“Müslümanların tam ihtiyacı olan şey İslâmî bir devlet modeli!”

2021’in Ağustos ayında ABD’nin Afganistan’dan tamamen çekilmesiyle 20 yıllık mücadelenin meyvelerini alan Taliban, ülkede iktidarı tamamıyla ele geçirmişti. Taliban, hakkında yapılan bir yığın dezenformasyona, “asla devlet yönetemeyeceklerine” dair iddialara rağmen geçen bir senede Afganistan’da 20 yıllık işgalin izlerini silmek ve Afgan halkını refaha kavuşturmak adına çok önemli faaliyetlerde bulundu. Halkın topyekûn desteği alındı, ülke içerisindeki ayrılıklar giderildi ve güvenlik tam anlamıyla sağlandı. Bu faaliyetler Batı ve Batıcıları dumura uğratmaya yetti.

İçeride önemli faaliyetler yürüten Afganistan İslâm Emirliği yönetimi, dışarıda da uluslararası tanınırlığını artırmak adına çalışmalarını sürdürüyor. Afganistan Kültür ve Enformasyon Bakan Vekili ve Afganistan İslâm Emirliği Sözcüsü Zebihullah Mücahid de bu çerçevede ekim ayında Türkiye’ye geldi. Burada âlimler, kanaat önderleri, çeşitli sivil toplum ve basın-yayın kuruluşlarıyla temaslarda bulundu. Afganistan İslâm Emirliği’nin vaziyeti hakkında en doğru haberlerin tüm dünyaya ulaştırılması için konferanslara katıldı, röportajlar verdi. Mücahid’in Afganistan’a dönmesinden birkaç gün önce kendisiyle Rehber TV stüdyosunda kısa bir mülâkat yapma ve sohbet etme imkânımız oldu. Bu kısa mülakatımızda Mücahid’e Afganistan’ın genel vaziyeti, sorunları ve hükümetin faaliyetlerini sorduk.

Mülakatımızın sonunda ise Mücahid ile dünya düzeni üzerine kısa bir sohbette bulunurken kendisine Salih Mirzabeyoğlu ve İbda fikriyatından bahsettik; Haftalık Baran ile Aylık Baran dergisinin muhtelif sayıları ile Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun Başyücelik Devleti eserinin İngilizce ve Arapça baskılarını hediye ettik. İslâmî bir düzen teklifi olan Başyücelik modelini kısaca anlatmaya çalıştık. Hediyelerimizden son derece memnun olan Mücahid, “Müslümanların tam ihtiyacı olan şey İslâmî bir devlet modeli” ifadelerini kullandı. Üstad Necip Fazıl’ın İdeolocya Örgüsü eserinin de bu minvalde incelenmesi gerektiğini söylediğimiz Mücahid, kitapları ve dergileri mutlaka inceleyeceklerini belirtti.

Söz konusu mülâkat:

“40 YILLIK İŞGALİN İZLERİNİ SİLMEYE ÇALIŞIYORUZ!”

Şu anda Afganistan’da vaziyet nedir, kısaca bahsedebilir misiniz?

Şu anda Afganistan’da vaziyet iyi… Hükümet çok şükür ki iyi durumda ve önemli çalışmalara imza atıyor. Ülkenin her tarafında güvenlik sağlandı. Ekonomik olarak da günden güne iyiye doğru gidiyor.

Afganistan’da çok uzun süreli bir savaş yaşandı. Bu savaştan doğan ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

Malûmunuz olduğu üzere 40 yıla yakın bir işgal sürecinden geçtik. Bu zaman zarfında çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldık, çok önemli bir savaş verdik. Savaştan kaynaklı büyük sorunlar yaşamamıza rağmen şu geçiş döneminde bütün sorunları günden güne, yavaş yavaş çözüyoruz. Hem halkın vaziyeti hem de dışarıdan ülkemize gelen yatırımlar bakımından Afganistan’da günden güne daha iyi bir ortam gözlemlenmekte.

“AFGANİSTAN’DA BÜTÜNLÜK SAĞLANDI!”

Bu sorunlara misaller verebilir misiniz?

Hem ülkenin ekonomisi hem de güvenliği bakımından büyük sorunlardı bunlar. Bilindiği üzere Afganistan’da çok farklı etnik gruplar var ve bunların çatışmalarından kaynaklı bir ayrılık söz konusuydu. Bu ayrılığı ortadan kaldırmak gerekiyordu. İktidarı ele aldıktan sonra bu bahsettiğimiz problemleri gidermeye çalıştık ve gidermeye devam ediyoruz.

Elhamdülillah iktidara geldikten sonra çatışmaların ve anlaşmazlıkların üstesinden geldik. Tüm ülkede güvenliği sağladık. Taliban’ın iktidarı alarak İslâm Emirliği’ni tesis etmesi konusunda tüm halk destek verdi ve ülkede bütünlük sağlandı.

Bunun yanında en önemli sorunlardan biri de uyuşturucu sorunuydu ki, özellikle başta esrar olmak üzere bu çok büyük ve yaygın bir problemdi. Afganistan'da uyuşturucu madde tüketimini tamamen yasakladık ve üretimini de sıfıra indirdik. Esrar ekimi yapanları da cezalandırıyoruz. Ülkede 4 milyona yakın uyuşturucu madde bağımlısı vardı. Bu bağımlıların tedavi edilmesi için bir eğitim ve sağlık sürecinden geçiriyoruz.

Ekonomi sahasında sıkıntılar yaşıyoruz, inşallah bunu da daha iyi hale getireceğiz.

“HÜKÜMETİN TANINMASI EN TABİİ HAKKIMIZ!”

Bu süreçte uluslararası organizasyonlar ve devletlerle ne gibi sorunlar yaşandı?

Uluslararası kuruluşlarla ilgili herhangi bir problemimiz yok. Ancak en temel problemlerimizden biri, uluslararası arenada ülkelerin resmi olarak bizi tanımaması... Bunun da yakın gelecekte çözüleceğini düşünüyoruz. Uluslararası kuruluşların Afganistan’da faaliyet gösteren kollarıyla hiçbir sorun yaşamıyoruz. Ülkede güvenlik ve halkın refahı sağlanmış vaziyette, Afgan halkının desteklediği ve arkasında durduğu bir iktidar var. Resmi olarak tanınmamız için gerekli tüm şartlar oluşmuş durumda ve bu halkımızın da en tabii hakkı.

Tanınmak adına ne gibi girişimlerde bulunuyorsunuz?

Sürekli diplomatik görüşme halindeyiz. Bizleri tanımaları için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Özellikle sınır komşularımızla aramız iyi, ikili ilişkilerde herhangi bir problem yaşamıyoruz. İslam ülkeleriyle çok sıkı ve güzel ilişkilerimiz var. Avrupa ve ABD ile iletişim kurmaya çalışıyoruz. Aramızın bozuk olduğu bir ülke yok. Türkiye ile de ilişkilerimiz çok iyi. Türk kardeşlerimizden temennimiz de verdiğimiz mesajları herkese iletmeleri, dünyaya sesimizi duyurmaları…

“HAKKIMIZDA ÇOK FAZLA YALAN HABER YAPILDI”

Taliban’ın iktidarı aldığı süreçte ve sonrasında Afganistan’da yaşananlar hakkında çok fazla manipülatif haberlere rastladık. ABD’nin ülkeyi terk etmesi esnasında ülkede İslâm hâkim olacağı için kaçmaya çalışanların manzarası etrafında Taliban idaresinin muhaliflere yönelik en ağır cezaları uygulayacağı iddia edildi. Her ne kadar doğru kaynaklar meselelerin iç yüzünü elinden geldiğince halklara ulaştırmaya çalışsa da, bilhassa Batı ve bazı ülkelerdeki Batıcı medyanın yapmış olduğu bu çarpıtmalara dair neler söylemek istersiniz?

Batı medyasının yapmış olduğu haberler bunlar ve anlatılanlar kesinlikle doğru değil. Biz hükümeti kurduktan sonra, genel anlamda herkes için af ilan ettik. Bu süreçten sonra da kimseyi siyasî bir gerekçeyle tutuklamadık. Şu anda cezaevlerinde siyasî tutuklu yok zaten. Bu süreçte mahkemeleri sağlıklı bir şekilde işler vaziyete getirdik. Daha sonra da ülkede asayişin sağlanması adına faaliyetlerimize devam ettik ve asayişi bozucu davranışlarda bulunanlar mahkemeler aracılığıyla kanuna uygun bir biçimde yargılanıyor. Bu zamana kadar da, iddia edildiği gibi bir haksız tutuklama, cezalandırma veya işkence söz konusu olmadı.

İşgal döneminde Afgan halkının bütün varlığı çalındı. Gerek işgalciler gerekse yerel idareciler halkın parasını çalarak zenginleşti. Bu yolsuzlukların araştırılması ve halka hakkın iadesi konusunda ne gibi çalışmalar yapılıyor?

Eski yönetim yolsuzlukta gerçekten çok ileri gitmiş vaziyetteydi. Geldiğimizden beri de bu yolsuzlukla mahkemeler aracılığıyla mücadele ediyoruz, bir daha yolsuzluk yapılmasının da önünü almaya çalışıyoruz. Ancak bu konuda da birçok sıkıntı mevcut… Adı yolsuzluğa karışmış herkesi devlet görevlerinden uzaklaştırıyor ve mahkemelere sevk ediyoruz. Elbette bunları yaparken ülkenin güvenliğini sağlamaya çalışıyor ve halkın bölünmemesi için çabalıyoruz. Tüm bu hususlarda dikkatli ve birbiriyle mutabık adımlar atıyoruz ve bunun da verimini alıyoruz.

Dünya çapında bütün inançsızlar Taliban’ın başarısız olması için uğraşırken Müslümanların vermiş olduğu destekten memnun musunuz ve bu destek yeterli mi?

Bizim çevre ile ilişkilerimiz çok iyi zaten, onun haricindeki İslam ülkelerindeki halklardan da ciddi destek alıyoruz. Bu konuda memnunuz; fakat daha önce de belirttiğimiz gibi devletler nezdinde bize yapılacak en büyük destek resmî olarak tanınmamız olacaktır.

Gazanız mübarek olsun.

Allah razı olsun, teşekkür ederim.

Röportaj: Faruk Hanedar

Aylık Baran Dergisi 9. Sayı