Yahudi devleti ve Siyonist halkının, Filistin topraklarını tamamen işgal ederek Müslümanları yurdundan kovmaya yönelik son teşebbüsü çerçevesinde Mescid-i Aksa’ya yönelik gerçekleştirdiği saldırıların ardından hiç beklemediği bir direniş ile karşılaştı. Tüm dünya kör, sağır ve dilsizi oynarken, üç beş Müslüman ülkenin Yahudi devletinin saldırılarını tel’inle yetindiği, Müslüman halkların ise “ellerinden bir şey gelmiyormuş” hissiyle İsrail konsoloslukları önünde slogan atmasından başka tek desteği dualar olan Akıncı Filistin milleti, her defasında olduğu gibi yine destansı bir direniş sergiliyor.

Dün gece Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları, Yahudi devletine Aksa’dan çekilmek için 2 saatlik süre verdi. Bu süreçte Yahudiler, Gazze’de sivilleri de bombalamaya başlarken, sürenin dolmasının ardından Kassam’ın ilk füzeleri gökyüzünde göründü. İlk füzeler Yahudi devletinin “demir kubbe”sine takılırken sevinç naraları atan Yahudilerin, Kassam’ın asıl saldırılarının başlamasının ardından ise çil yavrusu gibi dağılıp ağlaya ağlaya köşe bucak kaçıştığı görüntüler haber platformlarına düştü.

Kassam Tugayları saldırılarında son derece stratejik yerleri hedef alıyor. İsrail’in Gazze ve Kudüs’e saldırmasına karşılık olarak öncelikle Askalan şehrini hedef alan Kassam, burada stratejik bir ehemmiyete sahip olan enerji tesislerini vurdu. Burası işgalci Yahudi devletinin uçak ve tanklarının yakıt ikmali yaptığı tesis.

Kassam Tugayları füze ve roketlerle işgalci Yahudi devletinin en güvendiği silahı olan demir kubbeyi kevgire çevirirken hem şehirler, hem de stratejik noktalar yangın yerine dönmeye devam etti. Kassam, 130 füzeyle Tel Aviv’i vurduğunu ilan etti, ardından Tel Aviv'de bulunan Ben Gurion Uluslararası Havalimanının atılan füzeler ve roketlerle tamamen durduğu haberleri ajanslara düştü.

Bölgede çatışmalar tüm hızıyla devam eder, Filistinli akıncılar işgalci Siyonistlerin anladığı dilden konuşurken rahatının bozulmasından korktuğu kadar Allah’tan korkmayanlar, Filistin akıncılarının saldırılarının İsrail’e meşruiyet sağladığını zırvalamaya başladılar. Filistinlilerin gerçekleştirdiği saldırıların İsrail’in katliamlarını meşrulaştırdığını söyleyen bu zevat, zannediyoruz ki bugüne kadar bir mağarada yaşıyordu ve İsrail’in her fırsatta Müslümanlara “zaten” saldırdığını, medet umdukları uluslararası camianın da mesele her ne olursa olsun İsrail’i “zaten” haklı gördüğünü bilmiyorlar.

Konforu bozulmasın diye slogan atacak kadar dahi cesaret bulamayan bu yüzsüzler konuşadursun, “Kısasta hayat vardır!”