Ezan, bayrak, vatan bizim kırmızı çizgilerimizdir. Türkiye’de yaşayan herkes bunu bilecek. Müslüman olmayanlar ezanı dinlemek istemiyor olabilir ama saldırgan tutum gösteremezler. Biz kimsenin çanına saldırgan tutum sergilemiyoruz. Kimsenin kutsalına hakaret etmiyoruz. Bu bir hakarettir. Mekkeli müşrikler de böyle şeyler yapıyordu. Hakaret kastı görmek için müezzini öldürmeleri mi gerekiyordu? Saygı göstermeyi istemeyebilirler ama saldıramazsın. Açıkça ezan ıslıklanmıştır burada. Dindarlar arasında kimi ezik çevreler, “ya işte ezan okununca başlamamışlardı, zaten ıslık çalıyorlardı. Onlar ezana karşı ıslık çalmadılar” falan diyor. Öyle bir şey yok. Ezanı duyduklarında ıslıkları kesecekler. Polisi protesto ediyorsan o noktada sana izin de verilmemiş. Polis senin şamar oğlanın mı? Yasalara uyacaksın. İstediğin zaman istediğin yerde eylem yapamazsın. “Hepsi öyle değil” diyenler var. Hepsi öyle değilse içinde olmayacak. Yılanla aynı çuvala giriyorsan ıslıklamayı bekleyeceksin. Gördün, ıslıklıyorlar, sesini keseceksin, tepki koyacaksın. Demek ki bunlar kitle içinde çok az. Bunların da karşı açıklaması yok. Bir kalabalığın yanından gidiyorsun diyelim. Seni ıslıklıyorlar, senin zoruna gitmez mi. Seni ıslıklayınca olmuyor, ezan ıslıklanınca oluyor öyle mi.

“Celladının Baltasını Yalayanlar”
Bu eziklerin bu tür tutumları 28 Şubat’ta da böyleydi, Gezi’de de... “Onlar aslında öyle insanlar değil” dediler, bak nasıl vandallıklar gösterdiler. Bu da bir “mini gezi”dir. Aralarından ayrılanların özür açıklaması da yok. Haklı tepkimizi koymazsak, yarın bunlar ezanı susturmaya kalkarlar. Susturmadılar mı zaten. “Müslümanlar koyundur, ağzımıza, aklımıza geleni söyleriz, bunların sesi çıkmaz.” Bunun kabul edilebilir tarafı yok. Gezi benzeri hareketleri her yerde yapmaya çalıştıkları sır değil. Ezan karşıtı değilseler, o ahlâksız pankartlar nedir. Bu kalabalığın affedilir tarafı yoktur. Bu meselede içimizdeki ezikleri de ortaya çıkardı. Bu açıdan isabet oldu. “Haksızlık yapılıyor” diyorlar. Düşünebiliyor musunuz, celladının baltasını yalıyorlar. İslâm dünyasının en büyük sorunu da bu “aydın” iddiasında olanlardır. Toplumun haklı tepkilerini pasifize edip bunları açıkça saldırgan tutum içinde girmelerini sağlıyor. Bu azgın azınlığın. “Türkçe ezan”ını 18 sene yaşadık. Yine istediklerini yapıp, “bizi meşrulaştırırlar” şeklinde düşünüyorlar. Ezik dindarlar, El-Bab ve Afrin harekatı öncesinde de aynı tutumu sergilediler. “Acaba karşımıza AB çıkar mı, ABD bir şey der mi.” Vaktiyle dindarlar arasına girip sonradan onlara tepeden bakanlar, “Siz Avrupa’yı tanımıyorsunuz” diyenler... Sen tanıyor musun? Nargile tüttürmekle olmuyor bu işler. Monşerlere özenmekle olmuyor.


Baran Dergisi 635. Sayı