LEVHA: 29 Nisan 1989… ŞERİF Muammer, ÜSTADIM (Necib Fazıl) imiş… O arabada, ben ise dışardayım; fakat yanyana oturmuş gibi bir hâlimiz var… Elele tutuşmuşuz… Bu sıcaklığa güvenerek bir soru sormaya cüret ediyorum ama, hep sorayım mı sormayayım mı tedirginliği içindeyim… Onun benim içimi, bu hâlimi de bildiğine eminim… Bir aksilik olmasın diye, devamlı Kelime-i Tevhid’i tekrarlıyorum ve Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nden himmet istiyorum… Neticede, “Baba ben devamlı yazıyorum da, kaydedildim mi, yoksa mübhem mi?” diye soruyorum… Şerif Muammer, gözlerimin içine bakıyor ve beni muallâkta bırakıcı bir cevab veriyor –“O iş duruk!”… Sonra şefkatle benim ellerimi ve kollarımı öperken, ben de hürmetle onun ellerini öpüyorum… Faik Erdiş hemen, “Ne oldu, hani herkese söylediğin bir rakam vardı!” diyor… O değilmiş; her rakamda her rakam vardır, bu yüzden o da yanlış değil!” diyorum… Demek o rakam (36) hakkında hamaratlık etmişim ki, canım sıkıldı!

*

SEYYİD MUHAMMED HAYRANİ-Türbesi Akşehir’de bulunan Nakşî şeyhi: 1451: ŞERİF MUAMMER ERDİŞ. (Şerif Muammer Mirzabeyoğlu: 2267: Cüsur-Köprüler. “Nesil ve Yol”… Hayran-Takdirkârlığından dolayı şaşa kalmış. Çok beğenmiş: 269: Mechuriye-Aşikâre olunmuş, açıklanmış, meydana konulmuş… Şerif“e”-Şerefli, mübarek, Hazret-i Hüseyin soyundan. “Esseyyid Abdülhakîm Arvasî”: 590: Sirişk-Gözyaşı. Ateş şeraresi… Üstadım’ın, 1982 tarihli Rahmet isimli Noktalaması: “Yaradan rahmetini kahrından üstün saydı / Ne olurdu hâlimiz gözyaşı olmasaydı?”… Toplam ebced: 2602: Derviş Muhammed… Şerif“e”: 595: Sadakat-Dostluk, vefalılık… Tevfik-Uygun düşürme. Uygunlaştırma: 1595: Eskişehir-“Abdülhakîm Koltuğu”nun yan mermerlerinin birinde bu şehrin adının bulunduğu rüyâ ve Üstadım’ın “Yolumuz-Hâlimiz-Çaremiz” isimli Konferansı hatırda… Muntazar-Bekleyen. Gözleyen. Birisinin gelmesini bekleyen: 1590: Muntazar-Ümid ile gözlenen. Beklenen. Gözetilen)… SALİH MİRZABEYOĞLU. (Şerif Muammer Erdiş: 1446: Velâyet-Velilik. Dostluk. Bir şeye bizzat mutasarrıf olmak… Süryanice, D’yor-Mayıs ayı: 446: Tebdil-Değiştirmek. Bir şeyi başka bir hâle veya şeye döndürme… Yevmiye: “Farkında olmadığımız şeyler oluyor hayatımızda; içimizde bir şey pişiyor, pişiyor ve birden bir detay gibi görünen, bir vesile ile patlayıveriyor. İşte Kafa Kâğıdım’da düşündüğüm O. Patlama anlarının mâziye doğru psikolojik pırıltıları!”… Nisan ayında yarım bırakılan Kafa Kâğıdı… Kafa-Baş. Ense. Arka. Akıl. Zekâ. Anlayış. Ekol: 1181: Kusto-“Denizde deniz içi hayatı kurcalayan Kaptan”… Kağıdım: 1065: Necib-Soyu temiz. Asil. Mirza… Kağız-Kâğıt: 1721: Abdülhakîm Koltuğu… Kafa Kağıdım: 1246= 247: Remz-İşaret. İşaretle anlatmak. Güç anlaşılır. Gizli ve kapaklı söyleme… Kaptan Kusto Müslüman-“Üstadım’ın Kafa Kağıdım’ının tebdil olduğu, beni Takdim yazısı: 1302: Mirzabeyoğlu… Alt başlığı, Dünya Çapında Bir Hâdise: 1054: Derviş Muhammed-442 mührü… Takdim yazımın 2. Paragrafında, “Detay” bahsi: Bu adam –Kaptan Kusto–, basit “olabilir”ler veya “olabilir” sanılan şeyler arasında öyle bir tecelliye şâhid oluyor ki, 1400 yıl önce Kur’an’ın haber verdiği mucize önünde dize gelip Müslüman oluyor… “Berzah ile ilgili, Rahman Sûresi 19-20 ve Furkan Sûresi’nin 53. âyetleri”… Mü’min-İmân eden. İnanan: 136: Mü’min-Allah’ın “Mü’min kulunu seven ve emin kılıcı” mânâsında 99 güzel isminden biri… Süleyman Mahzumoğulları-Süleyman bin Hâlid. “Mirzabeyler’in geldiği kol”: 2136: Vasil-Birinden asla ayrılmaz kimse… Mus-Bıçak. Derin kesen. Derin düşünce. Müz: 136: Nuf-Yankı… Yevmiye: Uydurma dil bahsinde, “Bazı kelimeler yenilenebilir, meselâ Yankı kelimesi; severim!”… Yaşamayı Deneme isimli romanımın kahramanı, Kim: “Sen gür bir sedanın yankısısın / geç tepecikleri aldırmaksızın / yankı veren dağlar bul!”… Şerif Muammer Mahzumoğulları: 2298= 1299: Kafsal-Aslan. “Havan: Aslan”… Süryanice, Myaqro Lebe-İzzet-i Kalb: 1299: Fikr… Süryanice, D’lo Skolo Cqulo-Bomboş Devir. “Fetih Devri”: 1291: Derviş Muhammed Semerkandî. “En büyük ebcedle”… Kınkın-Yol gösterici kılavuz. “Üstadım’dan: Kayalıklı boğazlarda yön arayan bir gemi / Usta kaptan kılavuza varılmadan geçilmez!”: 300: Karr-Karar verme. Su dökme. Kulağına söylemek): 1451: MİTA’-Bir şeyin son bulduğu yerin sonu. Bütün dalların birleştiği kök.

*

Kıpçak dilinde, DURUK-Giderken duruvermek: 318: DURUK-Kıpçak dilinde, “Bir meselenin bir yerinde şüphelenip duruvermek”. Olur, olabilir sanılan şeyler arasında, birden patlayıveren. (Lenger-Gemiyi yerinde sabit tutmak için atılan çapa: 300: Münfelik-Açılan, yayılan. İnfilâk eden… Tevafuk: 1980 senesinde, Kız Kulesi’nin Harem’e doğru açığında karaya oturan 100 bin tonluk İndependant isimli petrol yüklü bir Romen tankerinin, bütün İstanbul Semasını bir ânda aydınlatan patlaması… İstikbâl İslâmındır: 1980: Mehdî Salih Mirzabeyoğlu… Yakut dilinde, Turuk-Duruk. Durum: 712: İras-Sebeb olmak, vermek. Vâris kılmak. Gerekmek… Mu’teber-İtibar gören. Beğenilen. Güvenilir. Hükmü geçen. “Yevmiye: Güvendiğim bir gence, İstikbâl İslâmındır diye bir etüd yaptırdım, güzel oldu etüdü!”: 712: Tebrik-Takdir etmek… Devam eden… Levha: 7 Kasım 1990… Üstadım, bizim eve gelmiş… Üzerinde takım elbise var ve traş olmuş, sakalsız… Beni yanaklarımdan öpüp tebrik ediyor… Giderken, tekrar yanaklarımdan öpüyor ve siyah pabuçlarının arkasına basarak gidiyor… Ben de takım elbise giymişim ve Üstadım’la beraber çıkarken, siyah pabuçlarımı giyiyorum!)… ŞEDİDE-Sert. Sıkı. Şiddetli. Musibet, belâ. (1990’da başlayan 1. Körfez Savaşı’nda, Amerika önderliğindeki Irak’ı işgale karşı çıkmam dolayısıyla, 17 arkadaşımla “Irak Casusu Örgüt” diye ilân edilerek tutuklanmam, sonra hâdise baskısı 1992 sonunda girip 1993 Ocak ayında salındığım Sivas Askeri Ceza ve Tutukevi, Taraf dergisinin küfre karşı ortalığı hallaç pamuğu gibi atan aksiyon ve haberciliği, çeşitli önemli hâdiselerin omuzlanan sıkıntısı, 28 Şubat’ta gerçek mukavemet, 1998’in sonunda tutuklanmam, 1999 Metris hâdiseleri, 2000’de Kartal Cezaevi’nde başlayan, mahpusluğum, idam cezası alış mahkemelerim, ağırlaştırılmış müebbede çevrilişim, 16 sene hapis yatmam ve hâlen devam eden Telegram işkencesi): 318: MÜRCİA-Sonunda marifeti olan şey. (Yevmiye: “Allah, o yükü taşıyabildiğin için veriyor, sevinmelisin!”… “Üstadım’dan: Sen bir devsin, yükü ağırdır devin / Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!”… İbranice, Anak-Dev. “A’nak-Boyunlar. Gerdanlıklar: 221: Müslüman” kümeler: 152: Anak-İbranice, “Gerdanlık”… Ayn harfi, Allah’ın “Bâtın” ismi, Levh-i Mahfuz altında Allah’ın Yaratma mahalli Tabiat mertebesi, Kamer menzillerinden Itk-ı Süreyya denilen ve gerdanlığa benzetilen menzil… Süryanice, Kiso D’demce-Gözyaşı dökmek. “Dua”: 1152: Mutlak Fikir Gerekliliği-İcrada aradan dua… Süryanice, Hato Kruğyo-Yeni Devir: 1152: Gazyuno Qeso-Süryanice, “Ölüm Odası”. Zamanın maksatlılığı… Fikir Kahramanı: 706: Aktör-Oynayan. Yapıp, eden… Engare-Bitmemiş, yarım kalan iş. Roman. “Kafa Kağıdım”: 1257= 258: Mirza… Yakut dilinde, Engaguar-Durulamak: 1264: Mehdî Muhammed Salih İzzet Erdiş)

*

CÜMMEL-Harflerin sayı değerine göre hesaplanması. Ebced. Birkaç urganın birleştirilmesiyle yapılan halat: 73: Süryanice, BLAM-Durdurmak. “Yerinde hakikate vücut vermek üzere”. (Süryanice, Huşbono-Sayı: 378: Taşi Setro-Süryanice, “Gizli Sır”. Sayılar, Allah’ın varlıktaki sırlarından biridir… Kürtçe, Hişin-Mavi Renk. “Kelime-i Tevhid nurundandır”: 378: Şubhono-Süryanice, “Şükür”… Kef harfi, Allah’ın “Şekür-Şükürleri kabul eden ismi”, Kürsî mertebesi, Kamer menzillerinden Nesre ile ilgilidir… Fikr-i Hakîm: 1378: Şuglolo-Sistem. Düzen… Süryanice, Şroko-Netice. “Aslı İslâm olan Kâinat”: 612: Derviş Muhammed-Allah Sevgilisi)

*

Süryanice, MENYONO-Sayı. Sayı resmi rakam: 1163: FURSO MRAKBONUTO-Süryanice, “Vasıta Sistem”… Süryanice, SFİTO RABTO-Büyük Gemi. “Nefs”: 1163: HZUGYO D’ELFO-Gemi Seferi. (İbranice, Ot-Harf. “Kamer menzilleri”: 1406: Gut-İngilizce, “Bağırsak. Bağırsaktan yapılan ip. İçten gelen, içe doğan”. Zat-ül Hareke; kendinden hareketli… Başak Burcu-“Sünbüle”, unsuru Toprak, tabiatı Kuru ve Soğuk, türü Birleşik, yıldızı “Utarid-İkizler”, vücutta tesir yeri Bağırsaklar, cinsiyeti Dişi, simya’da “Damıtma-Faydalıyı tutup, yaramayanı atma” safhası… Se harfi, Allah’ın “Rezzak-Rızık ihsan edici” ismi, Kamer menzillerinden “Sa’du’l Bül’a-Değirmen taşının tane dökülen yeri”ne işaret eder… Süryanice, Tuğ-Kuşatmak: 1406: Kuş-Can… Özbek dilinde, Ot-At. Hayl. Kuvvet. “Rüya”: 1406: Gut: Almanca, “Tayyib-Güzel koku”… İbranice, Tav-Te harfi; Allah’ın “Kaâbid-Kısan, kısıcı, kısaltıcı” ismi, Esir mertebesi, Kamer menzillerinden Kalb’e işaret eder: 1406: Kusoyo Rozo-Süryanice, Gizli Sır)… Süryanice, MZALFO-Lâtif. Lütfedici. “Allah’ın 99 güzel isminden biri”. (Be harfi, Allah’ın Lâtif ismi, Cinler mertebesi, Kamer menzillerinden “Mukaddem min-ed delâl”e işaret eder; Öne alınmış Takdim’e… Takdim yazım, İslâm Tasavvufu ile Batı Tefekkürü arasında kanatlarını açan İBDA’ için, bir vasıta sistem… Mukaddim-Takdim eden. Öne, ileriye geçiren. Öne koyan. Cüretli, çeri kimse. Gözün pınarı. “Allah’ın 99 güzel isminden biridir; Öne alıcı”: 184: Abdülhakîm… Kandal-Büyük başlı. “Üstadım’ın Bahriye Mektebi’ndeki lâkabı”: 1183= 184: Mehdî Salih İzzet Erdiş): 164: ASPAK-Arnavutça, “Hiç”. As-Pak; Temiz asıl. (Yakut dilinde, Oçko-Sayı: 115: Lo Aynoyo-Niteliksiz. “Nitelenemez”. Bir, mekr’dir… Emrin tecelli ettiği “Emr âlemi: Berzah Âlemi”, içinde yaşadığımız bu âleme göre niteliksiz; Allah’ın Zât Âlemi’ne nisbetle de, niteliklidir… Ayna-Büyük ve iri göz. Güzel göz: 131: Elleys-Mutlak hiçlik - Allah’tan başka her şey bâtıl hakikati)… MA’DEN-Metal. Bir haslet ve hususiyetin kaynağı. Her şeyin aslî mekânı. Menba ve mehaz olan yer. Toprak, taş, kum gibi madenlerle karışık demir vesairelerin vaziyetlerine de maden denir: 164: NOKTA-Durak işareti… NUMARA-Sayı. Oyun. Hile, mekr: 298: HASARA-Arabça, “Akıl kökü. Kuşatmak. Çevrelemek”. Öncüsü içgüdü olan ve eşya düzenini koruyan akıl. Akl. Ölüm. İp. Ruhîleşen akıl… Boşnak dilinde, BUDİCİ İSLÂM-İstikbâl İslâm: 1164: METDAMRONUTO-Süryanice, “Mucize”… RAHMAN Sûresi’nin 19-20. âyetleri: 3166: DERVİŞ MUHAMMED-322 mührü. “Büyük Ebcedle” Selase-Üç: 1035= 36: EBCEL: İri cüsseli adam… HUGOYO- Süryanice, “Talim” (Süryanice, Hgoyo: Fikir): 36: ELİBAB-Durdurmak. Lazım olmak. “Dondurmak”.

*

İŞLEYEN
(ALT DUDAK)

 
LEVHA: 13 Kasım 2016… Kumandan, Konferans vermek üzere Kayseri’ye gelmiş. Konferans Salonu çok fazla kalabalık olduğu için kadınlar kısmından sandalyeleri erkeklerin bulunduğu tarafa taşıyorlar. Eşim de (Mehmed Koç), Kumandan’ın yanında duruyor. Kumandan, eşime bardakta süt ikram ediyor. O arada ben de, kucağımda bebeğimle (Mahmud Selâmi Koç), Kumandan’ın olduğu yere yaklaşıyorum. Kumandan kucağımda Mahmud Selâmî’yi görünce, “Çocuklar birer kara kedidir. Uzatın bana o bebeği!” diyor. Ben de Mahmud Selâmî’yi, Kumandan’ın kucağına veriyorum. Kumandan Mahmud Selâmi’yi yüzüne yaklaştırıyor ve alt dudağını ona emdiriyor. (Ebrar Koç)

*

KONFERANS: 497: MESCOYUTO SULTANUTO-Süryanice, “Vasıta Sistem”. (İbranice, Mehutam-Mühürlenmiş: 1496: Derviş Muhammed-442 mührü. “En küçük ebcedle”… Süryanice, Futqo- Konak: 1496: Bukno Romo Uhdono-Süryanice, Başyücelik Devleti)

*

HALİB-Süt. (İbn-i Ömer “R.A.”dan rivayet… Resûlullah Efendimiz şöyle buyurdu: “Uykuda iken bana bir kadeh süt getirdiler, kana kana içtim. O kadar çok içtim ki, kanma hissinin tâ tırnaklarımın ucundan çıkar gibi olduğunu hâlâ hissediyorum. Artanını, Ömer bin Hattab’a verdim!”… Ashab-ı Kiram, “Ya Resulullah bunu ne ile tevil ettin?” diye sordular… Efendimiz Aleyhisselâm, “İlimle!” cevabını verdiler): 51: DEVAM… DAMİR-Kalb. Niyet: 1050= 51: KOÇ.

*

Süryanice, YONESQO- Süt Çocuğu: 138: HILK-Hükümdar Mührü… Arabça, EL-ETFAL KITAT SEVDA’-Çocuklar kara kedidirler. (Kara-Siyah. Batı. Gece. Şâmi. Rumî: 1302: Kaptan Kusto Müslüman… Hureyre: Kedi yavrusu… Kıtt: Erkek kedi. Kitab, kâğıt… Kâgaz-Kâğıt: 1721= 722: Abdülhakîm Koltuğu): 342: ERKAM-Sayı işaretleri. Yazılar. “Erkam; alaca yılan”.

*

Süryanice, YABŞO QATO-Kara Kedi: 731: EZELL-Zelil. “Ezel, zelil kökündendir”. (Zel harfi, Allah’ın “Müzill” ismi, Hayvanlar mertebesi, Kamer menzillerinden “Sa’du’l Suud”a işaret eder; Derece almak. Mübarek. Mübarek yıldızlar)… ZAL-Bir harf. Horoz ibiği: 1731: CELB-İ SURET… ABDÜLHAKÎM KOLTUĞU: 1731: HALIK-Yoktan yaratan. Allah. (Hadîs: Rüyâlar, Allah’ın kuluna uykuda söylediği sözlerdir!)… HALAK-Nasib, hisse. (Üstadım: Ben, Efendi Hazretleri’nin kapısının önünden geçen bir kedinin bile, hissesini aldığına inanırım!): 731: HALLAK-Herşeyi yaratan. Allah.

*

BESMELE: 137: SALMO-Suret… Süryanice, MEKTUBAT-I RABBANİ: 1137: CAYNO D’CUZAYLO-Süryanice, “Ceylân Gözü”. Tetikte, dikkatli, ürkek… Süryanice, HAVSONO-Merhamet. “Allah’ın rahmeti herşeyi kuşatmış baskındır”: 137: SALUM-Lâtince, “Açık Deniz”. İlim. Lûgat… Süryanice, YABŞO QATUTO-Siyah Kedi: 1137: MLE ZABNO-Süryanice, “Zaman”. Muamma… Süryanice, YUNESQO-Süt Çocuğu: 1137: ZLAK MENO-Süryanice, “Kıl Dökme”. Meyve toplama. (Süryanice, Suvohd-Rağbet: 92: Ağlen-Süryanice, “Kimler?”… Emen-Zahmet çekmek, emek vermek: 92: Emen-Süt anası… Emen-Kuvvetlendiren. “Gıda”: 92: Emen-İlâç alan… “Emen” kelimelerinin hepsi, Kıpçak Lûgatı’ndan; emin kimse, şifası Allah’tan aldığını, çocuğuna veren vesaire. Çocuk, hem vesile, hem murad!)

*

Süryanice, YABŞO SNORTO-Kara Kedi: 1281: GAFR-Örtmek. Kamer menzillerinden üç küçük yıldız. (Re harfi, Allah’ın “Musavvir-Şekil ve Suret veren” ismi, 5. Sema tabakası, Kamer menzillerinden Gafr’a işaret eder)… NAKA-İ SALİH: 1281: BERF-Kar. Güzel söz. Asker.

*

Süryanice, YABŞO ŞUNDRO-Kara Kedi: 887: TEFATÜ’-Muhakeme etmek… IDMAME-Cemaat. Topluluk: 887: İFAZA-Bereketlendirmek. Feyz vermek. Bol bol dağıtmak ve akıtmak. Taşıp yayılmak… Süryanice, UKOMO ŞUNORO-Kara Kedi: 7726: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDİ-442 mührü.

*

Süryanice, UKOMO QATO-Kara Kedi: 57: VAHİME-Vehim veren… AMİGE-Karışık. Hakikat: 1056= 57: BADİN-Büyük, iri gövdeli. (Ebedd-Gövdeli, iri vücutlu kimse: 7: Ebed-Ebedîlik. Sonsuzluk)… Süryanice, UKOMO QATUTO-Kara Kedi: 976: MŞARRO HEGGO ANANQİ-Süryanice, “Mutlak Fikir Gerekli”… SEYYİD ABDÜLHAKÎM ARVASÎ ÜÇIŞIK: 976: NECİB FAZIL

*

Süryanice, SEFTO TAHTOYTO-Alt Dudak: 1778: MANZUR-U NAZAR-I PİRAN-I KİRAM-Esseyyid Abdülhakîm Arvasî “Üçışık”… ALT DUDAK: 546: EBU-L VAKT-Vakit ve durumun tesiri altına girmeyenler. Vaktin Babası… ÜSTADIM’ın, “Çocuk” isimli şiiri: “İnsanlık zincirinin ebediyet halkası / Çocukların kalbinde işler zaman rakkası!”… Süryanice, LÜGMOTAHTOYO-Alt çene. “Çok işleyen”: 1913: FRUS TAKSO-Süryanice, “Vasıta Sistem”.
 

SON HABER

 
LEVHA: 19 Kasım 2016… Kumandanımız’ı görüyorum. Peygamber Efendimizin de sadece sesini duyuyorum; bana, onu kastederek, “Biraz sabretsin, beklesin!” diyor… Bütün bunların bir rüyâ olduğunun şuurundayım, rüyâmda rüyâ gördüğümü biliyorum. (Mustafa Şişman)

*

MUHAMMED-Resûlullah (S.A.V.)’in has ismi: 92: AMENNA-“İnandık, öylece kabul ederiz, ona diyecek yok!” meâlinde… Süryanice, MŞARRO HEGYONO ANANQİ-Mutlak Fikir Gereklilik: 1092: HUGOROYO QUBARNİTİ KUSTO-Süryanice, “Kaptan Kusto Müslüman”… BEK’-Karşılayıp istikbâl etmek: 92: LUMODO-Süryanice, “Konferans”. (Konferans: 497: Mevamit-Allah Sevgilisi’nin İncil’de geçen bir ismi… Süryanice, Qufto-Yay. Yakınlık. Kusto: 497: Malohuto-Süryanice, Gemi Seferi)

*

MÜTENEVVİM-Uyuyan, uyuklayan. Rüyâ gören: 546: FRONDERE-Lâtince, “Yapraklanmak”… MUSTAFA ŞİŞMAN: 930: ZILL-Gölge. Sahib çıkma. Koruma… Boşnak dilinde, SANJATİ-Rüyâ görmek: 529: SALAHAT-Salihlik.
 

HASED
(ŞATRANC-I UREFA’DAN)

 
Şatranc-ı Urefa’nın 28. Kabı, HASED-Başkasının iyi hâllerini veya zenginliğini istemeyen, kendisinin o hâllere veya zenginliğe kavuşmasını istemek. Çekememezlik. Kıskançlık. Kıskanmak: 1072: İSA’-Teselli verip, sabra irşâd etmek. (Muavvezeteyn-Felâk ve Nâs Sûrelerinin ikisine denir. Yahudi Lebid bin Asam’ın yaptığı sihirden rahatsız olan Allah Sevgilisi’nin o durumuna âit nazil oluşu tefsir ediliyorsa da, Allah Sevgilisinin bir rahatsızlık duyduğu zaman ve her gece yatağına uzanacağı zaman, İhlâs Sûresi’yle birlikte okuduğu rivayet edilir. “Üstadım’ın bana tavsiyesi olarak bir Yevmiye mevzuudur”. Muavvez, “Gerdanlık. Nazarlık. Nüsha geçirilecek yer. Evin etrafındaki mer’a, açıklık, çayır” demek: 1277: Abre-Gözyaşı. Dua. Rüyâ tâbir etmek… “Damlaya Damlaya Göl Oldu”-Alt başlığı “Yılanlı Kuyudan Notlar” isimli eserim: 277: Engare-Zan. Tasavvur. Hikâye, roman, kıssa. Eksik kalan iş; devamı olan, olacak olan, olabilecek olan. Baştan geçen bir hâdise. Hesab defteri… Girdeban-Gözcü, gözetici. “Üstadım”: 278: Arvasî… Kırzîn-Büyük Balta. “İslâma Muhatab Anlayış”: 278: Qeryono-Süryanice, Konferans)… MEBLÂĞ-Para. Mevcut para miktarı. Yetişmek. (Boşnak dilinde, Par-Çift: 203: Per-Kanat… Zıt kutuplar arası muvazene… Sümer dilinde, Bar-Nisan: 203: Par-İbranice, “Boğa”. Boğa Burcu 21 Nisan, 20 Mayıs arası… Sevr-Allah Sevgilisi’nin, Ebubekir Sıddiyk ile Mekke’den Medine’ye Hicretleri’nde sığındıkları Mağaranın ismi. “Yar-ı Gar: Dostluk Mağarası” da denir; sessiz zikrin tâlim ettirildiği yerdir: 706: Sevr-Boğa. Boğa Burcu… Fikir Kahramanı: 706: Aktör… Levha: 28 Ağustos 1987… Üstadım, çok genç hâlinde… Elinde desteyle paralar var… Pazarcı nağmesiyle, “şu paralara bak, şu paralara!” diyor… Güleryüzlü ve sevinçli bir hâli var… Ben, hızla odadan kaçıyorum ve öbür yandan dolanarak tekrar odaya geliyorum… Üstadım, “İhtiyar adam bana paraları verirken görecektin; cebime atarken sanki Cennet kokusu geliyordu!” diyor… Galiba 200.000 Lira imiş…  Fakat deste deste görünüyordu… Onun bu para karşılığında yazı yazdığını düşünüyorum… Fransızca, Rab-Fazladan. “Herşeyde, parçaların toplamından fazla bir şey vardır!”: 2203: Safuno-Süryanice, “Sabun”. Karaçay Malkar dilinde, “Mühür” mânâsına gelir… Romen dilinde, Par-Kıl. Tüy. Meyve ağacı: 203: Mus’a-Böğürtlen meyvesi… Musa Mirzabeyoğlu: 1418: Necib Fazıl Kısakürek): 1072: SOĞO-Süryanice, “Netice”. (Süryanice, Şroko-Netice. “Meblağ”: 612: Derviş Muhammed)… MÜTEFEKKİR Mirzabeyoğlu: 1072: MEHDÎ Salih Mirzabeyoğlu.
 

Baran Dergisi 515. Sayı