Filistin’in haklarını gasp eden İsrail, geçtiğimiz ayın 27’sinde Lübnan ile “deniz sınırı anlaşması”nı onayladı. İsrail’in “tarihî başarı” diye nitelediği bu anlaşma, tarihî bir gaspın resmiyet kazanmasıydı.

Dönemin Yahudi Başbakanı Yair Lapid, mevzubahis anlaşmanın, İsrail’in güvenliğini güçlendirdiğini ve ülkesine "Hizbullah karşısında hareket özgürlüğü" sağladığını söylemişti.

İsrail ile Lübnan arasında yaklaşık 860 kilometrekarelik deniz sahası anlaşmazlığı bulunuyor, iki ülke bu bölgenin kıta sahanlığında hak iddia ediyordu. İsrail, Lübnan hükümetinin lisanslama sürecine başladığı 5 bloktan üçünün İsrail kıta sahanlığı sınır bölgesinde yer aldığını öne sürüyor, Lübnan tarafı ise tartışmalı bölgenin 2 bin 290 kilometrekare olduğunu savunuyordu.

ABD arabuluculuğundaki dolaylı müzakereler, 5 Haziran 2022'de İsrail'in, Kariş Gaz Sahası'ndan gaz arama ve çıkarma işlemlerini tamamladığını duyurmasıyla hız kazanmıştı.

Anlaşmanın detayları

Lübnan-İsrail arasındaki anlaşmaya göre, Yahudi devleti Kana-Sidon gaz sahasında gaz arama işine herhangi bir şirketi istediği gibi dahil edebiliyor.

Lübnan Enerji Bakanlığı'na göre, Enerji Konsorsiyumu Kana'nın gelişiminin yüzde 30'una kadar dahil olacak. Geçen hafta İsrail, TotalEnergies ve ENI ile Kana-Sidon sahasından elde edilecek gelirden Yahudi devletinin alacağı payın hesaplanması konusunda bir anlaşma imzaladı.

Önümüzdeki senelerde, Avrupa’nın en büyük gaz tedarikçisi olma gayesi güden Yahudi İsrail, bugün (23 Kasım) Katar’a, Lübnan’daki gaz sahasında sondaj yapma yetkisi verdi. Katar, son dönemde Filistinli Müslümanların en büyük destekçilerindendi.

Gaz sahalarının ne kadar gaz içerdiği henüz belli değil, ancak belirlenir belirlenmez taraflar anlaşma detaylarını belirleyecek bir ekonomik plân geliştirecek...

Doha yönetimi, geçtiğimiz günlerde Katar'da başlayan Dünya Kupası için İsrail'den doğrudan uçuşlara izin vermişti.

Türkiye Mısır’ı, İsrail de Katar’ı mı yanında istiyor?

Türkiye, Doğu Akdeniz’de kararlı bir şekilde gaz arama faaliyetlerini sürdürürken bir anda Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Mısır ve İsrail’i (ABD desteğiyle) karşısında bulmuştu. Eski ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Türkiye’nin faaliyetlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyerek ortaya yeni bir plân attı: Doğu Akdeniz Boru Hattı yahut diğer ismiyle Eastmed Boru Hattı. Söz konusu anlaşma ile Doğu Akdeniz’deki gazın, Kıbrıs ve Girit üzerinden Yunanistan topraklarına oradan da İtalya’dan aktarımla tüm Avrupa’ya aktarılması plânlanıyordu. Tâ ki, ABD Ocak 2022’de anlaşmadan çekilene kadar. Doğu Akdeniz'den çıkarılacak gazın Kıbrıs üzerinden Yunanistan'a, oradan da İtalya'ya ulaştırılmasını hedefleyen "EastMed" projesine ilişkin anlaşma, Atina'da Ocak 2020'de düzenlenen bir törenle Yunanistan, İsrail ve GKRY arasında imzalanmış, bir göbek atmadıkları kalmıştı. Eastmed anlaşmasından önce de, Mısır, İsrail, Yunanistan, Kıbrıs, İtalya ve Ürdün; Doğu Akdeniz Gaz Forumu adı altında Türkiye karşıtı ittifak kumuştu. Mısır tarafı da, “Filistin de anlaşmaya dahil olacak” demişti. Fransa da foruma dahil olmak için başvuru yaptı, Avrupa Birliği de destek verdi.

Mısır 2021’in yıl başında, Avrupa ve Asya'ya olası yeniden ihraç maksadıyla İsrail gazını ithal etmeye başlamıştı. İsrail Enerji Bakanı Steinitz, Forum'un "İsrail için Arap ve Avrupa ülkeleriyle bölgesel işbirliği getirdiğini, tarihte bir ilk olduğunu ve İsrail gazını Ürdün ve Mısır'a ihraç etmek için 30 milyar dolarlık anlaşma yaptığını ve bunun daha başlangıç olduğunu" söyledi.


Son dönemde Türkiye ile İsrail’in arasındaki buzlar da eridi. Bunun yanında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Katar’da ayaküstü Abdülfettah Sisi ile görüştü. 10 yıldır bozuk olan Mısır-Türkiye ilişkilerinde de şimdi yeni bir başlangıçtan söz ediliyor. Yani Doğu Akdeniz’de yeni bir masa kuruluyor.

Bu masada her gün şehid ve gaziler veren Filistin halkı da Mısır’da zulme uğrayan Müslüman Kardeşler de inşallah birilerinin umurundadır…