Suriye’de bazı bölgelerde muhaliflerin ittifakı neticesinde Esed güçlerinin geri çekildiği haberleri ulaşmakta. Bu ittifak nasıl sağlandı ve Esed güçleri nasıl püskürtüldü? Bu ittifakın Suriye geneline yayılma ihtimali nedir?
Hafız Esed tarafından 1970 yılında askeri darbe ile ele geçirilen Baas rejimi 40 yılı aşkın bir süredir mezhep (Nusayri) merkezli bir devlet idaresi olarak varlığını sürdürmekte idi. Tâ ki 2011 Mart’ın da vahşice katledilen Dera’lı çocukların yol açtığı büyük sokak olaylarına kadar. Halkın biriken öfkesi dev bir dalga olarak ülkenin tüm şehirlerine yayıldı ve sonrasında halen devam etmekte olan iç savaşa evrildi. 
Savaş inişli bir çıkışlı bir grafik izledi. 2013 yılı ortalarına kadar Muhalifler ilerleme kaydederken 2013 Haziran ayı ile birlikte Esed bazı bölgelerde yeniden kontrolü sağladı. 2015 başlarında ise Muhalif gruplar yeniden birçok cephede saldırıya geçerek Baas Rejiminden önemli noktaları ele geçirdiler. Bu ilerleyişte en büyük etken gruplar arasında oluşturulan birliktelik oldu. Saldırı öncesi büyük cepheler açılarak bu cephelerde bulunan grupların ortak strateji ile hareket etmesi sağlandı. Cephede batılı güçlerle kirli işbirliği içerisinde olan bazı gruplar pasifize edildi. Muhalif grupların dağınık durumundan fazlası ile istifade eden rejim askeri unsurları ortak saldırılar karşısında tüm cephelerde büyük şok yaşadı ve başta Dera, Hama ve İdlip olmak üzere stratejik birçok noktadan çekilmek zorunda kaldı. 
Suriye’de muhaliflerin zaferlerinin artmasında bilhassa Yemen’de Suud ile girdiği bilek güreşi dolayısı ile İran’ın dikkatinin Yemen’e kaydığı ve bunun da Esed’e eskisi gibi destek vermesine engel olduğu şeklinde yorumlar var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Şu an Suriye’de İran’ın etki gücü nedir?
Esed rejimi ciddi bir sosyal temele oturmadığı için savaşın reel ömrü en fazla 6 ay olabilirdi. Ancak bu noktada İran devreye girdi ve ilk 6 ayda tükenen Rejim güçlerini tüm varlığı ile destekledi. Hatta Kasım Süleymani isimli İran’lı General savaşı bilfiil idare etti. Önceleri İran devrim muhafızları birçok cephede fiilen yer aldı. Sonrasında Irak’lı Asaeb Ehlul Hak, EbulFadl Abbas ve Lübnan’da konuşlu Hizbullah örgütüne mensup binlerce militan Suriye’de Esed rejimine destek amaçlı sahaya sürüldü. Büyük kayıplar vermelerine karşın Şii milisler Yemen ve Afganistan’dan takviye edilerek cephedeki varlığını sürdürdü. 
Işid unsurunun da muhalif gruplara yönelik saldırıları elbette savaşın seyrini etkiledi ve Esed’in gidişini geciktirdi. Irak’ta olan bitenler İşid’in dikkatini önemli oranda Suriye’den Irak’a kaydırdı ve Muhalifler tek cephede Esed’e karşı yoğunlaştı. 
Aynı dönemde Yemen krizinin baş göstermesi İran güdümlü Şii militanların Suriye cephesinden çekilerek Yemen savaşına gönderilmesini beraberinde getirdi. 
Suriye’de muhalif komutanlar yaklaşık 2,5 yıldır sürekli “Esed bitti, İran’la savaşıyoruz” beyanatı vermekteydi. Son İdlip ve Cisr eş Şugur savaşlarında esir ve ölüler arasında İran destekli Şii milislerin çıkmaması bir şeylerin değiştiğinin en önemli göstergesi oldu. 
Son günlerde Halep’te muhaliflerin operasyonları yoğunlaştı. Halep’in ehemmiyeti nedir? Halep’in düşmesi Suriye’de ne gibi gelişmelerin kapısını aralar?
Halep Suriye Devriminin başkentidir. Sırf bu öneminden dolayı rejim tüm gücüyle şehre saldırıyor. Şu an tarihi dokusu ve ekonomisi ile tamamen enkaza dönen Halep’te on binlerce insan şehid düştü. Bunların % 85’i ise sivillerden oluşuyor. Sahip olduğu potansiyelden dolayı Esed şehri her yönüyle cezalandırıyor. Geride kalan 1,5 yıl içerisinde Halep büyük bir kuşatma tehlikesi yaşadı. Muhalifler Şehre giriş çıkışlar için yaklaşık 3,5 km’lik Kastillo geçidini kullanabilmekte idi. Fakat son 4 aylık dönemde Muhalifler hayli ilerleme kaydetti. Şu an Esed’çiler Halep’in ellerinde tuttukları % 55 kısmını boşaltmaya başladı. Merkez Bankası ve Müze gibi noktalar boşaltıldı. Ayrıca resmî kurumlar boşaltılarak Lazkiye’ye taşınıyor.
20 Grup geçtiğimiz günlerde Halep’in fethini hedefleyen bir operasyon için ortak bildiri yayınladı. Ciddi bir saldırı halinde Esed Halep’te direnecek güçten mahrum. İran’lı ithal militanlar ise gerilemeyi durduracak ağırlığa sahip görünmüyorlar. 
Halep’in özgürleşmesi Türkiye’de yaşayan birçok mültecinin dönüşünü sağlayacaktır. Biz bu asrın en büyük mezalimlerinden birine şahitlik ediyoruz. Çocuk, kadın, yaşlı demeden öldüren Şam rejimi, cami, okul, kilise, hastane, pazaryeri gözetmeden bombalıyor. İnsanların ölüm ve kaçmak dışında seçeneği kalmayan Halep’te her şeye rağmen yüz binlerce insan yaşıyor. Helikopterler her biri bir tahrip kalıbı olan varil bombalarını şehrin üzerine acımasızca boşaltıyorlar. Tüm dünya da bunu izliyor. Rejim, kentin üzerine bir ayda 600-700 ton bomba indiriyor. Ama halen Halep direniyor.
Suriye direnişinin Suriyelilerin inisiyatifinden çıkarak uluslararası güçlerin ve bölgesel güçlerin mücadele alanına dönüştüğünü görüyoruz. Bu güçler Suriye üzerinden ne gibi hesaplar yapmaktalar?
Uluslararası güçler sadece gelecekte kendi menfaatlerinin garanti altında olacağı bir Suriye istiyor. Onlar için ölen bunca sivilin hiç bir değeri yok. Cephe dışında oluşan muhalif siyasî yapılarda fazlasıyla batılıların inisiyatifine inandığı/inandırıldığı için 4 yıl boyunca sadece oyalandılar. Suriye’nin geleceğini cephede vazgeçmeden direnen Savaşçılar belirleyecek; haricî bir unsur değil.
Suriye’de beşinci senesine giren bu savaş nasıl son bulacak? Bu savaşın neticesi hususunda öngörünüz nedir?
2015 ortalarına kadar savaşın seyrine dair önemli gelişmelerin olacağını düşünüyorum. Dera, Hama, Halep’te muhaliflerin ilerleyişi sürecek diye beklemekteyim. Ayrıca direnişe en büyük darbeyi vuran İşid’in de 2015 yılı içerisinde büyük bir erime yaşayacağına inanıyorum. Suriye’nin çocukları özgürlük için çıktıkları bu yoldan dönmedikçe savaşın seyri onların lehine olacaktır. 
Suriye’nin katil rejimine kendi geleceğini ipotek ederek destek veren İran’ın da İslâm’ın içerisinde yuvalanmış habis bir ur olduğunu tüm dünya Müslümanları bir kez daha görmüş oldu.
Bu savaş bitecek ve Türkiyeli Müslümanlar inşaAllah bu imtihandan alnının akıyla çıkacaklar. Ülkemizde bulunan, etrafımızdaki Suriyeli mültecilerin bize emanet edildiklerini unutmadan sorumluluklarımızı yerine getirmekten geri durmamalıyız. Suriye’de olan bitenler her şeye rağmen Allah’ın izniyle Ümmetin lehine sonuçlar doğuracaktır.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Hayır, teşekkür ederim.
Biz de teşekkür ederiz.

Baran Dergisi 435. Sayı