Oruç: "Fecr-i sadık doğduktan güneş batıncaya kadar Allah'a yakın olmak niyetiyle yemek, içmek ve cinsi yaklaşmayı terketmektir."
-Ramazan orucu farzdır.
-Ramazan bayramının birinci ve kurban bayramının dört gününde tutulacak oruçlar tahrimen mekruhtur. Bununla birlikte bu oruç bozulsa da kazası lazım gelmez. (Diğer görüşte kazası gerekir)
-Yalnız cuma ve yalnız cumartesi gününde ve bilhassa muharremin "aşura günü" denilen yalnız onuncu gününde tutulan oruç da tenzihen mekruhtur.
-Ramazandan bir önceki gün (şek günü-şüpheli gün) tutulan oruçta mekruhtur. Fakat şaban ayını oruçlu geçiren veya son üç gününde oruçlu bulunan kimse içinde şek gününde oruç tutması faziletlidir.
-Oruç tutacak kimsenin sahur yemeği yemesi müstehabtır.
-İftarı acele yapmak, yani akşam namazından önce oruç açmak müstehabtır. Oruç hali namazda kalbin huzuruna mani olmaması için namaz tehir edilir.
-Oruçlunun akrabalarına, fakirlere fazla ihsanda, sadakada bulunması müstehabtır.
-Oruçlunun mümkün olduğu kadar gece ve gündüz kur'an-ı kerim'i okuması, Peygamberimiz (sav)'e salat-ü selam getirmesi, ilim ile meşgul olması müstehabtır.
-Oruçlunun boş kelamlardan kaçınması müstehabtır. Gıybetten ve söz taşımaktan da korumalıdır ki bu müslümanın vazifesidir.
-Ağızda tükürüğü biriktirip yutmak orucu bozmaz fakat mekruhtur.
-Oruçlu kişinin şehvetle hanımını öpmesi veya bedenlerini birbirine dokundurarak sevişmesi mekruhtur. Orucun faziletini düşürür.
-Ramazanda oruç tutmaya mani olacak derecede vücuda zarar ve zayıflık/halsizlik verecek işlerde bulunmak caiz değildir. Öğleye kadar çalışıp sonra dinlenmeli... Kat'i bir zaruret bulunmadıkça, kendisini pek ağır işlerde yorarak oruç tutamaz bir hale getirmek caiz görülemez.
-Bir kimse imsak vaktinin çıkmadığını zannederek yemeğini yese sonra çıktığını anlasa o kişinin orucu bozulur ve sadece kaza gerekir.
-Bir kimse akşam ezanının okunduğunu sanarak iftarını açsa o kişinin orucu bozulur ve sadece kaza gerekir.
-Fecir vaktinin doğmadığına hükmederek cinsi münasebette bulunan kişi, daha sonra fecrin doğduğunu anlarsa, o kişiye keffaret gerekmez. Sadece kaza gerekir.
-Hanefi fukahasının görüş birliğiyle her gün için ayrı niyet getirmek şarttır. Şafilere göre imsaktan önce getirilmesi gerekir.
-Sahura kalkılıp birşeyler yenilmesi niyet yerine geçerlidir. Çünkü oruç tutma niyetiyle kalkılmıştır. Diğer oruçlar içinde hüküm aynıdır. Fakat sahura kalkmakla beraber "ben yarın oruç tutmayacağım" diye niyet ederse, sahura kalkmak bu durumda niyet sayılmaz.
-Ramazanda ramazan olduğunu bildiği halde ne oruca ne de iftara niyet etmemiş bulunsa -en sağlam rivayete göre- oruçlu bulunmuş olmaz.
-Ramazan gecesinde veya gündüzünde bayılan veya deliren kimse, istiva-kaba (kuşluk) zamanından evvel ayılıp oruca niyet etse, oruçlu sayılır.
-Bir kimse iftardan sonra yarının orucuna niyet eder, fecir doğmadan bu niyetinden vazgeçerse, bu caiz sayılır. Bütün oruçlarda hüküm aynıdır. Fecir doğduktan sonra orucu bozarsa keffaret gerekmez sadece kaza gerekir. Fakat ilk ettiği niyeti bozmadan böyle yaparsa hem kaza hem de keffaret gerekir.
-Oruç tutmaya hiç niyet getirmeden sabahlarsa oruçlu sayılmaz. Çünkü niyet şarttır. Zevalden oruca niyet getirmesi gerekir. Yoksa o oruç tutmamış sayılır.
-Ramazanda hasta bulunan veya yolculuk halinde nafile veya herhangi bir oruca niyet ederek oruç tutsa, tuttuğu oruç ramazan orucu yerine geçer. Ramazanın içinde ramazan orucu dışında başka oruç tutulmaz.
-Ramazanda kasten orucunu bozan kimseye bir günün kazasıyla birlikte 60 günde keffaret orucu gerekir.
-Oruçlu kimse su ile ıslatılmış misvakı kullanması, İmam Yusuf'a göre mekruhtur. Diğer alimlere göre ise sabahleyin veya gün ortasından sonra yaş veya kuru misvağı kullanmak da mekruh değildir.
-Oruçlu kimsenin yemeğin tadına tuzuna bakması mekruhtur. Zaruret halinde bakabilir. (Kocasının kötü huylu, asabi olması... gibi)
-Oruçlu kimsenin çiğnenmiş sakızı çiğnemesi mekruhtur. Yeni bir sakızı çiğnemesi ise caiz değildir. Bir görüşe göre çiğnediği sakızın yaptığı  tükürüğü yutması orucunu bozar.
-Oruçlunun kan aldırması, orucu muhafaza edemeyecek halde zayıf düşmesinden korkulursa mekruhtur. Korkulmazsa mekruh değildir. Uygun olan bunu iftardan sonraya bırakmasıdır.
-Ramazanda harareti azaltmak için ağza, burna su almak ve soğuk su ile yıkanmak mekruhtur. İmam Yusufu'a göre mekruh değildir. Çünkü ibadete yardım edilmiş ve yaratılıştan olan ıstırap giderilmiş olur. Fetva da bu şekildedir.
-Nefsinden emin olmayan bir kimsenin hanımını öpmesi, okşaması mekruhtur.
-Oruçlu kimsenin cünüb olarak sabahlaması veya gündüzün uyuyup cünüb olması, orucuna zarar vermez. Fakat gece yıkanması daha iyidir.
-Unutarak birşeyi yemekle, içmekle ve cinsi münasebette bulunmakla oruç bozulmaz. Fakat hatırladıkları anda o işten hemen kendilerini çekmeleri gerekir.
-Kadına şehvetle bakıp veya bu gibi şeyleri düşünerek menisi akan kimsenin orucu bozulmaz fakat fazileti düşer.
-Karısını şehvetle öpüp, okşarken menisi akarsa orucu bozulur. Fakat sadece kazası gerekir. Keffaret gerekmez. Kadın da kocasını şehvetle öperken tenasül uzvunda ıslaklık meydana gelip dışarı çıktığını hissederse, orucu bozulur. Islaklık duymazsa orucu bozulmaz.
-Elle dokunmak, kucaklamak, teni tene dokundurmakta öpmek gibidir. Şehvetle yaparsa orucu bozulmaz, fazileti düşer. Meni akmasına sebeb olursa oruç bozulur.
-Oruçlu kimse istimma ederse (eliyle meni getirmek) orucu bozulur sadece kaza gerekir.
-Kasten cinsel temasta bulunan kimsenin menisi aksın akmasın orucu bozulur. Hem kaza hem de keffaret gerekir. Fakat kadın cinsi birleşmeye zorlanırsa ona sadece kaza gerekir.
-Yanılarak yemek yiyen kimseye bakılır. orucunu tamamlaya kudretli, güçlü ise ve aciz değilse "oruçlusun" diye uyarılır. Fakat aciz/halsiz/zayıf ise sükut edilir, birşey denmez.
-Unutarak birşey yiyip içen ya da cinsi münasebette bulunan kimse sonra hatırlasa oruçlu olduğunu, yaptığının orucu bozduğunu sanarak kasten birşey yer veya içerse, kendisine sadece kaza gerekir.
-Elinde olmayarak kusan kimse veya ihtilam olan kimse orucunun bozulduğunu sanarak birşey yer içerse orucu bozulur sadece kaza gerekir. Bozmadığını bilidiği halde yer içerse hem kaza hem de keffaret gerekir.
-Hem kaza hem de keffaret gereken kimseye ağır bir hastalık gelirse keffaret düşer. İlerde sadece kazasını tutar.
-Uyku halinde birşey yemek, içmek orucu bozar. Bu yanılma mesabesinde değildir. Sadece kaza gerekir.
-Yenilemesi mutad olmayan maddelerden birşey yenirse veya yutulursa oruç bozulur. Misal: Taş, toprak, ceviz kabuğu, başkasının tükürüğünü yutmak gibi... Sadece kazası gerekir.
-Oruçlu olduğu halde yanılarak yemek yiyen bir kimseye "sen oruçlusun" denildiği halde hiç aldırış etmeyerek yemesine devam etse, orucu bozulur ve sadece kaza gerekir.
-Abdestte ağzı çalkaladıktan sonra ağızda kalan yaşlılığın tükürük ile beraber yutulması orucu bozmaz. Burundan çekilip boğaza giden su da orucu bozmaz, kasıtlı da olsa.
-Dişlerin arasından çıkan kan boğaza gidecek olursa, bakılır;az olup içeriye gitmezse orucu bozmaz. Çok olmakla birlikte tükürüğe mağlup olduğu halde de hüküm aynıdır. Ancak tadı hissedilirse kanın, oruç bozulur.
-Konuşmaktan tükürük ile ıslanmış kişinin dudaklarını diliyle silmesi de orucu bozmaz.
-Gözyaşı ve yüz teri ağıza girecek olsa bakılır. Bir iki damla ise orucu bozmaz. Fakat tadı hissedilir mesabede ise ve oruçta hatırdaysa oruç bozulur.
-Yenilmesi kastedilmeyen ve kendisinden kaçınmak mümkün bulunmayan birşeyin içeriye girmesi de orucu bozmaz. İlaçları tadı, mesela ağrıyan dişe konulan karanfilin tükürükle boğaza giden tadı ve havada dağılan duman, topraktan veya tokmakla dövülen şeylerden kalkan toz orucu bozmaz. Uçan bir sineğin boğaza gitmesi de bozmaz. Fakat dişe konulan karanfilin, ilacın boğaza gitmesi orucu bozar.
-Dişlerinin arasında kalan susam tanesi gibi şeyler orucu bozmaz. Fakat nohut tanesinden büyük olan yiyecekler orucunu bozar. Fakat nohut tanesinden küçük olan birşey ağızdan çıkarılıp yutulsa orucu bozar.
-Ağız dolusu kusuntu kendi kendine gelince bakılır. Eğer ağız dolusu olmayıp kendi kendine içeriye geri giderse, orucu bozulmaz.  Fakat ağız dolusu olursa ve kendi kendine geri dönecek olursa orucu bozulur. Sadece kaza gerekir.
-Kasten ağız dolusu kusmak veya kustuğunu geri yutmak orucu bozar kazayı gerektirir. keffaret gerekmez. Fakat kusuntu -kasten veya değil- gelse, ağız dolusu değilse, oruç bozulmaz.
-Burna akıtılan ilaç, kulağa damlatılan yağ orucu bozar. Kaza gerekir. Fakat kulağa giren su orucu bozmayacağı gibi kulağa dökülen su da orucu bozmaz. Kulak çöpüyle defalarca kulağa sokulması orucu bozmaz fakat şafilerde bozulur.
-Göze damlatılan ilaç orucu bozmaz, hatta boğazda hissedilse bile.
-Hacamat yaptırmak da orucu bozmaz. Allahrasulü (sav) oruçlu iken, hacamat yaptırmış, kan aldırmıştır. Buhari
-Diş çektirmek orucu bozmaz. Ancak kan yahut ilaçtan hiç birşeyi yutmaması gerekir.
-Oruçlunun ağzının dışında vücuduna herhangi birşey tamamen girse orucu bozulur fakat giren şeyin yarısı dışarıda kalsa oruç bozulmaz. Misal odun parçası gibi.
-Oruç tutmaya güç yetiremeyen kimse de tutamadığı her günün fidyesini vermelidir. Fidye imkanları da yoksa ve ileride de tutma imkanları yoksa (yaşlılık veya yatalak durumu) istiğfar etmelidirler. Fidye toptan da verilebilir, ayrı ayrı da verilebilir.
-Yolculuk veya hastalık özrü ile ramazan orucunu tutmamış olan kimse, bunları kazaya müsait vakit bulamadan vefat etse, üzerine ne kaza, ne de fidye lazım gelir. Fidye verilmesini vasiyet etse, malının üçte birinden verilir. Vasiyet bulunmadığı takdirde fidyeyi varislerinin vermesi gerekmez. Veya malı yoksa kendi mallarından da öleni için fidye verebilirler. Başkaları veya ölenleri adına oruç kaza edemezler. Fakat kendileri tuttukları oruçların sevabını bağışlayabilirler. 
-Kişinin fidye vermesi vaciptir. Fidye, fakir bir kimsenin sabahlı ve akşamlı bir günlük yiyeceğidir ki, bir fıtır sadakasına eşittir. Fidye miktarı her ne kadar 9. 25tl olmuş olsa da kişi kendine bakmalıdır; günlük olarak daha fazla miktarda yiyorsa ona göre vermelidir.
-Çocuklara göre oruç namaz gibidir. Bundan dolayı on yaşında bulunan çocuğa oruç tutması emredilir. Tutmazsa hafifçe dövülebilir. Ödüllendirerek teşvik edilebilir. Bununla beraber tutmazsa kazası lazım gelmez. Çocuğun oruca gücü yetmiyorsa oruç tutmamalıdır. Alıştırma babından kısa kısa tutturulabilir.
 
Konular Ömer Nasuhi Bilmen ve Emekli Müftü Celal Yıldırım’ın ilmihalinden alınmıştır.
 
***
 
529 - Ebû Hureyre (r.a)'den:
"Oruç kalkandır, (oruçlu kimse) kötü söz söylemesin, (başkasına karşı kavga, kuru tartışmalar yaparak) cahilane davranmasın; biri ona söver veya çarpışmak isterse, iki defa "ben oruçluyum" desin. Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu Allah yanında mis kokusundan daha hoştur. Allah oruçluya der ki: o, yemeyi, içmeyi ve şehvetini benim için bırakıyor. Oruç benim içindir. Onun karşılığını ben (sayısız) vereceğim. (Bazı) iyiliklerin sevabı, bire, on olacaktır." Buhari
Oruç tutanlar üç kısımdır:
1. Yiyip içmeyi ve cinsi münasebeti bırakır.
2. Onlarla beraber bütün azayı günahtan alıkoyar.
3. Kalbini ve aklını boş düşüncelerden, şehevi hayallerden men edip Allahuteala ile beraber olur. (O'nu daima zikreder ve unutmaz)
536 - Ebû Hureyre (r.a)'den:
"İnanarak ve bilerek Allah için Ramazan (ayını) ihya edenin geçmiş günahları affolunur" Buhari
Büyük küçük bütün günahların silineceği anlaşılıyor gibi ise de diğer hadislerden anlaşıldığına göre büyük günahlardan kaçınmak şartı ile küçük günahlardan mağfiret olunacağı, günahların büyüklerinin ise tevbe ile kul hakkı ise, ödeme ve helalleşme ile affolunacağı umulur. (Allahualem)
537 - Ebû Hureyre (r.a)'den:
"Yalan ve kötü sözleri söylemekten ve onlarla amel etmekten vazgeçmeyenin yemeyi ve içmeyi bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur" Buhari
Ulema burada orucun sevabının eksik olacağını bildirmiştir.
538 - Ebû Hureyre (r.a)'den:
"...Oruçlu için iki ferahlık vardır ki, oruçlu, onunla sevinir. İftar ettiğinde ferahlanır; Rabbına kavuştuğunda orucu dolayısiyle ferahlanır." Buhari
544 - Ebû Hureyre (r.a)'den:
"Sizden biriniz, Ramazı bir veya iki gün oruçla karşılamasın; ancak, o kişinin o günlerde oruç tutmak adeti ise tutsun."  Buhari
Ramazandan bir önceki gün 'şüpheli gün' olacağından, böyle günde oruç bazı ulemaya göre haram, bazısına göre mekruhtur.
546 - Enes İbni Mâlik (r.a)'den:
"(Ramazanda) sahura kalkıp yemek yiyiniz; zira sahurd bereket vardır." Buhari
Gerek sevabına nail olmak, gerekse vücudun gıda hakkını vermek bakımından bereketlidir. (Allahualem)
548 - Ebû Hureyre (r.a)'den:
"Oruçlu unutup yer, içerse orucunu tamamlasın; elbet Allah onu yedirip, içirmiştir. Oruç tamamdır." Buhari
Unutarak cinsi münasebette bulunulmuş olsa bile, o orucu bozmaz. Karı kocadan birisi bilirde hatırlatmazsa ona 61 gün oruç veya fidye gerekir.
2328 - İmran bin Husayn (r.a)'den:
Rasulüllah (sav), bir adama şöyle buyurdu: "Şaban ayından bir şeyi (günü) oruçlu geçirdin mi?" O kimse, hayır cevabını verdi. Rasulüllah (sav): "Ramazandan çıkıp, iftar ettiğin vakit birgün oruç tut." (Ramazan bayramından sonrayı kastetmiştir Allahrasulü) Ebu Davud, Buhari, Müslim
2353 - Ebû Hureyre (r.a)'den:
Rasulüllah (sav) şöyle buyurdu: "İnsanlar iftarda acele ettikleri müddet islam dini üstün olarak devam eder, zira yahudi ve hıristiyanlar iftarı tehir ederler." Tirmizi, Nesei, İbni Mace, Buhari
2355 - Selman bin Amr (r.a)'dan:
Rasulüllah (sav) şöyle buyurdu: "sizden biriniz oruçlu olduğunda hurma ile iftar etsin. Eğer hurma bulamazsa su ile iftar etsin, zira su temizdir." Tirmizi, Nesei
2356 - Enes İbni Mâlik (r.a)'den:
"Rasulüllah (sav), akşam namazını kılmadan önce yaş hurmalarla iftar ederdi. Yaş hurma yoksa kuru hurmalarla iftar ederdi. Eğer o da yoksa sudan bir kaç yudum içerdi." Tirmizi
2396 - Ebû Hureyre (r.a)'den:
Rasulüllah (sav), "Bir kimse Allah'ın verdiği ruhsatlar haricinde Ramazandan bir günü yerse, bir senenin orucu onun yerini tutamaz" buyurdu. İbni Mace, Tirmizi
 
 Baran Dergisi 340. Sayı