Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması, sadece bir namaz kılma mevzuu değildir. Ayasofya'nın yeniden cami kimliğine dönmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin yeniden bağımsızlığını kazanması anlamına gelir. Bu değişim, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesi ve Ayasofya'yı camiye çevirmesiyle beraber Osmanlı'yı güçlü ve bağımsız bir devlete dönüştürmesi ile aynı anlama gelmektedir! Bu karar ile Türkiye yeniden, bir kez daha tarihi kimliğini ve sorumluluğunu hatırlamıştır. Ayasofya, Üstad Necip Fazıl'ın dediği gibi, aziz bir kitap gibi açıldı. Madde ve mana yeniden bütünleşmiştir. Bu süreç bir kez daha göstermiştir ki, Batı ile Doğu arasındaki savaş oldukça derinlerdedir. Batı'nın kızıl elmasının hala İstanbul’u yeniden ele geçirmek ve Ayasofya'nın kubbelerine haç yerleştirmek olduğu bir kez daha görülmüştür. Avrupa'dan gelen çatlak sesler, bu arzunun ifadesidir. Avrupa'da ya da Balkanlar’da bir tek cami veya Osmanlı mirası bırakmayanların, mukaddesatı katledenlerin bize söz söyleme hakkı yoktur! Bu ülke sadece Müslümanların değil farklı dine mensup olanların da huzur içinde, kendi mabetlerinde ibadetini yapabileceği bir yerdir; Anadolu budur! Tarih buna şahittir, içinde bulunduğumuz şu zamanlar buna şahittir. Bundan dolayı Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi bu milletin kendi ruhuyla ve değerleriyle yeniden buluşması demektir... Bu ülkenin bağımsızlığını ve egemenliğini sembolize eden bu fetih, umarım yeni fetihlerin müjdesi olur.

Baran Dergisi 705.Sayı