Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, dünya çapında yayılan koronavirüsün salgın şartları, yayılma yolları ve bu virüse karşı alınması gereken tedbirler hakkında Baran’ın sorularını cevaplandırdı.

“İlk koronavirüs vakası Aralık ayı ortasında Çin’de başlamıştı. 31 Aralık’ta Dünya Sağlık Örgütü’ne 44 hasta olduğu bildirildi. 7 Ocak’ta bunun bir koronavirüs vakası olduğu anlaşıldı. 11 Ocak’ta ise koronavirüsün DNA dizilimiyle birlikte yeni bir tip olduğu ortaya konuldu ve Vuhan’da sıkı bir karantina uygulandı. Hastalık, yüzde 85 oranında hafif seyrettiği için muhtemelen bildirilen sayının çok üzerinde insan enfekte oldu. O nedenle de toplumun önemli bir kısmı bağışık olduğundan Çin’deki vakaların artış hızı yavaşladı; günlük artış iki kişi olarak tespit edildi. Şu an orada yavaş yavaş kontrol altına alınıyor. Ancak havalar da ısınacak, salgın duracak diye beklenirken birdenbire üç ayrı odak çıktı. Biri Güney Kore, diğeri İran, öbürü de İtalya... İtalya, çok sayıda turistin girip çıktığı bir yer olduğundan önemli. O yüzden Avrupa’daki vakaların yüzde 60’ı İtalya temaslı. Yüzde 30’u İran, sadece yüzde 10’u Çin temaslı oldu. Avrupa’da şu an artış eğilimi hakim. Dünyada günlük vaka sayısı en son 4 bin civarındaydı. Bunun çok büyük bir kısmı Avrupa vakaları. İran’ın da katkısı var.”

Havaların ısınmasının salgının durmasına sebep olup olamayacağı hususunda “Kesin bir şey söylemek çok zor.” diyen Prof. Dr. Ceyhan şöyle devam etti:

“Havaların ısınmasıyla beklenen şey, virüsün dış ortamda yaşama süresinin kısalmasıdır. Oysa mesela Güney Kore’de yaz yaşandığı halde vakalar görülmeye devam ediyor. Yine yaz gören Güney Amerika’nın neredeyse bütün ülkelerinde görülüyor. Dolayısıyla yazları bir miktar azalabilir ama olay devam edebilir. Çünkü kişiden kişiye bulaşmada havanın bir rolü yok. Bir metre mesafeden öksüren, hapşıran kişiden hava sıcak da olsa bulaşabiliyor. Mesela Afrika’da vaka görülmediği sanılan ülkeler teknolojik olarak yetersiz olabilir. Virüsü tarayıp tespit etme şansları düşük olan ülkeler. Nispeten daha iyi olan ülkelerin hepsi rapor çıkardı. Mısır, Cezayir, Fas gibi... Sıcak bilinen Kuveyt’te de ciddi bir artış var.”

“Hemen Aşı Garantisi Yok”
Prof. Dr. Ceyhan, salgının ne zaman duracağı sorusunu ise şöyle cevapladı:

“Bunu şimdiden söylemek pek mümkün değil. 2002’deki SARS virüsü 8 ay sürmüştü. 2012’de MERS virüsü çıkmıştı hâlâ devam ediyor. Salgının azalması veya durması için üç yol var. Birincisi ya bir aşı bulacaksınız, aşıyla bağışık hale gelinecek. Ya virüs çok fazla insanı enfekte edecek, artık herkes bağışık hâle gelince virüs bulaşacak insan bulamayacak. Üçüncüsü ise virüs mutasyona uğrayacak, bulaşma özelliğini kaybedecek. Bu üç yoldan biri olmadan salgın sonlanmıyor.”

Koronavirüs aşısıyla ilgili olarak “buna şimdiden garanti verilemez” diyen Prof. Ceyhan, aşı bahsinde şöyle konuştu:

“Bir defa insanları öldüren, sakat bırakan yüzlerce hastalık var. Hâlâ bulunamadı. SARS’a bir aşı bulunmuştu fakat daha denenmeden salgın bitti. Dolayısıyla çıkış nedeni anlaşılamadı. MERS ise 8 yıldır devam eden bir salgın olduğu halde etkili bir aşı bulunamadı. Dolayısıyla Kovid-19’a bir aşı garantisi yok. Bulunsa bile, etkili bir aşının uygulanmaya girmesi bir yıldan öncesini bulmaz. Yani bir molekül bulacaksınız. Önce hayvanlarda sonra insanlarda çalışmalar yapılacak, sonra... Tedavide denenen ilaçlar var ama mesela 4 hastada olumlu sonuç alındığı söyleniyor. Fakat zaten kendiliğinden iyileşen bir hasta. Etkili bir tedavi olduğunun anlaşılması için en az 9 bin vaka üzerinde çalışılması lazım. Yaşlılarda daha sık ve daha ölümcül seyrediyor. 65 yaş üzeri, kronik akciğer, karaciğer, şeker hastalıkları varsa, bu kişilerde yüzde 10 öldürüyor. Çocuklarda ise 9 yaşın altında ölen vaka bildirilmedi. O yüzden küçük çocuk ve sağlıklı genç yetişkinler, hastalığın ağır seyretmesi açısından daha az risk taşıyorlar.”

Türkiye’de henüz vaka tespit edilmeyişiyle ilgili olarak, “saptanmış vaka yok demek daha doğru” diyen Prof. Dr. Ceyhan, Türkiye şartlarını şöyle değerlendirdi:

“Şu an virüs taşıyan insan var mıdır bilmiyoruz ama olabilir. Çünkü şu an yürüyen sistem şöyle; siz durup dururken ateş veya öksürük için muayeneye geldiniz. Ben sizden test isteyemiyorum. Test isteyebilmem için Güney Kore gibi ölçümüz olması lazım. Bakılanlar, ya salgın bölgesinden gelenler veya havalimanlarında termal kamerada ateşli iken yakalananlar. Virüsü sağlıklı iken kapıp buraya gelmiş, ve burada hastalığı çıkıp hafif seyretmiş insanlar olabilir. Bunlara vaka demek mümkün değil. Yalnız Sağlık Bakanlığı’nın Halk Sağlığı Laboratuvarlarında bakılabiliyor. Bunun dışında özel veya hastane laboratuvarlarında bakılamıyor. Bakılanlarda ise yok. Yine de toplumda bu virüsü taşıyan insanlar olabilir; dikkatli olmak lazım.”

“El Yıkamak Çok Önemli”
Prof. Dr. Ceyhan, virüse karşı alınacak alınabilecek tedbirlerle ilgili şu tavsiyelerde bulundu:

“Bu işte en önemlisi el yıkamaktır. İkincisi, hasta insanların, öksüren, hapşıran, nefes daralması yaşayan insanların işyerine, okula, toplu çalışma ortamlarında ise gitmemesi lazım. Çok gerekliyse maske takılması lazım. Sağlıklı insanların bulunduğu önemli işyerlerinde salgın plânı oluşturulması lazım. Çok basittir. Bir sağlık plân sorumlusu belirlenecek. Ani bir öksürük veya ateşlenme durumunda o kişinin alınacağı boş bir oda olmalı. Hastaneye gidinceye kadar odaya girilip çıkılmayacak. Ortak alanların sık sık dezenfekte edilmesi lazım. Maske takma konusunda da insanların eğitilmesi lazım. Şu anda son derece yanlış uygulanıyor. İsraf var çünkü...”
 
Kimdir?
1991 yılında kurulan EHD Enfeksiyon Hastalıkları Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı olan Prof. Dr. Ceyhan, 1981 Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunudur. İhtisasına, aynı fakültede Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları dalında başladı. 1988 yılında çocuk sağlığı ve hastalıkları doçenti, 1995’te ise profesör oldu. 1989 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ünitesi'nde öğretim üyeliği görevi dışında, 1998’de ABD Cincinnati Childrens Hospital’da Çocuk Enfeksiyon Bölümü’nde çalıştı. Halen Enfeksiyon Hastalıkları ve Pediatri Uzmanlık Akademisi Derneği Başkanlığı ile Aşı Çalışma Grubu Koordinatörlüğü görevlerini yürüten Prof. Dr. Ceyhan, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı olarak çalışmalarına devam etmektedir.


Baran Dergisi 687. Sayı