LEVHA: 6 Mayıs 1988… Desti ve küplerle SATRANÇ oynanıyor… Ben, kübün “L” gidişine nazaran FİL olacağını düşünüyorum!

*

Süryanice, TALMO-Desti: 477: İZZET-Ziyade üstünlük. Kavî ve kudret sahibi. Değer ve kıymet. (Başta Allah’a, sonra kullara âit bu vasıflardan sonra, kullara mahsus olan: Bir kimse zelil iken kavî ve kudret sahibi olma)… COUSTEAU. (Fransızca, “Kusto, iriyarı, güçlü, kuvvetli, sahil, kıyı, kuşatan” mânâlarına gelir bir isim: Osmanlıca, Fransızca okunuşunun yazılışı, Kusto): 477: BAD-I BAGİ-Aşk kasırgası. (Şatranc-ı Urefa’nın bir karesindeki kelime; İzzet kelimesi de öyle!)… Süryanice, MATLO-Muamma: 477: MELTO-Logos. Yazıda başlık. (Kaptan Kusto Müslüman)… Süryanice, QUNOUTO-Gök rengi. (Mavi, “Utarid-İkizler” gezegeni ile alâkalı ve “Kelime-i Tevhid” nuruna işaret eder): 477: MATLO-Süryanice, “Tâbir”. (Kaptan Kusto Müslüman: 1565: Seyyid Abdülhakîm Arvasî… Noktalı harflerle, Kaptan Kusto Müslüman: 302: Derviş Muhammed. “Noktasız harflerle”… Kaptan Gusto Müslüman: 485: Kaptan Mirzabeyoğlu)… Süryanice, MATLO-Remz. (Süryanice, Etodbah-Şehîd. Mübalâğayla şâhid olan: 1417: Necib Fazıl Kısakürek): 477: TAHNİT-Mumyalamak. Dondurmak. (Yevmiye: “Mumyalamaya karşıyım!”… Âyet meâli: “Allah her ân bir şe’ndedir!”… Şe’n: İş… Hadîs: “Bir günü bir gününe eş geçen aldanmıştır!”… Sabitler etrafında tâbir zarureti de bu hikmetten ki, tâbiri de tâbir etmiş olduk!)… AZZET-Geyik buzağısı. “Nath”. (Hemze, Allah’ın “Mübdi’-Güzel Yaratan” ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden “Seretan-Yengeç, Nath-Tosvuran-Başını vuran, başvuran… Neseb: Vuslat. Yaradılış üzre olmak… Muhabbet, visâle vasıtasız erdiren!): 1477: CÜST-Ü CU-Arayıp sorma, araştırma… MÜVALAT-Dostluk: 477: İKTİNAH-Bir işin esasını, künhünü, kökünü ve gerçeğini anlama. İçyüzünü anlama… Süryanice, MATLO-Remz. (Seyyid Abdülhakîm Arvasî-Necib Fazıl Kısakürek: 1983: İzzet Erdiş-İki cihetten riyaset’e nail): 477: TESDİD-Hayırlı işe yöneltme. Doğrultma. Doğrultulma. (Yevmiye: “Ben aksiyon adamıyım!”… Satranç’ta FİL’in, karenin bir köşesinden çapraz köşesine çekilen bir çizgi hâlinde uzatılıp, aynı şekilde hedef taşın bulunduğu kareye varması gibi gittiği malûm; AT ise “L” şeklinde, üç kare düz ve yanlamasına iki gider veya iki yan ve üç düz kare olmak üzere… FİL, en güçlü ve büyük hayvan-varlık… AT: Rüyâ gören yönüyle, rüyâ tâbirinde “murad” diye geçen, insana en yakın… “LAM” harfi, Allah’ın “Kahir-Her üstünlüğün üstünde” ismi ve Kamer menzillerinden “Avva-Bir yıldız kümesi”ne işaret eder… Süryanice, Cqobo-Silsile: 22: Ququ-Süryanice, Kab, küb”. Kürsî… Süryanice, Ququ-Testi: 1022: Mufareşeten-Arabça’da, “Aynı döşekte yatmak”… Hadîs: “Rüya, Allah’ın insana uykuda söylediği sözlerdir!”… Şiir idrakına, tâbire mevzu; en üstün tâbir bu… Fil ve At gidişi: İri ve güçlü varlıkla, bilgi ve irâde birleşti… Ve hatıra gelen: FİL-İ MENGÜLÛSÎ. Mengülüs adlı yerde haşmetli ve büyük filler yetiştirilirmiş. Divan Edebiyatı şâirlerinden Ahmed-i Daî, Çengname isimli eserinde atın heybetli görünüşünü anlatmak için, onu Mengülüs fillerine benzetiyor-muş… Üstadım’ın, Amerika’yı ahmak file benzetmesinden mülhem, rüyâ’da Fil taşının At gidişini, Şatranc-ı UREFA’nın karelerinden takib ettim: “Azet-İzzet” karesi, Müşahede, Muhabbet, Mürüvvet ve Visâl… VİSÂL’de, hedef ile varış ve varan… Şümur-Hesab. Sayı. Sevgi, muhabbet: 541: Ayniyyat-Kullanılmaya ve harcanmaya elverişli olup, taşınabilir ve para edebilen, tedavül eden ve dolaşabilir şeyler… Üstadım ve nisbetim… Liyakat-İktidar. Ehliyet. Hüner. Fazilet. Usul. Müessir ve müteessir olma: 541: Tealüm-Bir şeyi herkesin bilmesi)… Arabça, LÂ HACE-Lüzum yok. (Levha: 20 Şubat 1984… Üstadım’ı görüyorum. “…” Konuşurken, bana vereceğini söylediği Takdim yazısı hakkında, “efendim, benim için yazacağınızı söylediğiniz kâğıdı alabilir miyim?” diyorum. “…” İki-Üç kıtalık bir şiir yazıyor… Şiir, “Bu çocuk benim nasibim ve mutluluğuma vesile” mânâsına… Üstadım şiiri yazmadan önce, “vereyim ama LÜZUM YOK; dost düşman herkes biliyor!” dedi ve gözlerini gözlerime dikip dolu dolu: “Siz HAŞMET istiyorsunuz!” diye ekledi… Müthiş bir zevk içindeyim!): 443: TECELLÎ-Görünme. Bilinme. Kader. Allah’ın lütfuna uğrama. (Nasbetmekle değil, doğrudan Hilâfet… Yevmiye: Hiç kimseye hiçbir şey borçlu değilsin!)
 

İZZET VE CELÂL

 
LEVHA: 6 Mart 1987… Satranç’ta “L” gidişle ilgili birşeyler… Eğer böyle giderse, o makine o yangını söndürür diye düşünüyorum!..

*

MİRZABEYOĞLU: 1302: MASGER-İbranice, “Çilingir. Anahtar”… Süryanice, AFAY ARCO-Yeryüzü: 302: KARA-İbranice, “Olmak, meydana gelmek”… BASİR-Basiret sahibi, anlayışlı. Kalb gözü ile gören. Kelb. “Arab. Tamirci”. (Tazî-Arab. İz süren: 1417: Necib Fazıl Kısakürek): 1302: ŞECO-Süryanice, “Denizi yararak giden gemi”. (İmanlıların ruhları, yıldızlar, nefs)… İbranice, MASREK-Tarak. (Tarak-Bulutların bir yere toplanması. Aynı cinsten olan şeylerin bazısının, bazısının üstünde olması: 289: Tırf-At’ın iyisi… Mucize Beyan: 289: Racife-Dünyayı sarsan sarsıntı. Dünya’yı yerinden oynatan vakı’a. İlk nefha… Merdüme-Gözbebeği. Bü’bü. İzzet: 289: Fart-İfrat. Ecele etmek ve ansızdan gelmek… Tara-Yıldız: 602: Derviş Muhammed): 322: TILA-İ 10 İRANÎ-Mehdi’yi hâmil 10 süvari… SATRANÇ. (Küran-Al at: 271: Ruse-Fransızca’da Cin fikirli): 322: MİRZABEYOĞLU... NİNORO-Süryanice, “Kılıç”: 322: KRUĞYO-Süryanice, “Devir”… Süryanice, SİLO GABORO-Fikir Kahramanı: 1321: HARSUMO-Fil Hortumu. “Hatm”.

*

İZZET: 477: BAD-I SABA-Aşk rüzgârı… FİL-İ MENGÜLÜSİ-Beyaz At: 278: ARVASÎ… Noktasız, RAHMAN SÛRESİ’nin 20. ayeti: 278: ARBCİNOYO-Süryanice, “40 sayısı”. (Mim harfinin ebcedi, Süryanice’de üstüne nokta konulunca 400)… Süryanice, QESERO-Gök mavi: 278: MERULA-Lâtince, “Kara Horoz”… HADİS: “Çocuklar, beyaz ve kırmızıyı severler!”… BEYAZ renk, ZÜHRE seyyaresi ile ilgili; Allah’ın isimlerinin toplayıcısı olan “Hu-hüviyet” zamirine işaret eder… KIRMIZI renk, “Merih-Mirruh” seyyaresi ve Allah isminin nuruna işaret eder; bu sebeble “Celâliyye” olarak anılır… CELÂL-Nihayet derecede büyüklük. Azamet. Hiddetlilik, hışım. (Allah’ın kahrının ve azametinin tecellisi, Ehadiyetine delil olacak çok şey yaratması ve ihata edici olması, hislerle idrak edilmekten celil olmak bakımından Celâl denir… Not: Celâl ve Cemal’in “Sıfat-ı Ef’al” âleminde tecellisinden, Hüsn ve Heybet, Lûtuf ve Kahır doğar): 1064: NECİB. (Allah Sevgilisi’nin bir Atı’nın ismi)

*

ZÜMER Sûresi’nin ilk âyeti’nin meâli: Bu Kitab, İZZET VE HİKMET sahibi Allah tarafından indirilmiştir… EL-MÜNAFİKUN Sûresi’nden: Asıl güç ve İzzet, Allah’ındır, Resûlü’nündür ve Mü’minlerin’dir… Bir HADÎS’te Allah’ın Sevgilisi: Şüphesiz, (İnsan yaratıldığı zaman), İBLİS, Rabbi’ne “Senin İzzet ve Celâli’ne yemin ederim ki, ruhları bedenlerinde durduğu müddetçe Ademoğullarını azdırmaya devam edeceğim!” dedi. Allahu Teâlâ da, “İzzetim ve Celâlim hakkı için onlar benden mağfiret diledikçe ben de onları affetmeye devam edeceğim!” buyurdu… FATR Sûresi’nden: Kim izzet ararsa, bilsin ki izzet ve şerefin hepsi Allah’ındır. O’na ancak güzel sözler yükselir, onları da Allah’a salih amel ulaştırır. Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince; onlara çetin bir azab vardır ve onların tuzağı bozulur.

*

ZÜMER, “gruplar, topluluklar” demek; GURFE Sûresi de denmesi, “Müslüman ve kâfirlerin, Cennet ve Cehennem’de zümre zümre tabakalara ve burada hâllerine uygun yerlere yerleşmeleri” ile ilgili… ZÜMRE-Grup, zümre, takım, sınıf: 247: EMMARE-Emreden, cebreden, “Allah”… AMÜRZ-Affeden, bağışlayan. (Nun harfi, Allah’ın Nur ismi, 5 sema tabakası, o gün gönderilen amel kazancıyla elde edilecek olandan hisseyi bildiren Kamer menzillerinden Gafr… Nun-Balık. Kalem. Kılıç. Nur: 50: Mânâsı bu sayı olan “Mer” kelimesi… Yevmiye: “Bir eczahane’deki ilaç şişeleri arasında nasıl aranan 50 gramlık bir şişe içinde ise”, ona göre davranmak… Gudek-Çocuk. “Piregen”: 50: Heddam-Çok keskin kılıç. “Fely, şiirin ince mânâlarını toplayan idrak, zirvede”… MER-Elli sayısı. “Deniz”: 240: KKM-Takdim yazım… Kürk-Kızıl, kırmızı. “Celâliyye”: 240: Maksud-Kastedilen, kastedilmiş. Arzu, gaye. “Şatrancı Urefa’da, Vefa kelimesinden çapraz gidince Sabır’dan geçerek varılan kare; bir tarafında Aşk-ı hakikat, diğer tarafında kendisiyle birlikte Vuslat’a en yakın olan Hak karesi”… Men’af-Dağın sivri tepesi. “Nokta”: 240: Mukassim-Ayıran, taksim eden… Hamsin-Elli sayısı: 751: Şficuto B’ftusis Şuhodo-Süryanice, “İfrat Hâlde Tecrid”, İslâm’a Muhatab Anlayış… Hınak-İdama giderken boyna geçirilen ip: 4751: Derviş Muhammed-442 mührü… Süryanice, Baş’me D’moryo-Bismillah: 614: Büyük Doğu Takdimi… Levha: 24 Şubat 1988… Parmaklarımla saya saya “Bismillâh” çekiyorum ve 240’a tamamlıyorum!): 248: LAJVERD-Lâcivert renk. “Koyu mavi”. (Kelime-i Tevhid nuruna işaret eder!)… BEHRAM-Merih yıldızı. (Mars-Merih. Rızık. Savaş: 301: Rasim-Akar su. Şat. Musavvir. Şekil ve suret veren. “Hı harfi, Allah’ın Hakîm ismi, Şekil ve Suret mertebesi, Kamer menzillerinden “Nesre-Yayan, saçan”… Rezzak-Bütün mahlûkatın rızkını veren Allah: 308: Arvasî… Fürfur-Koç: 566: Seyyid Abdülhakîm Arvasî… Koç Burcu, unsuru Ateş, yıldızı Akreb Burcu’nda görünen Merih, vücutta tesir yeri Baş-Beyin, simya’da “Kül etme” safhası… Varlığı meydana getiren, ateş, toprak, hava ve su ile birlikte, 5. unsur: Feth denilen “Boşluk-Atlas”, yâni Burçlara hisselerini veren Allah’ın “Yaratma” mahalli)… Süryanice, BATİLO MENYONO-Bomboş. “Feth”: 612: DERVİŞ MUHAMMED.
 

NUR
(KALBİNDEN SİSTEMLE ÇEK)

 
LEVHA: 24 Nisan 1987… Birisiyle taşları kelimelerden olan SATRANÇ oynuyorum… Taşları vere vere mat etmek usûlüyle, SU, İKRA, EV kelimelerini çıkarıyorum… Oynadığım kişiye, tam yenileceğimi zannettiğim sırada böyle nasıl yendiğimi anlatıyorum… Bu şekilde ne kadar zengin ihtimaller doğduğunu anlatıp gösteriyorum!

*

Süryanice, QUFŞO-Satranç oyunu: 397: FŞOQO-Süryanice, “Lûgat”. (Süryanice, Qutin-Satranç: 471: Mtal-Süryanice, “Sembolleştirme” demek… Kelimeler, mânâların sembolleri; santranç kareleri ve taşları da, kelimelerin… Oyun: Yapmak, etmek… Acele işe şeytan karışır; yâni, düşüncesiz oynama!)… Süryanice, AFİŞO-Afiş. Mevzu ve şahıs ilânı: 397: SQOF-Boks. (Muşt-Avuç. Keff. Yumruk. Boksör: 740: Mütefekkir)… İbranice, GUŞMAL-Çevrintili rüzgar. “Kasırga, hortum”: 397: GUŞMAL-İhtar etme, yola getirme. “Ruh”… Süryanice, KİFO DA’TLAFSONE-Satranç Taşı: 743: MTARCMONO-Süryanice, “Tercüman”… Süryanice, ŞECYO DA’TLAFSONE-Satranç oyunu: 956: GARABET AMİRA BALYAN-Oğlu ile birlikte Dolmabahçe Sarayı’nı yapan mimar… NAZİRE-Bir şeye benzemek üzere yapılan şey. Bir şâirin manzumesine, başka bir şâir tarafından aynı vezin ve kafiyede olmak üzere yapılan benzer. (Benzerlik ne bakımdan? Meselâ benzerlik, büyüklük, yahud değer, yahut galib rakibe karşı aynı usulden karşı hamle buluşu, yeni icâd; vesaire… Nazire: 151: Mehdî Muhammed-Dünya Çapında Bir Hadise. İnsan ve toplum meselelerinin halli babında sistematik bir düşünceyle, toprak seviyeli inkılâbların en büyüğü… Burada Nazire, “tehir-i takdim” hâlinde, en öze dönüş, sürekli ve bitimsiz oluştur!): 1966: MÜESSİS-Tesis eden… SERRİŞTE-İpucu: 3166: RAHMAN SURESİ’nin 19-20. âyetleri. (Rahman Sûresi’ne, “Arus-ül Kur’ân” da denmiştir; Kur’ân’ın Gelini, çok doğurgan… Arûs: Süslenmiş, gelin ve damad. Güneş. Gök. Kükürt… Üstadım’ın “Çile” şiirinden: Büyücü, büyücü ne bana hıncın / Bu kükürtlü duman, nedir inimde / Camdan keskin, kıldan ince kılıcın / Bir zehirli kıymık gibi beynimde!)… Süryanice, EŞTÇİ-Dama oynamak. (Dama-Deniz, bahr: 46: Mo-Süryanice, “Yüz sayısı. Sad”… Miat-Yüz sayıları: 1441: Tahattüm-Ariflerin kalbine Allah’ın vurduğu mühür. Hatem, mühür takınmak… Tevalüd-Doğma, doğurma: 441: Mükâşif-Keşifte bulunma… Teslis-Üçleme. “İki bilinen şeyden çıkan, yeni şey, hüküm”: 1440= 441: İhtilâz-Alma. “El alma”… Levha: 19 Ağustos 1985… Satranç oyunu… Benim çizdiğim “Yürüyen El” resmim alındığı için kaldırılmış ve oradan hareketle başka bir yere varılmış… Necib Fazıl Kısakürek: 1441: Salih Mirzabeyoğlu… Lâtince, Calor “Derviş Muhammed Metkarğonuto”-Derviş Muhammed Devri Isısı: 3062: Mehdî… Müteremmid-Yanıp, kül olmuş. “Koç Burcu, simya safhası.”: 1683: Salih İzzet Erdiş… Fürfur-Koç. Beran. “Rahmet”: 566: Seyyid Abdülhakîm Arvasî… Üstadım: “Allah, Resûl aşkıyla yandım bittim, kül oldum / Öyle zaif düştüm ki, sonunda Herkül oldum!”… Ta’bir-“Tazi, iz süren: 1417: Necib Fazıl Kısakürek”: 612: Derviş Muhammed… Takdim yazım hakkında, Kusito Celyo Derviş Muhammed-Üst başlık “Derviş Muhammed” Devri: 3062: Kelbî-Tazı. Arab. İz süren. Kalbî… Aynı ebcedle, Kusito Celyo Kşoro Metkarğonuto: Üst başlık başarı devri): 5760: FURKAN SÛRESİ 53. âyet. (Meâli: Allah, iki denizi salmış; şu tatlıdır yürek tazeler, şu tuzlu ve acıdır. Aralarında da birleşmelerine engel bir perde ve mania vardır… Arabça’da Mer, aynı zamanda “büyük nehir” demektir… Muhyiddin-i Arabî Hazretleri, Cennet’te durgun deniz olmadığını söyler… Derya: Deniz. İlim… Ruh: Süresiz akış, oluş… Perde ve Mania: Hadd-i Zât, kul haddince… Lâyebgıyan: Mania. Bulamamacasına arama. Sonsuz bulma. Sonsuz olma. İki şeyin Berzah yokluğunda buluşması. Kulda Leysî nisbet, garkolma, mahv olması… Şatranc-ı Urefa’da “Mahv” karesi çapraz gidişte; İzzet, Bad-ı Aşk karelerinden geçerek “Vuslat”a ulaşır!)… Süryanice, KİFO D’DAMA-Dama taşı: 3166: AVATIF-HEDİYELER. (Aynı ebcedle, Rahman Sûresi 19-20. âyetler)… MANİA-Dostluk: 166: LEHVAN-Kalbi yanık… NEVFEL-Derya, deniz: 166: MESALE-Sızmak… SEVK-Önüne katıp sürmek. Göndermek, yollamak. Neticeye bağlamak: 166: MİSYON-Bir şahsa veya heyete verilen yetkili görev. “İlâhî misyon”… SAADE-Yokuş başı. (Der Saadet-İstanbul: 739: Metris Cezaevi… Süryanice, Maşlmono Qubarniti Kusto-Kaptan Kusto Müslüman: 739: Turfanda-Mevsiminden önce yetiştirilen meyve ve sebze): 169: ŞETESTO-Süryanice, “Kök”… İN’İDAM-İdam. İdama gitme. Mahvolma: 3166: RAHMAN SURESİ 19-20. âyet… OSMANLI + SELÇUKLULAR: 1168= 169: İZFAF-“Gelin!” gönderme… Süryanice, ABLİYO MALYUTO URİTO-Dolmabahçe Sarayı: 1169: BET MUŞHUTO-Süryanice, “Büyük EV”… KIST-Adalet etmek. Hisse. Pay. Allah Sevgilisi’nin bir ismi. (Süryanice, Kusito Celoyo-Üst başlık. “Kaptan Kusto Müslüman” : 151: Derviş Muhammed): 169: RİŞO MALYO URİTO-Süryanice, “Başyücelik Devleti”.

*

Süryanice, MAYO-Su. (Ezrak-Saf ve temiz su: 308: Arvasî): 57: MAVİ-Semaî… SİTLO D’MAYO-Süryanice, “Kova”. (Rüya’da gelen mânâ; Efendi Hazretleri’nin yakınlarından ve Üstadım’ın yakın dostu Muhib Işıklar, Üstadım’a “Nuru kalbinden kova ile çek!” diyor): 567: TAKSU-Süryanice, “Sistem”. (Fürfur-Koç. Beran. Rahmet: 1566: Esseyyid Abdülhakîm Arvasî)… Süryanice, TAKSO-Düzen. Rejim: 567: SEKTO-Süryanice, “Vida. Nurbat”… Süryanice, TAKSO-Usul. Kaide: 567: MÜTEAVİN-Yardımlaşma. (Şatranc-ı Urefa’da İttihad karesi, çapraz bir çizgiyle Mücahede, Müşahede, Mürüvvet ve Vuslat’a erer… Vuslat’ın son harfi Te-Ebcedi: 1400: Hicri yılı… Mim harfi, Allah’ın Câmî ismi ve İnsanlar mertebesi… Üstadım’ın Berat Kandili ile ilgili şiirinden bir mısra: “Allah’ım bize yepyeni bir gençlik yarat!” Kıpçak dilinde, Şak-Zaman: 1400: Mim-Süryanice’de üstüne nokta konulunca ebcedi… Keşf-Açmak: 400: Fşido-Süryanice, “Sikke. Mühür”. Derviş Muhammed-442 mührü)… İKRA-Okumak. “Oku!” diye emretmek. Selâm göndermek. Yakın gelmek. Ziyafet istemek. “Kiraya vermek”. (Alak Sûresi’nin ilk âyeti, Kur’ân’ın ilk âyeti olan İkra’dır… Alak: Kan. Yapışkan veya ilişken nesne. Hayvanat, bedenler. Bir işe MÜLAZEMET eylemek. Allah için buğz ve Allah için muhabbet eylemek. Bir işe başlayıp o işte devamlı olmak. Bir şeye ilişip tutulma. Kadının gebe kalması. Pıhtılaşmış kan. Sülük. Habşuşo… Alak: Zahmet, meşakkat gidermek… TE harfi, Allah’ın “Kaabid-Kısıcı, sıkıcı” ismi, Esir mertebesi ve Kamer menzillerinden Kalb ile ilgili… Yasin Suresi’nde Allah, şöyle buyuruyor: “İnananlara Allah katından selâm vardır”… Selâm: Ayıplardan, afetlerden sâlim oluş. Selâmet, emniyet. Sulh. Asayiş. Mü’minlerin birbirlerine yaptıkları dua. Teslimiyet… Allah, mahkûmun fiiliyle Hâkim’in bağlı olması gibi, müminlerin duasını ve tesbihatlarını gerçekleştirmek üzere nefsine vacib kılar; bu, âyetle sabittir… Mülâzemet: Staj görme. Devamlı bir işle meşgul olan. Sımsıkı bir işe bağlılık. Gidip gelme… Danişmend-Bilgili, ilimli. Tanzimattan evvel kadıların yanında stajyer olarak çalışan kadılar için kullanılan bir tâbirdir: 459: Sovulşan-Solucan. Sülük… Şuşo-Solucan. Yol arayan. Yağmurun yere sızması: 612: Derviş Muhammed): 303: İ’CAZKÂR-Mucizeli olmak… BERRAK-Nurlu. Duru, açık, saf: 1302: MÜSTAHBER-Haber alınmış, işitilmiş… CEŞ-Mavi boncuk. “Kelime-i Tevhid Nuru”: 303: SUHRE-Kırmızıya benzer renk. “Celâliyye Nuru”… UHUZ-Göz ağrısı. “Üstadım’ın”: 1301= 302: MİRZABEYOĞLU…  MİRZABEYOĞLU: 1312: MİNİERE-Arnavutça, “Maden”; bu mertebe, Zı harfi, Allah’ın Azîz ismi ve Kamer menzillerinden “Boğazlayan, kesen, kurban kesen”e işaret eder. (Süryanice, Metalun-“Maden”: 3525= 528: Sahro Hato-Süryanice, “Dolunay”… Farsça, Heme Ez Ost-Herşey O’ndandır. “Vahdet-i Şuhud: 869: Tan-ı Hulk-Nefsi çekiştirmek, kendini hep eksik bulmak”:528: Süryanice, Femto-Beş sayısı… Şatranc-ı Urefa’da Tan-ı Hulk karesi, çapraz gidişte Cefa, Akl, Bir şey gönderme veya gönderilme, Selâmet karesine varır… Sola doğru çapraz gidişte,  Zaman, Fikr, Firkat, Haml, İttihad karesine varır… Süryanice, Şuroyo-Mukaddime, takdim: 528: Tnonoyo-Süryanice, “Halihazır. Hazır”… Süryanice, Hato Hfuğyo-Yeni devir: 3525: Şehîd Taha Cizro + Seyyid Fehim Arvasî + Seyyid Abdülhakîm Arvasî + Necib Fazıl Kısakürek + Salih Mirzabeyoğlu)… KURTUBÎ-Kılıç. Hâlid bin Velid’in bir kılıcının ismi. (Üstadım’ın “Çocuk” isimli şiirinin ebced toplamı: 28709= 737: Usmuh-Kulak. Kulak deliği. “İşiten. Kalbe hissettiren”… Aynı ebcedle, Hâlid bin Velid Hazretleri): 1321: MİRZABEYOĞLU.


Baran Dergisi 465. Sayı