LEVHA: (…) Ocak 1983… Bir eski zaman şehrinde, sarıklı ve şalvarlı insanların alışveriş yaptıkları pazar yeri… 40 yaşlarında, zayıf, yüzü kemikli ve ince bıyıklı biri, o pazar kalabalığında; ve kucağında da, 3-4 yaşlarında bir çocuk… Aman Yarabbi, o Şah-ı Nakşibend Hazretleri imiş! Zevk ve heyecandan eriyorum!

*

Boşnak dilinde, TRAZİSTA-Çarşı, pazar: 1078: HAKÎM-Herşeyi yerli yerince eden Allah’ın 99 güzel isminden biri. (Hakîm-Hikmetle muttasıf ve mevcudatın hakikatine vakıf olan. Hikmet ilminde deniz gibi geniş ve mütehassıs olan, iş ve emirleri hikmetli ve yanlışsız olan. Tabib, hekim. “Başta Allah Sevgilisi, Peygamberler, sahabîler”: 78: Hakîm-Tabiin çizgisi ve bu çizgiyi uzatanlar… Aynı ebcedle İbda: Benzersiz yaratma. Keşif, İcat, İhtira, berat gibi, aynı mânâda kelimeler, bununla ilgili. Anlaşılacağı üzere, aynı mânâda toplanıyor; yâni İbda’da. Demek ki, bir yönü Allah’ın ismi, diğer ismi kulun ameliyle ilgili; duygu, düşünce ve iradî; “yapmak”la)… Süryanice, ŞUQO-Pazar: 317: SWEMİR-Arnavutça, “Kâinat”… Gürcü dilinde, SULVERİ-Canlı, hareketli, görüş ve fikirlerle dolu: 317: RIVALIS-Lâtince, “Rakib”. (Müfayele-Yüzük saklama oyunu: 5166: Rahman Sûresi’nin 19-20. âyetleri. “Berzahla ilgili”… Manzur-u Nazar-ı Piran-ı Kiram-Seyyid Abdülhakîm Arvasî Hazretlerinin yüzüğünde yazılı, “Keremli pirlerin nazarlarına görünen” mânâsında bir tâbir: 1776: Derviş Muhammed Semerkandi. “Büyük ebcedle”… Rahman Sûresi 19-20. âyetleri: 3166: Derviş Muhammed-332 mührü. “Büyük ebcedle”… Eskefe-Kapı basamağı, eşik: 166: Mefkuk-Ayrılmış, sökük… 1984 senesinde Dolmabahçe Sarayı’nda bulunan ve 2014 senesinin son gecesinde farkına vardığım mühür!)… Boşnak dilinde, ORATOR-Hatib. (Kıpçak dilinde, Or-Çukur. Hendek. Derinlik. “Hakikat”: 206: Cebbar-Büyüklük, azamet, kudret sahibi… Bürd-Bilmece, bulmaca: 206: Dair-Devreden. Dolaşan. Bir şeyin etrafını kuşatan. Belli birşey hakkında olan… Kıpçak dilinde Attur-Doru at. “At. Atlı sürüsü. Düşünmek, hıfzetmek. Fertte toplu topluluk hakikati”: 1007: Go-Arnavutça, “Kim?”… Gürcü dilinde, Guga-Gözbebeği. “İnsan Allah katında nazar eden gözbebeği gibidir”: 2007: Pe-Arnavutça, “İp”… Edeb-“Şatranc-ı Urefa’dan bir kab”: 2007: Gavga-Kavga. “Şatranc-ı Urefa’dan bir kab”… Ebedd-Şeref. Şan. Haysiyet: 7: Pad-Saklayan, hıfzeden. Büyük, ulu): 1812: ŞAH-I NAKŞİBEND… HATİB-Hitabeden: 612: DERVİŞ MUHAMMED… Lâtince, SUMMATUS-Hâkim durumda olan. (Lâtince, Imperium-Pazar yeri: 305: Bakara-İbranice, “Kontrol. Teftiş”… Arnavutça, Kerkese-Taleb. İstek: 1304= 305: Rişo Romo Fulutiya-Süryanice, “Başyücelik Devleti” demek): 1612: İGRATİ-Boşnak dilinde, “Oynamak. Raksetmek”. (Süryanice, Zabno-Zaman. “Kişi üzerinde bulunduğu işin zamanı içindedir”: 64: Zebno-Süryanice, “Alış veriş”… Eşya ve hâdiseler, zamanın “varlık-yokluk” temposunda tecelli eder… Üstadım: “Zamana, eşyada gör itaati!”… Üstadım’ın, iç ve dış yüzüyle “Çocuk” şiirinde belirttiği hakikat: “İnsanlık zincirinin ebediyet halkası / Çocukların kalbinde işler zaman rakkası”… Birinci mısraın ebcedi: 864: Nazid-Düzenli, tertibli, yerli yerinde… Süryanice, Msamclo Mhamad-Derviş Muhammed: 864: Prameditor-Lâtince, “Derinliğine düşünmek”… Süryanice, Yamino Farsto-Sağ ayak: 864: Nühud-Kıyam etmek, kalkmak, yerinden yükselmek. Şiddetle muharebe etmek… İkinci Mısraın Ebcedi: 1599= 600: Hı harfinin ebcedi. “Bu harf, Allah’ın Hakîm ismi, Şekil-Suret mertebesi, Kamer menzillerinden Nahye’ye işaret eder”… Sözkonusu menzil, Arabça’da Hek’a: Atın göğsündeki yuvarlak kabartı… Haşa: Nahiye. Kalb. Nefes tutulması… Dahiye: Nahiye. Kurbanlık hayvan… Te harfi, Allah’ın “Kısıcı, sıkıcı, kısaltıcı” mânâsında “Kaabid” ismi, dış yüzü madde âlemine ve içyüzü mânâ âlemine bakan Esir mertebesi, Kamer menzillerinde Kalb’e işaret eder… Arnavut dilinde Kraj-Nahiye: 308: Arvasî-Hakîm ve Muhammed Fehîm Hazretleri… Seyyid Abdülhakîm Arvasî: 566: Sıbgatullah Arvasî-Allah’ın boyasıyla boyanmış, hakikate ermiş. “Hakikatler, Allah’ın muradıdır”… Boşnak dilinde, Skot-Hayvan, beden. “Hayevan-Canlı, diri” kökündendir… Zel-Bir harf; Allah’ın “Müzill-Zelil kılan, deberan ettiren” ismi, Hayvanlar mertebesi, Kamer menzillerinden “Sa’du’l Suud-Derece almak. Mübarek. Mübarek yıldızlar”a işaret eder. “İnsan, ezelî hayvandır”: 1731: Abdülhakîm Koltuğu… Seyyid Abdülhakîm Arvasî: 566: Fürfür-Semiz, besili koyun. “Kurbanlık nefs”… Süryanice, Qelso İdacto-Mücerret Fikir: 566: Şalituto Tabco-Süryanice, “Hükümdarlık Mührü”… Lâtince, Vita-Hayat: 1417: Necib Fazıl Kısakürek… Lâtince, Incogito-Düşünmek. Plânlamak… Boşnak dilinde, Postaja-Durak: 477: Letum-Lâtince, “Ölüm-Kader, zamanın maksatlılığı, galibine tâbi olan deberan, hedef, öte hayata intikal etmek”… Süryanice, Matlo-Tâbir: 477: İzzet… Mehdî Derviş Muhammed: 48.625= 673: Şatranc-ı Urefa’nın 100 Kabı’nın ebcedi… Salih İzzet Erdiş: 1673: Rüyâ Tabir Etmek… Destar-Çe-Sultan Vahidüddin’in, Efendi Hazretleri’ne hediye ettiği iki “Destar-çe; Mendil” hatırda: 673: Beraat-Haşmet. Metanet. Haşemden gelen büyüklük. İlim ve şecaatte bir tane. Emsallerinden üstün, yegâne, görülmemiş… Süryanice, Zebno-Alışveriş: 64: Mehdiyye-Mehdi’ye âit ve müteallik. Hediye, armağan)

*

Boşnak dilinde, CAS-CARSİJA-Çarşı, pazar: 1345: HIRSEME-Ayakkabının başı. “İleri, uç, istikbâl”. (Süryanice, Hefro D’dahbo-Altun madenî. “Madde ve mânâda kemâl: 317: Musari’-İbranice, “Ahlâkî”… Süryanice, Şoqo-Ayak. Yürümek: 317: Şayo-Süryanice, “Büyük onur, büyük şeref”… Cehuş-Sabi. Çocuk: 317: Şatibe-Uzun boylu. Boylu poslu)… İMAM-I RABBANÎ-Ahmed-i Faruk. (Mektubat-ı Rabbaniye: 1137: Besmele… Süryanice, Salmo-Şekil. “İnsan tab’ına muvafık, sırrı Allah’ta”: 137: Salum-Lâtince, Açık deniz): 1345: MERSUM-Yazılmış. Çizilmiş. Alâmetli, işaretli. (İş’ar-Yazı ile haber vermek. Anlatmak. Bildirmek: 572: Ta’sib-İhata edip kaplamak, içine almak. Bir kimsenin başına taç koymak. Açlıktan dolayı karnına taş basmak… Lâtince, Trare-Taç: 612: Derviş Muhammed… Süryanice, Herto-Çizgi: 612: Tehro-Arnavutça, “Mucizevi”. Başkasının yapmakta aciz kalacağı iş… Merkezi kuşatırken, merkezin karşısında uğradığı istila ile onun çevrede de ne kadar yaygın ve döşenmiş olduğunu gösteren; bu mânânın merkezi, Mektubat-ı Rabbanî. Şeriat’a nüfuz ederken, onun “tarikate, marifete, hakikate” nüfuzunu gösteren!)… MÜFEKKİRE-Düşünce gücü ve kuvveti: 345: MÜTEHADDİŞ-Tırmalanan. (Üstadım’dan, Yara isimli Noktalama: “Yaran Kabuk tutmasın, her ân deş, tazelensin / Sen ağla, gafil gülsün, nadan yelpazelensin!”… Kelm: Yara… Nadan: Cahil, haddini bilmez… Süryanice, Mcisuto-Cin hastalığı. “Gizli varlıklar, gizliler, gizlilikler” tacizi: 3525: Şehîd Taha Cizro + Seyyid Fehim Arvasî + Seyyid Abdülhakîm Arvasî “Üçışık” + Necib Fazıl Kısakürek + Salih Mirzabeyoğlu… Yevmiye: “Marulun göbek yapraklarından olmak isterdim!”… Zulu dilinde, Ulethisi-Marul. “Allah için, Allah aşkına. Yeşillik. Deniz. Karanlık gece”: 525:  Qeleyto Qeso-Süryanice, Ölüm Odası)

*

Lâtince, NUNDINAE-Pazar: 1175= 176: DERVİŞ MUHAMMED-332 mührü. “Büyük ebcedle”… EFLATUN-Eskilerin Eflatun-u İlâhî dedikleri Yunan Filozofu. Fikirlerini, gördüğü bir mavi ışığa tescil ettiren, eski Yunan’da ilk Vahdanî fışkırışın temsilcisi Sokrat’ın talebesi; onu, ondan öğreniyoruz. İdeler Âlemî-Fikirler Âlemi” tasavvurunu işleyen, büyük filozof. Üstadım’ın takdirle andığı ve Benim Büyük Doğu’ya nisbetle İbda diye benzettiğim nisbet; yapmacıksız, zorlamasız bir tecelli: 176: KUSTO-Süryanice, “Yay”. Yakınlık… HİLKAM-İri yapılı, cüsseli. Aslan. “Yevmiye: Efendi Hazretleri bana, Eflatun’un Sokrat için söylediği gibi, şöyle başını arslan gibi çevirdi ve sen şehîd olursun dedi. Çok şükür, o nimeti de gösterdi!”: 176: KISTÎ-Süryanice, “Bend-i din; Dinin ipi”…  KIST-Hisse, pay. Adaletli. Allah Sevgilisi’nin bir ismi: 169: ABDÜLHAMÎD
 

MUAMMA
(ÇÖZDÜKÇE GİRİFTLEŞEN)

 
ÜSTADIM’ın “Çile” Şiirinden: BU MU rüyâlarda içtiğim cinnet / SIRRINI ararkan patlayan gülle? / YEŞİL asmalarda depreniş, şehvet / KARINCA sarayı kupkuru kelle?

*

Üstündeki kıtanın Uykusuzluk, yorgunluk, bezgin ve sabrın tükenişini andıran tasvirinden sonra, bunu Birinci ve İkinci Mısra’nın eserine bağlıyor… Süryanice, Helmonoyo-Rüyâ gibi: 154: Mehdî Muhammed… Mehdî Derviş Muhammed-“Rüyâ tabir eden”: 1664: BİRİNCİ Mısraın Ebcedi… Süryanice, ŞRİHUTO B’QYUMO MBARYUTO-İfrat hâlde tecrit: 1664: PIENTER-Hollanda dilinde, “Cingöz”. (Cingöz: Cin-Göz… Dünya Çapında Bir Hadise-Takdim ediliş yazımın alt başlığı: 1053: Cinn… Göz: 1013: Salih Mirzabeyoğlu… Birinci ve İkinci Mısraın Toplamı: 2885= 1886: Fevd-Bir işi veya emri, başkasına tevdi etmek. “Be harfi, Allah’ın Latif ismi mertebesi, Kamer menzillerinden öne alınmış delil, Takdim”. Cinler… “Altun Nazar” isimli şiirim: Tek bir altun nazarda can pazarı karıştı / Aslolan yalnızlıkla toplulukta tanıştı // Bir ben bir ben bir de ben kırk mesele kırk ayak / Hâlihazır ne varsa ayrı safta kapıştı // Cümle cümle bir âlem cümle kapısı bende / Aslolan toplulukla yalnızlıkta tanıştı // Cânın câna karıştı tek bir altun nazarda / İmkâna küskün ümit ihtimalle barıştı —1987)… HADİN-Sadık dost, vefakâr arkadaş: 1665: COLONEL Eyüb Sabri Gökkaya: “İngilizce, Colonel: Albay”. Diş tabibi, Efendi Hazretleri’nin yakınlarından. Üstadım’ın “aşkımın hedefi” dediği. 1982 veya 1983’de kanserden vefat etti… İSTİBAR-Yoklama, muayene etme: 1664: ŞEFACEREF-Uçurum kenarı… İRTİCAS-Top güllesinin patlaması: 665: FUS ZETTARFONUTO-Süryanice, “Işık patlaması”… İCTİSAR-Cüret ve cesaret gösterme: 665: RESTE-Kurtuluş… İkinci Mısraın Ebcedi: 221: DETER İ VİJETER-Boşnak dilinde, “Kurt Denizci”-Kaptan Kusto Müslüman… MÜSLÜMAN: 1220: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDİ-442 mührü.

*

ÜÇÜNCÜ Mısra’nın Ebcedi: 1543: MEREC-EL BAHREYN-Kabaran iki deniz. “His perdesinin iki kanadı, duyu ve duygu hakikati”… KABİLİYET-Dıştan gelen tesirleri alabilme gücü. İstidat, anlayış. Kabul edecek yüksek bir kuvvete malik olmak: 543: MÜBAŞİR-Kontrolör. Müjdeleyen. Haber veren, merkezden emirleri götüren, icra selâhiyeti olan… DMS-Derviş Muhammed Semerkandi: 544: QROBO TİBELOYO TLİTOYO-Süryanice, “Üçüncü Dünya Savaşı”. (Dikkat: Yeşil asmalarda depreniş, şehvet”; Topal Şükrü Efendi’nin “Yetiş ey Avn-i Şeriat, yetiş ey Muhyiddin / Elem-i riş cefasından yetişti o reze!” beytinin teyididir… Üçüncü Mısra’nın ve Dördüncü Mısra’nın Toplam Ebcedi: 1669: Seyyid Abdülhakîm Üçışık-Bu soyadı, 2 Ocak 1935’de çıkarılan soyadı kanunundan sonra alınmıştır… Efendi Hazretleri, Birinci Dünya Savaşı evvelinden, İkinci Dünya Savaşı’na; kendisini Cumhuriyet neslinden sayan Üstadım, 1936’da çıkardığı ve “zayıf” olarak nitelediği “Ağaç” mecmuasının ardından 1943’de çıkarmaya başladığı Büyük Doğu ile, İkinci Dünya Savaşı evvelinden 1983’e kadar, nesil yoğurma, benim nisbetim içinde de “Mütefekkir yetiştiren Mütefekkir” rolünde… Seyyid Abdülhakîm Arvasî + Necib Fazıl Kısakürek: 566 + 1417= 1983: İzzet Erdiş-Cumhuriyet sonrası kavruk nesiller içinden beklenen, ilk ciddi nefs murakabesi ve fikir çilesi. O günden bugüne, 2000 senesinde dumanı tütmeye başlayan “Üçüncü Dünya Savaşı” sezgisinde, Büyük Doğu çizgisini İBDA nesli ve yürüyüşü hâlinde sürdüren, tek. Üç Dünya Savaşı’nda da görünen Mühür’deki mânâ budur. BD-İBDA: “Başyücelik Devleti-Yeni Dünya Düzeni”: Yeni Nizam ve Yeni İnsan ideali. Böyle bir merkez, içli dışlı her türlü kuşatmada, merkezin –aksiyon ruhunun– istilâsı hâlinde kendini her kesime sirayet ettirmiştir; kesintisiz bu çizginin, bu vasfıyla örneği, İslâmî olan ve olmayan hiçbir kesimde yoktur… 28 Şubat 1997 kuşatmasının tedbirini ve bugün apaçık görünen merkezin sirayeti bile, BÜYÜK DOĞU-İBDA’dan… “İman ve İslâm Atlası” isimli eserini, 28 Şubat 1982 tarih tesbitiyle imzalayan Üstadım: “Fikir çilesi haysiyetinin müstesna genci Salih Mirzabeyoğlu’na sevgiyle —Necib Fazıl Kısakürek” ve imzası… Arnavutça, Datoj-Tarih koymak: 1417: Necib Fazıl Kısakürek… Süryanice, Tabobo-Haberci: 417: Etbadah-Süryanice, “Sevinmek”… Boşnak dilinde, Burazer-Dost: 417: Bet Gazo-Süryanice, “Hazine”… Kıymetini bilene!)… TES’İD-Tebrik etme, saadetlendirme. Sevinç ve sürur ile bayram yapma. (Levha: 7 Kasım 1990… Üstadım, bizim eve gelmiş… Üzerinde takım elbise var ve traş olmuş, sakalsız… Beni yanaklarımdan öpüyor ve tebrik ediyor… Giderken tekrar yanaklarımdan öpüyor ve siyah pabuçlarının arkasına basarak giyiyor… Ben de takım elbise giymişim ve Üstadım’la beraber çıkarken, siyah pabuçlarımı giyiyorum!): 544: İSTİAB-Tutulmak. İçine almak. Zapteylemek. Kaplamak. Tamam etmek. (Levha: 24 Mayıs 1982… Çalkantılı ve muzdarib değil de, belirsizliğe bakmanın karışık duyguları içinde, un yaymanın, daha doğrusu ipe un sermenin yorgunluğundasınız… Kafanızda kelimeler köşe kapmaca oynarken mayışıyorsunuz, tükeniyorsunuz, bitiyorsunuz, sızıyorsunuz… Birdenbire bir ses, “Var-Yok 126 tamam!”… Sıçrayarak uyandım… Dördüncü Mısra’nın Ebcedi: 1126: Salih… Kabr-Kabir. Mezar. “Arnavutça, Varr-Mezar; akla yokluk şeklinde hitap eden ölüm mekanı”: 302: Mirzabeyoğlu… Rüyâ’nın görüldüğü tarih, Üstadım’ın vefatından tam bir sene önce… Arnavutça, Varr-Mezar: 1406: Ot-İbranice, “Harf”. Hece taşları, mezar taşı… Noktalı harflerle, Kaptan Kusto Müslüman: 302: Derviş Muhammed. “Noktasız harflerle”… Uhuz-Göz ağrısı. “Üstadım’ın”: 1302: Mirzabeyoğlu-Salih… Latince, Vita-Hayat: 1417: Necib Fazıl Kısakürek-“Hayat bir zar içinde, hayatı örten bir zar / Bana da hayat yeri, Bağlum köyünde mezar!”… Bağlum-Efendi Hazretleri’nin kabrinin bulunduğu Köy-Nahiye”: 1079: Levh-i Mahfuz-Bu mertebe, He harfi, Allah’ın “Bais-Elçi gönderen” ismi, Kamer menzillerinden “Butayn-Batîn” ile ilgilidir; Batınlık beden ile… HMD-Hizbi Muhammed Duası’nda He harfi’nin ilgilisi, Haşr Sûresi’nin 23. âyeti’nden: “Meâli: O öyle bir Allah’tır ki”… Bir not olarak düşeyim: 15 Temmuz 2016 gecesi’ndeki darbe teşebbüsü, “Yoğurttan darbeye, mukavvadan hançer yetti”, bitti. İşin vahim ve bitirilmeye çalışılan kesiminde, devamda; ama halk, rızası dışında ve silaha dökülmesi karşısında, çelikleşme istidadını harika örneklerle gösterdi; şehidleri, yaralıları ve gazileriyle, resmî olan ve olmayanı ile… Aynı gün Rus heyeti, Rusya ile ilgili siyasi meseleri konuşmak üzere Türkiye’ye geliyor. Heyet Başkanı “Rusya Dış Politikalar Baş Danışmanı” Alexsander Dugin, Bağlum’da toplantı sonrası Efendi Hazretleri’nin kabrini ziyaret ediyor ve bununla ilgili şunları söylüyor: “Sünnî İslâm’ın yaşandığı ülkelere ve Amerikan yanlısı Vahhabilik ve Selefilik akımının etki etmesindense, Türkiye HALİFELİĞİ’ndeki bağımsız bir Sünnî İslâm âlemi, Rusya’nın “Asya Birliği” çıkarları ile örtüşmektedir. Bu sebeble Rusya, Türkiye’nin İslâm Halifeliği fikrini tam olarak desteklemektedir. Benim Ankara ziyaretim sırasında, Büyük İslâm Alimi Abdülhakîm Arvasî’nin mezarını ziyaret etmem ve kendi inanışıma göre dua etmem de bu mesajı ihtiva etmektedir!”… Nüvis-Yazan. Yazıcı. “Necib Fazıl Kısakürek”: 126: Mülevvin-Boyanan. Renk veren… Asale-Zehiri çok tesirli ve korkunç yılan: 126: Hinduvanî-Hindi Kılıç. “İmam-ı Rabbanî”… Kabadayı-Horoz. “Ebu Süleyman”: 126: Künun. Şimdi. El’an. Seyyid Abdülhakîm Üçışık: 689: Mehdî Kaftanı)

*

DÖRT Mısra’nın Toplamı: 5554: TAKDİM-Arzetmek. Sunmak. Öne geçirmek. Bir büyüğün önüne gelip bir şey vermek. (İngilizce, okul kelimesinin okunuşu, Skull-Ekol: 566: Skull-Kafatası. “Kelle; hayvan başı, bedenin başı”… Fürfur-Koç: 566: Seyyid Abdülhakîm Arvasî… “Kustum öz ağzımdan kafatasımı”; Üstadım’ın, “Çile”nin başka bir dörtlüğünde geçen bu mısra, sonra rüya benzeri bir realitede yaşadığıdır. Hüviyet cüzdanı sureti!)… Süryanice, HUŞOBO GABORO-Fikir Kahramanı: 554: ŞENCAR-Eşek marulu adı verilen ot. (Ahkab-Yabanî eşek: 112: Ahkab-Uzun zamanlar… Mishel-Dil. Lisân. Eğe, törpü. Ziynet verecek nesne. Yabanî eşek. “Üstadım’dan bir Noktalama: “Bıçaklarım su oldu boyuna bilenmekten / Bitti benlik madenim, her ân törpülenmekten!”: 2136= 138: Süleyman Mahzumoğulları-Süleyman bin Halid)… SEYYİD MUSTAFA NUR. (Rüyâ’da Kelimelerin araları nokta nokta, okuduğum isim): 559: KAPTAN KUSTO MÜSLÜMAN-Dünya Çapında Bir Hâdise… ALT BAŞLIK: 1053: AHMED-Necib… NECB-Ağaç kabuğu soymak, içini ortaya çıkarmak. (Heykel yontmanın bir keşif işi olduğunu anlatan çok güzel bir söz, meşhur bir heykeltraştan: Mermer kütlesini çekicimle soyarım ve içindeki heykeli ortaya çıkarırım!): 2055: MEHDİ Salih Mirzabeyoğlu… SALİH Mirzabeyoğlu. “Sin harfiyle”: 1431: ÜÇIŞIK-Seyyid Abdülhakîm Arvasî… SALİH Mirzabeyoğlu. “Sin harfiyle”: 1421: TECDİD-Yenileme. Yenilenme. Tazelenme… HÜVİYYET-Asıl. Mahiyet. Birisinin kökü, esası ve ne olduğu. Allah’ın varlık sıfatı: 421: TEVCİB-Lüzumlu yapma. Bir iş için tarih belirleme. (Arnavutça, Datoj-Tarih koymak: 1417: Necib Fazıl Kısakürek)… SALİH Mirzabeyoğlu. “Sin harfiyle”: 1411: EBA EYYÜB-İL ENSARİ. (R.A.)… SALİH Mirzabeyoğlu. “Sin harfiyle”: 1400: TAHT-Hükümdarların oturduğu koltuk. Hükümdarlık makamı. “Abdülhakîm Koltuğu”. (Serîr-Taht: 1470: Ahmed Necib Kısakürek… Dost: 2470: Salih İzzet Mirzabeyoğlu… Gümüşsuyu-Eyüb’de Efendi Hazretleri’nin Haliç’e bakan Kaşgari Dergâhı’nın bulunduğu tepe: 1470: Selamun aleyküm-“1983 Mayıs ayında rüyâ’da gelen mânâ; Efendi Hazretleri Bağlum’da Kabrinden bana böyle seslendi!”… Seyyid Abdülhakîm Üçışık: 669: Eczahane… Süryanice, Sbarto-Müjde: 669: Ariğ Qavmto-Süryanice, “Boylu boslu”… Lâtince, Remigatio-Kürek çekme: 1668: Estuar-Arnavutça, “Haliç”… Süryanice, Leşono Nuğroyo-Yabancı diller: 1668: Dünya “çap-tab”ında bir hâdise… Süryanice, Tibeloyo Hudo Kuyono-Düya Çapında Bir Hâdise: 1667: Moruduto-Süryanice, “İhtilâl”… Hasret: 1667= 668: Moruduto- “İnkılâb”… Adalet Mutlak’a: Yeni Nizam-Yeni İnsan… Süryanice, İNSALUTATUS-Selâmlanan: 915: Şabruto-Süryanice, “Çocukluk”. Büyük ve küçükte teshir, iz bırakan hikmeti!)
 

HASRET
(ŞATRANC-I UREFA’DAN)

 
Şatranc-ı Urefa’nın 53. Kabı, HASRET-Özleyiş. İç çekme: 668: TAHASSÜR-Hasret çekmek. Elde edilemeyen şey için üzülmek. (1988’de 75 yaşında iken vefat eden Şevket Rado’nun bir şiiri: “Öyle uzak ki yerim / Uzakları aşıyor / Bütün özlediklerim / Benden ayrı yaşıyor / Ya her şeyim ya hiçim / Sorma dünya ne biçim / Bir kördüğüm ki içim / Çözdükçe dolaşıyor!)… Boşnak dilinden, CEZNUTİ-Hasret çekmek: 477: KUSTO-Denizde deniz içi hayatı kurcalayan. “Gurbetlik duygusu”… Süryanice, MELTO-Kelime. Fikir: 477: BAD-I AŞK-Aşk rüzgarı… Boşnak dilinde, POSTAJA-Durak: 477: LETUM-Lâtince, “Ölüm”… Kurgular biter)


Baran Dergisi 504. Sayı