Le Monde gazetesi tarafından yayımlanan “İsrail-Filistin: Değişen Paradigma” başlıklı başmakalede, Gazze’de yeni bir savaşın önüne geçilmek isteniyorsa iki halk için de eşit haklar sağlayan yeni bir yaklaşım gerektiği belirtildi.

İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkesin ardından şimdi ne olacak sorusunun sorulduğuna dikkati çekilen yazıda, 2009, 2012 ve 2014’teki olayların ardından her iki tarafın da büyük kararlar aldığı ancak iki tarafta da gerçek bir kararlılık eksikliği olduğu için girişimlerin sonuçsuz kaldığı ve bir sonraki gerilime zemin hazırlandığı ifade edildi.

Makalede, “Mısır ve İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ve 2 milyon Gazzeliyi boğan ambargo acilen tamamen kaldırılmadan, sükunet çağrısı kötü bir illüzyondur. Ölen bir gettoda sükunet olmaz.” ifadesine yer verildi.

Fiili apartheid

Batı Şeria’dan ayrılsa da Gazze’nin Filistin’in bir parçası olduğu, kapsamlı bir çözüme ulaşmadan tansiyonun düşmeyeceği vurgulanan yazıda, “Son zamanlarda, iki önemli insan hakları sivil toplum kuruluşu, İsrailli B’Tselem ve Amerikan İnsan Hakları İzleme Örgütünün İsrail’in Filistinlilere yönelik tahakküm sistemini tanımlamak için kullandığı ‘fiili apartheid’ terimi, ne yazık ki gittikçe duruma daha uygun görünüyor.” değerlendirmesi yapıldı.

Yazıda, İsrail’in Batı Şeria’da Filistinlilerin topraklarını sömürgeleştirmeyi son hızla ilerlettiği, bu paradigma değişiminin iki devletli çözümü terk ederek iki milletli tek devlet çözümü benimsemeyi gerektirmediği ifade edildi.

Gerginliğin ilk günlerinde İsrail’de Araplar ve Yahudiler arasındaki çatışmaların tek devlet taraftarlarını düşündürmesi gerektiği de aktarıldı.

Başmakalede, “İsrail-Filistin çatışmasında, Batılı diplomatlar kafalarını kuma gömebilirler. Ya da sahadaki gerçeklere intibak edebilirler ancak bu şekilde Gazze’de beşinci bir savaş önlenecektir.” ifadesine yer verildi.