KİK Genel Sekreteri Nayif el-Hacraf, yaptığı yazılı açıklamada, Viyana'da İran'ın nükleer programıyla ilgili Birleşmiş Milletler (BM) daimi temsilcisi ülkeler, Almanya ve Fransa arasında yürütülen müzakerelere KİK üyesi ülkelerin katılımının zorunlu olduğunu vurguladı.

Konuyla ilgili ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Almanya'ya mektup gönderdiğini belirten Hacraf, KİK üyesi ülkelerin bölgesel istikrar konusundaki endişelerinin dikkate alınması çağrısında bulundu.

Hacraf, müzakerelerin sadece İran'ın nükleer programıyla sınırlı kalmaması, istikrar bozucu davranışını, balistik füzelerini ve insansız hava araçlarını da kapsaması gerektiğini vurguladı.

Genel Sekreter Hacraf, İran'ın yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirme çalışmalarına başlayacağını duyurmasının bölgenin ve dünyanın güvenliği için tehlikeli ve endişe verici bir gösterge olduğu uyarısında bulundu.

Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mikhail Olyanov, dün yaptığı açıklamada, Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan İran nükleer anlaşmasının görüşülmesi toplantısının 15 Nisan'a ertelendiğini belirtmişti.

İran'ın mektubu

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 5 daimi üyesi ve Almanya ile İran arasında 2015'te imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşma, Tahran'a yüzde 3,67 oranında uranyum zenginleştirme faaliyetini sürdürme hakkı veriyor.

Ancak İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi, UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi'ye hitaben yazdığı mektupta, ülkesinin yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirme çalışmalarına başlayacağını bildirmişti.

Arakçi, 11 Nisan'da saldırıya uğrayan Natanz Nükleer Tesisi'nde hasar gören makinelerin yenileneceğini ve yüzde 50 kapasiteli 1000 santrifüjün daha ekleneceğini ifade etmişti.

İngiltere, Fransa ve Almanya, yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştireceğini duyuran İran'ı, "diplomatik süreci daha fazla karmaşıklaştırmamaya" çağırmıştı.

E3 ülkeleri olarak bilinen İngiltere, Fransa ve Almanya hükümetlerinin bugün yaptığı ortak açıklamasında, İran'ın, 13 Nisan'da, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na (UAEA) gönderdiği mektupta, gelişmiş santrifüjler kullanarak yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirmeye başlayacağını duyurmasından büyük endişe duyulduğu belirtilmişti.

Suudi Arabistan da İran'ın uranyum zenginleştirme oranını yüzde 60'a çıkarmasının barışçıl bir program olarak değerlendirilemeyeceğini açıklamıştı.