Askeri kuvvetlerini Ukrayna sınırına yığan bir Rusya görüyoruz. Rusya Ukrayna’ya yönelik politikasıyla ne yapmaya çalışıyor?

Rusya’nın bu ilk kez yaptığı bir işgal planı değil. Donbass’ı ve Ukrayna toprağı olan Kırım’ı işgal etmiş durumda. Ukrayna’yı işgal politikasını zaten 2014 yılından beri Rusya izliyor. Rusya 2021’in nisan ayında büyük bir yığınak yaptı Ukrayna sınırına. Rusya -buna Putin’in kırmızı çizgileri diyorum- “Kesinlikle Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasını istemiyorum.” diyor. Bu Putin’in Amerikan Başkanı Biden ile yaptığı 7 Aralık’taki zirvede konuşulduktan sonra Rusya geçen hafta Amerika’ya ve Batı’ya bu konudaki önerilerini sundu. Belli güvenlik tedbirlerini almak konusunda başta Amerika olmak üzere NATO’ya taleplerini iletti. Rusya’nın istediği şey Ukrayna’nın NATO’ya üye olmaması ve NATO ittifakının Ukrayna’ya hiçbir şekilde yardım etmemesi, hiçbir şekilde asker yerleştirmemesi.

Rusya açısından bu anlaşılır görülüyor fakat Ukrayna’nın da kırmızı çizgileri var. Ukrayna Rusya’nın köle devleti değil. Bağımsızlığını 1991’de alan ulus bir devlet. Putin 2014’te ilk önce Kırım’ı işgal ederek daha sonra Donbass, Lugansk ve Doğu Ukrayna bölgelerini işgal ederek Ukrayna’nın kırmızı çizgilerini yerle bir etmiş durumda. Ukrayna’nın kendi topraklarını korumasından daha anlaşılır bir şey yok. Bunun en son örneğini Azerbaycan-Ermenistan savaşında gördük. Ermenistan’ı Rusya’ya, Azerbaycan’ı da Ukrayna’ya benzetiyorum. Kırım, Donbass, Lugansk Ukrayna toprağı ve bu toprakları Rusya işgal ediyor. Aynı şekilde Azerbaycan’ın yüzde yirmisini Ermenistan işgal etti. Yıllar sonra Azerbaycan zafere ulaştı. Azerbaycan’ın savaşması ve kazanması da en doğal hakkıydı. Cumhurbaşkanı da bunu kutladı ve Türk toplumu olarak da destekledik. Nedense Türkiye’deki uzmanlar Rusya’nın kırmızı çizgilerinden bahsediyor, Ukrayna’nın işgal edilen topraklarını görmezden geliyor, “Rusya haklıdır, kırmızı çizgileri vardır.” diyorlar. Bunu ben kabul edilemez buluyor ve ikiyüzlülük olarak telakki ediyorum. Sol cenah da, sağ cenah da, siyasi partiler de Rusya yanlısı. “Rusya aslında kendi ulusal çıkarları gereği bunu yapıyor.” diyorlar. O zaman Ermenistan da ulusal çıkarları gereği yapıyor diyebilir miyiz?

Türkiye açısından düşünürsek Rusya’nın daha da güçlenmesi bizim işimize gelmez. Bugün pek konuşulmasa da aramızda tarihî bir düşmanlık ve menfaat çatışması da var açıkçası.

Evet. Rusya burada ne yapmak istiyor, Karadeniz’i Rus denizi haline getirmeye çalışıyor. Kaldı ki zaten Kırım’ı işgal ederek fiilen Azak Denizi’ni tamamen Rus denizi haline getirmiş durumda. 2014’te Kırım’ın işgalinden sonra da Karadeniz filosu çürümüş olan Rusya bütün donanmalarına büyük bir yatırım yapıyor. O dönemdeki Rus Savunma Bakanı şunu söylüyor: “Eskiden Karadeniz’de Türk gemileri vardı, biz onlara karşı eşit durumdaydık, hatta bizi geçmiş durumdaydı. Ama Kırım’ın işgalinden sonra bu güç dengesi tamamen yıkılmış durumda.”

Rusya dediğim gibi büyük bir silahlanma yarışına girerek ve donanmasını modernize ederek şu anda Karadeniz’in güvenliğini tehdit ediyor. Bu durumda Ukrayna bizim Karadeniz’de gücümüzü dengeleyecek ortaklarımızdan biri. Fakat Türkiye Rusya’ya enerji ve turist konusunda bağımlı durumda. Tek taraflı bağımlılık oluşturan Rusya’ya karşı elinde uluslararası ilişkiler ve dış politika açısından çok fazla araç yok.

Her geçen gün Rusya genişliyor ve bunu Türkiye’nin görmesi lazım. Rusya bizim tarihi düşmanımız. Türkiye’de Batı ve Amerikan karşıtlığı, Rus tehlikesini görmeyi engelliyor. Bizi Amerika gemisi işgal edemez; ama Rus gemileri İstanbul Boğazı’na birkaç kez geldiler. 1774 yılında Rus gemileri pasifikten yola çıkıp Cebelitarık’ı geçip Akdeniz’e gelerek Çeşme limanında bizim Osmanlı donanmamızı yakmışlardı. Yine Rusların Erzurum işgali vs. Tarihte bir sürü örnekleri var bunun. Dolayısıyla Türkiye’nin Rusya politikası yanlış. Rusya Karadeniz’deki güç dengesini tamamen değiştirmiş durumda. Nisandaki krize gelecek olursak; bana göre bu noktada Rusya’nın yapmak istediği şey Ukrayna’nın Karadeniz’deki bağlantısını tamamen kesmek. Ukrayna’nın en önemli limanlarından biri Mariupol limanı. Buraya Ukrayna’nın doğusundan, Belarus ve Kırım üzerinden bir saldırı bekleniyor. Büyük ihtimalle Rusya ocak ayında işgal girişimine başlayacak. Sınırda şu an 175 bin Rus askeri konuşlandırılmış durumda ve 40 Rus taktiksel taburu bulunuyor üç noktada. Hitler Rus kışına ve Rus çamuruna yenilmişti aslında. Şimdi de öyle bir iklim var, toprak donmaya başladıktan sonra ocak ayından itibaren Rusya donmuş topraklar üzerinden kırk tank birliğiyle Ukrayna’yı işgal planı yapıyor. Burada görünen amaç aslında NATO’nun gelişmesini engellemek. Rusya’nın söylemi bu. Fakat ben buna inanmıyorum; 1991 yılında Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra, biliyorsunuz Slav kardeşlerin en önemli ayağı olan Ukrayna’yı kaybetmenin hâlâ üzüntüsünü yaşayan bir Putin var. Putin KGB ajanı ve Doğu Almanya’da görev yapıyor. Bence o durum Putin’de büyük bir travma yaratmış. Bu psikolojik travmayı o günden beri unutmadığı için Gürcistan’la savaştı. Ordusunu yerle bir etti. 2014’te Kırım’ı işgal etti. Bana göre yapmaya çalıştığı şey, Ukrayna’yı Kiev’e kadar işgal edip ikiye bölmek. Böylece Ukrayna’yı istikrarsızlaştıracak. Ukrayna’da Rus yanlısı bir azınlık var, özellikle doğuda. Onun dışında Mariupol ve Odessa limanı ile Karadeniz ile Ukrayna bağlantısını keserek oradan da Moldova’nın ayrılıkçı bölgesi olan Transdinyester’e destek sağlayıp öte yandan Moldova’yı da bir anlamda istikrarsızlaştırmak istiyor. Belarus’da göçmen krizi var. Avrupa’nın son diktatörü olan Lukaşenko’ya karşı Batı’nın büyük bir baskısı var. Ona karşı olan baskıyı da azaltmak istiyor. Belarus ve Lukaşenko Rusya’nın en önemli müttefiklerinden.

Putin blöf yapmıyor anlaşılan. Peki NATO bu hadiseye karşı nasıl tavır alacak, NATO’nun Ukrayna’ya desteği olur mu yoksa Rusya’yla baş başa mı bırakacak?

Rusya’yla baş başa bırakacağını söylediler zaten. NATO, ABD ve İngiltere başkanları da aynı açıklamaları yaptılar. Hiçbir Amerikan ve İngiliz askerinin Ukrayna’yı savunmak için orada yer almayacağını söylediler. Fakat büyük ihtimalle NATO ülkeleri başta olmak üzere bir kısım ülke silah olarak destek sağlayabilir. Şimdilik hem NATO tarafında hem de Rusya tarafında bilek güreşi görüyoruz.

Bir de Çin tarafındaki problemi de sormak istiyorum. Malum Rusya da Orta Asya’ya doğru yöneliyor, Hindistan ile birtakım anlaşmalar yaptılar. Öbür tarafta Çin ile Tayvan arasında da sürekli nükseden bir gerilim var. ABD’nin de açıkçası bu konuda kışkırtması var. Çin’in Tayvan’a karşı herhangi bir hamlesini bekliyor musunuz?

Çok iyi noktaya değindiniz. Şu anda zaten Amerika iki yerden sıkışmış durumda, Rusya Ukrayna meselesinde, Çin de Tayvan’da ABD’yi sıkıştırmış durumda. Hatırlarsanız Çin 150 savaş uçağı ile Tayvan’da gövde gösterisi yaptı ve hava sahasını ihlal etti. Bu duruma ne Tayvan ne de ABD hiçbir şey yapamadı. Ben bunların hepsini dış politikaya bağlıyorum. Hem Rusya hem Çin bu durumu sıcak savaşa çevirmek istiyor. Kovid-19 sürecinde hem Rusya hem Çin, hem iç hem de dış politikada zarara uğradılar.

Esasına bakarsanız bütün dünya devletlerinde aynı problem var. Bazılarının savaş dışında hiçbir çıkarı yok.

Evet, iç politikadaki o sıkışıklıkları çözmek için dış politikada savaş çığırtkanlığı yapılıyor diye düşünüyorum. Bu noktada Rusya’nın bunu yapmasının sebebi ne? Çünkü 2014’te Kırım’ı işgal etmiş durumda. Zaten Donbass da onun elinde. Ukrayna çok dayanmazsa burayı da alabilir.

Çin de aslında son kamptan itibaren iç ve dış politikada sıkışmışlık içerisinde. Trump, Çin’i yeni bir tehdit olarak gördü ve Biden da bunu devam ettiriyor. NATO’nun yaptığı en son zirvede Çin’in bir tehdit olarak görülmesi politikası artık yerleşmiş durumda. Şöyle sorulabilir NATO ile Çin’in ne bağlantısı var? Sadece Pasifik okyanusu üzerinden bir bağlantısı var; ama Çin bazı yerlerde Rusya’nın da yaptığı gibi çizgiyi aşıyor. 2015 yılında Rusya ve Çin, Baltık denizinde ortak tatbikat yaptılar. Baltık denizi de NATO için en önemli yerlerden biri. Aynı şekilde Rusya ve Çin, Akdeniz’de askeri tatbikat yaptılar. Libya’da da hem Çin hem Rusya’nın dahli var. Yani Pasifik’de Çin’in donanmasının aktiviteleri var ve onun yanında Rusya ve Çin’in NATO çevrelerinde ortak tatbikatları var. Haliyle bu durum NATO’yu endişelendirmeye başlıyor. Çin ne yapmaya çalışıyor gibi bir soru var. Çin aslında hem donanma bakımından dünyanın en büyük ordusuna sahip hem de nükleer silahlar ve füzeler bağlamında dengeyi değiştirecek hamleleri var. Rusya şunu yaptı, gösteri olsun diye bir uydusunu vurdu. Bu dengeleri bozma açısından büyük bir olay. Putin de önemli füzeler üretmiş durumda, ki ABD bu füzeleri vuramıyor. Bu tabii dengesizlik oluşturuyor.

Halihazırda Çin’in nükleer silahları az olsa da şöyle bir projeleri var, Çin uzaya yönelik yatırım yapıp füzeler ile “yıldız savaşları” gibi uzayda rekabete yöneliyor. Başaracağı yönünde emareler gözükmekte. Son yıllarda Çin’in uzay çalışmalarına bakarsak büyük bir atılım yaptığını görebiliriz.

Bir de olayın şu yönü var, artık biliyorsunuz savaşta siber saldırılar önemli. ABD açıkça söyledi, bir elektrik şirketine Rus hackerler girerek para istediler. ABD’nin elektrik sistemi çöktü ve insanlar günlerce elektriksiz kaldı. Bunun arkasında Rusya olduğu bilindiği için Putin bir daha yapılmaması konusunda uyarılarda bulundu. Bu da bir noktada savaştır. Rusya’nın aslında bu şekilde ABD’nin şirketlerine saldırılarda bulunduğunu ve altyapıya yönelik saldırılar düzenlediğini söyleyebiliriz. Bir de Huawei olayı var, patronun kızını Kanada gözaltına aldı. Buna karşı Kanadalı bir iş adamı 2 yıl boyunca Çin hapishanelerinde yattı. Bu da aslında sadece savaşın tank, top ve nükleer füzelerle olmadığını gösteriyor. Aynı şekilde 5G teknolojisi kimin üzerinden gerçekleşecek, elektronik savaşta kim öne geçecek gibi noktalarda Rusya, Çin ve ABD arasında rekabetin olduğunu da söyleyebiliriz.

Rusya’nın Ukrayna’ya yaptığı hamle ile birlikte Çin aynı anda Tayvan’a bir hamle yaparsa yahut Çin başlatıp Rusya devam ettirirse, ABD’ye iki bölgede birden tokat indirilmesi söz konusu mudur? 

Evet, ben de onu düşünüyorum. Bu durum dünya için kötü olur. Bizim için de kötü olur, tüm dünyada ekonomiyi altüst eder.

Hatta şunu da düşünelim, Rusya Ukrayna’yı işgal ettikten sonra bütün bu vanaları kapatabilir. Hâlâ NATO üyesiyiz ve etkileniriz.

ABD’nin şu anda eskisi gibi dünyanın jandarmalığı rolünden uzaklaştığını görüyorum. Suriye’de, Irak’ta başarısızlığı, en son da Afganistan’dan çekilmesi… Rusya niye tüylerini kabartarak ABD’nin üzerine gidiyor? Çünkü ABD, Afganistan’da büyük bir hezimete uğradı, Biden’ın iç politikası çok hırpalandı. Afganistan’da ABD’nin yenilgisi sonrasında şimdi Ukrayna ve Tayvan üzerinden ABD’ye bir başka tokat da inebilir. 

Rusya Ukrayna’ya, Çin Tayvan’a saldırabilir ve ABD’nin hegemonik gücünü Afganistan’dan sonra daha da zayıflatmış olurlar.

Teşekkür ederiz.

Ben de teşekkür ederim.

Baran Dergisi 780. sayı