Cumhurbaşkanı Erdoğan “yeni bir Haçlı-Hilal mücadelesi istemiyoruz” diyerek uyarıyor dünyayı. Ama en çok onun liderliğindeki devlet aklı fark ediyor olmalı nitelik değiştiren tehlikeyi. Gösterilen direnç, alınan tedbirler şimdi daha anlamlı. Çünkü ne Gezi’deki “zulüm 1453’te başladı” yazısı, ne 3. Köprü-3. Havalimanı gibi doğu-batı karşılaşmasını kolaylaştıran projelere itiraz, ne de Kudüs İsrail’e peşkeş çekilmek istenirken PKK’nın sınırımıza dayanması tesadüfi. Yahut FETÖ melununun “Haçlıların ülkenizi işgal etmesi tehlikeli bir şey değildir” sözü; işgalci İsrail’in Başbakanının oğlunun “İstanbul Türkler tarafından işgal edilmeden önce bin yıl Bizans’ın başkentiydi” hatırlatması tesadüfi midir sizce? Daha yakına gelelim. 15 Temmuz’a tiyatro derken beka tehlikesini alaya alan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurduğu gizli-çapraz ittifaklara güvenip camideki Müslüman katliamının faturasını Müslümanlara kesmesi tesadüf müdür? Bu çerçevede, 31 Mart seçimleri Haçlı terör saldırılarının yoğunlaştığı bir dönemde çok önemlidir.”

Baran Dergisi 637. Sayı.