Selâm ve Duâ ile,

“Kurban nefsi fedadır” ölçüsünü başa alarak, tüm İslâm âleminin mübarek Kurban Bayramı’nı tebrik eder, ümmetin kurtuluşuna ve hak ettiği nizâma kavuşmasına vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ederiz. 

Bu sayımızla birlikte on yıllık bir yayın hayatını tamamlayıp onbirinci yayın yılına girmiş bulunuyoruz. Birçok yayın organının kısa soluklu olduğu ve devamlılığının olmadığı zamanımızda, hiç aksatmadan her ay siz okurumuzla buluştuk ve siz de her yeni sayıyla beraber ilgi ve alâkanızı arttırarak bizim bu gayretlerimizi ödüllendirdiniz.  Tüm okurlarımıza bu bakımdan teşekkür ederiz.

İbda Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’nun “Kültür Davamız” -Temel Meseleler- adlı eseri üzerindeki incelememiz bu sayımızda sona eriyor. Biz, Kültür Davamız adlı eseri tahlil etmeyi planladığımızda, yayın kurulunda şöyle bir konuşma geçmişti; ne bahasına olursa olsun inceleyeyim, velev ki altından kalalım ama vazgeçmeyelim. Vazgeçmedik ve kimi zamanlar bazı levhalarda zorluklar yaşasak da başladığımız işi tamamlamayı başardık. Kültür Davamız adlı eseri incelemeye başlarken iki muradımız vardı. Hem gündem olması ve hem de gerçek gündemimiz olması hasebiyle ele alacağımız “Başyücelik Devleti” eserinin tahlilinden evvel temel meseleleri inceleyerek hem kendimiz, hem de okurumuz adına bir temel atmaktı. Kendi adımıza, her yazarımızın kendi şuur seviyesi nisbetinde bu çalışmadan yararlandığını düşünüyoruz. Okurumuz adına ise, Temel Meseleler hakkında bir erişebilecekleri bir yayın olmak ve kaynağın nerede olduğunu işaret etmek bakımdan muvaffak olduğumuzu düşünüyoruz. Yayınımıza olan talepteki artış ve okurumuzun gösterdiği ilgi ve alâkayla beraber son derece müsbet geri dönüşler bizi son derece memnun eden hususlardan…

Lâf arasında dediğimiz gibi, bundan sonraki sayımızdan itibaren, Türkiye’nin de gündeminde olması hasebiyle, başkanlık sistemi tartışmasından yola çıkarak, İbda Mimarı Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun “Başyücelik Devleti” adlı eseri üzerindeki tahlillerimize başlayacağız. Allah utandırmasın diyelim ve muhtevamızla devam edelim.

Bu sayımızın muhtevasına dönecek olursak:

Mevlüt Koç, bu ayki yazısında İBDA Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’nun “Mutlak Fikir”den hareketle oluşturduğu dil ve diyalektiğin murada uygun şekilde kavranamadığını anlatıyor. Yazısının başlığı aynı zamanda Paul Klee’nin bir tablosunun ismi olan “Kötü Bir Orkestra İçinde Kalan Usta Şef”…

Fatih Turplu, “Kültür Davamız Eserindeki ‘Tatbik Fikri ve Muhatap Anlayış’ Bahsi Üzerine” başlıklı yazısıyla dergimizde...

Ömer Emre Akcebe, Büyük Doğu Mimarı’nın başa koyduğu temel prensiplerden ilk ikisi olan ve İBDA Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’nun temel meselelere bakan yönünü açıklığa kavuşturduğu “Ruhçuluk” ile “Keyfiyetçilik” prensiplerini ele alıyor. Yazısının başlığı ise “İdeolocyamızın Ruhçuluk ve Keyfiyetçilik Prensibi Hakkında”…

Faruk Hanedar, “Olmaya Memur ve Oldurmaya Mecbur Olan -İnsan-” başlıklı yazısında, insanın derinliğine oluş ve genişliğine oluşu ile devlet meselesini ele alıyor.

Abdullah Kiracı, bugün başıboşluk mânâsında kullanılarak içi boşaltılan Hürriyet mefhumunun ahlâk ile olan münasebetinden bahsediyor ve yazısının başlığı “Hürriyet ve Ahlâk”…

M. Taha İnci, “Kültür Davamız Eserindeki ‘Tebliğ ve Telkin’ Bahsi Üzerine” başlıklı yazısıyla dergimizde.

Bu ay Faruk Hanedar ve Kerim Demir, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemil Koçak ile “Tarih Şuuru ve ‘Resmî Tarihe Meydan Okuyorum’ kitabı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Bu söyleşiyi dergimiz sayfalarında bulabileceksiniz.

Burak Çileli’nin “Ölüm Odası veya İdrisî Seyr-i Sülûk” başlıklı yazı dizisi üçüncü bölümü ile devam ediyor.

Yukarıda belirttiğimi üzere bu ay Aylık Dergisi yayın hayatındaki 10. senesini doldurdu ve 11. senesine girdi. Yazarımız Sezâi Dilbilen Aylık Dergisi’nin 11 yılı ve misyonu ile alakalı “Aylık Dergisi 11 Yaşında; 11 Yıldır Neyin Peşindeyiz?” başlıklı yazıyı sizler için kaleme aldı.

Gelecek sayılarımızda buluşmak dileğiyle…

Allah’a emanet olun…