Araştırmacı-Yazar Mahmut Çetin, Türkiye’de yabancılaşan veya yabancı işbirlikçisi olup Türkiye’nin çıkarları aleyhine örgütlenen sermaye gruplarıyla ilgili görüşlerini Baran okurları için paylaştı. Türkiye’de destek ve himaye bulduktan sonra zamanla zenginleşen ve milli menfaat düşmanı kesilen birtakım zengin aile ve zümreler hakkında şöyle konuştu:

Sabancı Ailesi
Sabancı Holding, Menderes ve Demirel iktidarlarının Vehbi Koç’a karşı açıktan desteklediği bir kuruluş. Biz ve onlar savaşında bizi temsil ediyor Sabancı Holding. Güler Sabancı’ya Birleşmiş Milletler’e bağlı bir kuruluştan girişimcilik ödülü almış. Ödülü kadın girişimci ödülünü genel holding performansı için vermişler. Sabancıların “Gülor Şarapları” markasıyla geleneksel yöntemlerle üretilen şarap üreticisi oldukları biliniyor. Sabancı Holding’in öne çıkan bir başka ismi Ömer Sabancı’dır. Ömer Sabancı, 28 Şubat’ın acar laiki ve dönemin TÜSİAD Başkanı. Güler Sabancı’nın ve TÜSİAD Eski Başkanı Ömer Sabancı’nın yönetiminde bulunduğu holdingin adı ‘Hacı’ Ömer Sabancı Holding…

Boyner Ailesi          
Yeni nesil Cem Boyner’in Yeni Demokrasi Hareketi’ni pek hatırlamaz. Liberal bir partiydi YDH. Arşivler hariç, Cem Boyner’in bundan önceki milliyetçilik günlerini ise hiç kimse hatırlamaz. Cem Boyner’in o dönemde milliyetçilikle ilgili bir de kitabı vardır… Boyner o günlerde MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak’ın damadı... Sağcı bir aile olan ve Demirel iktidarlarıyla büyüyen Boyner Ailesi, yükselme döneminde sağla ilgisini kesti. Cem Boyner, TÜSİAD Başkanı olunca İmam-Hatipler’e savaş açmıştı.

Sermayenin Kimliği
Konumuz Sabancı, Boyner ve Kocabıyık sorunu değil, Türk işadamının ve hususen sağcı işadamının ‘meşruiyet sorunu’dur. Türk işadamları meşruiyet ketenperesiyle mülkünün sahibi değil ‘tüzel temsilcisi’ durumuna düşürülmüştür. Reklamverenler Derneği, imaj tasarımcıları, ajanslar, kulüpler, yabancı okular bunun için var. X İlişkiler adlı kitabımın yeni baskısının girişinde bu tezgahı anlatıyorum. Profesyonel yönetim adı altında sermayenin yönetim erkine gizli darbeler yapılıyor. Onun için Rahmi Koç, Jak Nahum’un, Sabancı Holding, Soros’un Türkiye genel distribütörü TESEV Başkanı Can Paker’in mahkumudur.

“Biz ve Onlar”
Bizim bu süreçler boyunca yanlışlarımızın temel kaynağı ‘biz ve onlar’ denklemidir. Bizim içimizden çıkıyorlar, sonra çıktığı kabuğu beğenmiyorlar ve zenginleştikçe yabancılaşıyorlar. Bir jenerasyon sonra değerlerimizin düşmanı oluyorlar. Biz bu denklemle Koç’a karşı Sabancı’yı, Eczacıbaşı’na karşı Halis Toprak’ı çıkardık. Sonra onlar da dönüştü. Şimdi onlara karşı yeni bir ‘biz’ inşa ediyoruz. Meselenin evvelinde Atatürk ve İnönü de gayrımüslim sermayeye karşı Koçlar’ı, Demirağlar’ı öne çıkarmıştı. Meselemiz şahsi mesele değil… Mesele şu: sağın bir modernleşme projesi yok. Projesi olmayınca ithal ikamesiyle yükselen muhafazakar sağ burjuvazi, Tekelci Sermaye sınıfına atlayınca Gümrük Birlikçi ve yabancı sermaye ortaklı oluyor. Yabancı sermaye ortaklığı sonucu, içinden çıktığı muhafazakar sağ geleneği reddediyor. İkinci kuşakla başlayan meşruiyet krizi-ötekileşme süreci, üçüncü kuşakla yabancılaşarak sağın değerlerine savaş şeklinde kendini gösteriyor. 


Baran Dergisi 626. Sayı