LEVHA: 8 Ocak 1984… Annemin teyzesi… Rahmetli… Şişman HAYRİYE Teyze… Telefon… AHİZE’yi bana uzatıyor ve dinlememi istiyor… Telefon genç ve iki kişi olduğunu sandığım birilerinden geliyor… Onlardan biri, bana ŞİİR okuyor ve birşeyler anlatıyor… Telefonu bana vermeden önce Teyzem, Nalân Said’e, “Bu habere İzzet sevinecek!” demişti… Konuştuktan sonra ahizeyi Hayriye Hanım’a verirken, onun sevinçli bir hâli var… Alıyor… Kulaklıkla ağızlık yerini tersyüz edip düzeltirken, o ân Üstadım olarak beliriyor… Aman Allah’ım!.. Üstadım’la –sağlığında!– aramızda geçen hareketin aynıyla tecellisi… HAYRİYE Hanım, karşı tarafla birkaç kelime edip, ahizeyi yerine koyuyor ve Nalân Said’e “İyi oldu İzzet’in duyması!” diyor… Benim için hayırlı bir haber olduğu… Ve ayağa kalkarak, “Ben de cenazeye, cenaze namazına yetişeyim!” diyor.

*

Arabça, RABBİ YESSİR VELA TUASSİR, RABBİ TEMMİM BİL HAYR-Rabbim, kolaylaştır, zorlaştırma, tamamına erdir, hayırlısıyla. (Bu duayı, anneannemin ablası Hayriye Teyze, çok söyler, etrafına ve 5-6 yaşlarında iken bana tekrarlatırdı!): 1565: KAPTAN KUSTO MÜSLÜMAN. (Kökler isimli eserimden, Dedi ki: Sözlerin tevili büyük bir iştir. Söyleyenin maksadını anlayabilmek de, büyük bir irfan mertebesi!)… MÜTEFEHHİM-Anlayan, kavrayan: 565: SIRDAŞ-Birinin sırrını bilen. Sır saklayan. (Kökler’den, Dedi ki: Biri, “Bana bir sır söyle!” demiş… Cevab: Ben sana bir sır söylemem. Ben sırı öyle birisine söylerim ki, onu kendi benliğimde değil, kendimi onun benliğinde göreyim… Kendi sırrımı kendime söylemiş olurum!)… MAUNET-Yardım. İmdad. Yol azığı. Allah’ın salih kullarına imdadı, inayeti: 566: ESSEYYİD ABDÜLHAKÎM ARVASÎ. “Üçışık”.

*

Süryanice, SLUTO-Dua: 502: BEŞR-Müjdeli haber vermek… Süryanice, METUL ZUZE-Para için. (Süryanice, Estiro-Para: 677: Teavür-Elden ele gitmek… Arnavutça, Para-Önce: 204: Para-Nakid… Süryanice, Ftusis-Kutu. Mal. Nı’me, meyil, sanat: 7616: Derviş Muhammed Semerkandi-332 mührü): 502: SALİH MİRZABEYOĞLU İÇİN… Süryanice, GŞAR-Köprü inşa etmek: 1501= 502: CULBONO B’QYOMO-Süryanice, “İfrat hâlde tecrid”… Süryanice, GUSİTO-Kab: 1501: KARAR-Şatranc-ı Urefa’dan bir kab… Arnavutça, PLESHT-Pire. (Rüya’da gelen mânâ: Muhyiddin-i Arabî Hazretleri’nin bir yazısı, benim için “Bit ve Pire hakkında ilk yazan odur!” diyor): 1501: ŞARAR-Süryanice, “Te’yid etmek”.

*

SEFF-Ahzetmek, almak. Dokumak. Yapmak. Toz hâline getirilmiş ilâç: 1140: İ’LÂM-Bildirmek. Belli etmek. Anlatmak. (Zimmit-Kendisine birşey zimmetlenen. Ağır başlı, ciddi, vakarlı kimse: 457: Ettun-Hamam külhanı… Üstadım’dan: “Yaklaştım hamamda külhan yerine / Yaklaştıkça daha sıcak bölmeler!”… İntibac-Hastalıktan dolayı hasıl olan şişkinlik: 457: Mehdî Muhammed Mirzabeyoğlu)… MEN ENE?-Ben Kimim?: 1140: ZİMMET-Taahhütlü borç. Sahip olmak. Himayeyi temin eden ittifak. Vicdan. Mesuliyet. Üstte olan şey. “Kaptan Kusto Müslüman”… TEŞEMMÜT-Hayır ve bereketle dua etmek: 1140: KANKEN-Madenci. (Zı harfi, Allah’ın Aziz ismi, Madenler mertebesi, Kamer menzillerinden “Sa’du’z Zabih”e işaret eder; kurban kesen, boğazlayana… Kan-Ken… Kan: Maden. Maden ocağı. Bir keyfiyetin bol bulunduğu yer. Pîr… Ken’: Tilki eniği. Çocuk. Kalb… Süryanice, Metalun-Maden: 3525: Seyyid Taha Cizro + Seyyid Fehim Arvasî + Esseyyid Abdülhakîm Arvasî “Üçışık” + Necib Fazıl Kısakürek… Lâtince, Sekaginta-Altmış. “Büyük Doğu”: 528: Şuroyo-Süryanice, “Takdim” yazım.)
 

İÇİÇE KUTULAR

 
LEVHA: 22 Haziran 1994… ÜSTADIM’ı ziyarete gitmişiz… Eskişehir’den tanıdığım Sabahattin Bilgiç ile… Bir köşk… Üstadım köşke geliyor; alışverişten dönmüş… Torunu Emrah’a hediye almış… TABUT büyüklüğünde bir karton KUTU… Onu açıyor ve içinden daha küçük kutuları çıkarıyor… Sonra 500.000 lira veya 500 Markı 5 tane zarfa koyuyor… Ben bu hediye davasının bana dair oluşu gibi bir durumdayım… Sonra, yatsı namazı vaktinin yaklaştığını ve Vitr namazını düşünüyorum… Her ne münasebetleyse, yanımda biriyle köşkten ayrılırken, ikinci katın pencerelerinden birinde bana yatsı namazını hatırlatan gençleri görüyorum!..

*

Süryanice, QİBUTU-Gemi: 429: QİBUTU-Kutu. Kavanoz. Kab. (Şatranc-ı Urefa’nın Lûgat’ı 101 kelime’de –karede– toplayan aslı ve ilhamen tatbikleri; yani “kab” nitelemem, kelimeler. Toplayıcı ve tevzi edici, gizli ve açık, muhakemede işaret birimleri. Gaye ve hedef, her şeyin başı, amel ve ameliyat vasıtası fikir için; Adlî-Tıbb, kuşatan bir çerçeve!)… Süryanice, CESRİN CEFİN-Yirmibir kat: 468: BESTO-Süryanice, “Kab”. (Şatranc-ı Urefa’nın, aşağıdan yukarıya 10 ve yanlamasına 10 kabı; 10 x 10 Kat: 100… Ve Vuslat ile 101: Gusto-Topalak otu. Yay. Yakınlık. Suadî. Sahil… 21 Sefer)… EBU HUREYRE-Büyük sahabî. (Ondan bir Hadîs rivayeti: İmân, 70 küsur –bir rivayete göre de 60 küsur– şubedir. Bu şubelerden en üstünü, “Lâ ilâhe illallah” sözüdür. En aşağı mertebede olanı da, yolda bulunan rahatsız edici bir şeyi kenara çıkarmaktır!): 429: KURKUJİ-Kürtçe, “Kendi kendini öldürmek”. (Nefsi Allah’a feda, kurbanlık, yakınlık şuuru)… TEVHÎD-Birleme. “Mutlak Tevhid mümkün değildir!”: 428: FURKOLO-Süryanice, “Rabıta”. (Rüya: 217: Rûyâ-Yerden biten ot… Rabıta-Rabteden, bağlayan, bitiştiren. Münasebet. Tartı, düzen, sıra, usûl: 217: Yarquno-Süryanice, “Ot”… İbranice, Ot-Harf: 1406: Toğ-Süryanice, “Taç Giymek”… Şatranc-ı Urefa’nın bir kabı, Gurur-Kibriya. Azamet. Allah’ın azameti. Allah’ın azamet sıfatına bürülü Müslüman hâli: 217: Muavvizat-İhlâs, Felâk ve Nas sûreleri… Bidar-Uykusuz, uyumayan. “Uykusuz adam”: 217: Kafa Kâğıdı-Hüviyet sûreti. Üstadım’ın, Tilki Günlüğü’nde “Ufuk” olarak geçen son eseri. Beni takdimi: Kaptan Kusto Müslüman / Dünya Çapında Bir Hâdise)

*

Süryanice, FTUSİS-Kutu. Tabut. (Ulbe: Büyük kutu… Ül’übe: Piyes. Oyun… Oyun: Yapmak, etmek. “Ölümü oynamak”… Ül’üban-Oyuncu. Sanatçı. Aktör: 154: Mehdî Muhammed… Bütün Fikrin Gerekliliği: 2154: Gong-“Kaptan Kusto Müslüman / Dünya Çapında Bir Hâdise”…): 7616: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDİ-332 mührü. “En büyük ebcedle”… Süryanice, DUFNO-Tabut. “Berzah”: 146: MEREC-EL BAHREYN YELTAKIYAN-Kaynayan iki denizin birleşmesi. “Rahman Sûresi’nin 19. âyeti”… 2 KUTVANÎ “Aba”. (Arabça, Eba Etan Kutvanîyetan-Kutvanî 2 Aba: 984: Osyuto Kindit-Süryanice, “Adlî-Tıbb”… Seyyid Abdülhakîm Arvasî + Necib Fazıl Kısakürek: 1983= 984: İzzet Erdiş): 1146: SUADÎ-Topalak otu. Kusto… Süryanice, MLUO FAĞRONOYO-Para. “Mallar arasında müşterek kıyas vahidi. Tedavüldeki kıymet vahidi”. (Süryanice, Takso D’zuze-Para Sistemi: 596: Tevfik-Uygun düşürme. Tatbik. Muvafık kılma… Eskişehir-Abdülhakîm Koltuğu’nun yanındaki mermerlerden birinde yazılı şehir: 595: Sadakat-Dostluk. Vefalılık. “Şatranc-ı Urefa’nın kablarından biri”… Ruşfo-Solucan: 592: Simto D’mele-Kelime Hazinesi. “Şatranc-ı Urefa’nın kabları; 21 Sistem, Kamer menzilleri cetveli”… Şuşo-Solucan. Yere sızan yağmur damlası. Meyan kökü. Beyin kökü: 612: Derviş Muhammed): 441: KISAKÜREK… MİAT-Yüzler. Yüz sayıları: 1441: SALİH Mirzabeyoğlu.

*

Süryanice, ORUNO-Kutu: 126: NİSANNUM-Akadça, “Nisan”… Arnavutça, HENE E RE-Hilâl: 267: RENYO-Düşünme. Düşünce… Süryanice, ORUNO-Kutu: 268: AYYARUM-Akad dilinde, “2. ay olan Mayıs”… Süryanice, İHİDO BROYO-Son zikredilen: 268: SVARA-Süryanice, “Düşünce, kanaat”… Süryanice, FARDAYSKO-Kutu: 462: ESRAR-Şatranc-ı Urefa’nın kablarından biri… TEBEYYÜN-Belli olmak. Sabit olmak. Görülüp anlaşılmak: 462: SU-TU-Sümer dilinde, “İthaf etmek”. (Üstadım’ın 1983’de Tercüman gazetesinde yayınlanan –Ramazan’da– Noktalamaları… Yevmiye: İkimizin şiirlerini yazdım, bayılacaksın!)

*

Süryanice, SANDUQO-Kutu: 132: BUHONO MADLO-Süryanice, “Zihin Kontrolu”… Arnavutça, NİSJE-Başlangıç, başlama: 132: FULAQÎ-Süryanice, “Hapishâne”… Süryanice, KUZOZO-Korku: 132: ABDON CUNOH-Süryanice, “Hafıza kaybı”. (Gaya!)… Moğolca, KAL-Makine, âlet. (İnsanın duyu dünyasıyla ilgili fiillerinde, onun yerine kaim olan, yardımcı): 131: KAL-Moğolca, “Dün, yarın”. (Dün, yok; yarın gerçekleşmemiş olan… İki yok arasında bir beden varlığı; ve yok olacak olan… İbret: İnsanın insana hâkim olmasında ne kadar incelse de, sonunda İnsan’dır bâki kalacak olan; ölse bile)… Süryanice, SALİ-Dua etmek. “Sözün hâl ve makama uygun olması şartı ve onu icrada arama şuuru ile; duygu, düşünce, iradî faaliyetlerle!”: 131: SELÂM-Esma-i Hüsna’dandır. (Âyet meâli: İnananlara Allah katından selâm vardır). Selâmet vardır!.. İSLÂM: 132: KALB… NASLIHAN KERİMEM. “Mektub Başlığı; Efendi Hazretleri’nden, Üstadım’ın eşine”. (Rüya’da gelen mânâ; Neslihan, her yerde demektir!): 131: SALİ-Süryanice, “Dua etmek”… Arnavutça, KALTERT-Gök mavisi. “Kelime-i Tevhid nuruna işaret eder”: 132: SOSO-Süryanice, “Solucan”. Yere sızan yağmur damlası. Meyan kökü. Miyan kökü, beyin kökü… Süryanice, ŞUŞO-Soso: 612: DERVİŞ MUHAMMED.

*

Süryanice, QABA-Kutu. Kab: 9: İBDA’-İzhâr etmek. Bir yerden diğer bir yere çıkmak. Yaratmak. Numunesiz bir şey yapmak. (Hemze, Allah’ın “Mübdi’-Güzel Yaratıcı” ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden “Seretan, Yengeç-Nath, Tos vuran, başvuran” menzili)… Portekiz Lûgatı’nda, DEDİCATORİA-İthaf: 1640: İDACTO GABORO-Süryanice, “Fikir Kahramanı”… Süryanice, LO METMALLONO-Sır: 640: ĞOBULO D’LO MELTO HDAS-Süryanice, “Kelimesiz düşünmek Yaradanı”… Süryanice, MESTAVSYONO-Hasta. “İstenen”: 1640: GALBATRO-Süryanice, “Tabut”. Berzah.

 
TAKDİM YAZIM
“ALLAH’IN SAHİBİNE ZİMMETLEDİĞİ…”

 
Ufuk: Eski harflerle, kapağında “Para Kuvveti” yazılı bir kitab… Ben onu önce, PARAKOTÎ diye okumuştum… Sonra bir ân kaybedip: “Nerede Parakoti?” çığlığını basınca, Ciciannem: “Ayol, o Parakoti değil, Para Kuvveti” cevabını vermişti. (Üstadım’ın KAFA KÂĞIDI’ndan)

*

PARAKOTİ. (Par-Akut... Fransızca, Akut-Yaprağın keskin ucu: 507= 1506: Nakşbend… VAKT-Yağmur suyunun biriktiği kaya çukuru: 506: Erdiş… Fransızca, Par-Tarafından: 2203: Mirza Mahzumoğulları… Tahabbür-Esasını bilme, iyice bilme: 1202= 203: Teşebbüs-Bir işe girişmek. Bir işi ilk olarak teklif etmek. El ile yapışıp bırakmamak… Par-Geçen yıl, bıldır. Para: 203: Bi’r-Kuyu. “Pîr-Maden ocağı. Kuyu”… Eber-Akreb sokması. Çok faziletli, şerefli: 203: Cerr-Kendine doğru çekmek. Çekmek. Cezb. Para almak… Parakut: 710: Hamis-Beşinci. Perşembe günü… Lahf-Şiddetli vuruş: 710: Zebh-Kesme, boğazlama. Kurban kesme… Ahmed Necib Fazıl Kısakürek: 1740: Tenciz-Sona erdirme, neticelendirme. Sözünü yerine getirme… Dost: 470: Salih İzzet Mirzabeyoğlu): 720: HALİFE. (Boşnakça, Par-Çift: 203: Per-Kanat)… Arabça, KUVVET-EL NAKD-Para kuvveti, değer kuvveti: 691: SALİH-Karayılan. “Beşinci”. (Seyyid Taha Cizro + Seyyid Fehim Arvasî + Esseyyid Abdülhakîm Arvasî + Necib Fazıl Kısakürek + Salih Mirzabeyoğlu… Süryanice, Femto-Beş: 1527: Güzariş-Rüyâ Tâbir Etmek… Mehdî Derviş Muhammed: 1673: Rüya Tabir Etmek)… Süryanice, CURO ZUZE-Para Kuvveti: 240: BİSMİLLAH. (Levha: 24 Şubat 1988… Parmaklarımla saya saya “Bismillah” çekiyorum ve 240’a tamamlıyorum!)

*

YEVMİYE: Üstadım bir yerden gelmesini beklediği bir paradan bahsediyor… Geldi, gelmedi derken, bende 30 bin lira olduğunu ve Harun Yüksel’le yarın yollayabileceğimi söylüyorum… Nasıl olsa onun 1983 Ramazan ayı için hazırladığı ve bana ithaf ettiği Noktalamaları’nı daktiloya çekmek üzere yarın gelecek… Üstadım BORÇ kaydıyla kabul ediyor ve sevinmiş görünüyor… Bir müddet sonra parayı bana yolluyor. Karşısına geldiğim zaman parayı alıp almadığımı soruyor… İyi güzel de, bunlar mühimsenecek şeyler değil ki!.. O, ruhunun neşesi yüzüne vurmuş afacan heyecanı?.. Bir sinek davranışıma gökkubbeyi veriyor: “Allah bir kimsenin hayrını murad etti mi, onu insanların ihtiyaç için başvurduğu kimse yaparmış!”… Onu bilmem… Sözün kıymeti, söyleyene ve onu can kulağıyla dinleyebilene nisbetledir!..

*

KARZ-Ödünç. Borç almak. Katetmek, kesmek, derinleşmek. Şiir söylemek. (Parakut-Nakşbend tarafından: 710: Tersim-Resmetmek. Resmini çizmek… Karz-Selem ağacının yaprağı: 1200: Re harfi’nin ebcedi; Allah’ın “Musavvir-Resim çizen, suret veren” ismi, 5. Sema mertebesi, Kamer menzillerinden “Gafr-Örtme, perde, afva” işaret eder… Arnavutça, Gaffure: Yengeç… Selem: Selef. Teslim etmek. Ödemek. Ayıplardan uzak olmak. Peşin para ile veresiye mal almak… Selm: Tek kulplu kova. “Tabut. Kutu”… Selem-Diş gediği. “Zülfikâr”: 570: Şiir… Şira’-Şeriat: 570: Sistem… Süryanice, Takso D’zuze-Para sistemi. “Şatranc-ı Urefa’nın ve Kamer menzilleri’nin 21 sistemi”: 596: Müsennah-İki kat olmuş, ikiye bölünmüş… İktisad-Tutum, biriktirme. İtidal üzerine bulunma. Beyit ve kasideyi birbirine vasl ile uzatma. “Kelimenin üstünde / Cümlelerin altında / Benim büyük meselem”: 596: Mehdi Muhammed Salih Mirzabeyoğlu): 902: KAZA-Allah’ın takdirinin ve hükmünün yerine gelmesi. Hâkimlik. Hâkimin hükmü. Hükmeylemek. Hüküm. Bir şeyi birbirine lâzım kılmak. Beyan eylemek. Ahdini yerine getirmek. Ödemek, edâ etmek. İcâb. Ölüm. (Şatranc-ı Urefa’nın kablarından biri)… SEBET-Hüccet, delil. Dilde hızla yürümek: 1901: ŞUŞO FARFLUTO TUFO-Süryanice, “Solucan kanat taksa”. (Üstadım’ın bana ithaf ettiği Noktalamalar’dan birisi)

*

Arabça, HALTEN-Borç ödemek. (Hâl-Ten… Hâl-Vücutta, hususen yüzde olan ben. “Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nin”: 631: Kaftan-Ekseriya mükâfat olarak giydirilen üstlük elbise. Hil’at. Esvâb… Rüyâ’da gelen mânâ; Alt başlığı “Bayramlık” olan “Münşeat” isimli eserim dolayısıyla, bana “Bolu Dağı Kaftanı” giydirilmesi. “Mehdî Kaftanı”… Münşeat-“Nesir”: Kamer menzillerinden “Nesre-Didiklemek, saçmak”, Kürsî mertebesi, Allah’ın “Şekûr-Şükürleri kabul eden” ismi ve ebcedi 20 olan Kef harfi ile ilgilidir… Eslak-Ağaç, şecer: 631: İlâh-“Sonuna kadar böylece gider!” demektir… Ten-Vücud, beden. “İspanyolca’da ten rengi, tez demek”: 450: Ahmed-i Farukî. “Mektubat-ı Rabbaniyye dedikleri Mektubat isimli eserin sahibi”… Mektubat: 1868= 869: Necib Fazıl Kısakürek + Salih Mirzabeyoğlu…  Hâl: 631: Zributo-Süryanice, “Kuvvet”… Ten: 450: Metod-Yol, usul. Kaide. Sistem): 439: CELÂDET-Metanet. Yiğitlik. Bahadırlık.

*

Arabça, TE’DİYET-ÜD DEYN-(Te’diye-Verilmiş borç. Borcunu vermek. Ödenmiş para. Eda etmek: 420: Hureyre-Kedi yavrusu. “Ümmet’in Hakîm’i, Kedi Babası lâkablı Ebu Hureyre Hazretleri hatırda”… Aynı ebcedle, Habrîr: “Şey” mânâsına gelir bir isim… Ebû Hureyre Hazretleri’nin rivayet ettiği bir Hadîs: Adam’ın biri, hiç hayırlı amelde bulunmadı, ancak halka borç verip borcunu toplayan elçisine, “Kolay ödeyecekten al, zor ödeyecekten –fakirden– alma. Ola ki Allah da bizim günahlarımızdan vazgeçer!” dedi; Allah da “Haydi senin günahlarını affettim!” buyurdu… Ankur-Her nesnenin aslı: 420: Hidayet-Doğruluk. İslâmlık… Hüviyet-Asıl. Mahiyyet. Birisinin kimliği, kökü, esası ve ne olduğu. “Allah’ın varlık sıfatı”: 421: Tecdid-Yenileme. Yenilenme. Tazelenme… Kaside-i Bürde-Peygamber önünde, meşhur Arab şâiri Ka’b bin Züheyr’in okuduğu kasidenin adı olup, bu kasideyi O beğenmiş ve iltifat olarak kendi hırkasını ona giydirdiğinden bu isimle meşhur olmuştur. “Bürde, hırka. Bürd, bilmece”: 421: Ferengîs-Boğa Burcu ve Terazi Burcu’nda görünen “Zühre” yıldızı… Deyn: Aşağıda olan. Zimmetinde sabit olan şey. Borç… Deyyan: Cenab-ı Hakk. Herkesin hesabını ve hakkını en iyi bilen ve veren; Kahhar. Hâsib. Hâkim. Kadir. Râî… “Takdim yazım, Allah’ın sahibine zimmetlediği şeydir!”… Tek-Koşma, seğirtme. “Yürüyen”: 420: Haverver-“Şey” mânâsına gelir bir isim… Haver: Doğu, şark… Haver: Zayıf olmak, denize suyun döküldüğü yer; ruhu cezbeden ilim, ilme dökülen hayat, nasılsız ve niçinsiz kana bitişen ruh. Yumuşak ve çukur yer; hendek, kuyu, vakt, hakikat… Aynı zamanda Mehdî ile ilgili bir Hadîs’in karşılığı, Haver: Gözün beyazının çok beyaz, siyahının çok siyah olması!): 996: MENZUR-Adanmış, nezrolunmuş, va’dedilmiş… HURKUS-“Pire” gibi bir böcek: 996: ZILLULLAH-Allah namına yeryüzünde tasarrufda bulunan insan, halife. Halife ve Padişah’ın nâmı… HARBESİSA-“Şey” mânâsına kullanılan bir isim: 1966: MEHDÎ Salih İzzet Mirzabeyoğlu. (Süryanice, Tılaî Cesro Fores-Tılaî On İranî: 995: Qeleyto Tkolo-Süryanice, Ölüm Odası)

*

Üstadım, PARA’yı, mallar arasında müşterek kıymet vahidi olması bakımından, İRFANA benzetir; para nasıl ki, satın alınmayan malların bile bir bakıma maliki olmak demektir… İfran, bilmeyi bilicilik; ve TAKDİM yazımın mânâsı… VAHİD-İ KIYAS!..


Baran Dergisi 487. Sayı