Türk Silahlı Kuvvetleri geçtiğimiz günlerde yeni Akıncı silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) ilk partisini teslim almaya başladı.

“Pantsir-avcısı” Bayraktar TB-2’nin harp sahasında ve uluslararası silah pazarındaki başarısını müteakip, yine Baykar tarafından tasarlanan ve üretilen Akıncı, yoğun ateş gücü kapasitesi ve esnek harekât tasarısı imkanlarıyla dikkat çekiyor.

Türk SİHA’larının özellikleri

Türk SİHA’ları, bugün, topçu unsurlarına keşif-gözetleme-istihbarat ve muharebe hasar kıymetlendirmesi görevlerinden düşman hava savunma sistemlerinin baskılanmasına; bilgi harbi görevlerinden terörle mücadelede lider militan kadronun doğrudan hedef alınmasına kadar çok geniş bir görev portföyünde kullanılıyor.

Akıncı'nın silah sistem konfigürasyonları caydırıcı

Bayraktar TB-2’ye kıyasla çok daha büyük olan Akıncı, yaklaşık bin 350 kilo harp yükü kapasitesi ile daha fazla ve çeşitli mühimmatı taşıyabilmekte. Daha çok mühimmat sadece daha geniş etki yarıçapı anlamına gelmemeli. Planlanan silah sistem konfigürasyonu, oldukça esnek harekât tasarısı olanaklarını da beraberinde getirmekte. Yani Akıncı, doğru yararlanılır ise uygun koşullarda bir oyun-değiştirici olmak üzere envanterde.

Güdümlü bombaları taşıyabilme kapasitesine sahip

Türk Silahlı Kuvvetleri ve Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri harekâtlarında Bayraktar TB-2’nin en sık kullandığı mühimmatın, yine Roketsan yapımı 22 kilogram ağırlığında, 8 ila 14 kilometre menzile sahip MAM-L olduğunu hatırlatalım. Çok daha ağır bir varyant olan yaklaşık 90 kilogramlık MAM-T, doğal olarak daha yıkıcı bir ateş gücü anlamına gelecek.

Akıncı, aynı zamanda TÜBİTAK-SAGE’in modernize ettiği güdümlü bombaları da (JDAM) taşıyabilme kapasitesine sahip. Dolayısıyla, özellikle düşman hava savunma sistemlerinin zafiyet gösterdiği sektör ya da irtifalarda ciddi bir hava-kara görev portföyünü de beraberinde getirecek.

SOM-A havadan-satıha seyir füzesi

Akıncı'nın harp yükü konfigürasyonları arasında belki de en büyük ilgiyi hak eden, SOM-A havadan-satıha seyir füzesi.

200 kilometreden fazla menzile sahip olan söz konusu milli füze ile Akıncı’nın birlikte kullanılması, insansız platformlardan icra edilecek derin darbe (deep strike) kabiliyeti sağlayabilir. Özellikle Suriye gibi tehlikeli hava sahalarında faaliyet gösterirken, derinlikteki hedeflere taarruzun insansız platformlar tarafından icra edilmesi büyük bir avantaj olacaktır. Zira, modern hava savunma sistemlerinin büyük bir risk teşkil ettiğini, personel ilk angajmanda kurtulsa dahi ele geçirilen pilotların düşmanın elinde kritik siyasi-askeri baskı araçlarına dönüştüğünü, muharebe arama & kurtarma faaliyetinin de en az düşman hava sahasında uçmak kadar tehlikeli olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin pilotlarını riske etmek istemediği hava sahaları için artık bir alternatifi olacak.

Akıncı’nın sadece dev bir silah taşıyıcısı olmadığını belirtmek gerekir. Akıncı, AESA radarı, diğer gelişmiş elektronik istihbarat yetenekleri ve bir dizi sofistike yapay zekâ özelliği ile dikkat çekecek. Maksimum irtifa performansı ve uçuş süresi yüksek. Böylece, ağ merkezli bir harp ortamında, diğer dost birliklere (özellikle kara harp unsurlarına) sunacağı istihbarat-keşif-gözetleme-hedef tespit ve muharebe hasar kıymetlendirmesi desteği potansiyeli hafife alınmamalı.

Yenilikçi harekât tasarısı ve kapasite artışı

Akıncı SİHA, ana gemi gibi kullanılarak, Alpagu kamikaze drone’larını hedef saha üzerinde bırakmaktaydı. Alpagu kamikaze drone’ları da sürü taarruzu ile hedeflerine doğru ilerliyordu.

Döner kanatlı kardeşi Kargu ile birlikte STM'nin Alpagu serisi akıllı algoritmalar ve diğer kritik otonom özelliklerin yanı sıra, öğrenebilen hedef tespit sistemlerine de sahip. Eğer bahse konu kamikaze drone’lar, Akıncı gibi gelişmiş sensörleri olan bir sistem ile entegre edilebilirse, söz konusu kombinasyon Türkiye için yeni bir dönemin kapılarını da açabilir. Elbette Alpagu-Akıncı entegrasyonu için henüz plandan çok teknolojik bir zihin egzersizi ya da ufuk turu diyebiliriz, en azından kamuya açık bilgiler bu yönde. Yine de ABD’nin savunma teknolojileri geliştirme ajansı DARPA’nın Gremlinler dosyası altında benzer konseptte bir projeyi geliştirdiğini de biliyoruz. Yani, Türkiye’nin gidecek çok yolu var ancak hedef de imkânsız sayılmaz.

Akıncı, insanlı bir savaş uçağı düşürebilir mi?

Akıncı’nın harp yükü seçenekleri arasında, Türkiye'nin milli havadan havaya füzeleri Bozdoğan ve Gökdoğan da var. Peki, Akıncı, insanlı bir savaş uçağı düşürebilir mi?

Harp tarihinde bir drone’un insanlı bir savaş uçağı düşürdüğüne dair hiçbir örnek yok. 2002'de bir ABD Predator drone, Irak Arap Hava Kuvvetleri’ne ait, Sovyet yapımı bir Mig-25'i düşürmeye çalıştı.

1960'ların sonlarındaki teknolojiye dayanan Mig-25 bile, ki çok yüksek hıza ve bazı kinematik avantajlara sahip bir uçaktır -Predator için neredeyse imkânsız bir görevdi. Sonunda Irak Mig-25’i, ABD Predator drone’u vurdu. Öte yandan, insansız platformlara karşı test verileri mevcut. 2018'de bir ABD MQ-9 Reaper SİHA, askeri tatbikatlarda bir insansız hava aracını hedef almış ve düşürmeyi başarmıştı.

Sonuç olarak, Akıncı'nın modern bir düşman savaş uçağı düşürmesi beklenmemeli, görevi de bu değil. Fakat çok avantajlı bir senaryoda, örneğin, çok iyi bir radar ağı ile beslendiği ve topografyanın uygun olduğu koşullarda, durumsal farkındalığı çok kötü, yavaş uçan ve tehlike altında olduğunu hissetmeyen bir düşman taarruz uçağına ya da helikopterine karşı Akıncı’dan ateşlenecek görüş-ötesi havadan-havaya füzeler bir sonuç alabilir mi? Teorik olarak mümkün; daha doğrusu, imkânsız değil. Öte yandan, tekrar etmek gerekirse, Akıncı bir hava-hava harbi platformu değil, üst düzey bir stratejik silahlı insansız hava aracı. Görev portföyü de buna uygun olacaktır.

Birçok görevde kullanılıyor

Türk SİHA’ları, bugün, topçu unsurlarına keşif-gözetleme-istihbarat ve muharebe hasar kıymetlendirmesi görevlerinden düşman hava savunma sistemlerinin baskılanmasına; bilgi harbi görevlerinden terörle mücadelede lider militan kadronun doğrudan hedef alınmasına kadar çok geniş bir görev portföyünde kullanılıyor.

AA