AĞIZ Sırrı: 1278: ARVASÎ-Arvas bir Dağ ismidir. (Karaçay-Malkar Lûgatı’nda, Tav-Dağ: 15: BD-İBDA… Hûd-Kendisinde Ehadî hikmet tecelli eden Peygamber’in ismi. “Hud, miğfer, baş zırhı”: 15: Davud-Kendisinde Vücudî hikmet tecelli eden Peygamber. Demirden ilk zırhı yaptığı için bir lâkabı da “Darrî”dir… Tav: Te, tı-Vav… Te harfî, “Esir” mertebesine ve Ay menzillerinden “Kalb”e işaret eder… Menziller Feleği: Sabit Yıldızlar veya duraklar Seması.)

*

İSPANYOLCA, Orificio-Ağız. Delik. (Abdülhakîm -Abd El-Hakîm-Koltuğu’nun ortasındaki yuvarlak deliği hatırlayınız… Arş altı bir Sema tabakası –Kürsî– oluşunu da!): 325: Bicişk-Hakîm. Hekim. Bilgin. Serçe kuşu… HAVAŞİ-Bir yazının kenarına eklenen açıklamalar. Haşiyeler. Maiyet. (Havaşi: Hava-Şin… Hava: Dünyayı çeviren Atmosfer. Cevv. Yer ile gök arası. Hafif yel. Kat çıkma hakkı. Ses, sadâ, ahenk… Şın harfi, Allah’ın “El-Muktedir” ismine, “Sabit yıldızlar” mertebesine, Ay menzillerinden “Cebhet-ül Esed”e işaret eder… Esed: Aslan… Esed: Siyah… Siyah: Bir renk. Gece. Suyun akması. Sayha): 325: TAG-I Sagire. “Yıldızım”. (Sagr: Ağız. Tutucu, kesici ve koparıcı ön dişler. Etrafı kale ve sur ile çevrili şehir. Sahil şehri. Miltat. “Nefs”. Mağara. Küst)… HERNA’-Ufak bit. En zirve. Sıfır. Nokta. Delik. “Farz”: 325: MUAYERE-Ayarlama.

*

KÜRSÎ-Taht. Koltuk. Kaide. Merkez. Vazife. İktidar, kudret ve mülk. Baş şehir. Mânevî makam. Oturulacak yüksekçe yer. (Karaçay-Malkar Lûgatı’nda, Nar: Sedir, divan… Nar: Ateş… Na’r: Çağırmak. Sayha. Burun içinden çıkan ses. Kaynama. Firar, kaçış… Karaçay-Malkar Lûgatı’nda, Narşah: Maden. Metal. “Maden cevheri, özü. Şâh maden, altun”… Toplam ebcedi, ARVASÎ’ye tevafuk eden FUZULÎ’nin Matla’ Beyt’i: Halka ağzın sırrını her dem kılar izhar söz / Bu ne sırdır kim eder her lâhza YOK’tan VAR söz… ARVASÎ: Arvas Dağı ile ilgili ve ABDÜLHAKÎM Hazretleri’nin soy ismi… Tavî: Dağla ilgili… Tav’î: Kendiliğinden. İçinden… Dehan-Ağız: 60: Sin-İnsan. İki kişi demektir… SİN harfi, Allah’ın “Hayy” ismine ve “su” mertebesine işaret eder. Ay menzillerinden de “Za, Zu-Sahib”e… Mecaz, kinaye, yâni hakikate köprü “metafor” olarak, Troposer dedikleri, Atmosferin tabiî yaşayışımıza hitab eden ilk tabakası su, Sema tabakaları içinde mütekabiliyetini KÜRSÎ’de bulur; demek ki, her şeyin canlı olması ve bu anlamda hayat anlamına gelen bildiğimiz suyun da kendisinden yapıldığı SU, ARŞ’ın “taayyünü” makamında ve zaman-mekân ifâde eder topyekün varlığın neşrini belirten KÜRSÎ’dendir… Allah Sevgilisi’nin isimlerinden biri “Es-Sahib”; burada gerekli mânâsı ile, “Hayat’ın sahibi”… Farz’ın emreden tarafı Allah, O’nu hakkıyla yerine getirmenin hakikati Allah Sevgilisi’nde… HAKÎM, yâni varlığın hakikatine vakıf ve vasıflanmış –herşeyi yerli yerince eden– ismi, hem Allah’ın, hem Allah Sevgilisi’nin… Bir şeyin zâhir olmadan görülmemesi hikmeti; “ben söylediğimin ne olduğunu bilmeden, düşündüğümün ne olduğunu nereden bileyim!”… AY menzilleri, Allah’ın nefesi olarak –nefsi olarak– bildiğimiz ses ve şekil hâlinde olmayan harflerdir; bu gaibi bilmeyen kulun da her ân onu zikreden nefesinde tecelli eden bir mânâ… Nefes eseri çıkan her söz-ses, –bütün harfler için geçerli–, onu zikreden… Menzilleri kateden –Sahib– AY, Kul yüzünde Allah Sevgilisi’dir… Zaman, Cem mertebesinde “Ân”, ARŞ’ın “Taayyün”üdür… Taayyün, Emri yüklenen KÜRSÎ’dir… Zamanın havanında “bir varlık-bir yokluk” şeklinde tecelli eden Halk âlemi… FUZULÎ’nin mısraında ifâde ettiği hakikat, sanırım görüldü… LEVHA: 16 Şubat 1985… Bir kitab okuyorum… Kitab, Üstadım’ın ve ESTETİK ile alâkalı; ve okudukça benim yazdığım oluyor… Dip not kısmında bir “Ş” harfi var ve benimle alâkalı… ŞIN harfi’nin ebcedi, “fikir” ile aynı: 300… Ay menzillerinden “Cebhet-ül Esved”e işaret ediyor… ESTETİK: BEDÎİ… Hemze, “sıyırma, öküz, yüklenen”, Allah’ın BEDİ’ ismine, “İlk Akıl” mertebesine, Ay menzillerinden “Seretan”a işaret ediyor… Seretan: İkizler Burcu ile Esed Burcu arasında, Yengeç Burcu; unsuru su, gezegeni AY. Yutmak. Kanser hastalığı… Portekiz dilinden, quimica: Kimya… Yine, quimioterapi: Kemoterapi. “Kanser tedavisi”nde elektrikli cihazın “kimya” marifetine dikkat… FUZULÎ’nin beyti ile ilgili: AY feleği, Sema tabakalarında ZUHAL feleği –Balık Burcu– karşılığında… ZU-HÂL; hâl sâhibi): 290: FÂTIR-Benzeri bulunmayan şeyi yaratan. (Allah.)

*

STRATO-Sfer: Yuvar katı. (Yuvar: Yuvarlamak’tan. Organizmadaki çeşitli sıvılarda, “kan, süt, lenf, irin” vesairede bulunan, yuvarlak veya “küreyve” denilen cisimcik. Kandaki alyuvar ve akyuvarlar gibi… Bahsi geçen cisim benzeri, Hava tabakasında “su” ile “hava” arasında “ozon” tabakası… OZON: Elektrik “arkının-ulaşmasının- şeraresinin- sıçramasının” etkisiyle oluşan 3 oksijen atomundan ibaret oksijen molekülü. Keskin kokulu, mavi renkli bir gaz olup, kuvvetli oksitleyicidir… Oksid: Humuz-Ekşi. Hamz. Ekşi. Kekrek… Ozon, bir tabaka olarak dünyayı “mor ötesi ışınlar”dan korurken, düzenleyici niteliği ile dikkati çekiyor sanıyorum; her tabakanın diğerine sirayeti içinde, ozonun “temiz hava” ve “arındırıp temizleyici mayi” hakkında da kullanılışı bunu gerektiriyor. Ayrıca, “Atmosfer’in yerden 1015 kilometre yukarısında ve bütün atmosferin yüzde 80 kütlesini ve suyun neredeyse tamamını ihtiva eden tabiî yaşama sahasının üstünde bulunan Yuvar katı’nın soğukluğunu kıran OZON tabakası” diye nitelenirken, onun aynı zamanda emmiş olduğu sıcaklığın bildirilişi, –3,4 derece de olsa–, sözünü ettiğim geçişe âit ve düzenleyiciliğine… “Dünyayı koruyan OZON tabakası”nın “Yuvar katı”nın ortasında bulunuşu, bu hâliyle KÜRSÎ’nin altındaki ATLAS Feleği’ne tekabül etmesi bunu gösteriyor. Malûm ATLAS Feleği, bütün sema tabakalarına ve Burçlara hisselerini verendir; içinde bunlara âit bir tasnif kabul etmemesinden ötürü “boşluk” diye anılan… UNSURU hava olan, Utarid Yıldızı, Zühre Yıldızı, Zuhal Yıldızı; İkizler Burcu, Terazi Burcu ve Kova Burcu… Atmosfer’in üçüncü tabakası, “Mezosfer”; Orta tabaka… Atmosfer’in tabiî hayatımıza âit tabakası bir “mecaz-metafor” olmak bakımından, ARZ’dan YUVAR tabakasına kadar birinci, Orta Tabaka ikinci, Termosfer-Sıcak Tabaka’ya “İyonosfer” de denir… İYON: Elektron almış veya vermiş bir atom veya atom grubu!): 1418: NECİB Fazıl Kısakürek. (Rüyâda gelen mânâ: Üstadım kanser hastalığına yakalanmış ama, kilo almış ve gayet neşeli bir hâli var. Öleceğini bilmesine rağmen… AY Menzillerinden Seretan, HEMZE’nin işaret ettiği… Seretan: 713: Secir-Posa. Öz. Dost. “Haste, istenilen, istenilmiş”… Ciris-Sazan balığı. “Cesed”: 713: Bakteri-Tek hücreli ve bölünerek çoğalan, bir kısmı faydalı, bir kısmı da hastalık yapan canlılar, mikroplar… Ne’nehava: Zayıf hava, kötü hava. Anason, kimyon bitkisi… Mürteci’-Geri dönen, geri dönmek isteyen. “Simya’da birleme ideali”: 713: Zühub-Altunlar… SERETAN: Ser-Atan… Ser: Baş. Kafa… Kıpçak lûgatında, Etan: Ana rahminde çocuğun içinde yetiştiği ve onunla çıkan ince zar… Eten: Oran. Nisbet. “Zann”… Seretan, İlk Akıl mertebesinin Ay menzili olmakla birlikte, SİN harfine işaret ettiği Allah’ın “Hayy-Hayat” ismi ve “su mertebesi” ile alâkalı Ay menzili “Hayatın Sahibine” de işaret eder; ve yıldızı Ay olan Yengeç Burcu… SERETAN, “Baş nisbet” olarak SİN’in iki yüzü diye alındığında, hem zann, hem Halk ve Berzah Âlemi’nin, Allah’ın Varlık ve Bilgisi önünde fena bulacağı malûm; Mutlak Birlik mertebesinde –Ay mecaz!–, batması… Sonra Rabbanî mertebede doğması… “İlâhî Kalb Ay’ı” vasfedilişinde doğum ve batma arasında ayın gidip gelmesi: “Ay’ın Nuru, Nun, yüklenilen bir emanet oluşuyla, Güneş’in Nuru, –Elif– karşısında sönüktür, eksiklidir!”… Lâtince, Cancer: Yengeç. Kanser. Kısaltılışı AC… Kısaltma, Cim harfinin 3 oluşu diye alınırsa, Elif, karşısında üç durum –Ay– diye görülür… Allah karşısında Kul ve Taç “kul” olarak Allah Sevgilisi!)

*

KIPÇA[K] Lûgatı’nda SİN-Hazm olunmak. Sindirilmek: 60: HAMZA-Allah Sevgilisi’nin bir amcasının ismi. (Hamz: Katılık, keskinlik, metinlik, şiddet… Hamza: Ekşi olan her ota derler… Hamz: Ekşilik, kekreklik… Hemz: Elif ile ayn harfleri arasında bir sesle okunan, “Elif, Vav, Ye, He” üzerine konularak “e” okutan işaret. Elif gibi de kullanılır. Parmakla sıkma, sıkıştırma… “Kalbler Allah’ın iki parmağı arasındadır” ölçüsü hatırda… Hemze, Ay menzillerinden SERETAN ve Te harfiyle işaretlenen “sıkıcı, sıkan” mertebesi ESİR’in, Ay menzillerinden KALBE işaret etmesi; Yengeç Burcu’nun Lâtince isminin “cancer” olması… CANCER: Can-Cer… Cer: Yarık, çatlak… Rahman Sûresi’nin 19-20. âyetleri hatırlanmalıdır. İki denizin birbirlerine kavuşması, ama arada –yarık, çatlak– birleşmelerine engel bir perde olması; yarık, çatlak, Berzah anlamıyla, yalnız birbirine bitişik olmayanı değil, birbirine bitişik olan arasında da bahis mevzuudur… Car: Çeken, sürükleyen. Meded eden, mansur. Müşteri, talib, arz olunan… MÜŞTERİ yıldızı, Balık Burcu ve Yay Burcu’nda görünür… KAVS: Yay. İyi gümüş. Ay. Mesh. Dokuzuncu Burc’un ismi. KÜRSÎ mertebesi… Kevs: Pabuç. Taban. Ayak. Balık Burcu’nun vücutta tesir yeri ayaklar… Kevser: İslâm. Kur’an. Tevhid, ilm-i ledün, marifetullah. Gayet çok şey. Bereket. Kıyamete kadar gelecek Al, Ashâb, Etba’, onların iyilikleri ve hayırları. Cennet ırmaklarının kaynakları. Cennet’te bir havuz, nehir. Kur’ân’ın bir Suresi’nin ismi… Kavs-ı Kuzeh: Gökkuşağı. Ebem kuşağı… Kuzeh: Renk renk çizgiler. Bulutları idare eden bir melek… İngilizce, RAİNBOW: Gökkuşağı. Yağmur yayı. Yağmur selâmı… İngilizce, SKYZONE: Gökkuşağı. Ebem kuşağı… Sky: Gökyüzü. Gök. Sema. Asuman. Hava… İngilizce, Zone: Kuşak. Daire. Çevirmek. Sarmak. Kuşatmak. Yöre. Yer. “Yar”… OZON-Ozene: Atmofer’de oksijen moleküllerinin ayrışmasından oluşur ve yoğun olduğu tabaka 3 oksijen molekülünden oluşan moleküllerin oluşturduğu ismiyle anılan tabakadır. Atmosfer’de bulunan her bir milyon molekülden biri Ozon molekülüdür. Bu küçük nisbet bile yer kabuğunu mor “ötesi” ışınların zararlı etkilerinden korur. Kullanıldığı yerler arasında, temizlik maddelerine karışım ve aynı şekilde hekimlik de mevcuttur.)

*

AĞIZ “SIRRI” - HAKÎM - KÜRSÎ… Nefs, nefes, tecelli… İspanyolca, TEZ: Ten rengi… Reng: Bulanık su… Kamus: Deniz. Derya. Denizin derin yeri, ortası. Büyük lûgat kitabı… Kamus: Arslan. Esed. “Kalb. Sırt”… İngilizce, Rank: Bitki hakkında, bol, gür. Kötü koku, ekşi ve acı tad. Keskin. Tabaka. Düzene koymak… EZ-ON SEBEB - “O sebebten”: 129: LÂTİF-(Ez-ost: O’ndan… Allah’ın “El-Lâtif” ismi, Cinler mertebesi ve Ay menzillerinden “Mukaddem min-ed delal” işaret eden; BE harfi… Mukaddem min-ed delal: Öne alınmış delil. Takdim: 344: İmam-ı Rabbanî… Mukaddem: 184: Abdülhakîm… Delâl: 65: Necib)… İspanyolca, ESPİRAR: Nefes. Teneffüs etmek. Solumak. Cesaret vermek… ESPİRAL: Helezon… Espira-r ve Espira-l… RE: Vali. İrâde… LÂM: Işık. Nur… HELEZON: HEL-EZON… HEL-Oğlak. Cedî Burcu. Vücudta tesir yeri dizler ve eklemler. (Diz: Kal’a. “Söz”… Dize: Renk. Mısra… Ozan: Halk şâiri): 105: HEL’A-Korku. Feryad. Hırs… Almanca, OZEAN: Bahr-i muhit. Okyanus. Atlas. (Sabit yıldızlar Göğü ile birlikte 7 Sema tabakasını kuşatan ve 12 Burca hisselerini veren KÜRSÎ altındaki kuşatıcı ATLAS Semasını hatırla… Sema: Gök katı. İşitme. Ses. Nefes): 65: DELÂL-Cilve, naz. Servi, hizmet. İncelik. Nükte. Delil… Kırgız Lûgatı’nda, OZUN-Öne geçmek. Pervasız. Öne atılmak. Hırsız. Koparıp alan: 69: ÖZÖN-Kırgız Lûgatı’nda “nehir yatağı”, havza… Balkar-Karaçay Lûgatı’nda ÖZEN-Bitkinin özü. Ezen. Üzen: 64: ÖZEN-Nehir yatağı. “Gölge. Tıb. Işık. Tab. Ruhî”… OZUN: Toz. “Heba. Esir”. (Kıpçak Lûgatı’ndan, Oz: İleri geçmek. Üstün olmak. Galib olmak… Un: Un. Delerek içini boşaltmak. Boyun eğmek. Esir)… İngilizce, OZONE-Temiz hava: 60: SİN-İnsan. Su mertebesi. Hayat sahibi… İngilizce, OZON Layer-Ozon tabakası. (Layer: L-Ayar. Işık ayarı… Lâm: Bir harf. Işık. Nur. Allah’ın “El-Kahir” ismine ve 3. Sema tabakasına, Ay menzillerinden “El-Avva”ya işaret eder… Avva: Bir yıldız kümesi… Ayar: Altun ve gümüş gibi madenlerin anlaşılmasında kıymet ölçüsü… Ayar: Eşek. Sabır. Kadim zaman, çok eski zamanlar. Lisân… 3. Sema tabakası’nın feleği Zühre, Boğa Burcu ve Terazi Burcu’nun yıldızıdır.): 311: MUSTAZÎ-Işık ve ziyâ alan. Işıklanan. Âla, makbul… TAG-I Sagr - “Yıldızım”: 2311: ATRAK- Seyyareler. Gezegenler… ALBATR-Yumuşak ve beyaz bir çeşit mermer, kaymak taşı. (Ruhama: Mermer… Mer-Mer: İki deniz… Abdülhakîm Koltuğu’nu hatırlayınız ve Rahman Suresi 19-20 ile, Furkan Suresi’nin 53. âyetini): 311: SİMURG-Peşine takılan 30 kuş –can– ile ideal tepesine ulaşan ve o ânda her kuşun kendi olduklarını –o olduklarını– farkettikleri efsanevi kuş… Mirzabeyoğlu: 1312: Ahîz-Esir. (Mahzum-Her delinmiş nesne. Burnunun halkasıyla tutulan deve ve sığır: 101: Kusto… Mahzum: Allah’ın çekilmiş kılıcı ünvanlı Halid bin Velid Hazretleri’nin kabilesinin ismi!)

*

TENZEDE: Ten, “gövde, beden, vücud, deri” ve zede “vurmuş, vurulmuş, tutkun, yaralı”… KELÎM kelimesinde, hem “kendisine hitab olunan” şeklinde şahıs, hem “yaralı” anlamı var; YAR-A… Demek ki her KELİME, “yarası olmakla”, kendi BERZAH’ını da ihtiva ediyor; “Tenzede” ile aynı ebcette olan “Ost” kelimesinin, işaret zamiri “O” olması, akla hemen “nokta, sıfır, beş”i getiriyor ki, “Berzah-yar, yarık” içinde bulunmak üzere, “İnsan” ve “Kalb-Esir, tutulmuş” mânâları da onda toplu… O: Yar, yarık, berzah… S: Sin, insan, iki kişi… TE: Esir mertebesi, Ay menzillerinden “Kalb”… İspanyolca, TEZ: Ten rengi… İspanyolca, ZON: Alan, bölge… O-ZON: YAR, yarık bölgesi. “Ağız sırrı, dudak; ki Halk âlemi için zorunluluğu, Fuzulî’nin ikinci mısraında, bu âlemin sırrı olarak belirtiliyor!”... İspanyolca, ESPİRAR: Nefes. İrade.

*

İspanyolca, ESPİRAL: Helezon… HELEZON: Varlığın, hem dış yüz, hem içyüz zamanında helezonvari derinleşme ve oluş hâlinde bulunduğunu hatırla. Dış yüzde zaman, içyüzde süre… HE’LE-ZON: He’le’: Ay ağılı, Kamer-i daire… Müennesi “hel’a” olan HEL, yâni “oğlak”ın, Burç olarak Ay dairesi ve ışığı alanı içinde bulunuşu, “yenileyicilik” mevzuunda onun KOÇ Burcu ile ilgisini de gösteriyor: Oğlak, Koç yavrusu… FÜRFUR-Semiz koç: 566: SEYYİD Abdülhakîm Arvasî… CEDÎ: Oğlak. Yeni… FİKİR Kahramanı: 706: SEVR-Öküz, Boğa Burcu. (İngilizce, Ox: Öküz. Okunuşu “aks”… Bizon: Öküz… Bi-Zon: Bilgi alan… Romence, Oxigen: Oksijen… Oxi-gen: Gen, Lâtince geneus, maddenin aslı olan “heyula-gizli, hayal varlığa dair” demek olduğuna göre, “öküz” geninin mecazî anlamda “gizlilik ilmi-lâtif ilim-ledünni ilim-nefs ilmi”ne tekabülü sözkonusu… O-ZON: Oksijen alanı ile “nefes” arasındaki ilgi, “helezon” bahsi hakkında söylediklerimizle birlikte düşünülmeli… İngilizce, Oxeye: Sarı papatya. Birleşikgillerden herhangi bir çiçek. “Vücudî hikmet ve zahir”… İngilizce, Ox-Eye: Öküz gözü. “Aks gözü. Aksiyon”… İngilizce, Oxside: Humuz. Ekşi, kekrek. Oksijenle birleştirmek. “Humuz, hamza, hemze”… Ox-side: Side’nin, İngilizce “kenar, akraba tarafı, yan, sahil” anlamları “Kusto-Nefs”i hatırlatırken, bizde side, “aslan, cedî, kurt” ve haliyle “küpe-kalb” anlamında… Oxside’nin okunuşu: Ak’sayd… Ak: Allah’ın dostu İbrahim Aleyhisselâm’ın gaybı. Musa Aleyhisselâm’ın mucizesi, “elinin ışıklı olması” hatırlanmalı… Sayd: “Avlandı” ve “bağır, ilân et!” demek… SEVRET: Hükümdarın şiddet ve kudreti. Tezlik. Hücum. Hiddet, öfke. “Hadîd, demir, anlayış, dağ eteği”… BİR NOT: Su Burçları’ndan “Akreb”in, Simya safhasında “Ayırma”yı temsili.)

*

MATLA’ Beyit: Bu imtidad-ı çevre ki bahtın şitabı var / Mihnet-medar olan feleğe intisabı var — (Nedim)… “Bu çevre fezâsı ki bahtın acelesi var — Mihnet kutbu olan Felek’e intisabı var!”… Bu Matla’ Beyt’in toplam ebcedi: 4336: MUSAVVİR-Tasvir eden. Şekil ve suret çizen. Allah’ın güzel isimlerinden biri… RAFİDAN-Fırat ve Dicle nehirleri: 336: RAFİ’-Dan. “Değerli çekirdek. Yüksek ilim”… KAMER-Hilâl. Gökteki Ay. Ay ışığında uyumayıp uyanık duran: 340: MÜFEKKİR-Fikir yürüten. Düşünen. Düşündüren. Düşünme kuvveti… İmtidad: Fezâ, uzay… Karaçay-Malkar Lûgatı’nda OZAY: İlâh bereketi… SE harfi, Allah’ın “Rezzak” ismine ve “Bitkiler” mertebesine işaret eder; BAŞAK Burcu’nu hatırla… Ozay: Oz-ay… OZ: Fazl. İleri gitmek. Haddini aşmak, sunum yapmak, takdim etmek, arize sunmak. Aşırı. İfrat… “İfrat hâlde tecrid” meselesini hatırla… RAKAM-Sayıları gösteren işaret: 340: RAKAM-Bütün satıcı, bütün satan… Matlâ Beyt’in İkinci Mısraı: 1697: FİKİR Kahraman(ı)… Matla’ Beyt’in Birinci Mısraı: 2639: Halede-Küpe. (Kurta: Küpe: Arvasî)…

*

HASTA’nın doktora mihnet ve ihtiyacı gibi, çevre fezası olanların AY’a bağlılığı… Karaçay-Malkar Lûgatı’ndan, SERİVÜN-Kederli, mahzun: 333: VELİLER Ordusu’ndan. “Üstadım’ın eserini hatırla!”… ŞEKİBA-Sabırlı, tahammüllü: 333: BALİŞ-Altun. Nakd. Yastık… İŞGAL-Zabtetme. İstilâ etme: 333: EŞBAL-Arslan yavruları… Esseyyid Abdülhakîm Arvasî Hazretleri, bir Hadîs’e uymak üzere, küçük iki kitabtan başka birşey bırakmamıştır… Cam üzerinde nefes buharının tecellisi gibi, onun ağzının “sırrı” Üstadım’dır; bütün eserlerinde olduğu gibi, bahsi geçen eserde de merkeze aldığı mânâ odur… O’nun sırrı da ben!

*

ZAMAN: 98: ZEMAN-Zaman, devir, çağ, mevsim… Kürtçe, EZMAN-Gök, sema: 98: EZMEN-Benden… HELEZON-Dairevî yükseliş. “Sarmaşık”: 98: SIBGA-Din, mezheb. Renk, boya. “Fizik ve metafizik; mavera ve mavera-üt tabia’ ”… Atom-altı parçacıklar fiziği, bütün temel parçacıkları tek bir “isbata sunulabilir nazariye” altında birleştirmek için “standart model” denemiş-denemekte; biz, muhakeme ile ilgili bir husus niyetiyle üzerinde birkaç söz söylemek için tekrardayız… Standart Model: “Elektrozayıf nazariye, zayıf çekirdek kuvveti ile elektromanyetik kuvveti tek bir şema altında birleştirir. Daha ileri gidip, RENK kuvveti –enerjisi– ile elektrozayıf kuvveti birleştirmek mümkün müdür? Parçacık fizikçileri, yeterince yüksek enerjilerde bunun başarılabileceğine inanmaktadır. (…) Kuarklar ve elektrozayıf kuvvetin standart modelinin tab’ı, birleşik bir tab’ sunmalıdır. Bu husus, daha büyük grublarını gerekli kılmıştır. En basiti SU (5) diye adlandırılmaktadır; fizikçiler, SU (5) veya ona yakın bir şeyin Büyük Birleşim’in Tab’ı olması gerektiğine inanmaktadırlar!”… SU, Fransızca’da “bilinen” demek; “her canlı şeyin sudan yaratılması” meselesi, bir bedahet, bir sabit olarak işaretleniyor - ama unsur madde olarak. Onun 5 rakamıyla işaretlenmesi, metafiziğe açık yönünü gösteriyor: Fransızca Vide, “boş, temiz, bitkin” ki ATLAS Burcu ve Küst-Sahil meselesini hatırla. Libre, “Terazi” demek… İspanyolca, SU: İnsanın, Onun… HE harfinin ebcedi, Arab alfabesinde “O” ile gösterilen “5”tir. Allah “Bais-Elçi Gönderen” ismine ve LEVH-İ Mahfuz’a işaret eder; HEMZE ile işaretlenen KALEM-İlk Akıl’ın ona akıttığı hüküm ve mânâlara. Ay menzillerinden “Butayn-Bâtınlık” da, “Küllî Tabiat” mertebesine ilgi içinde HE harfi ile işaretlenen… ABDÜLHAKÎM Koltuğu’nun –Kürsî– ortasında yuvarlak delik hep hatırda; ATLAS Burcu’nun onun altında oluşu da… Hamse: Beş. “Sıfır. Nokta. Zirve. Bitkin, durgun, nebat. Pire”… Şimdi: Bir fizikî sistemin kuvantum durumunu karakterize eden “kuvantum sayıları”. Bu cümleden olarak, Atomda “baş kuvantum sayısı N=5”e gelen elektron tabakası. Oksijen’in remzinin “O” harfi olduğunu da biliyoruz… NUN harfi, Allah’ın “En-Nur” ismine, Güneş’in bulunduğu 4. Sema’ya ve Ay menzillerinden “Simak-Balıklar. Parlak yıldızlar. İki parlak yıldızdan biri. Bir şeyi kaldıracak, yükseltecek âlet”e tekabül eder… MER: 50 sayısı… Mera: Benim, bana… Me-ra: Aynalar… Merae: Hazmetmek, sindirmek. Güzel manzara. “Simya’da Güneş’in sindirim safhası oluşunu hatırla”… Portekizce, O-ZON’un, hem “su tabakası, hem baş kuvantum sayısı, hem oksijen tabakası” oluşuna dikkat… MUHYİDDİN-İ Arabî Hazretleri, Ezel’in bütün insan istidadını göstermesi ve Ebed’in buna nisbetle hep onu gerçekleştirmesine bakarak, –kasıd elbette Allah’a yakınlık–, EZEL’i “inci” ve EBED’i “mercan” olarak değerlendirir. Baş kuvantum sayısı “N-5”in, İngilizce “O-Shell” olarak ifâdesi, Shell’in “midye, içinde inci oluşan boş kabuk” anlamı; fizik ilminin “kabli fikir-peşin fikir” hususunda doğrulayıcı istikamet tâyininde hangi hakikatleri hangi mihraklardan –adres göstermeksizin– aldığına da dikkat.

*

SU, 2 Hidrojen ve 1 Oksijen molekülünden meydana gelmiştir; malûm ve meşhur… Hidrojen atomu, iki ayrı “hafif hidrojen” denen atomun 2 elektronunu ortak kullanmalarından meydana gelen… Hidr, Yunanca’da, SU demek. “Hidrolik” dediğimiz gayet ince ve her yere sızma kabiliyetinde olan “sıvı, mayi” hatırda… Hidrogen: Hidrojen… Gen hususunda yaptığımız açıklama malûm, tekrara gerek yok… HİDRA: Eski Yunan mitolojisinde, yok edilmesi çok güç, çok başlı yılan… YILAN: Hayat. Terzi. Davet eden. Bitiştiren. Ayıran. “Su. Ay”… ATÛM: Su kaplumbağası… DAHR: Kaplumbağa… ATÛM: Akşam vakti dışında sütünü vermeyen deve… Fikir-ışık dışında ilmini vermeyen yıldızlar!
 

BEN KİMİM?
(TECELLİ SIRRI)

 
MATLA’ Beyit: Aşk âteş-i tecellî-i Mansur’dur bana / Her çûb-ı dâr bir Şecere-i Tur’dur bana — (Şeyh Gâlib.)

*

FUZULÎ: “Aşk imiş her ne var ise âlemde!”… AŞK-Sevgi. Aslı, “ışk”tır. (Aşık: Tutkun, imre, emre. Ak gözlü… Aşîk: Fazla aşık… Kıpçak Lûgatı’nda, Aşık: Topuk kemiği. Aşık. Taba. “Akib; bir diğerinin arkasından gelen. Topuk. Allah Sevgilisi, son gelen Resûl olduğu için, bir ismi de El-Akib’tir. HA harfi, Allah’ın Ahir ismine ve Heba mertebesine, Ay menzillerinden de Deberan’a işaret eder. Deberan: Boğa Burcu’nda yer alan 5 yıldızdır!”… Kıpçak Lûgatı’nda, Aşık: Miğfer, başlık. “Kendisinde Vücudî hikmet tecelli eden DAVUD Aleyhisselâm hatırlanmalı - Vücudî hikmette beden cihetiyle de mükemmel ve kavi oluşu. İnsanî Hakikat’in Perdeleri bahsinde, 4. Sema tabakası ve Gayb Perdeleri’nin sarı renkte oluşu. Nefsin, bedene ve ruha bakan cihetinde aslolan araz mahiyetine nisbetle, o cümleden hastalığın Allah’a sığındırıcı ve şifa dileyici olmayı getirici, her iki cihetten de sıhhat aslı için hastalığın varlık zaruretini ifadesi; SERETAN’ın, bir anlamıyla TAÇ, diğer yönüyle kanser-hastalık anlamını ve İLK Akıl mertebesine ilgisini hatırlayınız!”… Kıpçak Lûgatı’ndan, Aşık: Acele etmek. “İnsanın aceleci olduğu ve aceleden yaratıldığı hakkındaki âyeti hatırlayınız!”… Yine, Aşık: Hiddetlenmek. “Hadîd kelimesinin, dağ eteği, demir, hiddetlenmek ve anlayış demek oluşunu hatırlayınız!”… Karaçay-Malkar Lûgatı’ndan; NAFIS: İrade. “Şuur ve bağırsak gibi şuurla ilgisiz olarak faaliyet gösteren, beden ve düşünce olarak irade bahsi, hayat iradesinin iki yüzü!”… Fizik ve metafizik olarak!): 471: IŞK-(Aşkın ışk olması, nurdur, ışıktır; nefsin iki yönü hâlinde, Mavera-üt tabia’ ve Mavera-üt tab’dır… Işık, bütün cisimlerin kendisinden yapıldığı “istidad hâlinde kuvvet-kuvve”dir… Ateş-i Musî-“Güneş”: 827: Diza-Noksanlaştırmak. Eziyet vermek. Ezâ etmek. “Diz, dize, renk, levn”… TE harfi, Allah’ın “Kâbid” ismine, ESİR mertebesine ve Ay menzillerinde “Kalb”e tekabül eder… Tab’an: Tabiî olarak, kendinden, yaradılıştan… Taban: Işıklı, parlak… Taban: Ayak tabanı. Topuk. Akib. “Aşık”… Ta’ban: Yorgun, bitkin. Sahil. Hayâl. Fikir. Küst… Mahfuk-Hafakanlı. Sıkıntılı. Vehimli: 827: Hayzerî-Dura dura yürümek. “Konaklar, menziller”… ASLAN Burcu’nun; unsuru ateş, yıldızı Güneş, Simya safhasında “sindirim-hazm, hemz”… Bütün maddelerin kendisinden yapıldığı ESİR, dört temel unsurdan, ateş unsuru da: Diğer unsurlar, “toprak, hava, su”… Kıpçak Lûgatı’nda, yer: Toprak. Mahal. Taban. Temel. Yar… Yine, yar: Karar vermek. “Nefs. İrade”… Yıldızı Zühre, Utarid, Zuhal olan, unsuru “toprak”, BURÇLAR: Boğa, Başak, Oğlak… Toprak deyince, “ayak, diz, kalça”, yürümek… Ve ayaktan yakalamadan pranga vurmaya kadar hünerli, yapıcı ve hatırlatıcı NİMPA; elektromanyetik dalgalarla zihin kontrolüne devamda!)

*

MATLA Beyt’in Birinci Mısraı — “Aşk, yardım eden galib tecelli ateşidir bana!”: 2228: MAZRUF-Zarfa konan. Zarflanan. Sarılıp muhafaza altına alınan… “Hakk benim!” diyen meşhur veli Mansur Hazretleri elbette hemen hatıra gelen; Mansur’un “yardım eden” vasfı ve galibliği “tecelli ateşi” diye belirtilirken, tecellinin zâtında vukuunun “kendinden başkayı görmeksizin” sadece tecelli mevzuu içinde bulunduğunu bilme oluşu, bunun “ateş”le ifâdesi… Tasavvuf’ta Güneş’in Allah’a teşbih edilmesi malûm; Şeyh Galib, bir “gark olmuşluk” hâlini beyan ediyor… ŞİT Aleyhisselâm’da tecelli eden “Nefs” hikmetinin tecellisi de, tecellinin ne demek olduğu ile birlikte, bu şekilde bildirilmiştir; insanın varlığı –nefs–, Allah’ın armağanıdır ve armağan eden ile birlikte bir zarf-tecelli hissi… “BEN KİMİM?” davasının peşine düşüren de, tâbir sebebleri ne türlü ifâde edilirse edilsin, asılda bu yüzdendir… Karaçay-Malkar Lûgatı’nda, ŞITI: Salya… Saly: Pişirmek. Yakmak… Yer: Tükürük. “Salya”. Yar. Karar vermek… Bu arada, Ahlat-ı Erbaa denilen, vücudtaki dört temel mayii de, Burçlar’ın vücud uzuvları yanında sözkonusu unsurlarla da ilgisi yönünden verelim: Dem-nefes, kan. Balgam. Safra. Sevda… MESELE: “Bu ilmi olarak…” diye söze başlayanların ve bitirenlerin dikkat etmedikleri husus, ilim doğruyu göstermek için yola çıkmış bir metod olmakla birlikte, “ilim doğrudur!” demek değildir. Metodun doğru olup olmaması ve doğru kullanılıp kullanılmamış olması da bir yana, en azından “söylenişindeki ihtiyaç doğru ya!” dedirten bir çaba ürünü olan metod ve getirisi veya isbata mevzu doğrusu, kalıcı bir şeyleri olan olmak bakımından ilmîdir. Eğer böyle olmasaydı, bir hakikati doğrulayıcılık yolunda geride kalmış bir veri, bir verinin yorumu bile, “ilim dışı” diye nitelenebilirdi… Bilgi bakımından “şuur seviyesinin her değişiminde hakikatin gerçeklik seviyesi de değişir!” hakikati, “aynı varlığın kendi varlığında bulunanın değişmediğini” de gösterir; âlelade hayatımızda gördüklerimizin “kuvantum seviyesinde” değişimi nitelemesi, şuur seviyemiz yönündendir… “Doğruyu yerli yerinde kullanmak, yerinde doğruyu genelleştirerek yanlışa düşmemek” vesaire, vesaire mevzularına girmiyorum… GEVAR-Ark. “İngilizce, ark; Nuh’un gemisi”. Ateş şeraresi. Elektrik kıvılcımı: 228: RÜKBE-Diz. Dizkapağı. (Oğlak-Cedî Burcu; –Cedîd, yenileyici demek–, unsuru Toprak, yıldızı Zuhal, vücutta tesir yeri Diz ve dizkapakları, Simya safhasında mayalandırma… Boğa Burcu, Başak Burcu da toprak unsuru ile alâkalı… Toprak, yol, yürümek, ayak; yol, nakl olunan vasat olarak, vasıtadır da. Ulaştıran… Portekizce’den, Pate: Ayak… Pate: Karaciğer ezmesi)… KISTAS-Mizan, ölçü. Büyük terazi. En doğru tartan. Taksit. Fasıl fasıl. (LAY: Toprak, çamur… L-AY: Ay ışığı. Mecazen, Allah Sevgilisi… Terazî Burcu’nun Arabçası, “Mizan Burcu”, unsuru Hava, yıldızı Zühre, vücudta tesir yeri böbrekler ve damarlar; zararlıları süzen ve kanı dolaştıran yollar!): 230: KUSTAS-Büyük Terazi. “Adaleti sağlayan müessese”. (Kustas: Kust-As… As: Mersin ağacı. Çok kıymetli postu olan sansar cinsinden bir hayvan… ZÂL harfi, Allah’ın “Müzill-Zelil edici” ismine, hayvanlar mertebesine ve Ay menzillerinden “Sa’d’ul Suud: Derece almak. Mübarek. Mübarek yıldızlar”a işaret eder… Zâl: Ebced değeri 700 olan bir harf. Horoz ibiği… Zâl: Güneşe karşı oturup da karşıdan geleni görmeyen kimse… As: Asya. Değirmen… Romence, Morar: Değirmen… Ay menzillerinden Bul’a, mertebelerden bitkiler –başak–, Allah’ın isimlerinden Rezzak, harflerden Se: Değirmenle ilgili… Kusta-s… SİN: Ay menzillerinden “Deve kuşları”na işaret eder… Bekr: Genç deve)… EBUBEKİR-Bütün Sahabîlerin en üstünü ve 4 Halife’nin ilki: 231: MÜSLÎMAN… KAFFAN-Büyük terazi. (Kaf-Fan… Fanî: Kaybolan, teveccüh ettiğinde gark olan… Adalet sembolü Hazret-i Ömer, [Hadîs’te] “Hak Ömer’in lisanıyla konuşur” denilen… Kaf harfi, Allah’ın “El-Muhit, Kuşatan” ismine, Arş mertebesine, Ay menzillerinden “Ez-Zira’ ”ya işaret eder… Zira’: Tohum saçmak. Tarlayı sürmek. Tohum ekmek… Ay menzillerinden “Nesre”ye işaret eden KÜRSÎ mertebesini[n] KEF harfi ile gösterilişi ve onun “taayyün eden, beliren” anlamı göz önünde tutulursa, mevzu ADALET olmak üzere Hazret-i Ömer’in şahsında “Kaf”ın “Kef” anlamı tastamamdır!): 231: BERAAT-ÜL İstihlâl-“TAKDİM” YAZIM!


Baran Dergisi 324. Sayı