LEVHA: 19 Şubat 1988… ÜSTADIM, Ülkücüler’den ALİ isimli tanımadığım birine, benim İSLÂMA MUHATAB ANLAYIŞ isimli eserimi imzalıyor… Yanında Mehmed Tarakçı var!..

*

Süryanice, KUSİTO CELYO DERVİŞ MUHAMMED-Üst başlık Derviş Muhammed. Takdim yazımın üst başlığı. “Kur’an’ı Allah’ın öğrettiği ve Mürşid’i O olan Allah Sevgilisi en başta”: 3062: MEHDÎ… Aynı ebcedle, Süryanice CHAN: Uygun gelen. (Âlem-i Cihan-“Dünya, Kâinat. Kâinat nizamı”: 154: Mehdi Muhammed… Asgaran: Kalb ve Dil… Varlığa Kefil Dil - İslâm: Varlığa Uygun Dil - Mutlak Dil… Mutlak Fikrin Gerekliliği - Anlayış. Amelî: 2154: Mehdi Muhammed)… İSLÂMA MUHATAB ANLAYIŞ: 1187: VAKIF-Bilen. Bir işten iyi haberi olan. Aşina. Duran. Bâki... MÜZMAK-Derviş: 187: EL-KAYYUM-Bir şeyi ayakta tutan. “Herşeyin kendisiyle kaim olduğu” mânâsında Allah’ın 99 güzel isminden biri. (Kıyametin, zikreden kalmayınca kopacağını hatırla!)… KAFZ-Sıçrayan. Pire. Zirve: 187: YULFONO-Süryanice, “Fikir”. (Fahri, fikir olan fikirci)

*

Süryanice, TAYOYUTO MQABLUNO BUYONO-İslâma Muhatab Anlayış. (Süryanice, Maşlmonuto Metbaynonuto-İslâmî Anlayış: 1851: Ruhamî-Mermerden yapılmış. “Abdülhakîm Koltuğu”. Sabit… Dain-Asıl. Doğruluk. Maden: 851: Kazzan-Pire): 1059: MEHDÎ… Süryanice, MAŞLMONUTO MQABLUNO RAĞUŞNONUTO-İslâma Muhatab Anlayış. (Süryanice, Tayoguto Metbaynonuto-İslâmî Anlayış: 1811= 812: Şah-ı Nakşibend): 3044: DERVİŞ MUHAMMED-442 mührü… HAGOROYUTO MQABLUNO METBAYNONUTO-İslâma Muhatab Anlayış: 3147: KAAN-Hükümdar. Hükmeden. (Ahmed-î Farukî-İmâm-ı Rabbanî: 450: Abdülhakîm, büyük ebcedle)… Süryanice, HAGOROYUTO MQABLUNO MESTAKLONUTO-İslâma Muhatab Anlayış: 3275= 278: ARVASÎ… Süryanice, MAŞLMONUTO MQABLUNO MELTO-İslâma Muhatab Anlayış. (Süryanice, Maşlmonuto Fetno-İslâmî Anlayış: 1416= 417: Necib Fazıl Kısakürek… Süryanice, Maşlmonuto Mbaynonuto-İslâmî Anlayış: 1450= 451: Salih Mirzabeyoğlu): 1496: DERVİŞ MUHAMMED-442 mührü. “En küçük ebcedle”.

*

Süryanice, MAŞLMONUTO MQABLUNO BUYONO-İslâma Muhatab Anlayış. (Süryanice, Hagoroyuto Mliluto-İslâmî Anlayış: 2557= 559: Kaptan Kusto Müslüman… Seyyid Mustafa Nur: 559: Şehîd Taha Ceqoro-Şehîd Taha Arvasî Köktür… Süryanice, Cosubo Bsoto-Doktor muayenesi: 559: Mutoyo Man?–Süryanice, “Kim Geldi?”– diyen, Mahmud Efendi Hazretleri; eli elimdeyken): 1099: MAGON-Süryanice, “Caba, fazladan verilen, taşkın”. (Üstadım’dan: “Vazgeç inkârcı akıl şu sefil acabadan / Cabadan yaratıldın, bari gitme cabadan!”… Havz-Cem etmek. Toplamak. Bir şey ilâve etmek. “Müceddid”: 21: Aydo?-Süryanice, “Kim?”… İbranice, Vida-Emin olmak: 21: Avdi-Süryanice, “Tanımak”… Süryanice, Cido-Bayram: 21: Hufno Mcas-Süryanice, “Avuç içi titremesi”… Bayram: 254: Mürid)… Hollanda dilinden, BLAUW PYJAMA-Pijama. “Kelime-i Tevhid nuru”: 99: ASLAH-Süryanice, “Muvaffak Olan”

*

Süryanice, MAŞLMONUTO MQABLUNO İDACTO-İslâma Muhatab Anlayış: 1434: CEBELE-Arabça, “İlk Biçim”… MAŞLMONUTO MQABLUNO FETNO-İslâma Muhatab Anlayış: 1556: TAKVİM-Bir şeye kıymet takdir etme. Ta’dil etme. Düzeltme. Doğrultma. Kıvama koyma… MAŞLMONUTO MQABLUNO MBAYNONUTO-İslâma Muhatab Anlayış: 1590: AYKANOYUTO-Süryanice, “Hâl”… Süryanice, DİYUFATKİN-Levha: 1591: QARQOFTO MCALYO QATNUTO-Süryanice, “Başyücelik Devleti”.

*

Süryanice, MAŞLMONUTO MQABLUNO MHAVNUTO-İslâma Muhatab Anlayış: 1536: FETNO-Süryanice, “Hikmet”… FETTANE-Mihenk taşı. Altun ve gümüşü muayeneye yarayan taş: 536: SEYYİD ABDÜLHAKÎM ARVASÎ… SADREDDİN KONEVÎ-Muhyiddin-i Arabî Hazretleri’nin üvey oğlu, Konya’da türbesi bulunan, eserler sahibi büyük Veli: 536: HEFTAN-Kaftan… MAŞLMONUTO MQABLUNO MLİLUTO-İslâma Muhatab Anlayış: 1541= 542: BD HEFTANI. (Bolî Dağı Kaftanı: 1694: Hurufat-Harfler. “Kamer menzilleri”… Mehdî Kaftanı: 1695: Fikir Kahramanı’na)… MAŞLMONUTO MQABLUNO MADERKONUT-İslâma Muhatab Anlayış. “İslâma Muhatab Ana Evi”: 1827: TAVDİTO-Süryanice, “İman”… ALİ-Yüce. Necib: 110: AMM-Amca… Boşnakça, STRİC-Amca: 673: MEHDÎ DERVİŞ MUHAMMED.

*

Süryanice, HAGOROYUTO MQABLUNO MBAYNONUTO-İslâma Muhatab Anlayış: 2746: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDÎ-442 mührü. “En büyük ebcedle”… ŞEHAMET-Akıl ve zekâ ile olan yiğitlik. Tez anlayışlı olmak. Kahramanlık: 746: HAZİM-Süratle kesen. Çok çabuk yiyip bitiren. Düşmanı hezimete uğratan. (Levha: 5 Nisan 1989… Ali Hışıroğlu ve geçen hafta onunla evlenen Fatma Parmaksız… Ali Hışıroğlu, keskin bir tavır belirtmem ve kesmekle ilgili olarak, beni kastederek methediyor: “Oradan oraya, hiç bakmaz keser!”… Kesmem, mesele halletmem bakımından!)… Süryanice, FURTACNO-Pire. (Levha: 26 Aralık 1984… Bir bit veya pire… Küçüklüğüne nisbetle misilsiz büyük bir şeyi altediyor… Bit veya pire mânâ imiş ve altetdiği de mânâda!): 746: URHO MESCOYTO-Süryanice, “Orta Yol”. (Yakut dilinde, Orto-Orta: 612: Derviş Muhammed)

*

Süryanice, TAYOYUTO MQABLONO FETNO-İslâma Muhatab Anlayış: 1516= 517: SEYYİD FEHİM ARVASÎ… Süryanice, METODUS-Sistem. (Süryanice, Tayoyo Qazoro Kusto-Kaptan Kusto Müslüman. “Takdim ediliş yazım”: 833: Vahdet-i Vücud + Vahdet-i Şuhud… Meryem Sûresi 29. âyeti-“Beşikteki çocuk İsâ Aleyhisselâm’ın, Annesi’nin temizliğine onunla konuşmuş olmakla şâhidlik etmesi mucizesi hakkında”: 1833: Derviş Muhammed, büyük ebcedle): 517: BUTAKAT-İçinde maden eritilir pota. (Zı harfi, Allah’ın Azîz ismi, Madenler mertebesi)… Süryanice, HAGONOYUTO RAGUŞNONUTO-İslâmî Anlayış: 4060= 64: MEHDİYYE-Mehdiye âit ve müteallik. “Zamanın icabı”.
 

RÜYA
(YERYÜZÜNÜN ÇİÇEK HASTALIĞI)

 
LEVHA: 13 Aralık 2015… Kumandan, şu ânda oturduğumuz semtten ayrılıp çok daha lüks bir yerde oturmak istediği ile ilgili şeyler anlatıyor. “Şurası olabilir, burası olabilir” diye, bana hiç sormadan veya fikrimi almadan karar vermeye çalışıyor. O bölgelerin çok pahalı olduğunu ve bize sosyal açıdan da uymayacağını söylüyorum ama, dinlemiyor bile. Beni sanki yok farzederek, çok kararlı bir şekilde, “Ben Truf’ta oturacağım, Truf’ta!” diyor. (Truf veya Turuf) Bu kelimenin mânâsını bilmiyorum. Bizi bırakıp kendi başına gideceğini anlıyorum ve müthiş bir acı hissediyorum. Uyandığımda da o acıyı hâlâ hissediyordum. (Hayran Erdiş)

*

TRUF-“Domalan” da denilen, toprak altında Hüda-i nabit yetişen bir mantar cinsi. Şekli kürevî olduğu için bu isimle anılan: 686: HAVF-Korku, korkutmak. (Allah’a sığındıran)… HACEGÂN-Hocalar. Nakşî tarikatinin en büyük 33 kolbaşı: 686: HUDAYGÂN-Büyük hükümdar… SEKAFE-Akıllılık: 686: İRTİDAF-Ardından gitme, peşinden koşma… İRTİFAD-Kazanma, kesbetme, kâr etmek: 686: FERVET-Servet, zenginlik. Kafa derisi. Bir parça toplanmış ot… İbranice, YETSİRA-Yaratma. “Domalan”: 686: DAHBO KALTO NİNYO-Süryanice, “Altun Teli”. (Rüyâ’da gelen mânâ; elimin parmak uçlarından çıkarak kıvrım kıvrım uzayan altun telleri!)… İSLÂMÎ TELAKKİ: 682: QROBO TİBELOYO-Dünya Savaşı. “Küçük ve büyük cihad”. (Vakıâ: Vuku bulmuş, olmuş, var olan, mevcud bir hâdise. Rüyâ, düş. Şiddetli hâdise. Cinsler münasebeti. Cinsî münasebet)… Süryanice, NAHİRUTO- Zekâ: 681: FRAT-Süryanice, “Patlamak”.

*

DOMALAN-Fransızca’da, “Köpek burnu”. (Basir-Köpek. Kelb. İyi koku alan. İz süren. Yumurta şeklinde olan kalbin “Sanuberi” denilen alt ucu. Kalb gözü ile gören. En anlayışlı: 1302: Mirzabeyoğlu): 132: İNZİAC-Yerinden sökme, koparma. Büride-i ser, kesik baş, başını ortaya koymak. Allah’a tam tevekkül etmek… İSLÂM: 132: KALB. (Ölçü meâli: İslâm kalbin yoludur)… MÜNAVELE-Yukarıdan aşağıya kısım kısım inmiş olan: 132: MÜNAVELE-Takdim. Bir şeyi el ile öne sürmek, sunmak… SENCİDE-Ölçülmüş, tartılmış, tam yerinde söylenmiş söz: 132: İSNA AŞER-Oniki. (Rüyâ’da gelen mânâ; 12 sığır yavrusundan biri, mucize beyanıdır!)… Süryanice, TRECSARTO-Onikilik: 1272: BCİRO YALDO-Süryanice, “Sığır yavrusu”. (Sevr-Boğa. Boğa Burcu: 706: Fikir Kahramanı)… Süryanice, MHAMAD MSAMCLO-Derviş Muhammed: 272: BİNDUR-Arnavutça, “Emin”. (Rüyâ’da gelen mânâ; Üstad’ın benden emin olması… Diğeri; Emine Bilgiç isimli 100 yaşında vefat eden ninenin, bana Yâsin okuması)… Süryanice, SROĞO-Rabıta: 1272: RUH QAVMO-Süryanice, “İhtilâl ve İnkılâb ruhu”… EFLÂK-Dünyalar, âlemler. Felekler, gökler: 132: A’YAN-Gözler. İleri gelenler. Muayyen ve müşahhas şeyler. Altunlar. Kaim makam. (İnsan, Allah katında bakan gözbebeği gibidir!)

*

EBU HUREYRE Hazretleri’nden: Bazı insanlar, Resûlullah’a “Mantar-Domalan bitkisi YERYÜZÜNÜN ÇİÇEK HASTALIĞIDIR!” dediler. Bunun üzerine Resûlullah, “Mantar-Domalan, kudret helvası cinsinden bir rızık olup, suyu GÖZE ŞİFA’dır!” buyurdu. “Acve hurması, Cennet meyvelerinden biri olup, zehire karşı şifadır!”

*

Sahabî SAÎD BİN ZEYD Hazretlerinden: Resûlullah, “Mantar-Domalan, Musa Aleyhisselâm zamanında İsrailoğulları’na verilen, ekme ve dikme zahmeti olmaksızın, insan emeği karışmadan meydana gelen Kudret helvası cinsinden bir rızıktır. Suyu da göze şifâdır!” buyurmuştur.

*

EBU HUREYRE Hazretleri’nden: Resûlullah, “Üç-beş veya yedi Domalan alıp onları sıktım, suyunu cam bir kab içerisine koydum, onunla bir cariyenin gözünü sürmeledim de iyileşti!” buyurmuştur.

*

Üstadım’dan: “Çocukken geçirmediğim hastalık kalmadı. Kızamıktan Çiçek hastalığı’na kadar!”… Bunlar, alelâde şeyler; söyleyenden dolayı mühim olan… Yevmiye: “Gözüme de şöyle böyle diyorlar, bir teşhis koyamıyorlar. Bende her şey ruhî; bir sinirleniyorum, ayağa kalkamıyorum!”… UHUZ-Göz ağrısı: 1301: RAK-Boşnakça, “Yengeç”. (Hemze, Allah’ın “Mübdi’-Güzel Yaratan” ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden “Seretan-Yengeç, Nath-Baş vuran, başvuran” menzili… İnsan, doğuştan galibine meyleden; eksik, eskiyen, hastalıklı, galibince istenen… “Topraktan yaratıldık, toprağa dönüyoruz!”… Sad harfi, Allah’ın “Mümit-Ölümü Yaratan” ismi, Toprak mertebesi… Varlık, birbirine nisbetle tabakalar hâlinde birbirine meylederek ve tâbi olarak yükselir; ve hepsi üstte altları mündemiç, madde ve mânâsıyla insanda yekûnleşir… Süryanice, Fum Şotifto-Mantar. “Yeryüzünün Çiçek Hastalığı”: 1328: Kırtît-Zahmet, meşakkat… Çiçek: Zâhir olmuş, uzağa atılmış olmaktan dolayı, ölçü insan, onda bizzat “yeryüzü hastalığı-zâhir” mânâsında… Aşkû-Gök. Gökyüzü. Tavan, kat, tabaka: 1328: Birr Fum-Gönül Buğdayı. Maddî manevî rızk. İn’am ve ihsan. Gönül, kalb. Salih amel… Sad-Yüz sayısı. Sonsuzca giden. “Küçük ölüm, uyku. Rüya. Ruhun aslî vatanına uzaması ve nefse dönüşü”: 1093= 94: Faturto-Süryanice, “Mantar-Domalan”… Alem-i Cihan: 154: Mehdî Muhammed-Allah Sevgilisi… Süryanice, Cad-“Mantar-Domalan”: 214: Ezhar-Çiçekler. Zehreler. Şukufeler.)

*

ZEHR-Zehir. Ağu. Semm: 212: PÎR-İbranice, Maden kuyusu, maden ocağı. “Kan. Birr”… ZEHRE-Çiçek: 217: RÜYÂ-Uykuda görünen suretler. “Ahiret suretleri, rüyâ suretlerine benzer.” (Kâinatı, bir “gözmüş” tasavvuruna götüren hakikat: “Biz rüyâ görmez, rüyâ’da görülürüz!”… Rüyâ, Allah’ın bizde gördüğünü, nefsimize gösterdiğidir; tâbire mevzudur… Bir düşün ucundayız biz; rüyâların biçildiği kumaştanız… Üstadım: Gözsüz görüyorum rüyâ’da nasıl? / Sonum varmış, onu öğrensem asıl!)… ZEHRE-ÇAK-Çok korkutulmuş. (Yevmiye: Nef’i’nin, savaş meydanındaki kılıç şakırtılarını veren “… çaka-çak” diye bir beyti var… Üstadım’ın şiir’de şekil ve ahenk bahsi ile ilgili söylediği bu beyti, “çaka-çak”ı bir bulsam diye çok aradım, ama olmadı; aklımda kalan sadece, “çaka-çak çak” gibi bir şey ve kılıçların şakırtısını Üstadım’ın okumasında hissetmem… Rüya: Vaka, savaş, çekişme… Nefsimiz, çekişmeler içinde, bilsek de bilmesek de Bir’e doğru, öz vatanını istiyor!): 241= 1240: “LEVHA: 24 Şubat 1988… Parmaklarımla saya saya Bismillah çekiyorum ve 240’a tamamlıyorum!”… ZEHRE-Yiğitlik, kahramanlık: 217: ROVAD-Çiçek. “Zahir”… İbranice, DİBER-Konuşan. (Halkın dili Hakk’ın dilidir; Allah Sevgilisi’nin dilidir… Ve Ömer bin Hattab hakkında, Hadîs: “Hakk, Ömer’in lisânı ile konuşur!”… İsminin harf sayısı, Kelime-i Tevhid’in harf sayısı ile aynı: 12’dir. Ebubekir Essıddık, Osman bin Affan ve Ali bin Ebu Talib Hazretleri’nin de… Süryanice, Trecsarto-Onikilik: 272: Mhamad Mşamclo-Süryanice, “Derviş Muhammed”): 217: HARBO-Süryanice, “Öldürme”… Süryanice, BAHRU-Deniz. Derya: 217: DEBİR-İbranice, “Kelime”… PİRE: 217: RÛYÂ-Yerden biten ot. (İbranice, Ot-Harf: 1406: Tav-İbranice, “T” harfi; Allah’ın “Kaabid-Kısıcı, sıkıcı” ismi, Esir mertebesi, Kamer menzillerinden “Kalb”e işaret eder!)
 

ELELE
(TABUT’TAN BİLE…)

 
LEVHA: 10 Nisan 1990… Yanyana 6-7 tabut… Tabutların birinden çıkan el, elimi tutuyor… SEYYİD Mahmud Hayranî Hazretleri imiş… Yanında da, amcasının oğlu SEYYİD Mustafa diye bir zât imiş… Bu zâtlar ve onların tabutlarının yanındaki tabutlarda yatanların ŞEHİDLER oldukları bahsi geçiyor.

*

HABİBULLAH-Allah Resûlü. Allah Sevgilisi: 1087: EL-MÜBDİ’-“Misilsiz Yaratıcı” mânâsında Allah’ın 99 güzel isminden biridir. (Allah Sevgilisi’nin bir ismidir de; Gaye İnsan ve Ufuk Peygamber olarak, topyekûn varlıkla Allah arasında misilsiz köprü)… SAHABÎ Abdullah İbni Mes’ud’tan rivayet: “Resûlullah, ellerim ellerinin içinde, Kur’ân’dan bir sûreyi öğretir gibi bana Tahiyyatı öğretti!”… ETTAHİYYAT: 850: ŞEFAAT-Af için vesile olmak… DAİN-Maden. Doğruluk: 1850: RUHAMÎ-Mermerle ilgili. “Sabit”. (Abdülhakîm Koltuğu’nun yan mermerlerini hatırla!)

*

DEST-BE-DEST-El ele: 930: MÜFİZ-Feyiz veren, feyizlendiren… DEST-BE-DEST-Elden ele: 930: TAŞİ ROZO-Süryanice, “Gizli Sır”… ZILL-Gölge. Sahib çıkma. Koruma, himaye etmek: 930: MUNZAMM-Zamm edilen. İlâve edilen. Üste konulan, katılan… MÜFZÎ-Yetiştiren, ulaştıran, vâsıl eden: 930: HADUSO MYAKRO MALQUTO-Süryanice, “Başyücelik Devleti”.

*

Süryanice, TAYOYO ELFORO KUSTO-Kaptan Kusto Müslüman: 1930: ŞEHÎD DERVİŞ MUHAMMED… ELİNİ TUTMAK: 1048: MÜHİC-Canlar. Ruhlar… LİHA-Sakallar: 48: DAVYO CBODO-Fiil Cini… ATHAL-Kül Rengi. “Müşteri yıldızı ile ilgili ve Allah’ın Kahhar ismine işaret eder”. (Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nin umumiyetle tercih ettiği renktir): 1048: DEHÛM-Onuncu. “Mehdî’yi hamil 10 Suvari’nin sonuncusu”… DABS-El ile tutmak: 1302: MİRZABEYOĞLU.

*

AMİJE-Amca oğlu. Şâir. Karışık. Karışmış. (Amige: Karışık. Hakikat. Çiftleşme): 63: BİNA-Göz. Gören, görücü… İbranice, BİNA-Akıl: 63: BANİ-Kurucu, kuran. Yapıcı. Yaptıran. Bina eden… Süryanice, YAVMO-Yevmiye. Gün: 63: HENE-Arnavutça, “Pazartesi”. (Bütün büyük oluşların gerçeklendiği gün)… ÇEŞ-Mavi boncuk: 303: HARFİYE-Harflerle ilgili. Yemiş toplama. Şahıs. İşaret. (Hurufiye: 309: Haş-Kalb… Serlevha-Yazıda Başlık: 309: Şedde-Birinci hamle. Seğirtmek. Yürümekte şiddetli anlayış göstermek. Bir şeyi kuvvetlendirmek, sağlamlaştırmak)… İ’CAZKÂR-Mucizeli olmak. Başkasını acze düşürecek derecede olmak. (Süryanice, Gefo-Kanat: 1087: Agef-Süryanice, “Takma”… Seyyid Taha: 1087: Mahtum-Mühürleme): 303: BURAK-Binek. Kürtçe’de “Göz”. Cennet’e mahsus bir binek. (Ahkab: Binek. Göz. Lisân. Uzun zaman)… AKREB-En yakın. “Üstadım”: 303: SEYYİD MUSTAFA.

*

ŞEHÎD SEYYİD MUSTAFA. (Amcaoğlu Seyyid Mustafa: 1390= 391: Fakir-İhtiyaç, yoksulluk. Muhtaçlık. Allah’a karşı fakrını, ihtiyacını hissetmek. Tasavvufta, kendisindeki bütün her şeyin Allah’a âit olduğunu bilmek. Asr-ı Saadet’te, “Fakr-Fakîh” mânâsına geldiği için, Fıkh’a da, “Fıkh-ül Bâtın” denirdi… Hadîs: “Fakrım fahrimdir!”… Kassar-Leke çıkaran. Çırpıcı, yıkayan. “Rüyâ’da gelen mânâ; Şemsipaşa’da, Abdülhakîm Arvasî Hazretleri, Üstadım ve Veli İbrahim Kassaroğlu, bir kanepede oturuyorlar!”: 1692: Mehdî Mirzabeyoğlu): 622: ŞEHÎD SEYYİD TAHA. (Seyyid Taha: 88: Bqino D’dahbo-Süryanice, “Altun Boynuz”. Haliç)… Süryanice, QATDORO-Kürsî. “Arş altı bir sema tabakası; Kef harfi, Allah’ın Şekûr ismi ve Kamer menzillerinden Nesre ile ilgilidir”. (Tatarca, Kürsetme-Tâlimat verme: 732: Abdülhakîm Arvasî): 3619= 622: EŞYA Lâtifleştikçe Göze Görünmez Olur / SOLUCAN Kanat Taksa Göze Görünmez Olur. (Üstadım’ın bir Noktalaması)… Fransızca, REDDUTE-Metris. (Şuşo-Toprağa sızan rahmet. İnsan: 612: Derviş Muhammed): 623= 1622: BURCOTO-Süryanice, “Çırpınmak”. (Süryanice, Şfuco Oyar-Hava akımı, hava değişimi: 612: Derviş Muhammed)

*

SEYYİD MAHMUD HAYRANÎ İBN-İ MES’UD-Akşehir’de Türbesi bulunan, büyük veli: 579: TESAFUH-Elele Tutuşan… MÜTEFATTIN-Hemen farkına varan. Derhal durumu anlayan: 579: TEFASUH-Fesahatle söyleme… SEYYİD MAHMUD HAYRANÎ: 451: EMİT-İbranice, “Teyid etmek, tasdik etmek”… İbranice, ET MİNİ?-Kimi?: 1451: SALİH Mirzabeyoğlu… İbranice, TİLÂİ-Yama: 451: TEN-İngilizce, “On”. (İranî-Tabut. Neşeli ve mesrur oluş. Farisî. Süvari. “Hamil”: 62: Mehdî)… Kıpçak Lûgatı’ndan, TAN-Mucize: 1450= 451: TAHTİM-Tamamlama. Mühür basma. Mühürleme.

*

Boşnak dilinde, STRİC-Amca. “Seyyid Mustafa’nın amcasının ismi, Mes’ud”: 673: MEHDÎ DERVİŞ MUHAMMED… RÜYA Tabir Etmek: 673: TECRİS-Doğru fikirli etmek.   



Baran Dergisi 477. Sayı