Son yazınızda 23 Haziran seçimlerinde ve seçimlerden sonra İmamoğlu’nun tavrı ve akabinde CHP’nin İslâm’a karşı olan duruşu ile alâkalı “Hangisi CHP’nin gerçek yüzü?” demişsiniz. Sizce CHP’nin gerçek yüzü hangisi?
CHP bence şu anda bocalıyor. Bence gerçek yüzü; Barış Yarkadaş’ın yüzü, Canan Kaftancıoğlu’nun tavrı bence gerçek yüzü. Ama bu seçimi kazandıktan sonra CHP bir değişim ihtiyacı hissediyor iktidar olmak için; öyle anlaşılıyor. Sürekli yazılarımda belirttiğim gibi Avrupa’nın sağ, muhafazakâr partilerini takip ederken; şimdi sol ve sosyalist partilerin programlarını inceleme ihtiyacı hissetmişler. Bence bu da çok inandırıcı değil. Türkiye’yi incelesinler, Türk halkını incelesinler. En azından İmamoğlu’nun nasıl kazandığını inceleseler, belki bu onlar için daha gerçekçi bir yol olur. Ben temenni ediyorum ki değişsinler... Çünkü AK Parti iktidarının halkla bütünleşen politikaları onları zorladı. Değişirlerse seviniriz; fakat yazıda da belirttiğim gibi benim ümidim yok. Hâlâ tek parti döneminin icraatlarını savunuyorlar. Dindarlara karşı olan bütün mezalimin arkasında duruyorlar. CHP’yi halktan koparan laiklik anlayışıyla kendi eski hüviyetlerini muhafaza ediyorlar. Halka şirin görünmek için böyle bir değişim ihtiyacı hissettiklerini düşünüyorum. 

CHP’nin kuruluşu itibariyle parti programına ve icraatlarına bakıldığında, zaten kendisinin İslâm düşmanlığıyla malûl bir parti olduğu görülüyor değil mi?
Tabiî ki. Bu laiklik maddesi ondan mülhemdir zaten. Çünkü cumhuriyetin fabrika ayarlarında laiklik yoktu. Cumhuriyet ilk kurulduğunda, 1921 anayasasında da, 1924 anayasasında da “Devletin dini İslâm’dır” ve meclisin ilk fıkrasında da “Ahkâm-ı Şeriyye’yi temyiz” yazar; yani İslâm hukukunu uygulamaktır meclisin görevi. Laiklik 1937’de gelmiştir. Diğer ilke ve inkılâplar dedikleri de, cumhuriyetin kurucu ilkeleri değil; Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendi ilkelerinin, halka sorulmadan anayasaya dercedilmesi ve millete dayatılmasından ibarettir. Dolayısıyla milletten kopmuştur. Değişimini isteriz; fakat değişir mi? Onu zamanla göreceğiz.

LGBTİ meselesinde CHP belediyelerinin neredeyse tamamı, bunlara destek çıkan birtakım açıklamalar yaptı. CHP bu mevzuya niçin sahip çıkıyor?
CHP aslında bu halkın, bu toplumun değerlerinden ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. Her ne kadar değişim arasa da bu tavırlarıyla halk ile bütünleşmelerinin mümkün olmadığı ve iktidar yollarının onlar için kapalı olduğu görünüyor. Muhafazakârların da bu kimliğe dikkat edip, bu tür ittifaklara destek verme gafletinde bulunmamaları gerekiyor.

Bizim durumumuz daha da fecaat herhalde hocam bu bakımdan. Gençlerimizi elimizde tutamıyoruz. 
O da gençlerimizin değil; maalesef bizim sorunumuz. Gençlerimize bir şey veremiyoruz demek ki. Kendimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. İktidarın, nerede hata yaptığını çok ciddi bir şekilde masaya yatırıp, hatasını telafi etmesi gerekiyor. Yoksa gelecek çok aydınlık görünmüyor. 

Son olarak, İstanbul sözleşmesi gibi bir garabet var ortada. CHP belediyeleri bunlara destek çıkıyor, AK Parti belediyeleri ise karşısında duruyor; fakat bunların mensubu oldukları parti İstanbul Sözleşmesi’ne imza attı...
Bu da işte tenakuzdur. Bütün bunların gözden geçirilmesi gerekiyor. Bazı şeyler belki bardağın dolu tarafına bakılarak yapılıyor; ama sonunda bu tür neticeler doğurduğu için bunların hepsinin gözden geçirilmesi gerekiyor. 

Teşekkür ederiz.                                                                                                                     
Ben teşekkür ederim.


Baran Dergisi 651. Sayı