ABD’nin İran’a karşı aldığı yaptırım kararının bölgeye etkisi ne olur?
Devreye giren yaptırım kararları bütün bölgeyi etkileyecek ölçekte. Şimdilik dar kapsamlı olduğu söylense de böyle. Bu bir deneme aşaması, İran’la ilişkili ülkeler test edilecek. ABD’nin bu yaptırım kararlarına uymayacak ülkelere karşı ne şekilde tutum göstereceği önemli. Gerçi küçük ülkelerin bu hususta iddiası yoktur ancak özellikle Çin ve AB’nin tavrı çok önemli. Çünkü AB açık ve net bir mesaj verdi. İran’a yönelik yaptırımlara uymayacak şirketlerimizin arkasındayız dediler. Ancak nasıl duracak? 1996’daki Damato yaptırımlarında olduğu gibi karşıt yaptırımlar ve koruma getirebilecek mi, bu önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Ancak Avrupalı siyasi aktörlerin vurgularına rağmen büyük şirketlerin İran pazarından çekildiğini ve faaliyetlerini askıya aldıklarını gördük.

Hangi büyük şirketler bunlar?
Bunlar son yaptırım kararından önce çekildiler hatta. Peugeot, Total, Renault gibi başta Fransız şirketleri olmak üzere birçok şirket. Fransa’nın uçak satışı vardı, Airbus, Boeing gibi… Onlar da tamamen devre dışı kaldı. Tüm büyük anlaşmalar İran pazarından soyutlandı. Sonuca bakıyorlar. Ancak küçük ve orta ölçekli şirketler, özellikle ABD ile fazla ticareti olmayıp, İran’la olan şirketler devam edebilir.

Öyleyse AB’nin yaptırıma olan itirazı çok güçlü sayılmaz?
ABD ile ticaretleri olan büyük şirketlerin ve AB merkezli çok uluslu şirketlerin İran’la olan ticaretleri 5 milyar dolar ise, bunların ABD ile olan ticaretleri en az 40-50 milyar. Bu noktada şirketler varlıklarını riske etmeyecektir. Bu yüzden ABD’nin tavrı net. 

Türkiye bu karardan nasıl etkilenir?
Türkiye’nin İran’la ilgili kriz dışında ABD ile ayrıca yaşadığı gerilim var. Buna en son rahip Brunson eklendi. Milli güvenliğimizi doğrudan hedef alan politikaları var. Bu noktada görüş ayrılığı da yaşanıyor ABD içinde. 

Ankara ne olursa olsun İran’dan enerji alımından vazgeçmeyeceğini açıkladı.
İşte burada Çin ve AB bölgesine petrol alımı yapan özel şirketler öne çıkıyor. AB içindeki rafineriler özel sermayenin. İran’dan petrol alımını sürdürecekler. Trump’ın açık mesajına rağmen. Devletler bu şirketlerin arkasında duracak mı? Henüz belli değil. İkincisi Çin, petrol alımını sürdürüyor. Hindistan da alımını dondurmak istemiyor. Çin, AB ve Hindistan bu karara karşı durabilirlerse Türkiye de kuşkusuz açılan bu yoldan yürüyecektir. 

Ruhani ABD’nin açıklaması sonrası pişman olacağını söyledi. Öte yandan İran’ın hali ortada?
Tabii ki Ruhani halkının moralini yüksek tutmaya çalışıyor ancak 2010-13 arası uygulanan yaptırımların bedelini İran hâlâ ödüyor. 2013-15 müzakerelerinde İran sonuç alamadan yeniden yaptırımlara maruz kaldı. Son kararlarla birlikte daha büyük sıkıntılara gebe görünüyor ülke. Özellikle Aralık sonu başlayıp Ocak’ta devam eden eylemler her ne kadar bastırılmış olsa da, o günden bugüne devam eden protestolar hiç durmadı. İşsizlik ve maaşlarını alamayan insanların su ve elektrik sıkıntısı yanında yolsuzluklar yüzünden batık yaşayan bankazedelerin yaşadıklarının tek sebebi yaptırımlar değil. Ülke içindeki yapısal sorunlar sistemi tıkamış durumda. Reform yapmaktan “beka sorunu” kaygısı duyan bir yapı var.

Teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.

Baran Dergisi 604. Sayı