BAE ve Bahreyn’in İsrail ile yaptığı normalleşme anlaşması neleri kapsıyor? Bu anlaşmanın amacı nedir?

BAE ve Bahreyn ile işgalci İsrail arasında imzalanan anlaşma, ekonomik, kültürel ve turistik olmak üzere taraflar arasındaki ilişkilerin tümünü kapsıyor. Ayrıca, bu anlaşmaya göre taraflar birbirlerinin ülkesinde elçilik açma hakkına da sahip olacaklar. Pratiğe baktığımızda bu anlaşma Filistin davasına zarar veriyor. İsrail'in davaya ve Filistin halkına karşı takındığı saldırgan tavra destek teşkil ediyor. Her ne kadar bazı hükümleriyle ilgili çekincelerimiz olsa da bu durum, Arap Birliği inisiyatifiyle çelişiyor. Arap Birliği, Arap devletleri ile işgalci İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesini sağlamaktan önce Filistin’in haklarını tanıması koşuluyla kuruldu. Ama şimdi tam tersi şeyler oluyor, İsrail işgalinin devamı ve aynı zamanda bazı Arap devletleri ile İsrail işgali arasında normal ilişkiler kurulmaya çalışılıyor.

Bu anlaşmaya uluslararası arenada ve Arap ülkelerinde kimler karşı durdu ve kimler destekledi?

BAE ve Bahreyn’in İsrail ile anlaşması bir dizi Arap ülkesi tarafından açıkça desteklendi. Bu nedenle, Filistin yönetimi tarafından Arap Birliği'ne sunulan, BAE-İsrail anlaşmasını kınayan ve Arap barış girişiminin korunması çağrısında bulunan Filistin karar taslağının daha önce görülmemiş bir şekilde reddedildiğine şahit olduk. Buna rağmen Türkiye, Malezya, Endonezya ve Cezayir de dahil olmak üzere anlaşmayı reddettiklerini açıkça beyan eden ülkeler var. Uluslararası düzeyde de bu adımların Filistin haklarına bir saldırı olduğu biliniyor ve her zaman olduğu gibi çoğu Avrupa ülkesi sessizliğini koruyor. ABD’nin duruşuna ve görüşüne bakacak olursak, ABD tamamen işgalciler ile bir olmuş durumda.

Arap halkları ve diğer Müslüman halklar bu anlaşmayı kabul ediyor mu?

Arap ve İslam halkları genel olarak Filistin davasına karşı müsbet ve dinamik bir tutuma sahiptir. Filistin davasını zaafa uğratmaya yönelik tüm girişimlere rağmen bu yönde bir endişe yaşanmadı. Arap ülkelerindeki tüm sorunlara rağmen Arap halkları hala Filistin davasını öncelikli meseleleri olarak görüyorlar. Ayrıca bazı Arap yöneticileri ile İşgalci İsrail Devleti arasındaki normalleşme sürecinden de etkilenmiş değiller. BAE ve Bahreyn halkı dahil olmak üzere tüm Arap halkları tarafından bu anlaşmanın reddedildiğini gördük. Hatta Birleşik Arap Emirlikleri’nde bu anlaşmanın kabulü ile ilgili yapılan referandumdan yüzde seksen red oyu çıktı. Bahreyn’de yine aynı şekilde halk tepki gösterdi ve sözde normalleşme anlaşmasına karşı sokaklara döküldü.

Filistin hükümeti ve halkı bu anlaşmaya nasıl tepki verdi?

Filistin’in konumu açık ve nettir. Hamas ve El Fetih önderliğindeki tüm Filistinli grupların anlaşmaya karşı bir fikir birliği var. Çünkü bu anlaşma Filistin konumunu izole etmek anlamına geliyor ve pratikte Arapları Filistin meselesinden uzak tutmak, işgali devam ettirmeye teşvik etmek ve kalan toprakları da Filistinlilerin elinden almak anlamına geliyor.

Filistin’deki grupların birbirleriyle ilişkileri nasıl? Hamas ile El Fetih arasındaki ilişki Filistin davasına nasıl yansıyor?

Anlaşma, özellikle Hamas ve El Fetih arasında ulusal birliği yeniden tesis etme fırsatını temsil ediyordu ve Hamas ile El Fetih arasında anlaşmanın açıklanmasının başlangıcından bu yana görüşmeler yapıldı. Ayrıca Ramallah ile Beyrut arasında İsmail Haniye ve Mahmud Abbas da dahil olmak üzere tüm Filistinli grupların genel sekreterlerinin katıldığı bir konferans düzenlendi. Bu işgalle ve bu anlaşmayla masada, işgalle sahada yüzleşmek ve iki taraf arasındaki adımları koordine etmek için bir anlaşmaya varıldı. Bu günlerde El Fetih hareketinin lideri Gabriel Rajoub Hamas ile bir görüşme yapacak. Toplantı, iki taraf arasındaki ilişkileri geliştirmek ve bu anlaşmaya karşı birleşmek için mekanizmalar oluşturmak, birliği tamamlamak maksadı taşıyor. Bu toplantı, Beyrut toplantısının sonuçlarını uygulamak için Türkiye'de yapılacak.

Teşekkür ederiz...

Rica ederim...

Baran Dergisi 715.Sayı