Ardan Zentürk, Cemil Barlas, Merve Şebnem Oruç ve İlhami Işık'a Amerikan seçimleri neticesiyle alakalı fikirlerini sorduk...

Ardan Zentürk

“Neo-liberal çizgiye bir darbe olması gerekiyordu”
Dip dalga bu bütün Neo-liberal uygulamaların 25 yıldan sonra vardıkları duvar. Bunu ilk Türkiye yaşadı ve başka ülkelerde de şu anda yaşanıyor. Neo-liberal, yani 1991 sonrasında Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra dünyaya hâkim olan, sözde küresel, finans oligarşisine dayalı olan sistemin toplumlara yeterli cevabı verememesinden kaynaklı Trump seçildi. Bu sosyolojik ve siyasal bir şeyin ilk dalgası… Bu sadece Amerika’da olmadı. Mesela Trump’ınkine benzememesine rağmen, Türkiye’de toplumun Neo-liberal uygulamaya verdiği tepki Recep Tayyip Erdoğan ile şekillendi. Ayrıca ben Trump’ın da Erdoğan ile benzetilmesine karşıyım; söylemleri tamamen farklı zaten. Erdoğan daha fazla demokrasi için kitleleri önemsiyor. O zaman bir statüko vardı ve o statüko Türk toplumunu eziyordu. Ama Trump’ın vaatleri de toplumu ekonomik açıdan sıkıntıya sokmuş bir oligarşiye karşı. Demokrasiye dayalı değil de, tamamen ekonomik açıdan öne sürülen vaatler. Tabiî bu Erdoğan ile Trump’ı çok farklı kılıyor. Trump’ın seçilmesiyle birlikte Neo-liberal döneminin sonuna yaklaştık.
Tabiî Clinton yerine Trump’ın seçilmesi bizim açımızdan nasıl olur, bunu zaman gösterir. ABD tıpkı Rusya gibi süper güç. Oradaki süper güç stratejilerinin kimi destekleyip kimi desteklemeyeceğini bize ancak zaman gösterir. Ama Hillary Clinton’un seçilmemesi dünya açısından da Türkiye açısından da iyi oldu. Netice itibariyle yüzde birlik bir kesimin dünyanın yüzde 52’sini himayesine almış, insanlık tarihinin en derin sosyal ve ekonomik fay hatlarını oluşturulmuş Neo-liberal çizgiye bir darbe vurulması gerekiyordu. Bu yönden baktığınız zaman hayırlı olmuştur. Ama Trump yarın bir gün bize ne yapar onu kimse bilemez.

Merve Şebnem Oruç
“Brexit ile Trump'ın Seçilme İhtimali Yükselmiştir”
Özellikle Avrupa ve Amerika’da giderek artan İslamafobyayı ve yabancı düşmanlığını, onun mukabilinde öte tarafta giderek artan terörü takip edenler için Trump’ın kazanması bir sürpriz değil. Zira zıt ve aşırı kutuplar birbirini besliyorlar. Trump’ın başkanlık yarışına çıktığı süreçte hangi etkenlerin rol oynadığına detaylı şekilde bakmak gerekir. Daeş terörünün Trump’ı beslediğini, Trump’ın da Müslümanlara karşıt söyleminin Daeş’i beslediğini ve bunların birbirini büyütüp güçlendirdiğini söylüyorduk. Böyle durumlar, maalesef tahammülsüzlüğün, toleranssızlığın arttığı savaş öncesi dönemlerde gerçekleşir. Bunun bir benzerini Brexit’de görmüştük. Bana göre Brexit, Trump’ın seçilmesinden çok daha az olası bir durumdu. Brexit gerçekleştikten sonra Trump’ın seçilme ihtimali daha da yükselmiştir. Bizim Batı’da takip ettiğimiz televizyonların, gazetelerin, sosyal medya ve türevi organların manipülasyonunun dışında halkın neye meylettiğini gösterir ilk verilerden biriydi. Dolayısıyla dünyada giderek artan düşmanlığın yapay olmadığını ve uzun yıllardır medya tarafından oluşturulan Türkiye ve Müslüman karşıtlığının Brexit’deki etkisini gördük. Okyanus ötesinde etkinin neticesi de Trump’ın seçilmesi oldu. Bu kaçınılmazdı. 
 
Cemil Barlas
“Trump’ın seçilmesiyle dünya rahat bir nefes alabilecek”
Ben Donald Trump’ın başkan olacağını daha evvelden tahmin ediyordum. Amerika’nın dış politikalarından hadiseye bakacak olursak, Trump’ın “böl ve yönet” politikasından vazgeçip Amerika’yı daha da güçlendirecek politikalar uygulayacağını düşündü Amerikalılar. Trump Amerika’nın terör örgütlerini destekleme stratejisini ciddi biçimde eleştiriyor ve Rusya ile artan gerilimi azaltacağını düşünüyor. Bu açıdan bakacak olursak sadece Türkiye için değil, dünya için de nefes alacak bir hadise oldu bence.
Trump Clinton’dan ak ile kara kadar daha iyi. Ne yazık ki Amerika Birleşik Devletleri’nde bizim devlette olduğu gibi paralel bir devlet var. Bu çete Amerika’nın da içine sızmış durumda, özellikle Beyaz Saray, CIA ve yargı departmanına sızılmış vaziyette. Global çete hem Amerika’yı sömürüyor hem de dünyayı. Trump, dünyayı sömüren ve terörü besleyip vekâlet savaşı veren çetenin kolunu kanadını biraz da olsa kesecektir. Trump’ın iyi adam mı kötü adam mı olduğuna bakmak ayrı bir konu ama Clinton’un yerine seçilmesi çok daha iyi.

İlhami Işık:
“ABD mevcut statükoyu aşmak için Trump’ı seçti”
Trump’ın başkan seçilmesi netice itibarıyla bir sürpriz. Mevcut statükoyu aşmak istiyor ABD. Aslında bu dünyanın birçok yerinde öyle; özellikle de Avrupa’da. Türkiye’de biz bunu daha önce yaşadık. Amerika’da hem iç hem de dış politikada belirsizlik vardı, özellikle Barack Obama’nın belirsiz politikaları... Amerikalıların özgüveni son zamanlarda yerlerde sürünüyor, halk bunu fark etti ve Trump’ı seçmek durumunda kaldı.