14 Ocak 1965 günü Çeçenistan'ın Vedeno bölgesinin bir kaç kilometre ötesindeki Vedeno köyünde doğan Şamil Selmanoviç Basayev, ilkokul ve liseyi burada okudu. 

Moskova üniversitesi makine mühendisliği bölümünü okuduğu esnada ikinci sınıfta devamsızlığı yüzünden okuldan ayrılma noktasına geldi ancak hatırı sayılır tanıdıkları sayesinde okula döndü ve 1987 yılında mezun oldu.

Bir süre İstanbul’da eğitim gören Şamil Basayev, daha sonra ticaretle uğraştı ve Terek Grozni futbol kulübünde top koşturdu.

1991 yılına gelindiğinde Rusya'da siyasi çalkalanmalar başlamıştı. Zaten devrimci bir kişiliğe sahip olan Şamil Basayev bu durumu Müslümanların lehine çevirme yolları aradı ve derhal Moskova'ya doğru yola çıktı. 

Burada arkadaşlarıyla gizli toplantılar yaptı ve konuşmalarında devrimin olması gerektiğini, bu durumun Müslümanların yararına olacağını anlattı. Nihayet 1991 yılının ortalarında Komünist Rusya yıkılmış yerine Rusya Federasyonu kurulmuştu. 

Cevher Dudayev aynı yıl içinde generallikten istifa ederek anavatanı Çeçenistan'a gelmiş, 1991’in eylül ayında Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Devleti'nin bağımsızlığını ilan etmişti.

Şamil Basayev'de Çeçenistan'a gelerek bağımsızlığa tam destek vermiş ve zuhur edecek olan savaş münasebetiyle Abhazya'ya geçerek Kafkas Halkları Konfederasyonu'na (K.H.K) katılmıştı. Bir süre sonra Cevher Dudayev'in görevlendirdiği birliğiyle buradan Azerbaycan'a gidip Ermenilerle savaştı. Aylar sonra Müslüman direniş unsurları arasında nifak tohumu ekildiğini gören Şamil Basayev Çeçenistan'a geri döndü. 

Çeçenistan bağımsızlık mücadelesinin tüm dünyada duyulması için bir şeyler yapmak gerekiyordu. Şamil Basayev bunun için bir plan yaptı. Cevher Dudayev'in planı onaylamasının ardından 4 gözü kara arkadaşıyla Dori havaalanına doğru yola çıktı ve buradaki görevlilere bir miktar rüşvet vererek içi silah dolu çantayı kontrolden geçirmeden uçağa ulaştırdı. Yolculuğa başladıktan biraz sonra uçak ele geçirmişti. Ankara Esenboğa havaalanında kendisinin ve arkadaşlarının sağ salim Çeçenistan’a gönderilmesi şartının kabul görmesinden sonra yolcuları serbest bırakan Şamil Basayev, görevini başarıyla tamamlamanın verdiği keyifle ülkesine döndü.

Artık bütün dünyanın gözü bir anda Cevher-Şamil ikilisine dönmüştü. Artık Çeçen davası haber bültenlerine konu olmaya başlamış ve istenilen olmuştu. 1992 yılında Cevher Dudayev'den yeni bir görev alan Şamil Basayev, yüz kişiden biraz fazla birliğiyle Gürcü işgali altındaki Abhazya'ya geçmiş, Kafkas Halkları Konfederasyonun genel komutanı olmuştu. Komutan Şamil Basayev bu savaşta yaptığı başarılı çalışmalarla Abhaz halkının gönlünde taht kurmuştu. 

(Abhaz-Gürcü savaşı Şamil Basayev'in Türkleri tanıdığı ilk savaştır. Burada; Efkan Çağlı, Vedat Akar, Zafer Alış, Bahadır Özbağ ve Hanefi Aslan gibi kafkasya kökenli Türkiyeli savaşçılarla tanışmıştı. Şamil Basayev, yıllar sonrada birçok Türkiyeli mücahidle tanışacak hatta ailesini bile Türkiyelilere emanet edecekti.)

Abhazya savaşı bittikten sonra 'Halkın Kahramanı' madalyası alan Şamil Basayev, Abhazya Savunma bakanlığına getirildi. Yaklaşık bir ay sonrada Abhaz bir bayanla evlendi. Masa başında oturmayı kendine yakıştıramayan Şamil Basayev, göreve geldikten bir yıl sonra istifa etti ve Çeçenistan'a geri döndü.

Şamil Basayev, 1994 yılına gelindiğinde tamamı kendi birliğinden olan mücahidleriyle Afganistan'ın Host Vilayetine gitti. Burada Afgan komutanlarla bir toplantı yapan Şamil Basayev, birliğini 5 gruba ayırdı. Mücahid birliklerini nisan ve mayıs aylarını içine alan ciddi bir askeri eğitimden geçirdi. Bu esnada Çeçenistan'da muhalif münafıkların silahlı faaliyetler içinde olduğu haberini aldı ve emrindeki birliğiyle hemen Çeçenistan’a döndü. Burada Rus destekli muhalif hareketi bir kaç ayda başarıyla bastırdı. Takvimler 1995'i gösterirken Şamil Basayev'in Vedeno'daki evi Rus savaş uçaklarınca bombalanmış karısı ve çocukları da dâhil olmak üzere ailesinden 11 kişi hayatını kaybetmişti. Buna rağmen yılmadan cihada devam eden Şamil Basayev örnek alınması gereken biri olduğunu kanıtlamıştı adeta.

Saldırgan Rus ordusu Çeçenlere karşı tam bir katliama girişmişti. Şamil Basayev buna derhal dur demeliydi. Dünya direniş tarihinin görüp görebileceği en çılgın operasyonu yapacaktı. Buna göre; 63 seçkin savaşçıyla Moskova'ya gidecek ve Kremlin'i ele geçirecekti.

İnce ve dâhice bir plan yapan Şamil Basayev, Rusya’daki Çeçen mafyasıyla irtibata geçti ve Moskova’nın en işlek caddelerinin birine daha sonra koz olarak kullanmak için ciddi miktarda patlayıcı yerleştirdi.

14 Haziran 1995 günü zorlu yolculuk başlamıştı. 10'a yakın kamyonda kamufle edilmiş 63 mücahid vardı. (Bunlardan birinin Türkiyeli olduğu iddia edilir.)

Bütün kontrol noktalarını rüşvetle geçen Şamil Basayev, Rusya'nın Nogay bölgesinin Budenovsk kentine gelince paralarının bittiğini anladı. Plan değişmişti Budenovsk hastanesi ele geçirilecek sonraki planlar buradan yönetilecekti.

Çok kısa sürede bulundukları kontrol noktası imha edildi. Hastane yakınlarındaki polis karakolu durumdan haberdar olduğunda her şey için çok geçti.

Mücahidlerin yarısı çoktan hastaneyi ele geçirmişti bile. İki üç saat içinde karakol imha edilmiş ve tüm mücahidler hastaneye çekilmişti. (Bu saldırı esnasında Şamil Basayev'e eşlik eden zamanın Çeçen mafyası lideri şehid olmuştur.)

Artık hastanedeki yaklaşık 5.000 Rus sivil mücahidlerin eline geçmişti. Şamil Basayev hiçbir sivile zarar vermemiş ve mücahidlerede bunu tembihlemişti. Hastanedekiler kendilerine terörist(!) olarak tanıtılan bu insanların ne kadar iyi olduğunu görmüş adeta kalpleri islama ısınmıştı.(Daha sonra bunlardan bazıları müslüman oldu.)

Paralı Özel Rus “alfa” ve “omon” birlikleri hastaneyi ele geçirmek için 4 defa acımasızca saldırdı ancak mücahidler bu saldırıları başarıyla geri püskürttü. Hastane bahçesi o gün askeri araç hurdalarıyla doluydu. Zamanın Rusya Federasyon'u Başbakanı Çernomirdin, Şamil Basayev'le günlerce süren pazarlıklar yaptı ve sonunda Çeçenistan'daki operasyonel faaliyetlere son verip tüm Rus askerlerini geri çekme isteğini kabul etmek zorunda kaldı.

Artık vatana dönme vakti gelmişti...

Şehid olan mücahidler için soğuk cenaze kamyonları ve Rus Duma'sından temsilci vekillerin olduğu otobüslerle yola çıkan Şamil Basayev sınırı geçer geçmez tüm esirleri serbest bıraktı ama bu sivillerin bir kısmı geri dönmeyi reddetti. (Bu esnada müslüman olanların bir kısmı ilerde cihada iştirak etmiş ve şehid olmuşlardır)

Takvim yaprakları 1996'yı gösterirken Şamil Basayev, Cevher Dudayev'in emriyle Çeçenistan İçkerya silahlı kuvvetleri genel komutanlığına getirilmişti.

Ve fetih vakti yaklaşıyordu...

Şamil Basayev emrindeki mücahidler ve milis hakla kurulan orduyla savaşın kazanılmasına vesile olan meşhur Grozni operasyonunu yönetecekti. Geniş caddeleri ve yolları bloke ederek Rusları dar sokaklara sıkıştıran Şamil Basayev yüzlerce askeri aracı hurda yığınına çevirmişti.

Amerikalı bir muhabir o gün yaşanan olayları haber merkezine iletirken; “Grozni sokaklarında neler olduğunu bilemiyoruz ama bildiğimiz tek şey var oda her tarafın tank ve cemse hurdalarıyla dolu olduğudur” diyerek savaşın şiddetini ve Çeçen mücahidlerin başarısını bildiriyordu.

Nihayet Grozni operasyonları bitmiş Çeçen mücahidler binlerce Rus askerini moloz yığınlarının içine gömmüştü. Yaklaşık 11.000 kişilik orduyu ustaca yöneten Şamil Basayev rüştünü bir kez daha kanıtlamış ve tekrar tüm dikkatleri üzerine çekmişti.

Cevher Dudayev 21 nisan 1996'da binmek üzere olduğu aracının bombalanması sonucu şehid olmuştu. Dudayev'in şehadetinden sonra halkın bağımsızlık inancının ve ordunun birliğinin bozulmaması için Selimhan Yandarbiyev geçici olarak Cumhurbaşkanı oldu. Grozni operasyonlarından sonra savaş kesin olarak kazanılmış otoritenin tam olarak sağlanması için yeni bir seçime ihtiyaç duyulmuştu. Tecrübeli Selimhan 27 ocak 1997'de bir seçim kararı aldı. Bunun üzerine Şamil Basayev, Aralık 1996'da Çeçenistan İçkerya silahlı kuvvetleri genel komutanlığı görevinden istifa etti ve Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladı.

Seçimden önce 24 ocak 1997'de tüm komutanların ve halk önderlerinin katıldığı bir kongre yapılıyordu. Bu kongrede başkentin adının Cevherkale olarak değiştirilmesi kararı alınmıştı. Hatırlanacağı üzere Çeçenistan'ın başkentinin ilk adı Sölcakale'ydi ancak binlerce insanın katili Boris Yeltsin, Korkunç İvan lakaplı Rus çarı İvan Grozni’ye ithafen ve birazda milliyetçi Ruslardan oy kapmak için buranın adını Grozni olarak değiştirmişti.

Kongreye katılan herkes istisnasız olarak Cevherkale ismini kabul etmişti. Şüphesiz bunda; Şamil Basayev'in, Aslan Mashadov'un, Hamzat Gelayev'in, Selimhan Yandarbiyev'in, Dokka Umarov'un ve Hattab'ın payı büyüktü. 

 

Bu kongreden 4 gün sonra beklenen seçimler yapılmış ve Şamil Basayev oyların % 23'ünü alarak seçimi kaybetmişti ancak oyların % 77 'sini alan yeni Cumhurbaşkanı Aslan Aliyeviç Mashadov'u ilk tebrik eden kişi olmuş ve makam tutkunu olmadığını bir kez daha kanıtlamıştı.

Aslan Mashadov'un atamasıyla Başbakan olan Şamil Basayev için yeni bir dönem başlamak üzereydi.

Allah’ın rızasını kazanmayı kendine ilke edinen Şamil Basayev, 1997 sonlarında Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti Başbakanlık görevinden istifa etti. Böylece çalışmalarını daha rahat yapabilecekti. Çeçenistan’daki El-ensar mücahidlerinin genel komutanlığını yapan Hattab ile birlikte Dağıstan’dan gelen meşhur Dağıstanlı alim Abdurrahman önderliğindeki halk temsilcileriyle görüştüler ve başkent Cevherkale’de 26 nisan 1998 tarihinde Çeçen-Dağıstan halkları kongresini yapmaya karar verdiler. 

Dağıstan’da işsizlik oranı hat safhadaydı ve yolsuzluk başını alıp gitmişti. Polis raporlarına göre Dağıstan Meclisi milletvekillerinin % 41’i sabıkalıydı. Zaten Müslüman bir halkı böyle temsilcilerin yönetmesi imkansızdı. 200 ‘den fazla Dağıstanlı alim, halk önderi ve entelektüel aydınların katıldığı kongrenin başkanlığına oyların tamamını alan Şamil Basayev getirilmişti. Başkan yardımcılıklarına ise Adollo Ali Muhammed, Movladi Udugov ve Tolgat İsmailov getirilmiş ve bir meclis kurulmuştu. Kongrede herkesin görüşü alınmış ve sonuç bildirgesi yayınlanmıştı. Birçokları bu kongreden yeni bir savaş kararı çıkmasını bekliyordu ancak sonuç bildirgesinin şu cümleleri her şeyi özetliyordu; ‘’Allah yolunda yine onun rızası gözetilerek birleşilecek ve bütün Kafkasyalılar için birleşik Kafkasya evi aydınlığında işgalci Rusya’nın sahte neon ışıklarının karanlığa gömüldüğüne şahit olana kadar mücadele edilecektir.’’

Şamil Basayev’in başkanlık imzasıyla yayınlanan bu bildiriden sonra her katılımcı kendi görevini almıştı. Alimler Makhamat adı altında Şer’i çalışmalar, İktisatçılar ekonomik çalışmalar, Şamil Basayev ve Hattab önderliğindeki güvenlikçiler ise askeri çalışmalar yapacaktı. Buna uygun olarak Çeçenistan’da bir askeri kamp açan Şamil Basayev ve Hattab, 600’den fazla mücahide ilmi ve cihadi eğitim veriyordu.(Bahsi geçen kampta 15 dolayında Türkiyeli mücahid vardı.)

1998 yılının Aralık ayı sonlarında Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin önderliğinde Rusya Başbakanı, Rus orduları Genelkurmay başkanı, Kara kuvvetleri komutanı, Savunma bakanı ve FSB başkanı Vladimir Putin’in katıldığı Çeçenistan İçkerya Devletinin meşruiyeti ve Dağıstan Halkları Kongresinin çalışmalarını görüşmek üzere gizli bir toplantı yapıldı. Toplantı sonunda (sözde) terör faaliyetlerinin bitirilmesi ve teröristlerin ortadan kaldırılması kararı alındı.

Bütün iş zamanın FSB başkanı Vladimir Putin’e düşmüştü. Derhal FSB laboratuarlarında yeni bir Çeçenistan işgalini meşrulaştıracak senaryolar üretilmeye başlanmıştı.

Tarihler Şubat 1999’u gösteriyordu Çeçenistan meclisi toplanmış ve Aslan Mashadov’un önerisiyle Şeriat oylaması yapılmıştı. Fire verilmeden herkes evet demiş ve Çeçenistan’da Şeriat ilan edilmişti. Artık devletin adı Çeçenistan İçkerya İslam Devletiydi. Şeriat Mahkemeleri sorumluları olarak Dokka Umarov ve Abdulhalim Sadullayev atanmıştı.

Öte yandan Şamil Basayev’in liderliğini yaptığı Çeçen-Dağıstan halkları kongresi alimlerinin Makhamat adı altında yaptığı Şer’i çalışmalar sonuçlarını vermeye başlamış ve Güneydoğu Dağıstan’da iki köy şeriat ilan etmişti. Bu ilanın üzerinden sadece birkaç hafta geçmişti ki 9 ağustos 1999 günü Rus tankları bahsi geçen köyleri top atışlarıyla imha etti. Rus kuvvetleri daha sonra Çeçenistan-Dağıstan sınırına yönelerek Çeçen köylerini acımasızca bombalamaya başladı.Yüzlerce sivil Müslüman bu saldırılarda katledilmişti.

Artık bütün gözler Şamil Basayev ve Hattab’a dönmüştü.1999’un Ağustos ayı ortalarında mücahid komutanları acilen askeri bir şura yapmış ve Dağıstan’a fetih operasyonları düzenlenmesi kararı alınmıştı. Şamil Basayev; “Bu savaş volgadan dona kadar tüm Müslümanlar kurtarılıncaya kadar sürecek. Bütün dünyayı alevler kaplasada bu cihada devam edeceğiz. Dünyadaki tüm Müslümanlar uyanıyor, savaş 20-25 yıl sürebilir. Tüm Rusya savaş alanı olacak ve nihai hedef Kudüs’ün Siyonist işgalinden kurtarılmasıdır’’ diyerek bir anda tüm dünyanın dikkatinin kendisine ve Çeçenistan’a çevrilmesine neden olmuştu.

Plan basitti; Dağıstan’a girilecek ve oradaki Müslüman halkın mücahid kuvvetlere katılımlarıyla Rusya’nın saldırıları durdurulana kadar mücadele edilecekti. 17 Ağustos 1999 günü sayıları ikibine yaklaşan mücahidler Şamil Basayev ve Hattab’ın önderliğinde Dağıstana girmişti. Bu arada 16 Ağustos 1999 günü FSB başkanı Vladimir Putin görevinden alınmış ve yeni Başbakan olmuştu.

Mücahidler önlerine çıkan düşman unsurları tek tek imha ederek ilerliyordu ancak beklenmedik garip olaylar dizisi onları bekliyordu. Kongrede Şamil Basayev’e destek sözü veren halk önderleri FSB tarafından parayla düşüncelerinden vazgeçiriliyordu. Buna razı olamayanlar ise esrarengiz bir biçimde öldürülüyordu!

Bir kaç ay sonra Dağıstan’dan çekilmek zorunda kalan mücahid birlikleri geride 1.600 Rus askerinin cansız bedenini ve bir çok askeri aracın, tankın ve helikopterin hurdalarını bırakıyordu. Şamil Basayev bu durumu; ‘’Bizler toprak savaşı yapmadık geride binlerce Rus leşi ve hurda yığınları bıraktık doğrusu bu bizim için bir zaferdir’’ Diyerek değerlendirmişti.