Üstad ve Kumandan ne zamandan beri emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin bir numaralı hedefi?

Yeni bir dünya düzeni teklifiyle ortaya çıktıkları ilk andan beri böyle... Biz 1980 ihtilali sonrası bunu Samandıra Kışlasına hapsedildiğimizde açıkça gördük. Kâzım (Albayrak), kardeşim Kaya (Balaban), ben ve diğerlerine işkence ederken sürekli Üstad ve Kumandan ile ilişkimizi sordular. Allah’a hamd olsun zaten bizim orada hissettiğimiz oydu. Kumandan’a ve Üstad’a pislik bulaştırmaya uğraşıyorlardı. Çok şükür herhangi bir vukuat olmadan, bir şeye sebep olmadan Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nu kurtardık olaydan.

Ankara’dan bir ekibin geldiğini söylüyorlardı...

Evet, özellikle onlar işkence yaptılar. Ankara’dan sadece bizim için özel gelen bir ekip.

Tâ 1980’lerdeki Samandıra’da yapılan işkenceden bahsediyorsunuz değil mi?

Evet...

Baran’ın bu haftaki sayısı da bu meseleyle alâkalı... Bu memleketin düşmanı kim olursa olsun, ilk hedef aldığı Büyük Doğu-İBDA oluyor.

Tabiî ki, başka ne olacaktı. Kumandan’ın da, Üstad’ın da sık sık söyledikleri şeyler... Dünyanın neresinde olursa olsun elin gâvuru, kendisi için tehlikeli olanı biliyor... Bunlar, memleketteki insandan bile daha iyi biliyorlar neyin ne olduğunu! Sonra da hedef alıyorlar. Hedef gösteriyorlar. 1980’lerde, Üstad yanında Kumandan ve etraflarında bir avuç insan... Biliyorlar ki bu insanlardaki fikrî ağırlık tehlikeli... “Biz bunları boğmazsak, onlar bizi boğacak.” diye fark etmiş adamlar. Kemalist’inden FETÖ’süne hepsine de tetikçilik yaptırmışlar.

FETÖ’nün Kumandan’ı anlayacak fikrî bir derinliği de yok zaten.

Yok canım... FETÖ’de derinlik merinlik yok. Zaten Latif Erdoğan da geçtiğimiz günlerde bir yazı kaleme almış bununla alâkalı. Latif zaten bir zamanlar olayın tam içindeydi. Yazıda da geçiyor zaten. Bir kıskançlık söz konusu. Tabiî ki üflenmiş bir şey bu. Fetullah denilen adam neticede bir “görevli.” Söylenenlere göre de kendini şekillendiren birisi.

Baran Dergisi 736.Sayı