31 Mart seçimlerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ortaya çıkan sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu sonucu öngörüyordum. İstanbul’a AK Parti teşkilatlarına ziyaretlerde yaptığım görüşmelerde bu ihtimale dikkat çekiyordum. Kürt halkının ciddi bir kesimi HDP’den yüz çevirme noktasına geldi. Çünkü zarar gördüklerinin farkına vardılar. Batı metropollerine göç eden Kürtler gibi değildi hissiyatları. PKK yüzünden evleri yıkıldı, çocukları öldü. Bunu bir daha yaşamak istemiyorlar. Esasında pek görünmeyen şu husus var; bölge halkı büyük tehdidi gördü. ABD’nin Suriye’nin kuzeyine binlerce TIR silahla yerleşmesi, üsler açması, Irak ile Suriye arasında Barzani’nin yerine seküler-Marksist-Leninist bir yapılanmayı ikame etmek suretiyle beliren tehdidi gördüler. Amerikancı solcu Kürtçü yapılanması söz konusu. Bu yapılanma ilk bölge halkını vurur. ABD niçin S-400’leri istemiyor. HDP neden S-400’e tepkili. “Ermeni soykırımı yapılmıştır” diyen Garo Paylan gibi Kürt solunun temsilcileri neden S-400 gelmesin diyor. Dikkat ederseniz özellikle Ermeni kimlikli seçilmiş ve seküler ateist Kürtçüler S-400 karşıtı. Ülkemizin bölünmesi cihetinde faaliyetteler. Bölgede “Kürdistan” diye bir devletin kurulması asla söz konusu değil, mümkün de değil. Burada başka bir kampanya var. Mesela Midyat Süryanileri üzerinde çalışıyorlar. İsveç/Oslo merkezli bir çalışmadır bu. Süryanilerin çoğu İsveç’te yaşıyor. Projelerinde Yezidiler de var. ABD’nin vandalları Yezidi bölgesi “Şengal”e saldırdığı zaman, HDP’nin yerel yönetimindeki seküler Kürt yöneticileri 6 binden fazla Yezidi’yi Türkiye’ye getirdi. Diyarbakır-Bismil kırsalına binlerce Yezidi yerleştirildi. Diyarbakır’da Yezidi hiç yokken şimdi Yezidiliği “dini topluluk” olarak dayatıyorlar. Yezidilik, Kemalizm’in tek parti döneminde, 18 Temmuz 1923’te Meclis’te söylenen “İslam terakkiye manidir, dinimizi Hristiyanlık yapalım” dayatması gibi Kürtlere dayatılıyor. Bu topluluğu da Batman ile Viranşehir arasına yerleştirmek amacındalar. Dersim merkezli seküler “Kızılbaş Alevi” dedikleri topluluk da aynı yönde dizayn ediliyor. Bu da “Kürdistan” dedikleri yerde Kürtleri paramparça ederek bunu başarabileceklerine inanıyorlar. Kürt halkı bunu görmüyor değil.
Diyarbakır’daki sonuçlarla ilgili görüşlerinizi alabilir miyim?
Doğrusu AK Parti’nin Büyükşehir’i kazanacağı iddiasında değildim ancak yüzde 40-45 oranında oy olacağını tahmin ediyordum, yanılmışım. Fakat bu noktada da AK Parti’nin yanlışı var. Cumali Atilla’nın adaylığından dolayı değil kesinlikle. Merkez ilçe başkanlıklarına getirilen adayların karşılığı halk içinde yoktu. İl Meclis üyelerinin tayininde pragmatist davranıldı, bu da Cumali Bey’i güçsüzleştirdi. AK Parti Diyarbakır milletvekilleri ve teşkilat yine büyük düşünmeyip “benim olsun küçük olsun” dürtüsüyle hareket etti. Oysa Haziran seçimlerinde yüzde 18,5 almış bir parti bu seçimde yüzde 30 alma başarısını gösterdi ama bu da yetmiyor. Şırnak, Ağrı ve özellikle manevi anlamı yüksek Bitlis’imizin yaptığı tercih de alkışlanacak bir sonuçtur. Bu mesaj aslında Türkiye’nin batısına da verilen bir mesajdır. Diyarbakır alındığı zaman ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki, Fırat’ın doğusu dahil kalması sıkıntıya girer, bu biliniyor.

Belediyelerine kayyum atanan Kürt illerindeki seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sadece fizibilite olsun diye yapılan iyileştirmeleri, hizmetleri “ceset” olarak kabul ediyorum. Esas ruh önemlidir. Ruhu olmayan ceset kokmaya mahkûmdur. Ancak şu var; Erdoğan’ın şahsında bölgeye devletin şefkat eli değdi. Batı şehirlerimizdeki AK Parti teşkilatları takviye edemedi. Örneğin İstanbul... “Çukur siyaseti”nden sonra bu tarafa göç eden HDP tabanı Suriye halkı gibi perişan, ortada kaldı. AK Parti belediyeleri bu gelenleri sahiplenmedi. Kürt nüfusunun yüzde 80’i batıda yaşıyor. Suriye, Irak, İran gibi bir yerde sıkışmış değil, oralarda Kürd’e kız vermez, akrabalık yürümez. Dolayısıyla Türkiye Kürd’ün öz vatanıdır. İstanbul’da 3 küsur milyon Kürd var, Diyarbakır’da 1 milyon... Şimdi, siyaset sosyolojisi açısından baktığımız zaman Diyarbakır mı “başkent”, İstanbul mu?

İstanbul’da Kürt vatandaşların oy vermeyişini tam olarak neye bağlıyorsunuz?
Sayın Erdoğan’ın Kürt halkına gönderdiği teşekkür mesajı harika... Ama Kürt oylarının İstanbul’da yeterli ölçüde alınamamasının sebebi “İstanbul’da nasıl olsa kazanacağız” diyen Karadeniz hemşehriciliği yapan kesimdir, Ankara’da ise MHP’dir. Ankara’da 680 bin nüfuslu Keçiören Turgut Altınok’un aldığı oy yüzde 70’e yakın, Mansur Yavaş’a karşı Özhaseki’nin aldığı oy ise yüzde 32’lerde... Altınok’un Yozgat, Kırşehir ağırlıklı seçmenine CHP adayı Mansur Yavaş’a oy verdirildiği anlaşılıyor. Yani yine hemşehri asabiyeti sonucu belirledi. Bu durum siyaset sosyolojisi bakımından kaynağı derinde olan bir tesirdir. Doğu’da HDP’nin aldığı oyun yüzde 5 olacağını tahmin ediyorken yüzde 4 bile olmadı. Biraz daha stratejik adaylar belirlenseydi çok daha etkili sonuç alınırdı.

CHP içinde PKK kadrolaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Haçlı siyonizmi, Kürt nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde yapmak istediği iç çatışma ve terörü batı bölgelerine taşımayı bu seçimde de gerçekleştirmek istiyor.

Bu amaca hizmet edenler kimler olabilir?
Bunlar dışarıdan kontrollü olmakla birlikte, İngiliz ulusalcıları, Pensilvanya milliyetçileri, kripto İslamcılar şeklinde sayılabilir. Saadet Partisi’nin yapmış olduğu ihaneti görüyor musunuz? Özellikle Beyoğlu seçimleri beni kaygılandırıyordu. CHP Beyoğlu’nu almış olsaydı kesinlikle ve kesinlikle bu semte hiçbir Müslüman sokulmayacağı gibi semtin arka sokaklarında uyuşturucu, kapkaççı, yankesici kriminal tipler tekrar sokaklara salınıp İstanbul’un başı ağrıtılacaktı. Aynı Diyarbakır’da, Sur’da gösterdikleri “çukur siyaseti”nde kullanıldığı gibi...

AK Parti bundan sonra ne yapmalı?
AK Parti bir defa ideolojik bir parti değil. En başta ve kesinlikle siyasileşmiş Kürt feodalizminden, siyasileşmiş aşiretlerden vazgeçmesi lazım. Şeyh, molla, ulemanın siyasetle ilgisi yok. Mesela Diyarbakır’da bir ailenin 4-5 bin oyu var, her bir üyesi başka bir partide. Bu menfaatperestlik değil de nedir? Mesela adam Şeyh Said’in torunu HDP-PKK’dan İl Meclis üyeliğine getiriliyor. Bu adama istifa et demiştim. İzmir’de Zeybek, Müslümanları rahatsız eden şeyler söyledi ama İzmir toplumuna da dokunmak mecburiyetindeydi. Fakat bizim doğuda öyle olmaz. Doğuda Müslümanlara ihtiyaç var; ağalara, beylere, aşiret reislerine ihtiyaç yok. AK Parti bunu görmeli. Son dönemde Hüda-Par destek kararı aldı açıklama yapmadan. Niçin AK Parti’ye açık destekte bulunmuyor. Tabiî, Hüda-Par’da da MHP rahatsızlığı var ancak ana dil filan gerekçelerini kaldırsınlar bir tarafa. AK Parti Kürt halkına ne vermedi ki. Biz düne kadar Kürt olduğumuzu söyleyemiyorduk. AK Parti, teşkilatlarını inşa ederken halk içinde karşılığı olan isimleri getirmesi lazım. Meclis üyeleri de öyle. Mehdi Eker iyi bir milletvekili ama bölgede karşılığı yok; bu seçimlerde de patates soğan üzerinden seçim yapıldı. İstanbul’dan girmeliydi seçime. Çünkü çevre yıpratıyor. Ebubekir Bal, Oya Eronat, bu isimlerin karşılıkları yoktur. Ben Erdoğan için dua eden biriyim. Bunda hiçbir menfaat de gütmüyorum. Sadece birlik beraberlikten yana ülkemizin geleceğini düşünüyorum. Suriye, Afganistan, Yemen olmak istemiyoruz.

Baran Dergisi 638. Sayı