LEVHA: 7 Şubat 1985… Yanımda Üstadım… İki arkadaş gibi yanyana yürüyoruz ve elimizdeki kâğıt mevzuunda konuşuyoruz… Ona bu mevzuda, “Efendim, acaba hatar mı?” diye soruyorum… “Öyle hatar olmaz! Her hafta gelip kontrol edeceğim!” diyor!

*

SAYFA-Yazılı veya yazılabilir kâğıdın iki yüzü: 152: ABDÜLHAKÎM. “Noktasız harfler toplamı”… UNZUR-“Bak, gör” meâlinde emir: 1151: NUZERA-Akranlar, eşler… NUZAR-Altun. Her nesnenin hâlisi ve iyisi: 1151: MÜTEHAZİB-Birbirine muvafık olmak, uygunluk… HÜKÜMDAR: 152= 1151: MUAMMA… FAİL: 151: MEHDİ Muhammed… ENE-Ben. (Yevmiye: Gelişi gidişi ruhi mugman-belirsiz): 2052: MEHDÎ Salih Mirzabeyoğlu… AHMED-Necip Fazıl: 54: MAQBO-Süryanice, “Delik. Derin. Zirve”. (Delik: 65: Necib… Abdülhakîm Koltuğu: 732: Kürsetme-Tatar Lûgatı’nda, “Direktif verme, talimat verme” demek)… AHMED Necib Fazıl Kısakürek: 1470: SALİH İzzet Mirzabeyoğlu… Sümer Lûgatı’ndan, NİNUM-Bir dokuma tezgâhı: 156= 2154: HELMONOYO-Süryani Lûgatı’nda “Rüyâ gibi” demek… BÜTÜN FİKRİN GEREKLİLİĞİ: 2154: MEHDÎ Muhammed.

*

ARA-Süryani Lûgatı’ndan, “Acaba?” demek: 111: SAN-Meşhur Kaşgarlı Mahmud’un “Divân-ü Lûgatit Türk” Lûgatı’nda, “Sayı” demek… CÜST-ARAŞTIRMA, ARAMA. “Küst”: 468: ŞUKONO-Süryanice, “Bağışlama” demek. (KKM)… ŞBAQ-Süryanice, “Bağışlamak”: 308: ARVASİ… GUSTO: 101: TAVVAFE-Kedi. (Hüzî-Kedi yavrusu: 22: İcâz-Az sözle çok şey anlatmak. Çok şey anlatan kısa cümlenin hâli… Anlayana!)… HATAR-Emniyetsizlik. Korku. Tehlike. Uçurum. “İslâm’da, kalbe birdenbire delici şekilde gelen menfî his!”. (Hatar-Bir şeyin etrafını çevreleyen çember neviinden şeyler. Çadırın eteklerine bağlanan parça: 609: Huc-Horoz ibiği. Koç… Hatt-Sınır. El yazısı. Gemilerin hareketteki istikameti. Ferman. Padişah emri: 609: Hubz-Ekmek… Hubbazi-Ebegümeci: 611: İsneyn-İki. Pazartesi): 809: DAVC-İki şeyin birbirine eğilip ulaşması… DUBU’-Yapışmak: 809: HUZZAK-İşinin ehli olanlar, mütehassıslar… MÜSTEŞHED-Şahid olarak gösterilen: 809: MÜSTEŞHİD-Şâhid gösteren… Öyleyse hatarlık bir şey yok!..

*

ŞOBUCO-Süryanice, “Hafta”: 323: KAİM-MAKAM-Birinin yerine geçen… HARÎKA-Acı. Sızı. Çile: 323: KARİHA-Fikir kabiliyeti. Zihin kuvveti. Her şeyin evveli. Kuyudan ilk çıkarılan su. “İBDA”… Süryanice, ŞABUCO-Hafta: 318: PİRE… MÜRCİA-Sonunda marifeti olan şey: 318: BEYKUR-Sığır. (Sevr-Sığır, öküz. Boğa Burcu: 706: Fikir Kahramanı)… HÜKÜMRAN-Hâkim, hükmeden: 319: ŞEHÎD-Allah’ın “O’ndan saklı yok” mânâsındaki bir ismi. Allah Sevgilisi’nin bir ismi. Şâhid’in mübalağalısı. Şâhid olan. Allah yolunda canını feda eden Müslüman… ŞEBİBE-Gençlik, yiğitlik: 319: ŞAHVE-Adım.

*

MÜMİT-Ölümü yaratan, helak eden Allah’ın 99 güzel isminden biri; Sad harfi, Toprak mertebesi, Kamer menzillerinden El-Belde: 490: TEMELLÜK-Mülk edinme. (Allah’tan geldik Allah’a dönüyoruz!)… HAFTA-Hafta. 7 günlük müddet. (İnsanî hakikatin perdeleri bahsini hatırla!): 490: SETL-Birbiri ardınca bir bir çıkma… TEKÂMÜL-Olgunlaşma, kemal bulma. “[Tekammül], bitlenme, zenginleşme”: 490: MÜNKEŞİF-Keşfolunan. Açılmış, meydana çıkarılmış… SATT-Zor bir işe giriftar etmek: 490: KİST?-Kimdir?.. SALİH İzzet Mirzabeyoğlu. (Kısakürek: 441: Salih Mirzabeyoğlu): 490: MÜTEYYİM-Aşk ve muhabbetin hor ve zelili olan kimse… İFTAH-Açmak, fethetmek. (Yevmiye: Bir söz feth eder beni!): 490: TELAKÜM-Boks. Yumruklamak. “Kelime, söz”. (Muşt-Yumruk: 740: Mütefekkir)

*

Süryani Lûgatı’ndan, ŞABUCO-Hafta: 318: HARÎK-Yangın, ateş. (Harak-Ateş, nar: 308: Ezrak-Saf ve temiz su. Gök renkli mâvi… Sırr: Ateş. Su… Arvasî: 308: Aguş-Kucak. Sığınılan yer… Yevmiye: “Necip Fazıl’la Başbaşa isimli eserim için: Bize aguşunu açmış, takdirkârıyım!)… Süryani, MAHSER-Huy, tabiat: 318: HİSSEDAR… Yevmiye: Bizim davamızda bir hayli hisse sahibi olarak, görünmen lâzım!

*

Süryani Lûgatı’ndan, ŞOBUCOYO-Haftalık: 339: MUSARRAHAN-Açık olarak. Sarih bir tarzda… MUHASIR-Muhasara eden, etrafını kuşatan: 339: KEŞİDE-Çekilen. Çekmek. Tartılmış, dizilmiş, tertibedilmiş, yazılmış… KAPTAN KUSTO: 338: FERZAN-İlim ve hikmet. (Ferz: Çukur yer. Derin yer. Düz yer. Ayırmak… Ferza’: Pamuk çekirdeği… Penbe-Pamuk: 59: Mehdî)… FERZAH-Akrebin isimlerinden biri. “Ulular”: 1680: SİKAF-Rende. Yontan. “Necip”… SEKE-Bulmak: 680: SÜTÜRG-Büyük, iri, muazzam… SERGÜZEŞT-Macera, baştan geçen hâller: 680: NİKTER-Çok beğenilmiş, çok iyi… FIRAT-Nil Nehri ile birlikte Kur’ân’da imâ ile geçen bereketli nehir: 490: TERMİL-Kana boyamak. Kan gibi kırmızı yapmak. (Zı harfi, Allah’ın Azîz ismi, Madenler mertebesi, Kamer menzillerinden “Sa’du’z Zabih”e işaret eder; Boğazlayan, kesen, kurban kesen… Kan: Maden… Ebu Fadl: Kırmızı altun… Kurban, kesen: Derinleştiren, Elif’e kalbeden)… SEKAF-Nisbet. Kabile, soy: 680: FITR-Açıldığında başparmak ile şehadet parmağı arasındaki boşluk. (İBDA Selâmı!)

*

HER HAFTA KONTROL: 1490= 491: EMANET-Eminlik. İstikamet üzere bulunmak. Birine koruması için bırakılan şey… VİFADET-Elçilik: 491: MA-ÜL HAYAT-Hayat suyu. Şeref, yüz suyu. Haysiyet… TELEBBÜS-Giymek. Giyinmek. İki şeyi birbirine benzeterek ayırt edememek: 491: SUBET-At sürüsü. Yirmi ile kırk arası keçi sürüsü. Kabın içinde bırakılan şey. (Süryanice, Arbein-Kırk: 266: Melsuk-Yapıştırılmış. Bitiştirilmiş… Arbçinoyo-Kırkıncı: 278: Arvasî… Süryanice, Arbacmo-Dörtyüz: 253: Darbum-Eskişehir’in Bizans dönemindeki ismi… Süryanice, Yesrin-Yirmi: 323: Kariha-Fikir kabiliyeti… At: Salih. Murad… Cedî: Keçi… Cedid: Yenileyici… Muttarid-Muntazaman devam eden. Bir küllî kaideye mumasil ve muvafık olan. Sıralı. Düzgün: 253: Rubban-Kaptan… Rahime-Rahmet eylesin: 253: Selâhaddin Eyyubî)… Süryanice, BUHONO-Kontrol: 78: HAKÎM… ABDÜLHAKÎM ARVASÎ: 492= 1491: MEHDÎ Salih Mirzabeyoğlu.

*

Süryanice, KUL Şobuco Munoco-Her hafte gelmek: 570: SİSTEM-Aslı, ölçüleri varoluşla isbatlanan bir ruhi mihfer etrafında, kendisini davet eden her biri kendi “esas, usul ve kuralları” içinde ele alınabilir insan ve toplum meselelerinin ameline dair küllî Fikir. Her mevzuda ona dair tertib ve düzen… Süryanice, KUL Şobuco Mutoyo-Her hafta gelmek: 927: MEVZUA-Kabul edilmiş esas. İlk önce ele alınan fikir. (Mutlak Fikrin Gerekliliği)… KUL Şobuco Caqeb-Her hafta kontrol etme: 471: Aşık… TEEMEL-“Düşün, dikkat et, incele” mânâsında emir: 471: İGNİT-İngilizce, “ateşleme” demek. Tetkik.
 

DENGE KURMA HESABI

 
LEVHA: 26 Aralık 1983… Nazif Keskin’i görüyorum… Elimde, kum saati şeklinde, ortası boğumlu bir silindir kutu… İçinde yağa benzer bir sıvı… Ona, ters çevirince dolu bölmeden boş bölmeye doğru kumun akışı hakkındaki hesabı andırır şekilde, denge kurmanın hesabını anlatıyorum… Bununla ilgili sayılar!..

*

KUM SAAT(İ): 677: TELEGRAM-(Mahkûmları istihdam projesi çerçevesinde kullanılan bir mahkûm olduğunu söyleyen, “Benim adım Serdar Menderes!” diyen ve kendisinin namının “Asker”, yanındakinin “Ömer Faruk Gez”, bu ıslıkçıya mukabil benim ismini “Orkid” koyduğum yardımcının, hani “bizi Ramazan kandırdı!” diyenin önündeki ses, malûm işkencenin korkusuzu(!) hâlâ devamda… Himaye nerden?)… SERDAR MENDERES: 821: HATRİB-Daima beyhude konuşan. “Konuştuğu zaman lâfı belden aşağıda bitiren!”… KUM SAATİ: 687: HAZEF-Çanak. (Arkadaşlara, “her mahkûm, şu kadar sene yattım, der; ben 16 sene hiçbir gün fizikî veya sözlü taciz olmadan yatmadım!” diyorum… Tam bir komedi; tahliye edilişimden sonra iki ay geçti, o hâla ara ara devamda… Üstadım’ın Çile şiirinden: “Uyku, katillerin bile çeşmesi / Yorgan, Allahsıza kadar sığınak / Teselli pınarı sabır memesi / Size şerbet, bana kum dolu çanak!”… Terörü kınayanlar!)… FERHAT-Dağı delen. Acılı sevinç. “İğne ile kuyu kazan”: 687: TEFEZZÜR-Kaftan giymek. (Rüyâ’da gelen mânâ, Kartal Cezaevi’nde olandan sonrayı anlatıyor: Alt başlığı “Önsöz-Bayramlık” olan “Münşeat” isimli eserim hakkında biri, ona Bolu Dağı Kaftanı giydirildi!” diyor… Bolu Dağı Kaftanı: BD Kaftanı!)… İBDA-Bir kimseye kâr tamamen kendisine olmak üzere sermaye vermek.  Sorulan şeyi güzel cevaplamak. İkna etmek: 874: SELÇUKLU. (Biri mavera, öbürü masivaya bakan çift başlı kartal) + OSMANLI… SİLİNDİR KUTU-(Silindir-Üst ve altı daire şeklinde, yandan dik bir geometrik şekil. “Yol yapımında ezici olarak kullanılan bir vasıta”: 374: Mehdi Mirzabeyoğlu… Kutu: 512: Beşir-Müjdeli haber getiren. Müjde veren.): 886: FEVD-Bir işi veya emri başkasına tevdi etmek… HARUF-Oğlak. Tay. “Yeni, yenileyici”: 886: ZÜHRUF-Yaldızlı zinet. “Zu-Huruf: Kültür”.

*

Süryanice, HUŞBONO-Hesab: 378: KAPTAN-I DERYA… Süryanice, MAHŞBONUTO-Hesab: 769: TAKA’UR-Çukurlaşma. Kuyunun derin ve çukur olması. (Tak’ir: Çukurlaştırma, çukur yapma… Ta’kir: Bir uzvu yararak sinirlerini çıkarma)… Süryanice, HUŞOBO-Hesab: 328: BAŞ YÜCE… Süryanice, HOŞUBUTO-Hesab: 734: MUTARASSID-Gözleyen. Tarassud eden… HESAB: 67: YAQEN-Şekil verme. (Süryanice, Sor-Şekil verme: 266: Veprues-Anavurtça, “faal” demek)… RİYAZÎ-Hesab ve hendeseye –geometriye– dair: 1021: YADBÜD-Hafıza kuvveti… TA’DİD-Sayma. Sayılma. Hazırlama. Hazırlanılma: 488: MEHDÎ Salih Mirzabeyoğlu… Süryanice, ŞMO BENYONOYO-Rakam: Sayı: 487: SEYYİD FEHİM ARVASİ.

*

SEYYİD ABDÜLHAKÎM ARVASÎ: 566: SAVYUT NEZLO-Süryanice MUVAZENE… MMAŞHUTO-Muvazene: 801: TESBİHAT-Allah’ı sıfatlarına lâyık ifâdelerle anmak. Sübhanallah demek. (Tesbih: Bir kimseyi hayatında sena edip övmek. Daim olmak, süreklilik… Tesbih: Hafifletmek. Derin uyumak… Tesbi’: Yediye çıkarma, yedileme… Sabi-Henüz süt emen çocuk: 102: Muhammedî… Sâbi’: Yedi, yedinci)… Süryanice, TOQLUTO-Muvazene, denge: 853: NAZC-Olgunluk, olma, pişme, kıvamını bulma. Yetişme. Bülûğa erme… Süryanice, MATQOLUTO-Denge. Muvazene: 894: FUZUH-Gizli işlerin zâhir olup meydana çıkması… MUNZİC-Kemâle eren, hazmettirici, sindirici. Yara ve çıbanı cerahatlendirmek. “Duygu ve düşünceyi kelimeler hâlinde ifraz etmek”: 894: YA’ZİD-Acı marul. (Mehded-Hindiba otu. Acı marul: 54: Madco-Süryanice, “Zihin” demek… KKM’nin alt başlığı, “Dünya Çapında Bir Hâdise: 1053: CİNN-Gizliler, gizlilikler… Be harfi, Allah’ın Lâtif ismi, Cinler mertebesi ve Kamer menzillerinden “Mukaddem min-ed delâl”e işaret eder; öne alınmış TAKDİM’e… Mehded: Mehd-et… Ümman-Emin kimse, emniyetli kişi. Hakikati Allah Sevgilisi’nde olan bir vasıf ve nam: 92: Vafo-Süryanice, “dil” demek. “Kelâm ve mânâ topluluğu”, diğer Peygamberler’den ayıran hususiyet hâlinde Allah Sevgilisi’nde… Hadîs: “Ölmeden önce nefsinizi hesaba çekiniz!”… Süryanice, Raqmo-Rakam: 252: Kumandan… Şiir ve şairliği hakkında Üstadım’dan Yevmiye: “Marulun göbek yapraklarından olmak isterim!”… Şiir: 570: Sistem… Kürtçe, Pergel: Sistem… Pergel: Per-Gel… Bir merkezden açılan ve bir merkezde toplanan hayat kanatları; kat kat açılan, katlana katlana toplanan “dair-e”ler!)

*

Her ilim, marifet ve sanat işlerinde, her birinin kendine mahsus dozlarında geçerli olan hakikat şudur: “Bütün hesabı yaptıktan sonra, ya tutar ya tutmaz!”… Bu hususu Muhyiddin-i Arabî Hazretleri tek cümleyle ifâde eder: “Keyfiyetleri Allah’a havale ediniz!”… Gerektiği yerde gerekenin yapılabilmesi için İslâm, ölçü ve ölçülendirmeleri ile “Zıt kutublar arası muvazenenin üstün nizâmıdır!”… MUVAZENE(T)-Ölçmek. Denk olup olmadığını bilmek için tartmak. Düşünmek. İki şeyin vezince birbirine denk olması. Uygunluk. (Derûnu kalbte, basiret, feraset ve sezgide isabet): 504: İBŞAR-Müjdeleme, sevinçli bir habere erme… ADALET-Denkleştirme. Herkese hakkını verme. (En genel ve temel mânâda, Allah’ın topyekûn varlıkta her birine mahsus “Ehadiyet-Bir’lik” sırrı ile görünmesi; insanda O’nu inkâr hürriyeti de dahil, bunun içinde ve “hak ettiğini alma” ölçüsüne dahil… “Adalet, mülkün temelidir!”; her çeşit adalet nitelemesi ve mülk nitelemesi için geçerli bu husus, iradi faaliyette bulunan insan cihetinden, bir “sağlanması gereken” ifâde eder. Zıtlar, Allah cihetinden “hakettiğini” alacaktır; nihayetinde, topyekün varlık için geçerli “Halkın –yaratılmışların– dili, Hakk’ın dilidir!” hükmünü, “Hakimiyet Hakkındır! hükmüne bağlayıcı diyalektiğin olmadığı takdirde, bunu idrak edemediğin takdirde, HAKİMİYET’in hak ve hakikatini de yerine koyamazsın!): 505= 1504: DİKKAT-İncelik, dakik oluş. Ehemmiyet ve kıymet verme. (Firavun Hakimiyeti: Firavun’un Allah’ın mutlak hâkimiyetini bir bedahet idrakıyla bildiği tarihî sahne, eşyanın birbirine dönüşü ilminin “ökült-gizli, büyü” kısmında devrinin en büyük büyücülerinin bir hüner gösterisi hâlinde ipleri yılana çevirmesine mukabil, Musa Aleyhisselâm’ın yere koyduğu asasının büyük bir ejder-azman yılan olarak onların bütün yılanlarını yutması hâdisesidir. Musa Aleyhisselâm’da haşyetten doğan korku, Firavun ve tarafında dehşet verici azamete şâhidlik. “Firavun, Musa Aleyhisselâm’ın o hâlini görünce bildi ki, bu [işler] ondan doğan bir şey değil, O’nun inandığı Yaratıcı’nın O’nu vasıta kılarak gerçekleştirdiğidir”; Firavun’a delil, Musa Aleyhisselâm’ın korkusu oldu ve kendi iktidarının üstünde olan Musa Aleyhisselâm’ın Asasının temsil ettiği Allah’ın hâkimiyetini o ânda –dakiklik ve incelik!– hemen anladı… Bilmem, “hürriyet, hâkimiyet, adalet” gibi içi boşaltılmış kavramları geveleme yerine, onları hâkikatiyle keşfetmek zorunda olduğumuza dair bir misâl oldu mu?.. “Adalet mülkün temelidir”; Mülkün sahibi, “Malik” ismiyle Allah, “bizzat adalet” mânâsıyla 99 güzel isminden biri “Adl”, yine 99 güzel isminden biri “Hakem-Hükmedici” Allah Sevgilisi’nin “zaman ve mekânın O’nun emrine verildiğini” gösteren isimlerinden “Kelâm mülkü” de dahil “Mâlik” ve “Ruhu’l Kıst-Adaletin ruhu, Adil” ismi… “İslâm’da Devlet ve Adalet” sembolü Hazret-i Ömer… BÜYÜK DOĞU’nun kerameti zekâsında Mimarı tarafından devirleri mânâlandıran siyasî tarih süreci ve derken Selçuklu-Osmanlı… Köhnemiş Çınar’ın dibinden sürgün BD-İBDA fidanı… Sonunculara önce sahib çıkmak, sonra muhasebeden geçirerek müsbetleri hâlihazıra, menfilikleri bir daha tecrübe edilmemesi gerekenler sınıfından bilinenlere koymak; bu Berzah, örnek ümmet modeli Sahabîlerden başka bir ideal tanımamakla yakınlaşmak istediği gayeyi bildirenlere, bir kilit noktasıdır!)

*

KİNOİT-Adlî: 576: AŞERE-On. On sayısı. “Nokta. Bit, zirve. Sıfır”… Süryanice, ARBACMO-Dörtyüz. (Taht-Kürsî: 400: Te harfinin ebcedi. “Kalb”… Süryanice, Maqbo-Delik. “Abdülhakîm Koltuğunu hatırla”: 54-Dünya Çapında Bir Hâdise… Süryanice, Nuqro-Delik: 267: Muavvezetan-Kur’ân’ın son sûreleri, Felâk ve Nas): 253: DARZUMO-Süryanice, “Gaga” demek. (Rüyâ’da gelen mânâ; “kuş gagasının bir ân yoğunluğunda dudağa benzerliği, topluluk –cem’den– bir işarettir!”… Gaga: Uc. İleri. Son. Arayan)… RAHMAN Sûresi, 19-20. âyetleri: 3166: KİNO-Süryanice, “Adil” demek.

*

İki hatırlatma… AYTUNÇ ALTUNDAL: Elektromanyetik zihin kontrolu vardır! Artichoke, Blue Bird, MK-Ultra, Monark gibi travma temelli zihin kontrol operasyonlarının arkasında kimler var? Meselâ bugün Salih Mirzabeyoğlu’na uygulanan “Telegram” işkencesi, bu projelerin ferdî bakımdan geldiği nihaî noktayı bizlere gösteriyor, ancak saydığımız projeler gibi belgeleriyle birlikte İFŞA’ olmuş olmadığından, resmî makamlarca KAYITSIZ kalınıyor. (Bahsi geçen projeler, onların içinde yer alan vicdan sahibleri ile “ifşa” olmuştur. Buna rağmen, o ülkelerden sadece ABD’de Clinton döneminde resmi makamlarca kayıtsız kalınmamış ve kurbanlara tazminat ödenmesi kabul edilmiş-tir!)… DGM Başhakimi SEDAT KARAGÜL: (İdamla yargılandığım mahkemenin ilk hakimi) Mirzabeyoğlu ilk gün duruşmada çok kötü durumdaydı, savunma yapamadı. Devlet otoritesinin hiçe indiği bir davadır bu. Devlet otoritesi sıfır olmuştur… Süryanice, ŞOCAT HELO-Kum saati: 752: İ’TİRAF… DENGE KURMA HESABI: 1485: KAPTAN GUSTO MÜSLÜMAN. (Öne alınmış delil-Takdim)


Baran Dergisi 413. Sayı