LEVHA: 19 Nisan 1983… Bir bayiin (büfe) önüne geldim… Bayi ve dışarıda duran bir adam… Birden görüyorum ki, özel günlere mahsus büyük puntolar ve siyah başlıklı bir gazete… YENİ DEVİR gazetesine benziyor… Yılana bakarken içimize kurbağa imiş hissi doğması ve o suretin bu mânânın olması gibi, başlıkta içime ŞERİAT doğuyor… Gazeteyi aldım… Bayi memnun ve mesud… Ben oradan uzaklaşırken, benim hakkımda yanındaki adama muhabbetle, “Şunun boyuna bosuna bak, işim olmasa ben de onunla giderdim!” diyor… Eskişehir’de sokak aralarında dolaşıyorum!

*

BAYİ’-Satıcı: 83: NABİL-Üstad, hâzık ve mahir kimse. Ok yapan… EKBAS-Alnı yumru ve başı büyük kimse: 83: BAF-“Dokuyucu” mânâsına gelir… KÜBAS-Başı büyük olan erkek yılan: 83: İFRAZ-Vazifeye tâyin etmek. Farzedip vermek… FİCA-Birdenbire, ansızın. Farzedip vermek: 1083: YENGEÇ-Hemze, Allah’ın “Mübdi’-Güzel Yaratan” ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden “Seretan-Yengeç, Nath-Tos vuran hayvan”… YENİ DEVİR-Nakil. Bir şeyi bir başkasına devretmek. Bir şeyi sonuna kadar okuyup bitirme. Seyahat. Biri birisini icâd etme. Müddet. Zaman. Çağ. Tasavvufta dünyaya gelme ve geldiği yere dönme; nüzul ve uruc. (Seyyid Abdülhakîm Arvasî + Necib Fazıl Kısakürek: 1983: İzzet Mirzabeyoğlu): 281: NAKA-İ SALİH-Salih Aleyhisselâm’ın bir mucizesi olarak, kayanın yarılarak içinden çıkan deve. (Deve: 15: Büyük Doğu-İbda… İngilizce, Bodly-Bedene âit ve müteallik. “Kâinat, insan varlığında toplu çevre”: 62: İhtilâl… Kur’ân’ın Allah yönünden O’nun kelâmı, mahlûk lisanı Arabça ile nüzulü de mahlûk oluşu; bu mânâda da onu kabul edici istidatta olan insan, en başta Allah Sevgilisi… Boşnak dilinde, Korijen-Kök, menşe, asıl, başlangıç noktası. “Topyekün varlık, Allah Sevgilisi’nin yüzüsuyu hürmetine yaratıldı; ve Adem Aleyhisselâm’dan başlayarak, bütün Peygamberler O’nun etrafında, O’na kadar O’nu müjdeleyen!”: 374: D’lo Busuro Madco-Süryanice, “Mutlak Fikir”. Bütün Peygamberler’de tecelli eden… Bütün amellerin beden ve bedenle ilgili oluşu hatırda… Ve ihtilâl, kalb’te bitişik “ruh ve nefs” kutubları arasındaki zıtlıkta; herşeyin galibine tâbi olacağı hakikatiyle, hangisinin hangisine tâbi’ olacağında. Bu bir seçim yapabilme, “hürriyet” mevzudur ve son tecridte mahlûk, istese de istemese de Galib Allah’ın kulu, zamanın sahibi Peygamberin kadrosudur; Peygamberler Peygamberi de, Allah’ın Sevgilisi!)

*

KAMET-Boy bos. Endam. Dinin direği namaza başlama işareti. Namaz kılmak için okunan ezan. (Süryanice, Qavmo-Boy bos. Kamet: 58: Qavmo-Beden… Süryanice, D’lo Busoro Hoşubut-Mutlak Fikir: 1058: D’lo Busoro Rucuto Ananqi-Süryanice, “Mutlak Fikir Gerekli”. Yol gösteren… Süryanice, Qavmo-İhtilâl: 58: Mücahede-Cihad eden. “Madde ve mânâda kıyam”… Süryanice, Qavmo-Durak. “Yerinde sabitlemek”: 1058: Methakbonuto-Süryanice, “Hikmet”… Levha: 5 Ekim 1985… Üstadım, güleryüzlü ve vücutça dinç bir şekilde, ayakları hafif açık, dikilmiş bana bakıyor… Levha: 5 Ekim 1985… Pazularım müthiş genişlemiş ve kuvvetlenmiş; Hazret-i Ömer’i düşünüyorum… Hazret-i Ömer: İslâm’da Devlet idealinin sembolü… Üstadım: 20. yüzyılda “Devlet İdeali”nin İslâm dünyasında ilk ve halen devam eden tek sembol şahsiyeti… Beni kimin Takdim ettiğine dikkat!): 541: SİNCİPUT-Lâtince, “Beyin”. (Büjhan-Gıpta etme, imrenme: 65: Necib-Soyu temiz. Asilzâde… Beyin: 62: Medih-Övmeye ve medhetmeye mevzu olan şey… Mehdî: 1062: Mütefekkir Mirzabeyoğlu)… Süryanice, D’LO BUSORO METHAŞBONUTO-Mutlak Fikir: 1540= 541: QASTURONUTO-Süryanice, “İdam”. Can tende emanet. (Zı harfi, Allah’ın Azîz ismi, Madenler mertebesi, Kamer menzillerinden Sa’du’z Zabih’e işaret eder; Boğazlayan, kurban kesen, yakınlık, nefsi feda eden… Süryanice, Metalun: 3525: Seyyid Taha Cizro + Seyyid Fehim Arvasi + Esseyyid Abdülhakîm Arvasî “Üçışık” + Necib Fazıl Kısakürek + Salih Mirzabeyoğlu… Süryanice, Şumo Menyonoyo: Sayı. “Şumar-Sayı. Hesab. Sevgi. Muhabbet: 541: Kamet-Boy bos. Endam”: 525: Beraet-Temize çıkma… Beraat-Haşmet. Metanet. Tek ve benzersiz olma. Şecaat, fikir: 673: Mehdî Derviş Muhammed… En küçük ebcedle, Derviş Muhammed Semerkandi-442 mührü: 1524: Zekifut-İbranice, “Dik Durmak”… Levha: …/…/1982… Hıncahınç dolu, anfi şeklinde bir salon ve ortadaki yuvarlak alanda bir Kürsü… Ben, silâhtan ve silâhlı mücadeleden bahsederek, öfkeli ve heyecanlı bir şekilde el-kol hareketleriyle konuşuyorum… Mahkeme salonu imiş hissini veren yerde Konferans… Bu sırada, kel kafalı, seyrek bıyıklı, ablak suratlı ve topluca bir sivil polis bana müdahale etmeye kalkışınca, söverek öfkeyle Kürsü’den ayrılıyorum… Bu sırada 6-7 kişi sivil polisin üzerine çullanıyor ve onu öldürüyor… Öldürenler arasında, Zeyn-âb’ın karşı komşusu Meriç Ünyay da var… Dekolte kıyafetli, şu şişman ve neşeli hanımın burada ne işi var?.. Her neyse… Salonda herkes ayağa kalkmış… Bende birden, “azarlama, paylama, darılma, terletme” mânâları tecessüm etmiş de beni sorguya çekecekmiş gibi bir kaygı: “Acaba Üstadım bu duruma ne diyor?”… Anfi şeklindeki salonun en üst basamağında - arkada bulunan Üstadım, 20 yaş kadar gerilemiş, 60 yaşlarında, dinç, memnun ve mesud, manzarayı seyrediyor… Onun, sebeb olduğum bu hâdise karşısındaki tavrından, hudutsuz saadet içindeyim… Süryanice, Mzaymonuto-Silâh: 510: Riş-Süryanice, “Re” harfinin ismi… Re harfinin ebcedi: 200: Ebu Süleyman-Halid bin Velid ve Süleyman bin Hâlid’in, “Horoz-Sabah namazına uyandıran. Kabadayı” mânâsında nâmı… Aklî-Durdurmak. “Yerinde hakikate vücut vermek”: 200: Ması’-Sağlam vücutlu kimse… Yakut dilinde, Turuk: Duruk. Durum. Hâl: 712: Heuristique-Fransızca, “Keşfetmeye, kendi kendine öğrenmeye yarayan”… Hazret-i Ömer: Aklı olanın, dini de olur!)… MEGABIT-İmrenilme. Gıbta edilme. (Yevmiye: İstikbâl İslâmındır! Ne güzel bir mevzuun var!): 1052= 53: DÜNYA Çapında Bir Hâdise. “Takdim yazımın alt başlığı”… Süryanice, AHMEC-Mayalanma: 2052= 1053: MEHDÎ Salih Mirzabeyoğlu.

*

Süryanice, GUŞMO-Beden: 1352: GUŞMO-Cisim… Süryanice, FURSO-Vasıta: 352: FURSO-Fırsat… Süryanice, MRİMONO-Rakib. (Yunus Emre: “Bir ben vardır bende, benden içeri!”… Süryanice, Tarmuşto-Ben: 1353: Myarmono-Süryanice, “Rakib”. Allah’ın 99 güzel isminden biridir): 1352: RUHO MESTACRONUTO-Fiil Cini. (Be harfi, Allah’ın Lâtif ismi, “Cinler-Gizliler, gizli varlıklar, gizlilikler” mertebesi, Kamer menzillerinden Mukaddem min-ed delâl’e işaret eder; öne alınmış delile, Takdim’e)

*

Süryanice, ŞLADO-Beden. Vücud. Gövde: 341: RAKM-Farsça, “Boy bos”… Süryanice, AŞLİ-Aklî. Hareketsizleştirmek. “Ölümle ilgili. İp”: 341: SFAR-Süryanice, “Güzel”. Ruhî değer ölçüsü; aklın ruhîleştiği yerde… ŞAM-Arabistan’ın batısı, akşam. Akşam yemeği. Rumî. Batı. Karanlık. Gece. Gözyaşı. Dua: 341: ŞRAF-Süryanice, “Emmek”; fikir, zikir, ümid, hayâl, istikbâl.

*

Süryanice, SUMO-Beden. Vücud. (He harfi, Allah’ın “Bais-Elçi yollayan” ismi, Levh-i Mahfuz mertebesi, Kamer menzillerinden “Butayn-Bâtınlık Beden” mertebesine işaret eder… Zal harfi, Allah’ın “Müzill” ismi, Hayvanlar mertebesi-Beden, Kamer menzillerinden Sa’du’l Suud’a işaret eder; Derece almak. Mübarek. Mübarek yıldızlara… Münce: Aranılan, istenilen… Münceli: Ortaya çıkan, tecelli eden, parlayan… Müncedil: Gönülde kalan… Zu-münce: Aranılan, istenilen, tecelli eden, parlayan, münci-kurtarıcı, gönülde kalan, yıldız kimseler… Zal harfinin ebcedi: 1731: Abdülhakîm Koltuğu… Kusto-Yay. Yakınlık. Topalak otu. Sevda. Suadî. Sahil: 566: Kalem-Nun. Nur. Kılıç… Boşnak dilinde, Skot-Hayvan. Kurbanlık deve, nefs. Yazılı mektub. “Kader”: 566: Qfiso İdacto-Süryanice, “Mücerred Fikir”… Maunet-Allah’ın salih kullarına imdadı, yardımı: 566: Esseyyid Abdülhakîm Arvasî - Üçışık): 112: SMOĞO-Süryanice, “Kürsî”. (Kef harfi, Allah’ın Şekür ismi, Kürsî mertebesi, Kamer menzillerinden “Nesre”ye işaret eder; yazma, dağıtma, saçmaya)… Lâtince, TEXTRİNUM-Dokuma. (Süryanice, Helmonoyo-Rüyâ gibi: 2154: Ninum-Sümer dilinde, “Bir dokuma tezgâhı”… Süryanice, D’lo Busoro Hşabto Ananqi-Mutlak Fikir Gereklilik: 2154: Bütün Fikrin Gerekliliği): 1112: SALİH İzzet Erdiş. (İspanyolca, Excelencia-İzzet: 1105: Abbildung-Almanca, “Boy bos”… Fransızca, Mine-Yüzün görünüşü: 105: Mine-Maden. Maden ocağı… Süryanice, Ambuno-Kürsî: 1105: Gazyuno Cundono-Süryanice, “Ölüm Odası”… Yevmiye: Has Oda sırrına çok yaklaşmışsın!)

*

Süryanice, GUMNASYUM-Beden Eğitimi: 1183= 184: ABDÜLHAKÎM… Süryanice, BENYON GUŞMA-Beden yapısı: 1466: ÜSTAD-Büyük Doğu… Süryanice, BENYON GUŞMOO-Vücut yapısı: 477: İZZET-İbda’… Süryanice, DUROŞO GOŞMONOYO-Beden eğitimi. (Zurhane-İdman Salonu: 869: Zorhâne… Süryanice, Huqoyo-Tâlim. “Hguyo: Fikir”: 1036: Elibab-Durdurmak. Lâzım olmak. “Sabitlemek”… Selase-Üç: 1035= 36: Ebcel-İri cüsseli adam… Mektubat-İmâm-ı Rabbanî Hazretleri’nin eseri: 1868= 869: Necib Fazıl Kısakürek + Salih Mirzabeyoğlu): 1946: ŞFİCUTO B’SBUTO MBARYUTO-Süryanice, “İfrat hâlde tecrid”.

*

Portekiz dilinde, CORPO-Beden: 217: RUHÇO-Süryanice, “Çeyrek”. Dörtte bir. (Şeriat, Tarikat, Marifet-Hakikat… Hakikat, Allah’ın kulu ve muradıdır)… Boşnak dilinde, VEDRO-Kova: 217: DİBER-İbranice, “Kelime”… RÜYA: 217: ZARCO-Süryanice, “Çekirdek”… PİRE-Rüyâda gelen mânâ; Muhyiddin-i Arabî Hazretleri’ne âit bir yazıda benim için, “Bit veya pire hakkında en çok yazan odur!” deniyor: 217: YAQAR-Süryanice, “İzzetlemek, zayıf iken kuvvetlendirmek”
 

MÜHÜR
(İDEOLOCYA VE İHTİLÂL)

 
LEVHA: 15 Ocak 1988… Mehmed Fazıl, kitab fuarı için “Çok enteresan! İmâm-ı Gazalî’den sonra, en çok İdeolocya ve İhtilâl gitti!” diyor… Hangi İmâm-ı Gazalî?.. Ne Üstadım’ın ne de benim, böyle bir eserimiz yok!.. Sonra sınıf gibi bir yerdeyiz… Biri, “Şu İmâm-ı Gazalî’yi indirin de…” diyor. Önünü göremiyormuş… Ama kitablar rafta, nasıl göremez ki?.. Sonra tahtaya bir çocuk kalkıyor… Takıldığı yerde, ben İmâm-ı Gazalî’nin eserini açıp ona bir cümle okuyorum… Bir Hoca hanım, “Evi böyle yaptırabilirsiniz!” gibi birşey söylüyor… Herhâlde önceden ev almakla ilgili bir şey konuşmuşuz… Sonra Kaya Balaban, ben, Mehmed Fazıl… Kaya Balaban, benim Ankara’da ESAV’da (Ekonomi ve Siyaset Araştırma Vakfı) birine, “Bak dışarıda, küfretmeyeceğime söz verdim!” diye kızışımla ilgili gırgır yapıyor… Kaya galiba ev tutmuş… Eskişehir’de rahmetli Fatma Toköz teyzenin evinin oraya yakın; tabiî bize de… “Artık üçümüz beraber gelir gideriz!” diyorum.

*

Süryanice, İDİYOGOLUTO OF MAQSUTO-İdeolocya ve İhtilâl: 1092: MŞARRO HEGYONO ANANQİ-Süryanice, “Mutlak Fikir Gereklilik”. (Hadîs: “Bir günü bir gününe eş geçen aldanmıştır!”; süreklilik)… Kıpçak dilinde, EMEN-Süt Anası: 1092: HOGOROYO QUBARNİTİ KUSTO-Süryanice, “Kaptan Kusto Müslüman”… Süryanice, AYLEN-Kimler?: 1092: SUVOHO-Süryanice, “Rağbet”… İngilizce, SEAL-Mühür. (Dünya Çapında Bir Hâdise-Takdim yazımın alt başlığı: 1054: Derviş Muhammed-442 mührü): 92: SEYYİD Abdülhakîm Arvasi + SEYYİD Fehim Arvasi - Manzur-u Nazar-ı Piran-ı Kiram / Li Külli Emrin Fehim… İbranice, MA’AN-Adres: 1092: RİŞO FRİŞO UHDONO-Süryanice, “Başyücelik Devleti”… İbranice, KİVUN-İstikamet: 92: Muhammed. (SAV). Her nakışta o mânâ!

*

Süryanice, İDİYOGOLUTO OF QFOSO-İdeolocya ve İhtilâl: 1731: ABDÜLHAKÎM KOLTUĞU… Arabça, ZİKR-UL Hâlikı Bilâ Kelâm-Kelimesiz düşünmek Yaradanı: 1731: CİZR-EL KELİME-Kelime Kökü… Karaçay Malkar dilinde, TEŞİK-Delik. “Derinlik”: 1731: RUHO FRAQSİZ-Süryanice, “Fiil Cini”. (Abdülhakîm Koltuğu’nun oturma yerindeki yuvarlak delik hatırda… Be harfi, Allah’ın Lâtif ismi, “Cinler-Gizlilikler, gizli varlıklar, gizliler” mertebesi, Kamer menzillerinden Mukaddem min-ed delâl’e işaret eder; Takdim’e, öne alınmış delile, peşin fikire!)… Süryanice, ZAL-Küçültmek. “Tecrid. Kısmak. Kısaltmak. Bit”: 731: ZAL-Boşnak dilinde, “Kumsal-Kumlu sâhil”. (Kum-“Kalk!” mânâsında emir: 1146: Rahman Sûresî’nin 19. âyeti - Meâl: Allah, kabaran iki denizi salıvermiş, birbirlerine kavuşuyorlar… MEHDÎ Muhammed Şuuru: 1732: TEFERRUAT Şuuru.

*

Süryanice, İDİYOGOLUTO OF BCOQO-İdeolocya ve İhtilâl: 1596: TEFKİH-Öğretme. Anlatma. Fıkıh öğretme; anlayış verme… TEVFİK-Uygun düşürme. Tatbik etme. Muvafık kılma: 596: ESKİŞEHİR. (Abdülhakîm Koltuğu’nun yan mermerlerinden diğerinde, Bursa: 4299: Derviş Muhammed, en büyük ebcedle)… Süryanice, İDİYOGOLUTO OF MARUDUTO-İdeolocya ve İhtilâl: 2242: MİN NAFİZETİ VECDİ-“Vecdimin Penceresi’nden”. Üstadım hatırlanmalı.

*

Süryanice, İDİYOGOLUTO OF QAVMO-İdeolocya ve İhtilâl: 7626= 633: DERVİŞ Muhammed Semerkandi-332 mührü. “En büyük ebcedle”… Süryanice, İDİYOGOLUTO OF QAVMOYO-İdeolocya ve İhtilâl: 1648: MÜTEHAKKIK-Tahakkuk eden, doğruluğu meydana çıkan… HÜRMET-Riâyet. İhtiram. Haysiyet. Şeref. (Fikir Çilesi haysiyetinin müstesna genci Salih Mirzabeyoğlu’na sevgiyle —28 Şubat 1982, Necib Fazıl Kısakürek… İmân ve İslâm Atlası’nı hediye edişi): 1648: HUTM-Her kuşun gagasına, her davarın burnunun ucuna ve ağzının önüne derler. “Hatm: Kuş gagası. Mühür”. (Üstadım’ın vefat ettiği gece gördüğüm rüya’da; “Kuş gagasının bir ân yoğunluğunda dudağa benzerliği, topluluktan işarettir” yazısı… Leb: Dudak… Süryanice, Lebo: Kalb)… MEHD-İ MUNTAZIR-Gözleyen ve bekleyen Mehdî: 649: HALÎT-Ortak. Karışmış. “Amige: Çift. Karışmış”.

*

Süryanice, RONUYUTO OF QAVMOYO-İdeolocya ve İhtilâl: 1843: DERVİŞ MUHAMMED-332 mührü… MUSA MİRZABEYOĞLU: 1438: FOLOTİN MALYUTO FARDOYSO-Süryanice, “Dolmabahçe Sarayı”. (Yevmiye: “Bir suçu vardı Abdülhamîd’in, biliyor musun neydi?”… —Merhamet…  —Tamam güzel söylüyorsun, merhamet! Gittiler Kızıl Sultan dediler!)… Süryanice, ZADİQUTO-Hak: 1438: ZADİQUTO-“Adalet”… Süryanice, ZAHYUTO-Yücelik: 1438: HULMONO RUKONOYO-Süryanice, “Ruh Sağlığı”

*

Süryanice, RONUYUTO OF BCOQO-İdeolocya ve İhtilâl: 792: METHAFRONO-Süryanice, “Maden”… Lâtince, STELLARİS-Savaş yıldızı. “Mirruh”. (Lâtince, Mavors-“Merih-Mirruh” yıldızı: 1312: Mirzabeyoğlu): 1791: MÜNŞEAT-Alt başlığı “Bayramlık” olan eserim… Süryanice, ROYUNUTO OF MAQSUTO-İdeolocya ve İhtilâl: 1288: ZARF-Karaçay Malkar dilinde, “Mühür”. (Levha: 6 Kasım 1987… “…” Neslihan Hanım’dan müsaade isteyerek, Üstadım’ın Takdim yazısını almak üzere, salon büyüklüğündeki banyoya geçiyorum… Duvardaki cam mahfazalı pano üzerinde asılı büyük bir zarf… Zarfın üzerinde kocaman harflerle slogan gibi yazılmış bir söz… Aklımda “Hatay” diye bir kelime kaldı… Üstadım’ın el yazısıyla birkaç cümle… Zarfın içinde de, Üstadım’ın beni metheden bir yazısı var; ve birine, bunun benim söylediklerim ve hâdiselerle ne kadar benzediğini anlatıyorum… Hatay-Türkistan’ın Hatay şehrinde kullanılan bir cins aynı isimde tezhib kâğıdı: 1417: Necib Fazıl Kısakürek… Kağaz-Kâğıt: 1731= 732: Abdülhakîm Koltuğu)

*

Süryanice, RONUYUTO OF QAVMOYUTO-İdeolocya ve İhtilâl: 1250= 251: KARTO D'HİYUTO-Süryanice, “Kimlik Kartı”… Süryanice, FASO MCAS-Avuç içi titremesi: 251: MAFSHONO-Süryanice, “Sevindirici”… Portekiz dilinde, ARMA-Gez. (Arma-Alaca yılan: 312: Mirzabeyoğlu… Erkam-Alaca yılan: 1341: Erkam-Yazılar. Sayılar. Sayı işaretleri… Farsça, Rakm-Boy bos: 341: Supersititiosus-Lâtince, Keşfe âit olan): 251: MİRA-Portekiz dilinde, “Gez”. (Gez-Tâlim için yapılmış kısa ok: 27: Uhciyye-Bilmece. “Takdim yazım”… Muamma-Bilmece. “Gizlenen şey”: 151: Mehdi Muhammed)
 

DÜZAH
(ŞATRANC-I UREFA’DAN)
 

Şatranc-ı Urefa’nın 18. Kabı, DÜZAH-Cehennem. Tamu. Keder. Külfet. (Süryanice, Gihano-Cehennem: 1075: Hayvan… Cennet ve Cehennem, birbirinin zıddı; herşeyin galibine tâbi olması ölçüsüyle, nefste hangisinin hangisine istidadın galib geleceği. “Zıt kutublar arası muvazene sırrı da bu; ruh ve beden ilgisinde… Bendide-Bağlanmış. Esir. Köle. “Hayvan. Beden”: 75: Sübüha-Nur. Azamet. Büyüklük… Zeban-Dil, lisan. Lûgat. Lehçe: 1060: Büyük Doğu… Zebanî-Cehennem’de vazife gören melek: 1070: Necih-Sabırlı. Sağlam rey. Galib ve muzaffer… Düzahî-Zebanî: 7626= 6627: Derviş Muhammed Semerkandi-332 mührü… Üstadım’ın “Cehennem” isimli Noktalaması: “Ateş benim yıkayan, yuyan, emziren annem / Bir arınma kurnası olsa gerek Cehennem!”… Ve yine: “Allah Resûl aşkıyla, yandım, bittim, kül oldum / Öyle zaif düştüm ki, sonunda herkül oldum!”… Aşk isimli Noktalaması: Rabbim Rabbim, bu işin bildim neymiş Türkçesi / Senin aşkın ateştir, ateşin gül bahçesi!): 617: TERBİYE… TECRİD-Eleye eleye derinleşme: 617: TEDRİC-Sıkıştırmak suretiyle çok güçsüz hâle koymak; birisini bir şeye azar azar vardırmak. Azar azar, derece derece ilerlemek. İfâdenin derece derece yükselmesi ve alçalması. (Yevmiye: “Ben, çabuk ve acele olmasını istiyorum, öyle biliniyorum değil mi?”… —Evet, efendim… —“Bazı şeylerin pişmesini beklemek lâzım!”… Şâh-ı Nakşibend Hazretleri: “Nasıl olsa geçmek zorunda olunan zarurî dururken, faydasız kolaya sapmamak lâzım!”; acelesi, kolayı bu - işi bedavaya getirmeye bakmamak… Yevmiye: “Allah çektirmediği çilenin nimetini vermez!”… Te harfi, Allah’ın “Kaâbid-Kısıcı, sıkıcı” ismi, Esir mertebesi, Kamer menzillerinde “Kalb”e işaret eder!)…

*

TAMU-Cehennem: 446: MEKŞUF-Keşfolunmuş. Açık, belli. (Yevmiye: Ahbes hakkında, “Onun öbür âlemdeki hâlini görsen, yanarsın!” buyurdu)… Arnavutça, METE-Eksik. Hata. (Mutlak Tevhid mümkün değildir!): 446: TEBDİL-Değiştirmek. Bir şeyi başka bir hâle veya şekle sokmak. (Abdülhakîm Arvasî Hazretleri: “Allah, adliyle tecelli ederse yanarız, fazlı ile tecelli etsin!”… Parseng-Teraziyi denkleştirmek için kefesine konan taş: 1323: Kaim-makam: Hakk’ın üzerine kaimliği)

*

BÜYÜK DOĞU’nun yayınladığı Şatranc-ı Urefa’nın, 100 Kabı ile “Vuslat” Hedefinin Toplam Ebcedi: 673 + 126= 799: İZZET Mirzabeyoğlu… VUSLAT-Kavuşma. Buluşma. Sevdiğine kavuşma: 126: YUM DİNO-Süryanice, “Mahkeme Günü”. (İdam Cezası aldığım gün, Mahkeme heyeti ve dışarıda gazetecilere söylediğim söz: Tiyatro bitti!)… Üstadım’ın, hayatı, fikri, sanatı ve aksiyonunun ve mutlu sonunun özeti, VİSAL: Beni zaman kuşatmış, mekân kelepçelemiş — Ne sanattır ki, her şey, her şeyi peçelemiş / Perde perde verâlar, ışık başka nur başka — Bir ânlık visâl başka, kesiksiz huzur başka / Renk, koku, ses ve şekil, ötelerden haberci — Hayat mı bu sürdüğün, kabuğundan ezberci? / Yoksa göz, görüyorum sanmanın öksesi mi? — Fezâda dipsiz sükût, duyulmazın sesi mi? / Rabbim, Rabbim, Yüce Rab, âlemlerin Rabbi, sen — Sana yönelsin diye icâd eden KALBİ, sen! / Senden uzaklık ateş, sana yakınlık ateş — Azab var mı âlemde fikir çilesine eş? / Yaşamak zor, ölmek zor, erişmekse zor mu zor — Çilesiz suratlara tüküresim geliyor! / Evet, ben, bir kapalı hududu aşıyorum — Ölen ölüyor; bense ölümü yaşıyorum! / Sonsuzu nasıl bulsun, pösteki sayan deli? — Kendini kaybetmek mi, visâlin son bedeli? / Mahrem çizgilerine baktıkça örtünen sır — Belki de benliğinden kaçabilene hazır / Hatıra küpü devril, sen de ey hayâl, gömül — Sonu gelmez visâlin gayrından vazgeç, gönül! / O visâl, can sendeyken canını etmek feda — Elveda, toprak, güneş, anne ve yâr, elveda! (Mart 1982)


Baran Dergisi 516. Sayı