Yemen Arap Cumhuriyeti’nin (1962-1990) kurulmasından sonra İngiliz himayesindeki Aden merkezli bölgeleri ile küçük krallıkları (Güney Yemen) İngiliz yönetiminden kurtarmak amacıyla Arap millî hareketi Ulusal Kurtuluş Cephesi’ni kurmuştu. Kurtuluş Cephesi elini kuvvetlendirmeye başlayınca, dün ölen İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth “bağımsızlık ayaklanması”nı bastırmak üzere Yemen’e asker gönderilmesini emretti. Tam bu süreçte İngilizler ile mücadeleye başlandı. Bu mücadele Güney Yemen ile Aden’in 1967’de bağımsızlığına kavuşmasıyla sonuçlandı.

Kraliçe Elizabeth’in Yemen’e gönderdiği askerlerin Müslümanlara reva gördüğü muamele:

Daha sonrası

30 Kasım 1967'de Güney Yemen'in bağımsızlığını ilan eden yeni yönetim, Batı'dan gerekli desteği göremeyince SSCB ve Çin gibi sosyalist ülkelerle anlaşmaya yeltendi.

Daha sonra sosyalist blokta yer alan Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti kuruldu. Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti’nde bütün partiler birleştirilerek Yemen Sosyalist Partisi oluşturuldu ve ülke bu parti tarafından yönetildi. Kuzey Yemen ve Güney Yemen arasında 1972 ve 1979’da kısa süreli ve sınır değişikliklerine sebep olmayan çatışmalar yaşandı. Güney Yemen’de 1986’da parti içi çekişmeleri yüzünden görevinden ayrılan Ali Nasır Muhammed’in ardından ülkede siyasi kriz çıktı. Savaşı kaybeden Ali Nasır Muhammed bir kısım taraftarıyla Kuzey Yemen’e kaçtı.

Dün İngilizler, bugün Şii İran ve Suudi Arabistan'ın zulmü!

Bugüne gelecek olursak, Yemen’de maalesef hâlâ bir istikrardan bahsetmek mümkün değil. Dün İngilizlerin yaptığını, bugün onların kölesi hâline gelmiş Suud yapıyor. Bir tarafta Şii İran’ın desteklediği Husiler, diğer tarafta Suudi Arabistan’ın başını çektiği Arap koalisyonu sebebiyle Müslümanlar kıtlık ve savaşın gölgesinde hayatını idame ettirmeye çalışıyor.