

 
BAYRAK
(ALLAH’IN İPİNE REMZ)
 

LEVHA: 14 Şubat 1989… Yalçın Turgut’la beraberiz… Bir asker ortadaki direğe bayrak çekiyor… Bayrak mavi renkli ve üzerinde beyaz bir yıldız var… Bu İBDA bayrağı imiş ve sanki asker ne yaptığının farkında değil… Yalçın Turgut, “Sadece burada değil, kimbilir kaç yerde böyle bayrak çekiliyor!” diyor… Ve bayrağı selâmlamak için yerini alırken, ben de yerimi almak için davranıyorum… Bu sırada biri “Hey!” diye sesleniyor… “Eyvah beni anladılar!” diye kaçmaya başlıyorum… Arkamdan koşan bir genç… Taşlı çukurlu, bayır aşağı ve sonra bayır yukarı sokak aralarında koşarken, arkadan kovalanıyorum diye kendi gölgemden mi kaçıyorum düşüncesiyle, bakmıyorum… Bu sırada o genç yaklaşıyor ama, şaka için koştuğu belli!

*

İngilizce, TO TAKE FLAG-Bayrak Çekmek: 1943: İSTİFTA-Fetva istemek… MÜBAŞERET-Bir işe girişmek. Bir işe başlamak. Başlamak ve devam ettirmek. Temas etmek, dokunmak… MÜTEREŞŞİD-Doğru yola girmiş olan: 1943: BÜYÜK DOĞU’nun çıkış tarihi… SEYYİD Abdülhakîm Arvasî “Üçışık” Hazretleri’nin Vefatı: 1943: MAVLDONO-Süryanice, “Dede”… MAVLDONO-Baba. (Baba-Ata. Ecdad. Gemi halatının bağlandığı yer. İnşaatlarda ağırlıkların bindirildiği ana direk. Manevî rehber. Üstad: 1005: Bukno Mraymo Fulutiya- Süryanice, “Başyücelik Devleti”… Gad-Gelen, gelici. “İstikbâl”: 1005: İbsas-Sırrı açıklayan. “Aynı ebcedle, Salih Mirzabeyoğlu”… Hamse-Beş: 705: Habnâme-Rüyâ Kitabı… Rüyâ Tâbir Etmek: 1673: Mehdî Derviş Muhammed… Lâtince, Taureus-Boğaya âit olan. “Sevr-Boğa, Boğa Burcu: 706: Fikir Kahramanı, “ve Aktör”: 674: Şatranc-ı Urefa-Büyük Doğu’nun yayınlandığı… Şatranc-ı Urefa’nın 100 Kabı’nın Toplam ebcedi: 48.625= 1673: Salih İzzet Erdiş… Süryanice, Helmonoyo-Rüyâ gibi: 154: Alem-i Cihan-Kâinat Alemi… Hato Kruğyo-Süryanice, “Yeni Devir”: 2152= 154: Mehdî Muhammed): 1943: FEMİJE-Arnavutça, “Çocuk”… İngilizce, TO TAKE FLAG-Bayrak Çekmek: 1943= 944: DERVİŞ MUHAMMED-332 mührü.

*

Arabça, EHZUL ALEM-Bayrak Çekmek: 1472: PECTUS-Lâtince, “Kalb, yürek”… İHTİSAB-Hesab sorma, mesuliyet: 1472: TIB’-Gölge… İSTİCABE-Duanın Allah tarafından kabulü: 472: TAHADDÜS-Bilmediği ve duymadığı ihbar ve havadisi idrak eylemek. Zan ve tahmin etmek. Süratle idrak etmek… YOLUMUZ-HALİMİZ-ÇAREMİZ: “Üstadım’ın Konferansı”: 2470= 472: ŞLPMO CAMGÜN-Süryanice, “Selâmün Aleyküm” diyen, Esseyyid Abdülhakîm Arvasî “Üçışık”… MATEL-Remzetmek: 2470= 472: SALİH İzzet Mirzabeyoğlu.

*

Arnavutça, MARRE FLAMARİN-Bayrak çekmek: 1063: İHTİLÂL-İnkılâb. Ruhî muvazenede, istikrar ve tekâmül… NABİ-Haber veren, haberci: 63: AMİJE-Şâir… NABİ-Yüksek, yüce: 63: MUHAVVET-Etrafı duvar ve sur çekilmiş yer. “Kuşatmak, delmek, derinleşmekle, kurma, koruma ve yansıtma ile aynı mânâ”… Süryanice, YAVMO-Yevmiye: 63: NQAZ-Süryanice, “Noktalamak”… Arabça, KUZL-Güzel: 63: BİNA-İbranice, “Akıl”.

*

Fransızca, PRENDRE LE DRAPEAU-Bayrak çekme: 712: TEMPORİS-Lâtince, “Tamam”… Boşnak dilinde, STOLJECE-Yüzyıl: 712: HAGOROYUTO MQABLUNO FETNO-Süryanice, “İslâma Muhatab Anlayış”… Süryanice, QEŞTO-Yay. Yakınlık. Kusto: 712: QENTRUN D’ROCUTO-Süryanice, “Buluşma Yeri”… Arnavutça, NİJE-Bir: 712: ŞRORO-Süryanice, “Hakikat”.

*

Almanca, FLAGGEN-Bayrak çekmek: 2162: İKAN-İyi ve yakînen bilmek. Sağlam ip… DİNLEYEN: 164: AKINCI… Süryanice, HADUSO FRİŞO MALQUTO-Başyücelik Devleti: 3165: LÂ İLÂHE İLLALLAH… HALİL KANTARCI-Bandırma Cezaevi gazilerinden, 15 Temmuz 2016’da Çengelköy’de şehîd olan bir gönüldaşımız, Akıncımız: 1043: ALOV-Boşnak dilinde “Balık Ağı”. (Süryanice, Gufo-Balık Ağı: 92: Muhammed-Allah Sevgilisi’nin ismi)… HALİL KANTARCI’nın yanında, bütün şehîdlerimize rahmet diliyorum; yaralı gazilerimize şifâ, yakınlarına sabır ve gurur duymalarını!..
 

MÜCAHEDE
(ŞARTANC-I UREFA’DAN)

 
Şatranc-ı Urefa’nın 72. Kabı, MÜCAHEDE-Cihad etmek. Uğraşma, çalışma. Gayret gösterme: 58: NEHC-Doğru yol. Doğru usûl… HAVATİM-Mühürler. “Vurulmuş damgalar”: 58: KUHL-Göz ilâcı. “İdrakı parlatan”… MAGBUT-İmrenilmiş, gıpta edilmiş: 1057= 58: MAHBUB-Muhabbet edilen. “Gurur duyulan”… PENÇ-PAY-Yengeç. Beş ayaklı. (Hemze, Allah’ın “Mübdi’-Güzel Yaradan” ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden “Yengeç-Nath, tos vuran, başvuran”a işaret eder… Ceyl-Yengeç-Nath: 1043: Halil Kantarcı… Tahattüm-Allah’ın, ariflerin gönlüne vurduğu mühür: 1440= Yaralı sayımız): 58: MUVAHHİD-Allah’ın birliğine inanan. Birleştirici olan. Tevhid. (Hud Aleyhisselâm’da tecelli eden “Ehadiyet” sırrı… Hud: Miğfer. Baş zırhı. Huday: Allah. Rabb… Hüdayi: Allahlık, Allah için, Allah’ın seçtiği… Hudaygân-Büyük hükümdar: 686: Hacegân… Hatm-ı Hacegan-Hacegan Mührü: 7736= 1742: Derviş Muhammed Semerkandi-442 mührü, en büyük ebcedle)… HALEK-Kara. Siyah. “Siyah renk, ululuk rengi, Allah’ın Kayyum ismi nuruna işaret eder”. (Cevn-Kara. Beyaz; mücerredin rengi; mavera rengi: 59: Kulab-Büyük dalga… Tayyar-Deniz Dalgası: 611: Rayet-Bayrak, alem, liva, sancak, gerdanlık. “Ayn harfi, Allah’ın Bâtın ismi, Küllî Tabiat mertebesi ile ilgili olan, Gerdanlık menzili”… Mühdî-Hediye veren. Hediye gönderen. Hidayete vesile olan. Kılavuz. Allah Sevgilisinin bir ismi: 59: Mehdî): 1058: NAVEĞ-Gemiyi batırmak. “Dönüş yok!”. (Moro Destanı’ndan: Gemileri yakmışız isteyerek / Mümkünü yok dönüşümüzün!)


Baran Dergisi 497. Sayı