Selâm ile...
Aylık Dergisi’nin 134. (Kasım 2015) sayısı ile birlikteyiz.
Kimi hususlar vardır, insan fıtratında tabiî bir karşılığı olmasa bile, sunî bir şekilde zihninde meydana getirdikleriyse fıtrat hâline gelir ve tabiî olanın önüne geçer. Bu vaziyetten doğan şartlar, insan için bir süreliğine tatmin edici gelse de, bunun arkasından gelen doyumsuzluk bir müddet sonra müthiş bir buhranı da beraberinde getirecektir. İnsan tabiî fıtratına enjekte ettiği, yahut enjekte edilen sunîliklerden kurtulamadığı için bir süre sonra bahsettiğimiz buhranın içinde boğulması mukadderdir.
Bahsimize bağlayacak olursak, Sanayi Devrimi’nden sonra meydana gelen değişiminin unsurlarından biri de daha fazla üretim ve daha fazla kârlılıktır. Bir süre sonra Batılı ve hesapsız bir şekilde Batıyı taklit eden Doğulu milletler, kendilerini bu vaziyete fazlasıyla kaptırdılar. Daha fazla kârlılık için daha fazla üretmek, bir müddet sonra sanki tabiî fıtratımız gereğiymiş gibi idrak edilmeye başlandı ve insanlık, daha fazla kârlık için daha fazla üretime ve daha fazla üretim için de daha fazla enerjiye bir müddet sonra muhtaç(!) hâle geldi. Bugün başta bahsettiğimiz mevzu olmak üzere bir çok sahada “ilerleme” denilen şey insanlığın maalesef gerilemesine sebep olmuştur; bu “ilerleme”nin en bariz örneği Suriye’deki mültecilerden tutalım köşe başlarında tiner çeken çocuklara kadar uzanan bir dünya buhranının her gün televizyonlarda gördüğümüz resmidir.
Kapağımızı bu mesele çerçevesinde yaptık ve “dar görüşlü bir yüzyılın en dar görüşlü mefhumu: İlerleme” manşetini attık.
Kapak mevzumuzu, Mevlüt Koç günümüz buhranı içerisindeki insanın düştüğü çıkmazları anlattığı “Ortalama İnsan” ve  Ömer Emre Akcebe sanayi meselesi etrafında kaleme aldığı “Başyücelik Hükûmeti İktisat Vekâleti Sanayi Müsteşarlığı – Enerji” başlıklı yazılarında işlediler.
Yazarımız Fatih Turplu bu ay Salih Mirzabeyoğlu’nun Başyücelik Devleti ‘Yeni Dünya Düzeni’ isimli eserinin ilk levhası olan “Devlet Şekilleri” bahsi üzerine bir yazı kaleme aldı.
Değerli caz müzisyeni Murat Taner ile müzik, sanat ve Ornette Coleman ile alâkalı bir söyleşi gerçekleştirdik. Alâkayla okuyacağınızı düşündüğümüz bu söyleşiyi dergimiz sayfalarında bulabilirsiniz.
Hanife Kındır, “Huzurevleri” başlıklı yazısında huzurevlerinin tarihi ve şimdiki hâliyle alâkalı dönemi ele aldı...
Faruk Hanedar, “Suriye’de Amaç Çözümsüzlük” başlıklı yazısıyla Batılı devletlerin Suriye’yi satranç tahtası hâline getirdiği süreci bu sayımızda bizler için değerlendirdi.
Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle.
Allah’a emanet olun.